Mevlana Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri "kuddise sirruh", talebeleri ile otururken, ileriden bir çocuk yanlarına doğru gelir. Mevlana hazretleri hemen ayağa kalkar. Buna hayret eden talebeleri sorar: "Hocam niçin bu küçük çocuk gelince ayağa kalktınız, O'nun sizin elinizi öpmesi gerekmez miydi?"
Mevlana Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri "kuddise sirruh" buyurur ki:"Mecnun, bir gün bir arkadaşı ile sohbet halindeyken Leyla'sının bulunduğu topraklardan bir kedinin geldiğini farkedince hemen ayağa kalkar. Arkadaşı şaşırır ve der ki; Ey Mecnun ne yapıyorsun, bir kediye ayağa kalkılır mı?" Mecnun cevap verir; "Doğru, bir kediye ayağa kalkılmaz; ama o kedinin Leyla'mın evi önünden geçme ihtimali vardır. İşte ben bu yüzden ayağa kalktım."
İşte, bu gelen çocuk da, üstadım Şems hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" evi istikametinden geliyordu. Hocama muhabbetim o derecedir ki, bu çocuk belki onun evi önünden geçmiştir diye ayağa kalktım. Eğer hocamın sohbetinde bulunmuş bir talebesi gelseydi, onun ayakları altında toprak olurdum."
Mevlana Celâleddîn-i Rûmî Hazretleri "kuddise sirruh" buyurur ki:"Mecnun, bir gün bir arkadaşı ile sohbet halindeyken Leyla'sının bulunduğu topraklardan bir kedinin geldiğini farkedince hemen ayağa kalkar. Arkadaşı şaşırır ve der ki; Ey Mecnun ne yapıyorsun, bir kediye ayağa kalkılır mı?" Mecnun cevap verir; "Doğru, bir kediye ayağa kalkılmaz; ama o kedinin Leyla'mın evi önünden geçme ihtimali vardır. İşte ben bu yüzden ayağa kalktım."
İşte, bu gelen çocuk da, üstadım Şems hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" evi istikametinden geliyordu. Hocama muhabbetim o derecedir ki, bu çocuk belki onun evi önünden geçmiştir diye ayağa kalktım. Eğer hocamın sohbetinde bulunmuş bir talebesi gelseydi, onun ayakları altında toprak olurdum."