.:..:.. ÜMM-İ RUMAN ..:..:..
Ümm-i Ruman, Yemen'de, Abdullah bin el-Haris-i Ezdî ile nikahlandı. Peygamberimizin davetinden önce, Yemen'in Serat şehrinden Mekke'ye göç ettiler. Tufeyl adında oğlu, bundan oldu. Kocasının vefat etmesi üzerine, Hz. Ebu Bekir ile evlendi.
Bu evlilikten Hz. Aişe-i Sıddıka ve Abdurrahman adında iki çocuğu oldu. İslâm dini tebliğ edilmeye başlayınca, kocası Hz. Ebu Bekir ile beraber müslüman oldu.
Sana gizli değildir
Hicretten sonra Medine-i Münevvereye hicret ettiler. Kızı Hz. Aişe, burada Resulullah efendimiz ile evlendi. Peygamber efendimizin kayınvalidesi olmakla şereflendi.
Ümm-i Ruman'in faziletleri çoktur. Peygamber efendimiz, onu cennetle müjdelemiş ve buyurmuştur ki:
(Her kimi, cennet hurilerinden birine bakmak sevindirirse, Ümm-i Ruman'a baksın!)
Yine hakkında mağfiret diledikten sonra buyurmuştur ki:
(İlâhî! Ümm-i Ruman'ın, senin yolunda ve Resulünün uğrunda çektiği sıkıntılar sana gizli değildir.)
Ümm-i Ruman, Resulullah efendimizi çok severdi. Kızı Hz. Aişe'nin, Resulullaha gelin olmasına pek taraftar olup, gerçekleşmesine de çok memnun oldu.
Çok iyilik ve ikram severdi. Hadis-i şerif ile övüldü.
Hicretin altıncı senesinde, müslümanların eshab-ı Soffaya yemek gönderdikleri bir sırada, Hz. Ebu Bekir, Eshab-ı Soffadan bazılarını eve gönderdi. Kendisi de Resulullah efendimizin yanında kaldı. Geç vakitte evine döndüğünde, Ümm-i Ruman sordu:
- Misafirleri gönderdin de, kendin nerede kaldın?
Hz. Ebu Bekir buyurdu ki:
- Yoksa onlara yemek yedirmedin mi?
- Abdurrahman ile yemek gönderdim. Ancak onlar, sen gelmedikçe yemek yemeyeceklerini söylemişler.
Sonra hazırlanan yemeği yemeye başladılar. Hz. Ebu Bekir'in oğlu Abdurrahman der ki:
- Yemin ederim ki, aldığımız her lokmanın altından yeni bir lokma çıkıyordu. Nihayet hepimiz doyduk, ancak yemek önceki gibi, aynen duruyordu.
Gönderdiğim gibi duruyor
Bu hâli gören Hz. Ebu Bekir sordu:
- Bu nedir ey Ümm-i Ruman?
Ümm-i Ruman dedi ki:
- Efendim, yediğiniz yemek gönderdiğim gibi aynen duruyor.
Bunun üzerine kalan yemeği Resulullah efendimize gönderdiler.
Ümm-i Ruman'in ismi Zeynep, künyesi Ümm-i Ruman olup, bununla meşhurdur. Nesebi; Ümm-i Ruman Zeynep binti Amir Kinaniyye-i Firasiyye'dir. Kinane kabilesinin Benî Firas koluna mensuptur. Yemenlidir.
Ümm-i Ruman 630 senesinde, Medine-i Münevverede vefat etti. Resulullah efendimiz, cenaze namazını kıldırıp, defninde bulundu. Kabre bizzat Resulullah efendimiz indirdi.
Ümm-i Ruman, Yemen'de, Abdullah bin el-Haris-i Ezdî ile nikahlandı. Peygamberimizin davetinden önce, Yemen'in Serat şehrinden Mekke'ye göç ettiler. Tufeyl adında oğlu, bundan oldu. Kocasının vefat etmesi üzerine, Hz. Ebu Bekir ile evlendi.
Bu evlilikten Hz. Aişe-i Sıddıka ve Abdurrahman adında iki çocuğu oldu. İslâm dini tebliğ edilmeye başlayınca, kocası Hz. Ebu Bekir ile beraber müslüman oldu.
Sana gizli değildir
Hicretten sonra Medine-i Münevvereye hicret ettiler. Kızı Hz. Aişe, burada Resulullah efendimiz ile evlendi. Peygamber efendimizin kayınvalidesi olmakla şereflendi.
Ümm-i Ruman'in faziletleri çoktur. Peygamber efendimiz, onu cennetle müjdelemiş ve buyurmuştur ki:
(Her kimi, cennet hurilerinden birine bakmak sevindirirse, Ümm-i Ruman'a baksın!)
Yine hakkında mağfiret diledikten sonra buyurmuştur ki:
(İlâhî! Ümm-i Ruman'ın, senin yolunda ve Resulünün uğrunda çektiği sıkıntılar sana gizli değildir.)
Ümm-i Ruman, Resulullah efendimizi çok severdi. Kızı Hz. Aişe'nin, Resulullaha gelin olmasına pek taraftar olup, gerçekleşmesine de çok memnun oldu.
Çok iyilik ve ikram severdi. Hadis-i şerif ile övüldü.
Hicretin altıncı senesinde, müslümanların eshab-ı Soffaya yemek gönderdikleri bir sırada, Hz. Ebu Bekir, Eshab-ı Soffadan bazılarını eve gönderdi. Kendisi de Resulullah efendimizin yanında kaldı. Geç vakitte evine döndüğünde, Ümm-i Ruman sordu:
- Misafirleri gönderdin de, kendin nerede kaldın?
Hz. Ebu Bekir buyurdu ki:
- Yoksa onlara yemek yedirmedin mi?
- Abdurrahman ile yemek gönderdim. Ancak onlar, sen gelmedikçe yemek yemeyeceklerini söylemişler.
Sonra hazırlanan yemeği yemeye başladılar. Hz. Ebu Bekir'in oğlu Abdurrahman der ki:
- Yemin ederim ki, aldığımız her lokmanın altından yeni bir lokma çıkıyordu. Nihayet hepimiz doyduk, ancak yemek önceki gibi, aynen duruyordu.
Gönderdiğim gibi duruyor
Bu hâli gören Hz. Ebu Bekir sordu:
- Bu nedir ey Ümm-i Ruman?
Ümm-i Ruman dedi ki:
- Efendim, yediğiniz yemek gönderdiğim gibi aynen duruyor.
Bunun üzerine kalan yemeği Resulullah efendimize gönderdiler.
Ümm-i Ruman'in ismi Zeynep, künyesi Ümm-i Ruman olup, bununla meşhurdur. Nesebi; Ümm-i Ruman Zeynep binti Amir Kinaniyye-i Firasiyye'dir. Kinane kabilesinin Benî Firas koluna mensuptur. Yemenlidir.
Ümm-i Ruman 630 senesinde, Medine-i Münevverede vefat etti. Resulullah efendimiz, cenaze namazını kıldırıp, defninde bulundu. Kabre bizzat Resulullah efendimiz indirdi.