Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

hz. muhammed efndimizn bir sözü bizlere (1 Kullanıcı)

ibni_erkan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Şub 2007
Mesajlar
56
Tepki puanı
0
Puanları
0
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Medine'yi teşrif ettikten sonra 16 veya 17 ay boyunca, namazlarını Mescid-i Aksa'ya yönelerek kılmışlardı. Tabiî o günlerde, Kâbe'nin içi putlarla doluydu.

Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) ise putlara en küçük bir teveccühte dahi bulunmama mesajıyla gönderilmişti. Dolayısıyla belli bir süre kat'î tavrını ortaya koyma adına O'nun Kâbe'ye yönelmesi, namazlarını o tarafa doğru kılması men edilmişti.

Aslında hakikat-i Ahmediye ile hakikat-i Kâbe arasında çok ciddi bir alaka vardır. Ezeli takdir gereği fıtratında bunu hisseden Allah Resûlü, daima Kâbe'ye doğru yönelmek istemiştir ki, O'nun bu kalpten yönelişini Kur'ân bize şöyle anlatır: "Biz senin yüzünün göğe doğru çevrilmekte olduğunu görüyoruz." (Bakara Sûresi, 2/144) Efendimiz'in yüzünü göğe çevirmesindeki kastı ise kıblenin tahvili konusunda, Cenab-ı Hakk'ın yeni bir hüküm vazetmesi arzusu idi. Evet O, adeta ötelerden bir haber bekliyordu. Nitekim ayetin devamı bu müjdeyi veriyor ve, "Şimdi seni memnun olacağın bir kıbleye döndüreceğiz." (Bakara Sûresi, 2/144) diyordu. İşte bu çerçeve içinde Efendimiz'in müşriklere karşı kesin tavrını koyması gerekliydi. Evet, hakikat-i Kâbe'nin kendisiyle ciddi bir alakası vardı; vardı ama O'nun gönderiliş gayesi olan tevhid meselesi, Kâbe kutsiyetinin de, Kâbe'nin kıble olmasının da çok çok önündeydi. Onun için Efendimiz, Mekke'de yönelmeye başladığı Mescid-i Aksa mihrabına belli bir süre Medine'de de devam buyurdu.

Ayrıca, Efendimiz'in Mescid-i Aksa'yı kıble olarak kabul etmesi, Yahudiler içinde Abdullah bin Selam gibi nicelerinin gönlünde hidayet meş'alesinin daha bir parlamasını sağlamıştı. İhtimal, onların kitaplarında gelecek peygamberin bu hususiyeti de zikrediliyordu. Her ne ise Yahudilerden bazıları İslam'a dehalet ediyorlardı ki, 16–17 ay süren bu uygulamadan maksat hâsıl olmuş ve o insanların, Müslümanlar aleyhine kullanabilecekleri delilleri kalmamıştı. Yani, müşrikler, "siz içi putlarla dolu Kâbe'ye yöneliyorsunuz", Yahudiler de, "siz bizim kıblemize dönüyorsunuz; demek ki asıl din, bizim dinimiz" diyediyemeyeceklerdi. İşte tam bu ortamda Allah (cc), Resûlü'nü, hakikat-ı Kâbe ile buluşturdu ve oraya yönelme emrini verdi.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt