Sahâbilerden Imran Ibni Hüseyin (R.A.) der ki: Peygamber'imiz (S.A.S.) bana diger sahabelerden daha çok önem verir, bana farkli bir ilgi gösterirdi. Bir gün bana:
«Yâ Imran, bizim nazarimizda senin farkli bir önem ve mevkiin var, benimle birlikte kizim Fatma'nin ziyaretine gelir misin?» diye buyurdu.
Ben de O'na «hay hay, anam - babam sana feda olsun. Yâ Rasûlallah (S.A.S.)» diye cevap verdim. Bunun üzerine birlikte kalktik, yola koyulduk. Fatma'nin evine varinca durdu ve kapiya vurdukten sonra içeriye «selâmün aleyküm, girebilir miyim?» diye seslendi. Hz.Fatma (R.A): «buyur. Yâ Resûlallah» dedi. Bunun üzerine «yanimdaki arkadasimla birlikte mi?» diye sordu Hz. Fatma: «yanindaki kim? yâ Rasûlallah» dedi.
Peygamber (S.A.S.)'imiz «Imran» dedi. Hz. Fatma: «seni peygamber gönderen Allah (C.C) hakki için üzerimde sedece bir aba var» dedi. Peygamber (S.A.S.)'imiz kapidan eli ile tarif ederek onu söyle söyle yap dedi. Hz. Fatma: «haydi vücudumu öylece örteyim. basimi ne ile kapatacagim?» diye sordu.
Bunun üzerine Peygamber (S.A.S.)'imiz belinden kusagini çözerek ona atti ve ona «al bununla basini bagla» dedi. Bundan sonra O'na izin verildi de içeri girdik. Peygamber (S.A.S.)'imiz «selâmün aleyküm, kizcagizim, geceyi nasil geçirdin?» diye hatirini sordu.
Hz. Fatma: «Allah (C.C)'a yemin ederim ki, sanci ile sabahladim. Yiyecek bir seyin olmamasi zaten agir olan sancimi daha da siddetlendirdi. Açlik bana çok dokundu» dedi.
Bunun üzerine, Peygamber (S.A.S.)'imizin gözleri yasardi, «yavrum, canini sikma, Allah (C.C)'a yemin ederim ki, üç gündür agzima bir lokma koymadim. Ben Allah (C.C) katinda senden daha yüksek rütbeliyim. Eger dileseydim, Allah (C.C) bana yemek gönderirdi. Fakat ben Ahireti, dünyaya tercih ettim.»
Sonra eli ile Hz. Fatma'nin omuzuna vurarak «müjdeler olsun! Allah (C.C)'a yemin ederim ki, sen cennetlik kadinlarin önderisin» buyurdu.
Hz. Fatma O'na: «Firavun'un karisi Asiye ile Meryem'in dereceleri nedir?» diye sordu.
Peygamber (S.A.S.)'imiz ona: «Asiye kendi devrindeki kadinlarin, Meryem de o devrin kadinlarinin, sen de kendi devrindeki cennetlik kadinlarin önderisiniz. Her üçünüzün de kamistan birer köskü olacaktir, orada ne sikinti, ne gözyasi ve ne de üzüntü var. Amcanin oglunun (Hz. Ali'nin, yoksulluguna kanaat et. Vallahi seni hem dünyada ve hem de âhirette efendi olan bir kocaya verdim
«Yâ Imran, bizim nazarimizda senin farkli bir önem ve mevkiin var, benimle birlikte kizim Fatma'nin ziyaretine gelir misin?» diye buyurdu.
Ben de O'na «hay hay, anam - babam sana feda olsun. Yâ Rasûlallah (S.A.S.)» diye cevap verdim. Bunun üzerine birlikte kalktik, yola koyulduk. Fatma'nin evine varinca durdu ve kapiya vurdukten sonra içeriye «selâmün aleyküm, girebilir miyim?» diye seslendi. Hz.Fatma (R.A): «buyur. Yâ Resûlallah» dedi. Bunun üzerine «yanimdaki arkadasimla birlikte mi?» diye sordu Hz. Fatma: «yanindaki kim? yâ Rasûlallah» dedi.
Peygamber (S.A.S.)'imiz «Imran» dedi. Hz. Fatma: «seni peygamber gönderen Allah (C.C) hakki için üzerimde sedece bir aba var» dedi. Peygamber (S.A.S.)'imiz kapidan eli ile tarif ederek onu söyle söyle yap dedi. Hz. Fatma: «haydi vücudumu öylece örteyim. basimi ne ile kapatacagim?» diye sordu.
Bunun üzerine Peygamber (S.A.S.)'imiz belinden kusagini çözerek ona atti ve ona «al bununla basini bagla» dedi. Bundan sonra O'na izin verildi de içeri girdik. Peygamber (S.A.S.)'imiz «selâmün aleyküm, kizcagizim, geceyi nasil geçirdin?» diye hatirini sordu.
Hz. Fatma: «Allah (C.C)'a yemin ederim ki, sanci ile sabahladim. Yiyecek bir seyin olmamasi zaten agir olan sancimi daha da siddetlendirdi. Açlik bana çok dokundu» dedi.
Bunun üzerine, Peygamber (S.A.S.)'imizin gözleri yasardi, «yavrum, canini sikma, Allah (C.C)'a yemin ederim ki, üç gündür agzima bir lokma koymadim. Ben Allah (C.C) katinda senden daha yüksek rütbeliyim. Eger dileseydim, Allah (C.C) bana yemek gönderirdi. Fakat ben Ahireti, dünyaya tercih ettim.»
Sonra eli ile Hz. Fatma'nin omuzuna vurarak «müjdeler olsun! Allah (C.C)'a yemin ederim ki, sen cennetlik kadinlarin önderisin» buyurdu.
Hz. Fatma O'na: «Firavun'un karisi Asiye ile Meryem'in dereceleri nedir?» diye sordu.
Peygamber (S.A.S.)'imiz ona: «Asiye kendi devrindeki kadinlarin, Meryem de o devrin kadinlarinin, sen de kendi devrindeki cennetlik kadinlarin önderisiniz. Her üçünüzün de kamistan birer köskü olacaktir, orada ne sikinti, ne gözyasi ve ne de üzüntü var. Amcanin oglunun (Hz. Ali'nin, yoksulluguna kanaat et. Vallahi seni hem dünyada ve hem de âhirette efendi olan bir kocaya verdim