Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz. Mevlânâ’dan günümüze öğütler (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Hz. Mevlânâ’dan günümüze öğütler

Hazret–i Mevlana bir rubaisinde şöyle der:

“Men, bende–i Kur’an’em eğer ki can darem

Men hak–i reh–i Muhammed Muhterem

Eğer nakl küned cüz in kes ez güftarem

Bizarem ez ü ve’z an suhen bizarem.”

Yani:

“Ben sağ olduğum müddetçe Kur’an’ın kölesiyim.

Ben, muhammed Muhtarın yolunun tozuyum.

Benim sözümden bundan başkasını kim naklederse,

Ben, ondan da bizarım (şikayetçiyim), o sözlerden de bizarım.”

Görülüyor ki; o, ilham, feyz, edeb, sevgi ve ilim aldığı kaynakları işaret ederek; onların adeta bir “aynası”, bir “aksettiricisi” veya bir “nakilcisi” olarak; kendini başka türlü takdim edenlerden şikayetçi ve davacı olmakla kalmayıp, bu sözlerden de izdırap duyacağını beyan buyurmuştur.

Hazret–i Mevlana, Mesnevi adlı eserini de şöyle takdim eder bir beyitinde: “Mesnevimiz, vahdet dükkanıdır. Onda Vahid’den, yani Allah’tan başkasına yer yoktur.”

O halde; Mevlana Celaleddin–i Rumi hazretlerindeki “aşkı” değerlendirirken bu ölçüleri asla unutmamak gerekir. Müsamaha ise, sözle, yazıyla veya hareketle yapılan bir kusuru, hatayı, yanlışı kabullenme değil; bilakis İslam şefkat ve merhamet ölçülerinin bir gereği olarak bir ikaz ve irşad göstergesidir. Hz. Mevlana, bir başka beyitinde de şöyle demektedir: “İnsanoğlu, edepten nasibini almamışsa insan değildir. Aslında, insanla hayvan arasındaki fark da edeptir. Gözünü aç, Allah’ın Kelamına bir bak. Bütün Kur’an’ın manası ayet, ayet edepten ibarettir.”

“Kur’an’ın kölesi ve Muhammed muhtarın yolunun tozu” olmayı gönülden kabullunen Hazret–i Mevlana, bütün insanlığa, değer biçilmeyecek sözlerle nasihatler vermiştir. Bu sözlerin herbiri sayfalarca izah edilse yeridir. İşte olabildiğince tarife muhtaç bir beyit: ”Aklı başında olan herkes bilir ki dönen bir şeyi bir dödüren var.” Allahü teala Kur’an–ı Kerim’de şöyle buyuruyor: “Sen dağları görür onları yerinde durur sanırsın. Halbuki onlar bulut geçer gibi geçer gider. (Bu) her şeyi sapasağlam yapan Allah’ın san’atıdır. Şüphesiz ki O, ne yaparsanız hakkiyle haberdardır.”(En–Neml/88)

Yunus Emre, Hazret–i Mevlana hakkında bir beyitinde şöyle der: “Mevlana Hudavendigar bize nazar kılalı

Anun görklü nazarı gönlümüz aynasıdır.”

Hazret–i Mevlana’nın bakışlarının bu derece tesiri altında kalan Yunus Emre; Mevlana’yı teyid edercesine fakat daha farklı bir edebi söyleyişle şöyle der:

“Ey aşk eri, aç gözünü yeryüzüne kıl nazar"

Görülüyor ki, her ikisi de ayette verilen ilahi mesajlara sadıktırlar. “ Yeryüzüne nazar” kılmak ilmin de, san’atında vaz geçmeyeceği bir ilahi emirdir. Demek ki, ister Mevlana, isterse Yunus Emre Hazretleri olsun ilme sadık, hakiki san’atı tevsik eden gönül erleridir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt