Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

hz.mehdiyi nasıl tanıyacagız? (1 Kullanıcı)

burhan33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
43
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Mehdi'nin Özellikleri

Hz. Mehdi'nin çeşitli özellikleri Peygamber Efendimiz'in hadislerinde şöyle bildirilmiştir:
GÜZEL AHLAKLI OLMASI:

Mehdi Allah'a karşı son derece boyun eğicidir. Ahlak bakımından Peygamber'e benzer.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s.163)

Ahlakı benim ahlakım olan bir evladım çıkacak.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 21)
Peygamberimiz'in üstün ahlakı Kuran'da şöyle haber verilmiştir:

Şüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin. (Kalem Suresi, 4)

HERKES TARAFINDAN ÇOK SEVİLMESİ
MÜCADELECİ OLMASI:


Allah (c.c.) bütün insanların kalplerini onun (Mehdi'nin) muhabbetiyle dolduracaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 42)


Mehdi zuhur eder, herkes sadece ondan konuşur, O'nun sevgisini içer ve O'ndan başka bir şeyden bahsetmezler.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 33)


Ümmet-i Muhammed'den memnun olmadık hiçbir fert kalmayacaktır.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)


Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kuşlar bile razı olacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)


Mehdi işi sıkı tutacak.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 175)


İnsanlar hakka dönünceye kadar mücadelesine devam edecektir.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)


Fitneleri önlemenin kendisine zor gelmeyeceği ve öldürmenin de onu vazgeçiremeyeceği Ehli Beytim'e mensup birisi (Mehdi) sahip olmadan günler geceler bitmeyecektir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s.12)


Mehdi hesabını çok seri bir şekilde görecek ve vaadinden dönmeyecektir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)


Mehdi Doğu tarafından çıkacak. Karşısına dağlar bile dikilse onları ezip geçecek, o dağlarda kendisine yol bulacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 39)
Allah Kuran'da pek çok ayette elçilerinin güzel ahlakı ve mücadeleci karakterlerinden bahsetmektedir. Elçiler kavimlerinin tüm inkarlarına, alaylarına, tuzaklarına ve saldırılarına en güzel şekilde karşılık vermişler ve her zaman için Allah'ın yardımıyla galip gelmişlerdir.


Öyleyse sen emrolunduğun şeyi açıkça söyle ve müşriklere aldırış etme. (Hicr Suresi, 94)

Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver. (Furkan Suresi, 52)

Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (Ali İmran Suresi, 172)
Mehdi hem üstün ahlakıyla, hem de güçlü, mücadeleci karakteriyle tüm inananlara örnek olacaktır.

TEBLİĞ GÜCÜ (İRŞAD):



Hz. Mehdi, kuru bir ağacı diktiğinde de ağaç hemen yeşillenip yapraklanacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)


O (Mehdi) kuru bir kamış ağacını kuru bir yere dikecek, anında yeşillenip yaprak verecek.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 165)


Mehdi bir yere kuru bir dalı diker ve dal yapraklanıp yeşillenir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)

Bu hadisler zahiri manalarının dışında farklı şekillerde yorumlanmaktadır. Bu yorumlardan biri şu şekilde olabilir: Mehdi "kuru bir ağaç"a benzetilen bir insana teveccühüyle ve onu irşad etmesiyle; önceleri aynı kuru bir ağaç gibi etrafına faydalı olamayan bu insanı, bu kez yeşillenmiş ve meyve vermiş bir ağaç gibi etrafına, yani dinine, milletine ve bütün insanlığa faydalı hale getirecektir.

Bu müteşabih hadislerin anlamı, İmam Rabbani'nin kendi tebliğ gücüyle ilgili benzetmesinden de ortaya çıkmaktadır:


Allah-ü Teala, hidayet işinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki: Kuru bir ağaca teveccüh etsem; o kuru ağaç hemen filizlenir.

(Mektubat-ı Rabbani, 1-18)
Aşağıdaki hadis-i şerifte de benzer bir şekilde; önceleri cahil, cimri ve korkak olan bir insanın, ahir zamanın büyük mürşidinin tebliği ve eğitimiyle bilgili, cömert ve cesur bir hale geleceği, adeta önceleri kuru ve faydasız olan bir ağacın yeşerip yaprak vermesi gibi şahsiyetini değiştireceği bildirilmektedir.


Asrında cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve cesur olacak.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 186

HİKMETİ VE ANLAYIŞ GÜCÜ

Hadislerde Hz. Mehdi'nin Allah tarafından kendisine verilmiş özel bir güce sahip olduğu bildirilmektedir:


O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)
Muhyiddin Arabi Mehdi'nin bazı özelliklerini saymaktadır. Aşağıdaki izahında Mehdi'nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğine yer vermektedir:


1. Basiret sahibi olması

2. Kutsal kitabı anlaması

3. Ayetlerin manasını bilmesi

4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi

5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması

6. Varlıkların sınıflarını bilmesi

7. İşlerin girift taraflarını bilmesi

Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed'in getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki Peygamber onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır.

8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması

Çünkü onların her türlü işlerini görmek için Allah onu diğer insanlar üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetleri kendilerinden ziyade halkın menfaatine olmalıdır... Halkın yararına aykırı şeylerle uğraşıp, onların işlerini görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü onunla diğer insanlar arasında fark kalmamıştır.

9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir.

(Kıyamet Alametleri, s. 189)
 

burhan33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
43
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
devamıdır arkadaşlar:

ZAMANIN EN HAYIRLISI OLMASI:


Muhammed ümmetinin en hayırlısı ve sizin zorlukları gideren veliniz olan kimseye katılın.. O Mehdi'dir."

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 57)


Devrinde yeryüzünün en hayırlısı kendisi olacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 27)


Mehdi (zamanındaki) insanların en hayırlısıdır.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 58
CİFR (EBCED) İLMİNİ BİLMESİ

Mehdi'nin vehbi ilme ait bir başka özelliği de ebced hesabını ve ona ait sırları bilmesidir. Taşköprülüzade Ahmet Efendi "Mevzuatu'l-Ulum" isimli eserinde (c.11/ s. 246) Mehdi'nin cifr ilmine vakıf olacağını kaydetmiştir:


Bazıları dediler ki, bu kitabı kemal-i vukuf ahir zamanda hurucu muntazar Hz. Mehdi'nin hurucuna mevkuftur ki, onlar cifr ilmine vakıf ve sırlarına arif olurlar. Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi bu ilim varid olmuştur.

(Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu s. 252)
KUTSAL EMANETLERLE ÇIKAR
SIKINTI VE ZORLUKLARLA KARŞILAŞMASI


Naim bin Hammad, Ebu Cafer'den şöyle rivayet etmiştir; "Mehdi, Mekke'de Peygamberimizin sancağı, gömleği, kılıcı, işaretleri, nuru ve güzel ifadesiyle yatsı vaktinde çıkar.

(Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi)
İnkar içinde olan kavimleri uyarmak ve onları doğru yola davet etmek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler tarafından yalanlanmış ve onların çeşitli itham ve iftiralarına maruz kalmışlardır. Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve sıkıntılarla karşılaşacağı hadislerde haber verilmiştir. (En doğrusunu Allah bilir)

Peygamberimiz Hz. Muhammed'in aşağıdaki hadisi böyle bir durumu, "Mehdi'nin biat sırasında kendisinin birçok kahr ve haksızlığa uğradığını insanlara açıklayacağını" haber vermektedir.

Resulullah Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:


Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir... Biz öyle bir ev halkıyız ki Allah bizim için ahireti dünyaya tercih etmiştir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak benden sonra bela, kaçırılma ve sürgüne uğrayacaktır.

Benden sonra Ehl-i Beytim bela ve mihnetlerle karşılaşacaklar ve tarda maruz kalacaklardır.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)
Aşağıdaki hadis-i şerifte de İstanbul'u fethedecek olan Hz. Mehdi ve yardımcılarına, fetihten önceki devrede hastalık, sıkıntı ve üzüntülerin isabet edeceği ve daha sonra bu sıkıntının kaldırılacağı bildirilmektedir.


... Mehdi, Resulullah'ın bayrağı ile, insanların başlarına bela üzerine bela yağdığı ve çıkışından ümit kesildiği bir sırada çıkar. İki rekat namaz kılar. Namazdan dönünce şöyle der: "Ey insanlar! Ümmet-i Muhammed ve bilhassa onun Ehl-i Beyti çok belalar gördü ve bizler kahr ve haksızlığa maruz kaldık."

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 55)


Allah Konstantiniyye'yi (İstanbul'u) çok sevdiği dostlarının ehline fethedecek... Onlardan hastalığı ve üzüntüyü kaldıracak (Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 181)


Dininde kavi, güçlü olanın başına gelecek belalar büyük olur. (İbni Hibban)

Hak Teala bir kulunu sever veya kendine yaklaştırmak isterse, üzerine bela ve musibetleri ardı ardına gönderir. (İbni Ebi'd Dünya)

Hak Teala bir kimseye bir hayır diledi mi, ona bela ve musibet verir. (İmam Malik ve Buhari)
Allah, Kuran'da birçok peygamberin kavimleri tarafından yalanlandıklarından, delilik ve büyücülükle suçlandıklarından ve daha pek çok saldırı ve eziyetle karşılaştıklarından bahseder. Elçiler tüm bu saldırılar karşısında sabretmiş, onlara en güzel şekilde cevap vermişlerdir.


Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler... (Enam Suresi, 34)

"Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize doğru olan yolları O göstermiştir. Ve elbette bize yaptığınız işkencelere karşı sabredeceğiz..." (İbrahim Suresi, 12)

Sonra, ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "(Bu,) Öğretilmiştir, bir delidir." (Duhan Suresi, 14)

İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka: "Büyücü ve cinlenmiş" demişlerdir. (Zariyat Suresi, 52)

Fakat o, 'bütün kişisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir büyücü veya bir delidir" dedi. (Zariyat Suresi, 39)

(Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim dışımda bir ilah edinecek olursan, seni mutlaka hapse atacağım." (Şuara Suresi, 29)

Ey iman edenler, Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın; ki sonunda Allah onu, demekte olduklarından temize çıkardı. O, Allah katında vecihti. (Ahzap Suresi, 69)

Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina inşa edin de onu çılgınca yanan ateşin içine atın." (Saffat Suresi, 97)

Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine ilişkin) delilleri görmelerinin ardından, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüşü) ağır bastı. (Yusuf Suresi, 35)

Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan kıldı. O inkar edenler, zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devireceklerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. (Kalem Suresi, 50-51)

MEHDİNİN GÖZETLENMESİ - TAKİP EDİLMESİ -




Deccal çıkınca, ona karşı müminlerden bir adam (Mehdi) yönelir. Derken o mümin kimseye birçok silahlılar, Deccal'ın merkezlerde gözetleme yapan silahlıları karşı çıkarlar.

(Mehdilik ve İmamiye s. 37, Sahih-i Müslim,
c. 11/s. 393'den nakil)



Hadisin başlangıcında Mehdi'nin Deccal'ın silahlı adamları tarafından gözetlendiği ve takip edildiği bildirilmektedir. Önceki devirlerde de Allah yolunda mücadelede bulunmuş bazı peygamberlerin de benzer şekilde gözetlendiğini böylece kontrol altında tutulmak istendiğini Kuran'dan öğrenmekteyiz:




"O, kendisinde delilik bulunan bir adamdan başkası değildir, onu belli bir süre gözetleyin." (Müminun Suresi, 25)




MEHDİ HAKKINDA OLUMSUZ PROPAGANDA YAPILMASI

Hadiste Mehdi'nin "sırtı ve karnından dövüle dövüle genişletilmesi" müteşabih olarak (benzetme yapılarak) söylenmiştir. Mehdilik ve İmamiye kitabının yazarı bu bölüm için "Mehdi'nin ünü, "durmadan etrafa ilan edilip yayılmaktadır" demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarları yapacağı için bu propagandanın Mehdi'yi kötüleme şeklinde olacağını söyleyebiliriz.

Peygamberimiz devrinde İslam düşmanları, onu kötülemek için o devrin yayın organı sayılan şairleri kullanıyorlardı. Şairler, panayırlarda, çarşılarda Peygambere çeşitli hakaretler ediyor, Ona deli, büyücü, kahin şeklinde iftiralar atıyorlardı. Şimdi de İslam düşmanı olan Deccal yanlıları yazılı ve sözlü yayın organlarıyla Mehdi'yi kötüleyecekler, halkın nazarında itibarını sarsmaya çalışacaklardır.


Mümin şahıs (Mehdi) Deccal'ı görünce: "Ey insanlar! Resulullah'ın zikrettiği Deccal işte budur" der. Deccal hemen onunla ilgili emrini verir de o zat karnı üzerine uzatılır ve arkasından: "Onu alın da yaralayın!" der. Artık o zatın sırtı ve karnı döve döve genişletilir. Bu sefer onu iki eli ve iki ayağı ile yakalar da fırlatır atar. İnsanlar Deccal'ın onu bir ateş içine attığını sanırlar. Halbuki o bir cennet içine atılmıştır.

(Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s. 40)

Hadislerde Mehdi'nin başlangıç yıllarının sıkıntı ve zorluklarla dolu mücadele yılları olduğu anlatılmaktadır. "Altınçağ" ise Mehdi'nin yeryüzünde bulunduğu son dönemlere aittir. Mehdi ve Müslümanlar ancak bu devirde rahata, bolluğa, huzura kavuşacaklar ve sevgiye, barışa, kardeşliğe dayalı bir hayatı bu devirde yaşayacaklardır.
KİMSEYE TENEZZÜL ETMEMESİ:


" Mehdi bizden, Ehl-i Beyttendir. O, benim ümmetimden, tenezzül etmeyen (Allah'tan başka hiçbir varlığa minnet duymayan) bir adamdır."

(Suyuti, el-havi, 2/24)
ALLAH'TAN KORKACAĞI:


Mehdi, gerges kuşunun kanadı ile titremesi gibi Allah'tan çok korkan bir kimsedir"

(Naim b. Hammad)
 

burhan33

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ocak 2009
Mesajlar
43
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
devamıdır:

YOKSULLARA KARŞI MERHAMETLİ


Hz. Tavus (r.a.) dan rivayete göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

"Çalışanlar üzerine disiplinli olması, malı cömertçe vermesi ve yoksullara karşı çok merhametli olması, Mehdi'nin alametlerindendir."

(Ebu Nuaym tahric etmiştir.)
MELEKLERİN YARDIMI OLACAKTIR:


"Allah (c.c) ona (Mehdi'ye) üç melekle imdad eyleyecektir. Onlar, (Mehdi'ye) muhalefet edenlerin yüzlerine ve arkalarına vuracaklardır."

(Ikdu'd Dürer s. 12 A)
Kardeşi az olandır. Daha doğrusu, onun hiç kardeşi yoktur"

(Risalet ül Mehdi s.161)
İKİ DEFA KAYBOLACAK:


"Ebu Abdullah Hüseyin bin Ali aleyhi's-selâm'dan şöyle buyurduğu rivayet edilir:

"Bu işi yapacak olanın (yani Mehdi'nin) iki gaybeti vardır. Bu iki gaybetin biri o kadar uzayacak ki, bazıları: "O öldü", bazıları da: "O gitti" diyeceklerdir. Ne onu sevenler, ne de başkaları onun yerini bilemeyecekler, sadece ona çok yakın hizmetçisi onun yerini bilir."

("el-Saa Fi Eşrat-is Saa" s.93 (Mısır bas.)
İHTİYACINI BİLDİRMEZ:


Hz.Hüseyin (r.a.) soruldu:

"İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?" Şöyle cevap verdi : "... insanlar ona muhtaç olurlar. O, ise insanlara ihtiyacını bildirmez."

(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")
ÖRNEK AHLAKA SAHİPTİR:


İlahi feyz ona ulaşır. Dini ilimleri ve örnek ahlakı telakki eder. (Allah'tan alır.)

(Konavi Risalet-ül Mehdi, s. 161 B)
HELALLERİ VE HARAMLARI BİLİR:



Hz.Hüseyin (r.a.) soruldu:

"İmam Mehdi hangi alametlerle bilinir?" Şöyle cevap verdi : "Gönül rahatlığı ve vekar sahibi oluşu ile, helal ve haramı çok iyi bilmesi ile tanınır.

(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar")

Mehdi'nin Fiziksel Özellikleri:

Sağ Bacağında Siyah Bir İz Vardır
(Mehdi'nin) Sağ bacağında SİYAH BİR İZ VARDIR. (Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 251)

Alnında Bir Ben Vardır:
Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam (tereddüt raviden kaynaklanıyor). Şöyle buyurdu: "Ey Ebu Muhammed! Kaim'in iki alâmeti (veya alâmetleri) vardır. BAŞINDA BİR BEN ve bir iz vardır ve iki kürek kemiğinin arasında bir ben vardır.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

Alnında Bir İz (Yara İzi) Vardır


Humrân bin A'yân der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a şöyle arzettim: ... ALNINDA İZ VARDIR, yüzünde ise ben.
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)


Humran bin A'yân der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a: ... ALNINDA İZ VARDIR, yüzü güzellerin evladıdır. (Yani yüzü güzeldir)... "
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani
s. 252-253)

Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam (tereddüt raviden kaynaklanıyor). Şöyle buyurdu: "Ey Ebu Muhammed! Kaim'in iki alâmeti (veya alâmetleri) vardır. BAŞINDA bir ben ve BİR İZ VARDIR...
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

Çekik Gözlüdür

Humrân bin A'yân der ki: İmam Muhammed Bâkır aleyhisselam'a şöyle arzettim: ... Mehdi'nin GÖZLERİ ÇEKİKTİR, ...
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 252)


Sırtında Yaprak Şeklinde Bir Ben Vardır

Ebu Basir der ki: İmam Muhammed Bakır veya Cafer-i Sadık aleyhisselam (tereddüt raviden kaynaklanıyor). Şöyle buyurdu: "... iki kürek kemiğinin arasında bir ben vardır. SOL KÜREK KEMİĞİNİN SOL ALT TARAFINDAN BİR YAPRAK VARDIR, tıpkı mersin yaprağı gibi."
(Şeyh Muhammed b.İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani s. 253)

Burada kastedilen, yaprak gibi kenarları olan ben, ten rengi olacağı, fakat zeminden yüksekte kenarlıklı bir ben olduğu ve yapısıyla yaprağı andıran, solmuş yaprak renginde bir ben olacağı anlaşılmaktadır.


PEYGAMBERİMİZ'İN SOYUNDANDIR

Mehdi Peygamber Efendimiz'in soyundandır:


Hz. Ali'nin rivayetine göre Resulullah şöyle buyurdu: "Kıyametin kopması için zaman da sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (c.c.) benim Ehl-i Beytimden bir zatı (Mehdi'yi) gönderecek."

(Sünen-i Ebu Davud, 5/92)


Benim Ehl-i Beyt'imden bir adam bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez.

(En-Necmu's Sakıb, Ukayli)


Said b. el Müseyyeb'den, Peygamberimiz şöyle buyurdu: "Mehdi, kızım Fatıma'nın neslindendir."

(Sünen-i İbn Mace, 10/348)


Mehdi ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beyt'imden bir kişidir.

(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)


Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi de hadislerin belirttiğine göre bu soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere Seyyid denmektedir. Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir. Bu ayetler Mehdi'nin de aynı soydan geleceğine işaret ediyor olabilir. (En doğrusunu Allah bilir)

Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. (Ali İmran Suresi, 33-34)

"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)

Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi, 87)
GÜZEL VE NURLUDUR:


O (Mehdi) güzel bir delikanlıdır, güzel yüzlüdür. Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir.

(Mehdilik ve İmamiye, s. 153 /İkdüd Dürer'den)


Yüzü parlayan yıldız gibi nurludur.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 33/Kitab-ül Burhan Fi Alamatil-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 22)
Allah, Hz. Yusuf'un güzelliğinden şu şekilde bahsetmektedir:


(Kadın) Onların düzenlerini işitince, onlara (bir davetçi) yolladı, oturup dayanacakları yerler hazırladı ve her birinin eline (önlerindeki meyveleri soymaları için) bıçak verdi. (Yusuf'a da:) "Çık, onlara (görün)" dedi. Böylece onlar onu (olağanüstü güzellikte) görünce (insanüstü bir varlıkmış gibi gözlerinde) büyüttüler, (şaşkınlıklarından) ellerini kestiler ve: "Allah'ı tenzih ederiz; bu bir beşer değildir. Bu, ancak üstün bir melektir" dediler. (Yusuf Suresi, 31)

SİYAH SAÇLIDIR


Yüzünün nuru başına ve saçlarının siyahına kadar yükselir.

(Mehdilik ve İmamiye, s. 153/İkdüd Dürer'den

YANAĞINDA BEN OLMASI:


Sağ yanağında siyah bir ben vardır. (Mer'i b. Yusuf b. Ebi Bekr, Beklenen Mehdi)
Yüzü parlayan yıldız gibi, yanağında siyah bir ben vardır, üzerinde kutvani iki aba vardır.

(Ahir zaman Mehdisinin alametleri, Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, s. 22
OMUZUNDA NÜBÜVVET MÜHRÜ VARDIR:


Mehdi'nin omuzunda Peygamber Efendimiz'deki nübüvvet mührü bulunacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasarr Fi Alamatil Mehdiyy- il Muntazar, s. 41)


Omuzunda Peygamber'in alameti vardır.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 165/
Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)

Omuzunda Peygamber'in nişanı vardır.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 163)
Hadis-i şeriflerden anlaşılacağı üzere Hz. Mehdi'nin iki omuzu arasında Hz. Muhammed'de olduğu gibi açık bir alamet olan "nübüvvet mührü" olacaktır.


Cabir b. Semüre'den rivayet edilmiştir: "Resululah'ın mühürü güvercin yumurtası kadar bir yumru idi."

(Sünen-i Tirmizi, 6/126)

Ebu Saib b. Yezid'den rivayet edilmiştir: "Gözüm Peygamberimiz'in iki omuzu arasındaki mühüre ilişti."

(Sünen-i Tirmizi, 6/126)
RENGİ

Hz. Peygamber'in ten rengi de kırmızıya çalan beyaz renkti. Fakat, teninin görünen kısımları güneş, rüzgar gibi etkenlerle esmere çalıyordu. Rivayetlerden Hz. Mehdi'nin de Peygamber Efendimiz'le aynı renkte olacağı anlaşılmaktadır. Bir rivayette Resulullah'ın ten rengi şöyle tarif edilmektedir:



Enes b. Malik, Peygamber'in rengi hakkında şöyle dedi: Beyaz idi. Fakat beyazı esmere çalıyordu.

(İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28)


Esmerden maksat bembeyaz olmayıp az kırmızılığı ispat etmektir. Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin rengi, hamamdan henüz yeni çıkmış ve kendisine kızıllık gelmiş olan bir beyaz kimsenin o andaki rengi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem Hazretleri'nin mübarek rengi, kırmızı ile karışık nurani beyaz idi.

(İbni Kesir, Şemail'ür- Resul, s. 28)

GENEL GÖRÜNÜMÜ:



Hz. Mehdi'nin boyu, posu sanki Beni İsrail ricalindedir.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 36-29)


Cismi, İsrail cismidir.

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 24)


Mehdi sanki Beni İsrail'den bir adamdır. (Tavrı onlara benzer yani heybetli ve acar.)

(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23-30)


O açık alınlı... heybetli bir adamdır.

(İkdüd dürer)

BOYU

Mehdi, orta boylu olacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41

Peygamber Efendimiz'in de aynı boyda olduğunu rivayetlerden öğrenmekteyiz:

Enes B. Malik rivayetlerde buyurdu ki: Resulullah (s.a.v) orta boylu idi. Bilindiği gibi hadiste geçen Rab'a kelimesi normal ve orta boylu demektir. Fakat normal boy için uzun olan şahsa göre bir sınır vardır. Çünkü boyun sahibi kendi karışı ile yedi karış kadar olan boya normal boy denilir.
YAŞI:
Hadislerde belirtilen, Mehdi'nin gönderildiği yaşlardan kasıt, onun vazifeye başlayacağı, insanların kendisini tanıyacakları ve faaliyetini görüp izleyecekleri yaşlardır.

Yaşı 30 ile 40 arasında olduğu halde gönderilecektir... Mehdi benim evlatlarımdandır. 40 yaşlarındadır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 41)


40 yaşındadır. Diğer bir rivayete göre 30 ile 40 yaşındadır.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci, s. 16)


Mehdi benim neslimdendir. O 40 yaşındadır. Sanki yüzü parlak bir yıldızdır...

(Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdisi "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar"

Sakalı bol ve sık olacaktır.

(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)

Sakalı sıktır.

(Kıyamet Alametleri, Berzenci,s. 163)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Muhyiddin Arabi Mehdi'nin bazı özelliklerini saymaktadır. Aşağıdaki izahında Mehdi'nin dikkat çeken başlıca 9 özelliğine yer vermektedir:


1. Basiret sahibi olması

2. Kutsal kitabı anlaması

3. Ayetlerin manasını bilmesi

4. Tayin edeceği kimselerin hal ve hareketlerini bilmesi

5. Öfkelendiğinde bile merhamet ve adaletten ayrılmaması

6. Varlıkların sınıflarını bilmesi

7. İşlerin girift taraflarını bilmesi

Çünkü bunlardan haberi olan bir lider vereceği hükümlerde yanılmaz. Mehdi kıyas ilmini onunla hükmetmek için değil, ondan kaçınmak için bilir. Çünkü verdiği hüküm doğru bir ilham neticesi olacak. Yani Hz. Muhammed'in getirdiği şeriat üzere hükmedecek. Bu sebepledir ki Peygamber onu vasfederken "Benim izimi takip edecek, hataya düşmeyecek" demiştir. Bundan anlıyoruz ki, Mehdi, şeriat sahibi değil, şeriata uyandır.

8. İnsanların ihtiyacını iyi anlaması

Çünkü onların her türlü işlerini görmek için ALLAH onu diğer insanlar üzerine seçmiştir. Liderlerin davranış ve faaliyetleri kendilerinden ziyade halkın menfaatine olmalıdır... Halkın yararına aykırı şeylerle uğraşıp, onların işlerini görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü onunla diğer insanlar arasında fark kalmamıştır.

9. Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir.

(Kıyamet Alametleri, s. 189)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
" Müslümanlarla yahudiler arasinda büyük bir savas cikmadikca kiyamet kopmayacaktir. Bu savasta Müslümanlar yahudileri öylesine perisan edecekki, bir yahudi tas veya agac arkasina saklanacak ve o tas veya agac, "Ey müslüman, ey Allah'in kulu, yahudi arkamda saklaniyor, gel onu öldür" diyecektir, ancak Garkad agaci böyle birsey yapmayacak. Cünkü o yahudi agacidir." Buhari, Müslim, Tirmizi

images
 

Kaim

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
11 Ocak 2010
Mesajlar
2,197
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
gelecek ve o kisi tanınmayacak

sahtelerden biri sanılacak

hakkında birsürü iftiralar cıkacak o bunlara göğüs gerecek

O a.s. bütün insanlığın temsilcisi oldugu icin

insanları cehennemden kurtarmanın yollarını arayacak ve hep Allaha yalvaracak.

ilimi ve uygulamalarıyla peygamber efendimizi andıracak

tıpkı Hz Muhammed sav gibi olacak.

ilimden anlayanlar bunu fark edecek

ama bizim gibi cahiller onu anlayamayacağız

bazı kafasız sözde islam alimleri ona iftira atacaklar

tanınması cok zor.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
[h=1]İMAM-I RABBANİ VE MEHDİ'NİN GELİŞ TARİHİ[/h]İmam Rabbani Hz. Mehdi'nin, Peygamberimiz (sav)'in vefatından 1000 (bin) sene geçtikten sonra, “bin ile ikinci bin YIL arasında” geleceğini bildirmektedir:
Ancak beklenen odur ki; aradan bin sene geçtikten sonra bu saklı devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulması, arttırıla... Böylece kemalatin (faziletlerin, mükemmelliklerin) aslı zuhur edip onun zilletini örte.. Ve yüce bağlılığa değer veren Mehdi gelsin. Allah ondan razı olsun. (Mektubat-i Rabbani, 1/569)
Şeriatin teyit hasletleri, milleti tecdidi (yenilemesi) bu ikinci bindedir. Bu davanın doğruluğuna adil şahid: İsa'nın (a.s.) Mehdi'nin (r.a.) bu bin içinde var oluşlarıdır. (Mektubat-ı Rabbani, 1/611)
Resulullah (s.a.v.)’ın ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (s.a.v.)'ın irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. Onların pek kemalli olmaları şunun içindir ki: Şeriatin takviyesi, pek tamam şekliyle hasıl ola. Aradan bin sene geçtikten sonra, Mehdi'nin gelişi de bunun içindir. Onun mübarek kudumünü (gelişini), Hatem'ür-resül Resulullah (s.a.v.) müjdelemiştir. İsa (a.s.) dahi aradan bin sene geçtikten sonra nüzul edecektir. (Mektubat-i Rabbani, 1/440)
Peygamber Efendimiz (sav)'in vefatının ardından bin sene geçtikten sonra ikinci bin yılına girilir. İmam Rabbani Hazretleri’nin yukarıdaki izahlarına göre, Hz. İsa ve Hz. Mehdi, bu bin ile ikinci bin yıl arasında geleceklerdir.
Büyük İslam alimi İmam Suyuti'den yapılan rivayete göre, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde, ümmetin ömrünün 1500 seneyi aşmayacağını bildirdiğini haber vermektedir:
Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek fakat bin beşyüz (1500) seneyi aşmayacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 299) (Celaleddin Suyuti'nin "El-Kesfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet Aleyh el-Asar"isimli kitabından nakil)
Buradan yola çıkarak İslam’ın hakimiyeti Hicri 1500’e kadar sürecektir diyenler olabilir. Fakat geleceği sadece ALLAH bilir. Bu konularda kesin konuşmak kişiyi hatalara götürebilir.
İmam Rabbani Hazretlerinin bu konuyu açıkladığı diğer bir sözünde de, Hz. Mehdi'nin ortaya çıkışının yüzyıl başında olacağını belirtmiştir:
Zira onun (Hz. Mehdi'nin) zuhuru, yüz başlarında olacaktır. (Mektubat-ı Rabbani, 3/158-159))

Buradan yola çıkarak Hz. Mehdi'nin gelişi Hicri takvime göre 1500 yılından önceki asırlarda olabileceğini düşünebiliriz. Yani 1400 ya da 1300'lü yıllar olarak düşünebiliriz. 1300-1400 arası 1888-1980 li yıllar arası gibi gözükebilir.. Bazılar bunu 1980 sonrası olarak ta değerlendirebilir. Fakat böyle bir iddiada bulunmak GAFLET'in ta kendisidir. 1980 li yıllar ile 1880 li yılları karşılaştırdığımızda 1880 li yıllar islam dünyasının en karanlık günlerinin başlayacağı gizli hesapların yapıldığı dönem iken 1980 li yıllar ise tüm dünyada islam güneşinin yavaş yavaş aydınlandığı dönemdir.. 1980'lilere gelindiğinde Küfrün beli artık kırılmıştır.
İmam Rabbani Hazretlerinin yüzyılın başı tarifi göreve başladığı tarih mi yoksa dünyaya geldiği tarih mi onu Allah bilir. Belki de dünyaya geldiği tarih olabilir. Bazı kişiler kendi mehdiliklerini ilan edebilmek için göreve başladığı tarih olarak değerlendirebilir..
Peygamberimiz (sav)'in hadisinde bildirildiğine göre, İslam ahlakının hakim olduğu bir yüzyıl geçtikten sonra, yaklaşık bir yüzyıl da zulüm ve imansızlık hakim olacak, ve bunun ardından kıyamet beklenecektir (en doğrusunu Allah bilir):
Resulullah (s.a.v.) buyurdu: Kıyamet, yeryüzünde Allah'a ibadet edilmeyen bir yüz sene geçmedikçe kopmaz. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiiyy-il Ahir Zaman, 92)
Büyük islam alimlerinden Ebu'l Faruk Silistrevi hazretlerinin: "Bu alem eski bir saraya benzer. Nasil ki eski bir saray tamir görünce ömrü uzarsa, din-i mübin-i Islam da ihya edilirse, kiyamet tehir olunur." sözü bize birtakım ipuçları da vermekte. İslam dini ihya edildiği sürece de kıyamet gününün erteleceğini haber vermektedir.
Buradan da anlaşıldığı gibi İslam ümmetine ÖMÜR biçmek bizim haddimiz değildir. Hizmetlere devam ettiğimiz sürece islam sancağı bu cihanda dalgalanacaktır. Hz. Mehdi üzerinden rant kazanmak isteyen çevreler ısrarla bir tarih ortaya koymakta ve rantları için de imam rabbani gibi büyük isimlerin adlarını anarak TAMAMEN KENDİ YORUMLARI ile kehanette bulunmaktadırlar.
Son not ise: Hz. Mehdi matematiksel hesaplarla şifrelerle bulunmaz. İnançla iman ile bulunur. Gerçekten iman edip, Allah yolunda cihad eden, onun kitabı için hizmetten hizmete koşan, kalpleri füyuzatı ilahi ile dolup dolup taşan yüreklere, eğer Allah nasip ederse onu tanımayı nasip eder! Allah istemediği sürece kimse Hz. Mehdi'yi tanıyamaz.
Hz. Mehdi geldiğinde ben mehdiyim demiyecek. O hizmetini yapacak. Ya da o geldiği gün herşey birden güllük gülistanlık olmıyacak. Küfür birden yok olmıyacak. Nasibi olmıyan onun varlığından bile haberdar olmıyacak. Hz. Mehdi Allah rasülünün varisidir. Rabbim rasülünün varisine EVLAT olabilmeyi nasip eder inşaallah.
zehirli.org
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Nazratün Âbira Türkçede

Nazra Abira Kapak.jpg


İmam Muhammed Zâhid el-Kevserî’nin Nazratü’n Âbira adlı eseri, Dâru’l-Hikme hocalarından Abdülkadir Yılmaz’ın tercümesiyle RıhleKitap tarafından yayınlandı.
Kitabın adı: Nüzûl-i İsa (aleyhisselâm) Meselesi
Orijinal adı: Nazratün Âbira fî Mezâimi Men Yünkiru Nüzûle Îsâ Aleyhisselâm Kable’l-Âhira
Yazar: Muhammed Zâhid el-Kevserî (rh. a) (1879-1952)
Mütercim: Abdülkadir Yılmaz
20. Asrın Mısır'ı, İslam Modernizminin en etkili olduğu coğrafyaların başında gelir. İtikadi ve ameli noktalarda sapmaların doruk noktasına ulaştığı bu coğrafyada "yeni" diye adlandırılan fikirler, gazete ve dergilerde neşredilen makaleler ile çeşitli matbaalarda tab edilen risale ve eserler vasıtasıyla kamuoyuna yayılmıştır.
Diğer taraftan Ehlisünnet âlimleri de aynı şekilde, çeşitli dergi ve gazetede neşredilen makaleleri ve kaleme aldıkları risale ve kitaplarıyla bu akıma karşı durmuşlar ve her daim İslam adına onlarla mücadeleyi sürdürmüşlerdir.
Hayatının son otuz senesini Mısır’da geçiren Osmanlı Devletinin son devirde yetiştirdiği en önemli ilim ehlinden olan Muhammed Zahid el-Kevserî, bu mücadelenin ön saflarında yer alan isimlerin başında gelmektedir. Kevserî, Mısır'da çeşitli dergilerde yayımladığı çok sayıda makalesiyle, ilmi ve fikri hastalıklara anında müdahil olmuştur. Bunun yanısıra Kevserî, irili ufaklı birçok mühim esere de imza atmıştır. Mısır’ın içinde bulunduğu bu menfi durum nedeniyle Kevserî merhumun eserlerinden önemli bir kısmı da tenkit mahiyetli eserlerdir.
Merhumun tenkit mahiyetli eserlerinden biri de, Modernist düşüncenin Mısır’daki temsilcilerinden Mahmud Şeltut'un Nüzûl-i İsa meselesindeki görüşlerini tetkik ettiği Nazrâ Âbira isimli risalesidir.
Muhammed Zahid el-Kevserî'nin bu eseri, Şeltut'un nüzûl-i isa’yı inkâr eden fetvası ile aynı mahiyetteki beş makalesine reddiyedir. Kevserî, reddiyesinin planını bu makalelere göre kurmuştur. Buna göre Nazra Âbira beş ana başlıktan oluşmakta ve her başlıkta sırasıyla Şeltut'un makaleleri irdelenmektedir. Ancak zaman zaman Şeltut'un ilgili fetvası da mevzubahis edilmiştir. Bu yüzden Nazra Âbira'nın hem mezkûr fetvaya hem de beş makaleye reddiye olduğunu söyleyebiliriz.

Kitaba ulaşmak için:
RıhleKitap: 0212 631 24 43
www.rihlekitap.com
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt