Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Huzur Kendi Elimizde (1 Kullanıcı)

´´GüLiѕтaи´´

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2009
Mesajlar
1,209
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
31
Huzur Kendi Elimizde

İçinde yaşadığımız şartlar hepimizi zorlayan ve dini yaşantımızı etkileyen bir hal almıştır ne yazık ki. Her geçen gün aile yuvaları dağılmakta, bazı kıymetli hususiyetlerin değeri takdir edilememektedir. Bugün bir şeyler yapmazsak bizden sonraki nesiller hassasiyetlerini ve önceliklerini takdir etmekten çok uzakta olacaklar.
Evimizin huzurundan ve geçiminden büyük oranda mes'ul olan biz hanımlar, evliliğe kutsal bir vazife şuuruyla bakmalıyız. Hususiyetle evliliğin en ince noktasına kadar üzerinde durmalı ve gayet titiz davranmalıyız.
Özellikle yirmi yaşın altındaki evlenecek kızlarımız daha farklı bakıyorlar evliliğe. Birbirlerinin haklarını ve mes'uliyetlerini tam bilmiyorlar bu yaşlarda. Sadece toz pembe bir hayat olarak düşünüyorlar evliliği.
Sevgi, saygı, güven, anlayış, fedakarlık, paylaşma, sabır, değer verme ve buna benzer üstün ahlaki meziyetler, evliliğe ilk adımı atarken biz hanımların dikkate almaları lazım gelen hususlardır. Bu saydıklarımız içinde özellikle "sevgi, evin sağ direği; saygı, evin sol direği; güven ise evin çatısı gibidir"
Nasıl ki, bir ev direkleri olmadan ve çatısız bir şeye benzemiyorsa sevgisiz, saygısız ve güvensiz de bir yuva kurulamaz! Yani bir yuvayı sağlama almak için birtakım maddî unsurların yanında manevi hususiyetler de gereklidir.
Evlenecek çağa yeni gelmiş gençler sanırlar ki hayat, sadece hislerle sürüp gider. Halbuki evlilikte hislerin etkisi kısa zamanda geçer. Tarafların meziyetleri, mizaçları, bilgi ve becerileri çıkar ortaya. İşte ömür boyu sürüp gidecek gerçekler bu ayrılmaz mizaç ve alışkanlıklardır.
Sabır olmadan huzurlu bir aile hayatı olamaz. Bazen bir tarafın öfkesi, hiddeti, havayı gerginleştirebilir. Bundan dolayı Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem-, aile hayatında sabra bilhassa dikkat çekmiştir. Hazret-i Ali -radıyallahu anh- da sabrın ehemniyetini şöyle anlatmaktadır:
"Başın, bedendeki yeri, sabrın imandaki yeri gibidir. Çünkü başı olmayanın bedeni, sabrı olmayanın da imanı olmaz."
Âile hayatında kadın ve erkek duygulu ve neşeli hareket etmelidirler. Hassas davranmalı ve birbirlerinin acı ve üzüntülerine ortak olmalıdırlar.
Takva sahibi olmak ne güzeldir. Buna sahip olan kişi evlilikte, sevgiyi, saygıyı, güveni daha iyi yaşar.
* * *
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinler. Hemen hepsi de hanımından şikayette bulunmaktadırlar. Ancak Ebu Müslim hiç şikayet etmez. Derler ki:
"-Veli gibi bir hanıma düştün de sesin çıkmıyor değil mi?"
Omuzlarını silkerek cevap verir:
"-Bizimki veli filan değil, kelimenin tam manasıyla delidir deli!.."
Konuşmasına devamla:
"-Ben" der, "-Usulünü biliyorum da öyle geçiniyorum, kavga gürültümüz o yüzden olmuyor!.."
Büsbütün meraka düşerler ve:
"-Deli gibi biriyle kavgasız gürültüsüz geçinmenin usulü nedir ki?" diye sormaktan kendilerini alamazlar. Şöyle izah eder, Ebu Müslim, geçinmenin sırrını:
"-Allah Teala Adem -aleyhisselam-'ı topraktan yarattığında bedenine önce aklı koydu. Sonra öfkeyi yarattı. Ona da Adem'in bedenine girmesini emretti. Öfke:
"-Ben" dedi, "Ademin bedenine giremem. Çünkü orada akıl var! Akılla ikimiz bir yerde asla duramayız!.."
Rabbimiz buyurdu:
"-Ey öfke! Sen Adem'in bedenine girmeye yönel. Akıl senin geldiğini görünce hemen çıkıp gider, kendi yerini sana bırakır. Böylece sen de Adem'i deli edersin."
Ebu Müslim burada der ki:
"-İşte biz hanımla bu konuda anlaştık. Dedik ki, madem insana öfke gelince akıl gidiyor, insan delinin tekidir. Deliye karşı ise bir veli lazımdır. Ben öfkelenirsem hemen farkına varacaksın, sabır gösterip ters cevap vermeyecek, veli rolü oynayacaksın. Şayet sen öfkelenir de sen deli durumuna girersen, bu defa da ben veli rolüne girerek sabredeceğim."
"-Ey dostlar, siz de bir deliye bir veli rolü oynayın, öfkelenince karşı taraf veli rolüne girsin, sabır ve tahammülü esas alsın, göreceksiniz, tartışma kısa zamanda son bulacak, taraflar birbirlerine karşı sevgiyle dolacak."
 

ayşe.a

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Tem 2008
Mesajlar
3,140
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
çok güzelmiş ablacım emeğine sağlık...:a12:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt