Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz. Fatima (as)'in yüksek ahlaki (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45


Fatıma, "yüksek bir ahlâka,
onurlu bir karaktere,
üstün bir nefse, ulu bir duyarlılığa,
çabuk kavrayan bir anlayışa,
keskin bir zihne,
yüce bir erdeme,
parlak bir üstünlüğe,
misk kokan bir nefese,
cesur bir yüreğe,
bitmek nedir bilmeyen bir heyecana,
yüksek bir hamiyet duygusuna,
kendini beğenmişlikten uzaklığıyla hayranlık uyandıran bir izzete sahipti.


Kibirlilerin tasavvur ettikleri büyüklük onun düzeyine erişmekten çok uzaktı.
Büyüklenenlerin ve zorbaların karşısında eğilmezdi."

O, hoşgörü, sükûnet ve geniş göğsüyle, geniş ufuklu vakarıyla,
öz güven ve yumuşaklığıyla,
ağırlığı ve temkinliliğiyle,
sağlam karakteri ve iffetiyle,
onurunu korumasıyla bir ahlâk abidesiydi.

Babasının vefatından önce, parlak bir onur ve açık bir hâyâ timsaliydi.

Güler yüzlü ve mütebessim bir güzellik abidesiydi.

Ama babasının (s.a.v) vefatıyla birlikte yüzündeki tebessüm kaybolmuştu.


Dilinden haktan başka bir söz dökülmezdi,
sadece doğruyu konuşurdu.
Kimsenin kötülüğünden söz etmezdi.
Gıybet etmez, kimseyi arkadan çekiştirmezdi.
Kimseyi küçümseyici kaş göz işareti yapmazdı.
Başkalarının sırrını saklar, verdiği sözü tutardı.
İstişarede doğruyu söyler,
onların gerçek hayrını isterdi,
başkalarının mazeretlerini kabul ederdi.
Yanlışlıkları hoş görürdü.
Çok kere sürçmeleri ve kötülükleri hilim hoşgörüyle karşılardı.


"Kötülükten kaçar, daima iyiliğe eğilimliydi.
Güvenilirdi.
Sözünde doğruydu.
İyi niyetliydi ve sözünde kesinlikle dururdu.
İffetin en yüksek doruklarındaydı.
Tertemiz bir ünü vardı ve adında en ufak bir leke yoktu.
Eğilimleri üzerinde hevâsının etkisi yoktu.
Hz. Zehra az ile yetinen zühd sahibi biriydi.
O, ihtirasın kalbi parçaladığını, işlerde düzensizlik ve dağınıklığa neden olduğunu çok iyi biliyordu.
O, hayatının sonuna kadar babasının kendisine söylediği şu sözü prensip edindi:
"Ey Fatıma! Ebedi nimetlere kavuşa bilmen için, dünya hayatının acılarına karşı sabret."
Basit bir hayata razıydı.
Hayatın zorluklarına karşı sabırlıydı.
Helâlin azıyla yetinirdi.
Razıydı ve kendisinden razı olunmuştu.
Başkasına ait olan, başkasının sahip olduğu şeylere göz koymazdı.
Hakkı olmayan bir şeye de gözlerini dikmezdi.
Allah"tan başkasından bir şey istemeye tenezzül etmezdi.
O, yüzsüzlük etmez onurlu nefsin tam bir timsaliydi.
Nitekim babası (s.a.v) şöyle demişti:
"Asıl zenginlik gönül zenginliğidir."

O, dünyasını bir yana bırakarak kendini Rabbine adayan Hz. Betül"dü. Dünyanın çekici süslerine arkasını dönmüştü.

Dünya hayatının aldatıcı güzelliklerine eğilim göstermiyordu
ve dünyaya meyletmenin ne büyük felâketlere yol açtığını çok iyi biliyordu.

Dünya hayatının zorluklarına sabrederken,
dilinden Rabbinin zikrini eksik etmeden
sorumluluğunu yerine getirme hususunda muazzam bir sabır örneği sergiliyordu.

Hz. Zehra"nın asıl ilgisi ahirete yönelikti.
Dünyanın göz alıcı güzelliklerine değer vermiyordu.
Çünkü babasının (s.a.v) dünyadan, dünyanın nimetlerinden, lezzetlerinden ve şehevî arzularından yüz çevirdiğini görüyordu.​
 

regalia

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Nis 2011
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
inşallah bizlerde O nun ahlakından nasipleniriz...
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Dilinden haktan başka bir söz dökülmezdi,
sadece doğruyu konuşurdu.
Kimsenin kötülüğünden söz etmezdi.
Gıybet etmez, kimseyi arkadan çekiştirmezdi.
Kimseyi küçümseyici kaş göz işareti yapmazdı.
Başkalarının sırrını saklar, verdiği sözü tutardı.
İstişarede doğruyu söyler,
onların gerçek hayrını isterdi,
başkalarının mazeretlerini kabul ederdi.
Yanlışlıkları hoş görürdü.
Çok kere sürçmeleri ve kötülükleri hilim hoşgörüyle karşılardı.

YARABBİM SANA LAYIK BİR KUL EYLE.......
AMİN AMİN AMİN.......
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt