"Her başarılı insanın arkasında mutlaka iyi bir kadın vardır"sözünün şanlı tarihimizde örnekleri çoktur.
Fatih Sultan Mehmet 'in annesi Hüma Hatün gibi.
Hiç şüphesiz oğlunun kulağına Peygamber (a.s) müjdesini ilk fısıldayan odur, mukaddes hedefini ve asli vazifesini dem dem ruhuna nakşedenlerin başında o gelir.
Hüma Hatun kuvvetli iradesini anne şefkatiyle bütünleştirib dindarlığıyla takviye ederek evladına sağlam emelller aşılamak için adeta kendisini vakfetmiştir:
1-Evladını sıradan ninnilerle değil ,"feth-i mübin"i müjdeleyen peygamber tebşiriyle büyütmüştür.
2-Oğlunu karnında taşımaya başladığı andan itibaren ona Sünnet-i Seniyye terbiyesi vermiş ,abdestsiz yere basmamıştır.
3-Doğunca besmelesiz emzirmemiştir.
4-Oğluna bütün bildiklerini öğrettikten sonra bilmediklerini öğretmeleri için de devrin en büyük alimlerini tutmuştur.
5-Zamanın ahlaken en sağlam , amelen en mutteki ve her bakımdan en seviyeli hocalarını oğlunun eğitiminde görevlendirmiştir.
6-Oğlunun şehzade olmasına bakmadan "Eti senin, kemiği benim!"anlayışına uygun davranabilmiştir.
Bir keresinde hocalarından Molla Gürani tarafından dövüleceği yolundaki şikayeti oğlu kendine ulaştırdığında onu korumak şöyle dursun,tam tersine "Hocaların vurduğu yerde gül biter!"deme basiretini göstererek hocaların otoritesini kırmaya yanaşmamıştır.
Şefkatli ,yumuşak ve aynı zamanda otoriter olma dengesini bulmuş bir annedir Hüma Hatun,kurduğu bu dengeyle şehzadesinin :
1-Hem sığınağı..
2-Hem yönlendiricisi..
3-Hem de korku mercii olabilmiştir.
Bunun neticesidirki Hz.Fatih,çocuk denebilecek yaştalarda İtalyanca dahil bir çok avrupa lisanıyla birlikte mükemmel şiirler yazacak kadar Farsça'yı öğrenebilmiş,gencecik yaşında "Feth-i Mübin"i gerçekleştirebilmiştir.
Nice vakfiyelerde imzası ,
nice mabedlerde mührü ,
nice sebillerde emeği vardır.
Öyle bir şefkat manzumesi ki , yardım severliğiyle yalnız kendi dönemini değil ;asırlar sonrasını da kucaklamıştır.Öylesine müstesna bir meziyetlerin insanı ki,onu tarih bile paylaşamamış ;Sırplar'la Fransızlar başta olmak üzere bazı milletler Fatih'in annesini kendi milletlerine maletmek suretiyle muazzam fetihten şeref payı almaya çalışmışlardır.Aslında bu muhterem validenin anlatılmaya dahi ihtiyacı yoktur.Çünki eser ortadadır...FATİH SULTAN MEHMED HAN..
Genç Beyin
Fatih Sultan Mehmet 'in annesi Hüma Hatün gibi.
Hiç şüphesiz oğlunun kulağına Peygamber (a.s) müjdesini ilk fısıldayan odur, mukaddes hedefini ve asli vazifesini dem dem ruhuna nakşedenlerin başında o gelir.
Hüma Hatun kuvvetli iradesini anne şefkatiyle bütünleştirib dindarlığıyla takviye ederek evladına sağlam emelller aşılamak için adeta kendisini vakfetmiştir:
1-Evladını sıradan ninnilerle değil ,"feth-i mübin"i müjdeleyen peygamber tebşiriyle büyütmüştür.
2-Oğlunu karnında taşımaya başladığı andan itibaren ona Sünnet-i Seniyye terbiyesi vermiş ,abdestsiz yere basmamıştır.
3-Doğunca besmelesiz emzirmemiştir.
4-Oğluna bütün bildiklerini öğrettikten sonra bilmediklerini öğretmeleri için de devrin en büyük alimlerini tutmuştur.
5-Zamanın ahlaken en sağlam , amelen en mutteki ve her bakımdan en seviyeli hocalarını oğlunun eğitiminde görevlendirmiştir.
6-Oğlunun şehzade olmasına bakmadan "Eti senin, kemiği benim!"anlayışına uygun davranabilmiştir.
Bir keresinde hocalarından Molla Gürani tarafından dövüleceği yolundaki şikayeti oğlu kendine ulaştırdığında onu korumak şöyle dursun,tam tersine "Hocaların vurduğu yerde gül biter!"deme basiretini göstererek hocaların otoritesini kırmaya yanaşmamıştır.
Şefkatli ,yumuşak ve aynı zamanda otoriter olma dengesini bulmuş bir annedir Hüma Hatun,kurduğu bu dengeyle şehzadesinin :
1-Hem sığınağı..
2-Hem yönlendiricisi..
3-Hem de korku mercii olabilmiştir.
Bunun neticesidirki Hz.Fatih,çocuk denebilecek yaştalarda İtalyanca dahil bir çok avrupa lisanıyla birlikte mükemmel şiirler yazacak kadar Farsça'yı öğrenebilmiş,gencecik yaşında "Feth-i Mübin"i gerçekleştirebilmiştir.
Nice vakfiyelerde imzası ,
nice mabedlerde mührü ,
nice sebillerde emeği vardır.
Öyle bir şefkat manzumesi ki , yardım severliğiyle yalnız kendi dönemini değil ;asırlar sonrasını da kucaklamıştır.Öylesine müstesna bir meziyetlerin insanı ki,onu tarih bile paylaşamamış ;Sırplar'la Fransızlar başta olmak üzere bazı milletler Fatih'in annesini kendi milletlerine maletmek suretiyle muazzam fetihten şeref payı almaya çalışmışlardır.Aslında bu muhterem validenin anlatılmaya dahi ihtiyacı yoktur.Çünki eser ortadadır...FATİH SULTAN MEHMED HAN..
Genç Beyin