Hazret-i Ömer bir gün cinlerden birisi ile güreşti ve cini yere yıktı.
Cin yerden kalktı ve “Haydi bir daha!” dedi.
Bir daha güreştiler ve Hazret-i Ömer (r.a.) cini tekrar yendi. Bu defa cine, “Seni çok cılız buldum. Kolların köpek kolu gibidir. Yalnız sen mi böylesin?” dedi.
Cin, “Hayır! Vallahi, ben hepsinden daha iri cüsseliyim.
Gel bir daha güreşelim. Eğer bu defa da yıkarsan sana faydalı bir şey öğreteceğim” dedi.
Bunun üzerine üçüncü defa güreştiler. Hazret-i Ömer (r.a.) cini tekrar yıktı ve “Haydi öğret!” dedi.
Cin,
“Âyete’l-Kürsî’yi hiç okuyor musun?” diye sordu.
Hazret-i Ömer (r.a.), “Evet, okuyorum!” dedi.
Cin, “Âyete’l-Kürsî’yi her nerede okursan şeytan oradan kaçar. Ve sabaha kadar oraya bir daha gelmez!” dedi.
(Heysemî, 9/71)
Cin yerden kalktı ve “Haydi bir daha!” dedi.
Bir daha güreştiler ve Hazret-i Ömer (r.a.) cini tekrar yendi. Bu defa cine, “Seni çok cılız buldum. Kolların köpek kolu gibidir. Yalnız sen mi böylesin?” dedi.
Cin, “Hayır! Vallahi, ben hepsinden daha iri cüsseliyim.
Gel bir daha güreşelim. Eğer bu defa da yıkarsan sana faydalı bir şey öğreteceğim” dedi.
Bunun üzerine üçüncü defa güreştiler. Hazret-i Ömer (r.a.) cini tekrar yıktı ve “Haydi öğret!” dedi.
Cin,
“Âyete’l-Kürsî’yi hiç okuyor musun?” diye sordu.
Hazret-i Ömer (r.a.), “Evet, okuyorum!” dedi.
Cin, “Âyete’l-Kürsî’yi her nerede okursan şeytan oradan kaçar. Ve sabaha kadar oraya bir daha gelmez!” dedi.
(Heysemî, 9/71)