Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HZ. FATIMA (AS)'IN DOĞUMU ve DÜNYA ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN! (1 Kullanıcı)

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Alemlere Rahmet olarak gönderilen ,
İnsanların en yücesi,
Ümmetinin Şefaatçısı olan
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.a)'ın göz nuru,
imamların annesi Hz. Fatimet'uz Zehra (a.s)'ın
mübarek kutlu ve bereketli doğum yıl dönümü
ve
"kadın günü"
o hazretin sadık yolcularına ve tüm İslam alemine kutlu olsun.




Kadın Günü


Resulullah efendimizin (sav) Reyhanesi, Fatıma-i zehrası, annelerin en güzeli Hatice'den dünyaya gelmiş
ve böyle kutlu bir günün hatırına bugün İslam aleminde "Kadın Günü" olarak adlandırılmıştır.




 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
İki Cihan Kadınlar Serveri Hz Hz Fatımet-uz Zehra(a.s)'nın Mübarek Viladeti

İki Cihan Kadınlar Serveri Hz Hz Fatımet-uz Zehra(a.s)'nın Mübarek Viladeti

O’nun doğumu bir devrimdi Hayatı devrimdi Ve ölümü de devrim oldu...

Yeniden diriltilmek istenen putlara hep O’nun baltası indi,
yeniden yeşertilmek istenen batıl umutlar hep O’na çarpıp dağıldı,
maskeler O’nunla düştü, hak O’nunla kanatlanıp uçtu...

O apaçık furkandı, karanlıkların kutup yıldızı, yolunu kaybedenlerin kılavuzu, Allah rızasının mihenk taşıydı,
ta kıyamete kadar da öyle olmaya devam ediyor...

O Fatıma’ydı...

Kur’an O’na “Kevser “dedi...

Doğumu; şirkin ölümüydü, hakkın ise apaydınlık devam edeceğinin müjdesi...
O’nun doğumuyla batıl ümitsizliğe düştü, “Ebter”ler aşikar oldu;
tıpkı velayetin müjdesi ile kafirlerin ümitsizliğe düştüğü gibi...

O’nunla kadınlar izzet buldu...
kız çocuklarının diri diri gömüldüğü bir ortamda, Rahmet Peygamberi’nin, geldiğinde ayağa kalktığı ve şefkatle ellerini öperek yücelttiği bir kızdı O...
Alem, kız çocuğuna sevgiyi, Allah Resulü’nün O’na gösterdiği sevgiyle tanıdı...

Merhametin zirvesiydi...
Minicik elleri ile babası Rahmet Peygamber’inin yaralarını saran, işlerine koşan ve “babasının annesi” olandı O...

Evliliği, eş olarak davranışları, anneliği kısacası her şeyi ile putlaştırılmış gelenekleri birer birer devirdi...

O, en iyi kız evlattı, en iyi eşti, en iyi anne idi ve tüm zamanların en iyi kadını idi...

Öfkesi Allah’ın öfkesi, sevgisi Allah’ın sevgisi idi...
O Allah’ın Habibi’nin canıydı...
Eti O’nun etinden, kanı O’nun kanındandı...

O, iman için, Allah’a ve Resulüne duyulan sevgi için ölçüydü...
O’na gazaplanan, O’nu inciten, gerçekte Allah’ı ve Resulü’nü incitmiş demekti...
Ve “Allah ve Resulü’nü incitenlere Allah, dünyada ve ahirette lanet etmiş ve onlar için horlayıcı bir azap hazırlamıştır.”
(Ahzab-57)

Allah için sevmek ve Allah için gazaplanmak ile sevgisi Allah’ın sevgisi,gazabı Allah’ın gazabı olmak aynı şey değildir.
İkincisi ancak “masumiyet”le ve “seçilmiş olmak”la mümkündür.

Fatıma masumedir ve seçilmiştir.

Buna Tathir ve Mübahale ayetleri şahittir.

Resul’ün vefatı sonrası ise O, fitnelerin karanlık sahrasında parlayan hidayet meşalesi idi.
Sözleri, gözyaşları, Beyt-ul Ahzan’ı, feryadı, istekleri, dargınlığı, vasiyeti, gizli defnedilişi, mezarının gizli oluşu ile mesajını verdi ve bir devrimci olarak gitti...

O Sırat-el Mustakim’dir.

İhtilaflar O’nu izleyerek çözülür...

Yolunu kaybedenler O’nun ışığına sığınarak yolunu bulur...

O risalet evinin kızı, velayet evinin eşi ve imamların annesidir...

O Kevser’dir; ölülere hayat verir

Fatıma’dır; ateş O’ndan ve sevenlerinden uzaktır

Zehra’dır; y ve güneş ışığını O’ndan alır

Merziyye’dir; Allah’ın rızasıdır

Betul’dür; eşsiz ve benzersizdir

Göklerin incisidir, yeryüzünün ziynetidir,
Rahmetullah’ın tacıdır, münafıkların korkulu rüyası, Habibullah’ın habibesidir...

Güzellik ve zerafet O’nda anlam bulur, merhamet O’na sığınır, hikmetin ta kendisidir,
cennet O’nunla şereflenir, cömertlik ve fedekarlığın zirvesidir O...

O “Sırullah”tır

O’na selam olsun...
 

atris

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ocak 2009
Mesajlar
1,066
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
fatma anamızın yolundan gıtmek tum musluman bayanlara nasıp olsun amiiinnn
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
FATIMA(S.A)´NIN PEYGAMBER (S.A.V)´E BENZEMESI:




Hz. Fatıma, sima, konuşma ve hareketlerinde babasına çok benziyordu. Öyleki "Ümmü Seleme" bu konuda şöyle demektedir "Resulullah(s.a.v) en çok benzeyen Fatma idi."
Ayşe şöyle der: "Konuşmada, Fatıma'dan daha çok Resulullah (s.a.v)'e benzeyen birini görmedim."


BABA VE KIZ:



Resulullah(s.a.v)'la Fatıma(s.a) arasındaki sevgi ve muhabbet tek yönlü değildi. Hz.Zehra da babasını çok severdi. Bu yüzden annesi "Hatice" öldükten sonra Hz.Fatıma altı yaşında olmasına rağmen babasının evde ihtiyacı olan şeyleri temin ederek rahat olmasını sağlamaya çalışırdı. Hz.Fatıma babasıyla şehrin kinle dolu sokaklarında ve küfür, ihanet ve eziyetlerle dolu Mescid'ül-Haram'da adım, adım büyüyüp ilerleyen bir kız idi. Babasının mübarek alnından kan damlaları döküldüğünde küçük elleriyle babasının yüzünü temizleyip yaralarını tedavi eder ve tatlı konuşmalarıyla babasını teselli ederdi. Öyle bir baba ki; peygamber'lik gibi ağır bir görevi üstlenerek, cephelerde putperestlik ve cehalet ile çarpıştığından, kendi vatanında garip, kendi şehrinde ve akrabalarının arasında yabancı ve herkesin sırt çevirdiği yalnız ve kimsesiz bir insan. Hz.Fatıma Muhabbeti ile babasının kalbini sevinçle doldurup, O'nun risaletine inanan ve O'na kuvvet ve ümit veren tek kişi idi. Bundan dolayı babası O'nun hakkında şöyle buyurmuştu: "Babası Fatıma'ya feda olsun." Ve O'na "babasının annesi" lakabını vermişti, çünkü o babası için tıpkı bir anne gibiydi.


sevgili hocam muhammed avciya selamlarimla
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Hz.Fatıma büyümüş ve evlenme çağına gelmişti. Hz.Fatıma'ya eş olacak kişinin insani değer ve kemallere sahip, üstünlük ve değerde O'na eşit ve Zehra(s.a)'ya gereken saygı ve sevgiyi gösterip, O'nun değerini bilip anlayan birisi olmalıydı. Evlilik kurumunun sağlamlığı için, İslâm dininin emrettiği şey de budur. Hz.Fatıma eş olmaya hazırlandığında, eşraftan O'nunla evlenmek isteyip, Resulullah (s.a.v)'e başvuranlar çok olmuştu. Bunlardan bazıları da, Ömer, Ebubekir ve diğerleri idi. Ama Resulullah(s.a.v) onlara şöyle buyuruyordu: "Bu konuda vahyi bekliyorum." Sonunda vahiy gelmiş ve Hz. Zehra'nın kocası belli olmuştu: "Ey peygamber! Nuru nurla; Fatıma'yı Ali'yle evlendin" Ali(a.s), Hz. Fatıma ile evlenirken, elinde dünya malından birşey olmamasına rağmen, tüm maddi değerlerden daha üstün ve değerli olan şey vardı ki o da; insani şeref ve takva idi. Peygamber (s.a.v), Hz. Ali'nin isteğini kabul etti ve kızının görüşünü almak için O'nun yanına giderek şöyle buyurdu: "Sen de Ali'yi çok iyi tanıyorsun ki; o halkın içinde bana en yakın ve islam'a çeşitli hizmetler etmiş, faziletli birisidir. Allah'tan, sana layık, en iyi ve değerli eşi seçmesini istedim. İşte Allah da sana Ali'yi seçti. Senin bu konudaki görüşün nedir?' Fatıma suskundu ve Resulullah O'nun bu suskunluğundan razı olduğunu anlamıştı.
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
DÜĞÜN TÖRENI:




Resulullah(s.a.v)'in emriyle «Beni Haşim» kabilesi ve Ashap toplandılar. Daha sonra peygamber(s.a.v) bir hutbe okuyarak «Ali» ve «Fatıma»yı evlendirdi. Mehriyeyi de dörtyüz miskal olarak tayin etti. Ashabdan biri şöyle der: "Hz. Zehra'nın nikah gecesi, peygamber bir koyun kesip, sade bir yemek verdikten sonra, herkesten bu konuda şahitlik aldı" Zehra(s.a)’iın nikahından bir ay sonra hicri ikinci yılda, riyasız ve sade bir düğün töreni düzenlendi. O akşam, Resulullah (s.a.v), Fatıma(s.a)'nın elini Ali(a.s)'ın eliyle birleştirerek şöyle buyurdu: "Ey Ali! Fatıma senin için seçilen en iyi hanımdır." Sonra Fatıma(s.a)'ya dönerek şöyle buyurdu: "Ey Fatıma! Ali de senin için seçilen en hayırlı kocadır." Daha sonra şöyle buyurdu: "Artık kendi evinize gidebilirsiniz" "Muhacir", "Ensar" ve "Beni Haşim" kadınları, ashap ve dostlar akşam yemeğinden sonra Hz.Fatıma'yı Resulullah(sa.v)'ın devesine bindirerek sevinç içerisinde, O'nu Hz. Ali'nin evine götürdüler. Ali(a.s) ve Fatıma(s.a), Medine'den 8 km. uzaklıkta, Kubâ mescidinin yanında, yeni hayatlarına başladılar. Orası, Hicret esnasında Resulullah (s.a.v)´ın gelip varması için Hz. Ali'yi bir hafta beklediği yerdi. Kısa bir süre sonra Medine'ye dönerek, kendilerine, O Hazret'in yanıbaşında bir ev yaptılar. Çünkü peygamber (s.a.v)´in Ali ve Fatıma'yı yanında görmemesi ve onlardan uzak kalması O'nun için çok zor ve güç bir iş idi. Onların evi çamurdan ve hurma ağacının yaprak ve dallarından yapılmıştı ve küçük kapısı tıpkı iki kalbin birbirine açılması gibi her sabah peygamberin evinin kapısıyla birbirine açılıyordu. Kur'an'da ve hadislerde bu kadar övülen ve her türlü pisliklerden temizlendiği bildirilen «Ehl-i Beyt» ve «İtret» evi ve ailesi işte bu ailedir. Öyle bir ev ki; "Ali" orada babadır ve «Fatıma» anne, «Hasan ve Hüseyin» oğul, «Zeyneb ve Ümm-ü Gülsüm» ise kız. Bu ev, tüm zaman ve nesillerde, bütün halk için bir simgedir
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
BEREKETLİ EVLİLİK:




Hz.Fatıma, Ali(a.s) ile büyümüştü, O'nu aziz bir eş ve babasının etrafında dolaşan yüce bir insan olarak bilmişti. Artık, bu iki insanın elleri çok özel bir şekilde birbiriyle birleşmişti. Hiçbirinin cahiliyetle bir bağı yoktu. Her ikisi de ömürlerinin ilk yıllarından itibaren, risalet tufanıyla ve vahiy nurunun gölgesinde büyümüşlerdi. Her ikisi «Şib-u Eb-i Talib» de, müşriklerin üç yıl muhasaralarında, birlikte dert ve zahmet çekmişlerdi. Hz,. Fatıma, Ali(a.s)'ın harhangi maddi bir serveti olmadığını ve elinin dünya malından uzak olduğunu, ancak O'nun en büyük sermayesinin, babasının hedefleri yolundaki fedakarlıkları olduğunu biliyordu. O, kocasının tüm gençliğinin inanç ve cihad ile geçtiğini, ömrü boyunca, islam'a ve müslümanlara, hizmet ve cihaddan başka hiç birşeyi düşünmediğini biliyordu. Hz.Fatıma, islam dünyasının rehberi peygamber(s.a.v)'in kızıydı, O'nun bir hizmetçisi olması gerekmez miydi? Hayır O, böyle bir şeye talip değildi. Un yapar, ekmek pişirir ve bütün ev işlerini yapardı. Halbuki bacıları «Zeynep, Rukayye ve Ümm-ü Gülsüm» kocalarının evinde bolluk ve nimet içindeydiler. Ama Fatıma (s.a) herşeyden çok Allahı düşünür ve her zaman hakikati arardı. Öyle bir hakikat ki, tıpkı nur ve hava gibi güzelliğin ve hayatın temeli olan bir gerçek. Fatıma(s.a), tıpkı bir ağaç gibi vahiy nurunun gölgesinde büyüyüp, özgürlük ve adalet meyvesi vermeli ve kur'an'ın da buyurduğu gibi; "Şecere-i Tayyibe" iyiler ağacı'nın başlangıcı olmalıydı.
 

Zehra***Günesi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Haz 2009
Mesajlar
33
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
FATIMA(S.A)'NIN KİMLİĞİ:




Adı: Fatıma (s.a)
Baba adı: Muhammed (s.a.v)
Anne adı: Hatice (s.a)
Viladeti: 20 Cemadiussani, cuma günü, bi'setin Doğum yeri: Mekke
Şehadet yılı: H.11.
Defnedildiği yer. Belli değil.



allahin sevgisi ve huzuru ehl-i beyt in üzerine olsun
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Allah razı olsun...
emeğinize sağlık


Allah sizden de razı olsun kardeşim.
Sizin de yorumlarınıza ve yüreğinize sağlık olsun inşallah.

Şüphesiz O'nun mübarek hayatından tüm Müslümanlar için örnek ve ibret alınacak olaylar vardır.

İşte bu nedenle Resul-u Ekrem (saa) :
"Ben size iki ağır emanet bırakıyorum; biri Kur'an diğeri Ehl-i Beytimdir"
ve yine bir hadisi şerifte
"Ehl-i Beyt'e sımsıkı tutunun; ne ondan bir adım geri durun ne de onlardan bir adım ileri çıkın" buyurmuştur.

Selamların en güzeli gerçek Ehl-i Beyt dostlarının üzerine olsun.
Allah'a emanet olun kardeşim.
 

EHL-İ BEYT

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Mar 2009
Mesajlar
731
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
DÜĞÜN TÖRENI:

Resulullah(s.a.v)'in emriyle «Beni Haşim» kabilesi ve Ashap toplandılar. Daha sonra peygamber(s.a.v) bir hutbe okuyarak «Ali» ve «Fatıma»yı evlendirdi. Mehriyeyi de dörtyüz miskal olarak tayin etti. Ashabdan biri şöyle der: "Hz. Zehra'nın nikah gecesi, peygamber bir koyun kesip, sade bir yemek verdikten sonra, herkesten bu konuda şahitlik aldı" Zehra(s.a)’iın nikahından bir ay sonra hicri ikinci yılda, riyasız ve sade bir düğün töreni düzenlendi. O akşam, Resulullah (s.a.v), Fatıma(s.a)'nın elini Ali(a.s)'ın eliyle birleştirerek şöyle buyurdu: "Ey Ali! Fatıma senin için seçilen en iyi hanımdır." Sonra Fatıma(s.a)'ya dönerek şöyle buyurdu: "Ey Fatıma! Ali de senin için seçilen en hayırlı kocadır." Daha sonra şöyle buyurdu: "Artık kendi evinize gidebilirsiniz" "Muhacir", "Ensar" ve "Beni Haşim" kadınları, ashap ve dostlar akşam yemeğinden sonra Hz.Fatıma'yı Resulullah(sa.v)'ın devesine bindirerek sevinç içerisinde, O'nu Hz. Ali'nin evine götürdüler. Ali(a.s) ve Fatıma(s.a), Medine'den 8 km. uzaklıkta, Kubâ mescidinin yanında, yeni hayatlarına başladılar. Orası, Hicret esnasında Resulullah (s.a.v)´ın gelip varması için Hz. Ali'yi bir hafta beklediği yerdi. Kısa bir süre sonra Medine'ye dönerek, kendilerine, O Hazret'in yanıbaşında bir ev yaptılar. Çünkü peygamber (s.a.v)´in Ali ve Fatıma'yı yanında görmemesi ve onlardan uzak kalması O'nun için çok zor ve güç bir iş idi. Onların evi çamurdan ve hurma ağacının yaprak ve dallarından yapılmıştı ve küçük kapısı tıpkı iki kalbin birbirine açılması gibi her sabah peygamberin evinin kapısıyla birbirine açılıyordu. Kur'an'da ve hadislerde bu kadar övülen ve her türlü pisliklerden temizlendiği bildirilen «Ehl-i Beyt» ve «İtret» evi ve ailesi işte bu ailedir. Öyle bir ev ki; "Ali" orada babadır ve «Fatıma» anne, «Hasan ve Hüseyin» oğul, «Zeyneb ve Ümm-ü Gülsüm» ise kız. Bu ev, tüm zaman ve nesillerde, bütün halk için bir simgedir

Selamünaleyküm,
Üyeliğiniz hayırlı olsun, Hoşgeldiniz.

Katkılarınızdan dolayı Allah (CC) razı olsun,

Bu paylaşımın da çok hoştu.

Rabbim herkese böylesine güzel bir aile nasip etsin;
Bütün ailelere de böylesine huzurlu ve mutlu birliktelikler nasip eylesin inşallah.

Allah'a emanet olun kardeşim.
Selamların en güzeli sizin ve tüm Ehl-i Beyt dostlarının üzerine olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt