osmanyusuf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 18 Ara 2007
- Mesajlar
- 387
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 55
Hür Kadınlara Başörtü Üzerinden Cilbabın -Ki Bu Kınadır- Emredilmesi
Ahzâb sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey Nebî! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlanna söyle: Cilbablarından
{yani, kına' ve başör*tülerinden} üzerlerini örtsünler. (Ahzâb/59)
Bu sebeble yabancı birinin, Müslüman bir kadını, ba*şım ve gerdanını kendisiyle örttüğü kmâ' ve başörtüsü ol*maksızın görmesi helâl değildir.
Nûr sûresinde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Kendiliğinden görünen kısmı (yani, yüz ve eller} hariç ziynetlerini göstermesinler {yüzün ziyneti sürme, ellerin ziyneti kmâ' ve yüzüktür. Yabancı bir kimsenin bunlar dışında kadının herhangi bir ziynetini görmesi helâl değildir}. Başörtülerini de yakaları üzerinde vursunlar I çatsınlar {yani, ger*danlarının ve göğüslerinin üzerinde birleştirip çat*sınlar da bunlardan birşey görünmesin}. Ziynetle*rini göstermesinler {yani, başörtüsü üzerindeki cil-babı -ki o, kınâ'dır— bırakmasınlar/terketmesin-ler}.(Nûr/31)
Sonra Yüce Allah, kocayı ve mahremi istisna ederek şöyle buyurmaktadır:
Eşleri, babaları, kocalarının babaları, oğulları {ya*ni, başka kocadan olma oğulları} kocalarının oğul*ları {yani, kocalarının başka kadından olan oğulla*rı}, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kızkardeşle-rinin oğulları Ski bunlar mahremdirler, amca ve dayı da aynı şekildedir}, kendi kadınları {yani, mü'min kadınlar}, sağ ellerinin malik oldukları (yani, kadının kölesi -kocasının kölesi yanında cilbabsız bulunması helâl değildir-}, kadınlara meyli olmayan erkekler (yani, kadınlara bir ihtiyacı olmayan, kocamış erkeklikten düşmüş erkekler ve benzeri —bunların yanında cilbabsız olmasında bir sakınca yoktur-} ve kadınların avret yerlerine vâkıf bulunmayan erkek çocuklar {yani, küçüklükleri sebebiyle kadınların durumlarını anlayamayan çocuklar -âyette anılan erkeklerin ve kocalarının yanında kadınların cilbabsız durmalarında bir sakınca yoktur—} müstesna. Gizledikleri ziynetleri bi-linsin diye ayaklarını da vurmasınlar {yani, yanı*na giren yabancının bilmesi için ayaklarını hare*ket ettirmesinler}. (Nûr/31)
Kadınlar ses çıkartan halhallar takar; bulunduğu ye*re yabancı bir erkek girdimi ayaklarını hareket ettirip halhallarıyla ses çıkartırdı. Bu şekilde ayaklarını hareket ettirmeleri yasaklanmış olmaktadır
Ahzâb sûresinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Ey Nebî! Eşlerine, kızlarına ve mü'minlerin kadınlanna söyle: Cilbablarından
{yani, kına' ve başör*tülerinden} üzerlerini örtsünler. (Ahzâb/59)
Bu sebeble yabancı birinin, Müslüman bir kadını, ba*şım ve gerdanını kendisiyle örttüğü kmâ' ve başörtüsü ol*maksızın görmesi helâl değildir.
Nûr sûresinde de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
Kendiliğinden görünen kısmı (yani, yüz ve eller} hariç ziynetlerini göstermesinler {yüzün ziyneti sürme, ellerin ziyneti kmâ' ve yüzüktür. Yabancı bir kimsenin bunlar dışında kadının herhangi bir ziynetini görmesi helâl değildir}. Başörtülerini de yakaları üzerinde vursunlar I çatsınlar {yani, ger*danlarının ve göğüslerinin üzerinde birleştirip çat*sınlar da bunlardan birşey görünmesin}. Ziynetle*rini göstermesinler {yani, başörtüsü üzerindeki cil-babı -ki o, kınâ'dır— bırakmasınlar/terketmesin-ler}.(Nûr/31)
Sonra Yüce Allah, kocayı ve mahremi istisna ederek şöyle buyurmaktadır:
Eşleri, babaları, kocalarının babaları, oğulları {ya*ni, başka kocadan olma oğulları} kocalarının oğul*ları {yani, kocalarının başka kadından olan oğulla*rı}, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kızkardeşle-rinin oğulları Ski bunlar mahremdirler, amca ve dayı da aynı şekildedir}, kendi kadınları {yani, mü'min kadınlar}, sağ ellerinin malik oldukları (yani, kadının kölesi -kocasının kölesi yanında cilbabsız bulunması helâl değildir-}, kadınlara meyli olmayan erkekler (yani, kadınlara bir ihtiyacı olmayan, kocamış erkeklikten düşmüş erkekler ve benzeri —bunların yanında cilbabsız olmasında bir sakınca yoktur-} ve kadınların avret yerlerine vâkıf bulunmayan erkek çocuklar {yani, küçüklükleri sebebiyle kadınların durumlarını anlayamayan çocuklar -âyette anılan erkeklerin ve kocalarının yanında kadınların cilbabsız durmalarında bir sakınca yoktur—} müstesna. Gizledikleri ziynetleri bi-linsin diye ayaklarını da vurmasınlar {yani, yanı*na giren yabancının bilmesi için ayaklarını hare*ket ettirmesinler}. (Nûr/31)
Kadınlar ses çıkartan halhallar takar; bulunduğu ye*re yabancı bir erkek girdimi ayaklarını hareket ettirip halhallarıyla ses çıkartırdı. Bu şekilde ayaklarını hareket ettirmeleri yasaklanmış olmaktadır