Milletvekili seçimlerinin bitmesinin hemen ardından durgun olan terör eylemleri aktifleştirildi. Bir Müslüman olarak bu olayların altında bir bit yeniği aramam gerekti ve arıyorum. Çünkü Müslüman bireylerin yaşadığı topraklara en ufak zeval dahi Müslümanın birincil sorunudur.
Seçim zamanı hiçbir terör eyleminin olmaması manidar değil mi? Bu soru terör eylemlerinin hemen ardınan bir takım insanlarımız tarafından çok konuşuldu. Fakat her zaman ki gibi basın gerçeklere pek değer vermedi. Neyse bugün size asıl bahsetmek istediğim konu Gazze. Aldığım bir haberde bugün saat 01.25 sularında Gazze'nin çoğu yerinde elektirik, internet ve telefon bağlantısı kesilmiş. Halk bu tür durumların ardından bir saldırının gerçekleşmesinin muhtemel bir vakıa olduğunu söylemekte. Bu tür durumları artık bizde çakar olduk. Bugün muhtemel bir saldırı gerçekleşebilir.
Tabi birçok tecrübenin verdiği hissiyat ile bu muhtemel saldırıda pek manidar geldi bana. Neden mi? İsterseniz gelin beraber şöyle bir esip gürleyelim de görelim;
(sözde) Gazze Fatihi Erdoğan pkk yı taşeron örgüt olarak tanımlıyor. Şöyle bir baktığımızda bu örgüt en çok başbakana katkı sağlamakta, acaba aynı firmayla mı çalışıyor? Alah Allah bu soru, bu şüphe neyin nesi diyebilirsiniz. Fakat seçim öncesinde pkk saldırısı gerçekleşmediği gibi hiçbir İsrail saldırısı da gerçekleşmedi. Hatta barış dahi söz konusu oldu. Seçimlerin bitiminde barışın konuşulduğu Gazze'de, bugün tüm iletişim kesilmiş ve insanlar bombalanmayı bekliyor. Bu durum acaba "Taşeronlara iş veren firma İsrail veya ortakları mı?" sorusunu öne çıkarmıyor mu? Başbakan ve pkk aynı firma ile çalışan ve arada paslaşan iki taşeron firma olamaz mı? Bu durumda aleyhimizde her durumdan şüphelenmek hakkımız değil mi?
Kardeşlerimiz zulmün mağduru iken, bütün dünya Müslümanları oturmuş izliyor. Birilerinin ses vermesi höttt diye bu zalimleri püskürtmesi gerekmez mi? Hött dedim de saldırı sonrası tepkileri, mitingleri, yazılanları kastetmedim. İslam alemi üzerine bir sürü plan varken, öyle kös kös oturup saldırı anında beddua etmek, bağırıp çağırmak veya yazıp çizmeyle pek birşey olmuyor. Geçmiş yıllardan az çok tecrübeliyiz.
Bizim derin düşüncelere ve yüzyıllık icraat planlarına ihtiyacımız var. Aksi halde en güvendiğimizin dahi taşeronu olmasından korktuğumuz bir firmanın yüzyıllık planı çerçevesinde yok olabiliriz. Birileri oturup kendi barışları için planlar yaptılar. Dünya İslam hareketlerinin de kapanıp insanlığın barışı için büyük planlar yapması lazım. İhvan-ı Müslimin, Milli Görüş, Cemaat-i İslami, İran Devrimi ,El-Kaide vb. söz sahibi hareketlerin bir araya gelerek bir taş atmaları lazım. Ki, tüm küffar bu taşın altında ezilmeli...
Silkelenip uyanmamız ve yepyeni bir Dünya dileğiyle...
Emaziğ - www.emazig.com