Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hizir aleyhisselamla yolculuk (1 Kullanıcı)

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47

Musa aleyhisselâm, birgün Hazret-i Hızır'ı "aleyhisselâm" görünce, ona yaklaşıp selâm verdi. Selâmına cevap veren Hızır aleyhisselâm sordu:
- Burada selâm veren bulunur mu? Sen kimsin?
- Ben Musa'yım "aleyhisselâm"
- İsrailoğullarının Musa'sı mı?
- Evet.
Bu tanışmadan sonra, Musa aleyhisselâm, asıl maksadını söyledi:
- Allahü teâlânın sana ihsan edip bildirdiği ilimden, biraz öğretmen üzere sana tâbi olayım mı?
Bunun üzerine Hızır aleyhisselâm şu cevabı verdi:
- Ya Musa! Bende, Allahü teâlânın ihsan edip verdiği öyle bir ilim vardır ki, sen onu bilemezsin. Sende de Allahü teâlânın sana verdiği öyle bir ilim vardır ki, ben de onu bilemem. Sen benimle beraber olamazsın ve bende bulunup, sende olmayan ilmim ile yaptığım işlere sabredemezsin!
- Beni inşaallah sabırlı bulursun. Senin hiçbir işine müdahale etmem.
- Ben sana hikmetini ve sebebini izah edinceye kadar, yaptığım işler hakkında bana sual sormamak şartıyla, benimle beraber olabilirsin.
Musa aleyhisselâm, oraya kadar beraber geldikleri Yûşa aleyhisselâmı İsrailoğullarının yanına gönderdi.
Hızır aleyhisselâm, Musa aleyhisselâm ile sahil boyunca bir müddet yürüdüler. Giderlerken bir geminin geçmekte olduğunu gördüler. Gemicilere, kendilerini gemiye almalarını söylediler. Gemiciler Hızır aleyhisselâmı tanıyıp, onları ücretsiz olarak gemiye bindirdiler. Bu sırada bir serçe geminin kenarına konup, denizden bir iki yudum su aldı. Hızır aleyhisselâm, bu kuşu göstererek dedi ki:
-Ya Musa, Allahü teâlânın ilmi yanında benim ve senin ilmin; denizin yanında, şu serçenin denizden aldığı bir yudum su kadar bile değildir.​
 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
"Bana güçlük çıkarma!"


Bindikleri gemi bir müddet yol aldıktan sonra, Hızır aleyhisselâm, bir aletle gemiye hasar vermeye başladı. Geminin suya temas eden tahtalarından birini söktü. Musa aleyhisselâm, bu durumu görünce, müdahale ederek dedi ki:
-Sen ne yapıyorsun? Bizi ücretsiz gemiye bindirdiler; sen ise gemiyi delip, içindekileri batırmak istiyorsun.
Bunun üzerine, Hızır aleyhisselâm, "Ben sana benimle olmaya sabredemezsin demedim mi?" diyerek ayrılmak istedi.
Musa aleyhisselâm, "Dalgınlığımdan dolayı beni kınayıp da bana güçlük çıkarma!" deyince; Hızır aleyhisselâm, yapılan bu ilk muhalefetin dalgınlık ile olması sebebiyle, Musa aleyhisselâmdan ayrılmadı ve yolculuğa devam ettiler.
Yine sabredemedi
Musa aleyhisselâm ile Hz. Hızır'ın bindikleri gemi karşı sahile varınca, inip yürüdüler. Yolda oynamakta olan bir grup çocuğa rastladılar. Hızır aleyhisselâm, o çocuklardan birini tutup, öldürüverdi. Musa aleyhisselâm dayanamayıp, Hızır aleyhisselâma dedi ki:
- Tertemiz bir cana kıydın. Hiç günahı yok iken onu öldürdün!
- Ben sana benimle olmaya sabredemezsin demedim mi?
- Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etme! O zaman benim sana bir diyeceğim yoktur.

 

smmmtuba

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2007
Mesajlar
1,639
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
"Ayrılmayı gerektiren sebep"


Bunun üzerine Hızır aleyhisselâm bir müddet daha beraber olmayı kabul etti. Yolculuklarına devam ettiler. Sonra yolları bir beldeye düştü. O memleketin ahalisinden yiyecek bir şeyler istediler. Fakat onlar hiçbir şey vermediler ve misafir etmek de istemediler. Sonra o beldede dolaşmaya başladılar. Bu sırada, yıkılmak üzere olan bir duvar gördüler. Hızır aleyhisselâm, eliyle duvarı doğrultuverdi. Duvarın yıkılmasına mâni olup sağlamlaştırdı. Musa aleyhisselâm, kendilerini misafir etmeyen bu belde halkına böyle bir yardımın yapılmasına sabredemeyip şöyle dedi:
-Eğer isteseydin, bu duvarı doğrultmana karşılık, onlardan bir ücret alırdın. Biz de ihtiyacımızı gidermiş olurduk.
Bunun üzerine Hızır aleyhisselâm, Musa aleyhisselâma ayrılık zamanının geldiğini bildirerek dedi ki:
-İşte bu sualin artık ayrılmamızı gerektiren bir sebeptir. Şimdi sabretmeye dayanamadığın şeylerin hikmetini sana açıklayacağım:

Bindiğimiz gemiyi delip yaralamamın sebebi şudur: O gemi, geçimlerini denizden temin eden on fakir kardeşe aitti. Karşı sahilde ise, sağlam olan gemilere el koyarak, zorla alan zalim bir hükümdar vardı. O zalimin, "Bu gemi sağlam değildir!" diye el koymaması için gemiyi yaraladım. İşte gemiyi kusurlu hâle getirişimin sebebi budur. Böylece, o zalim hükümdarın onu gasp etmesine mâni oldum.
Öldürdüğüm çocuğa gelince; bu çocuk, bulûğ çağına ermiş, yol kesen azgın ve taşkın bir kâfir idi. Anası ve babası ise halis birer mümindiler. Eğer, o çocuğu öldürmeseydim, ana ve babasının küfre düşmesine sebep olacaktı. O çocuğu öldürmekle, biz istedik ki; mümin olan anne ve babası küfre düşmekten kurtulsun; Allahü teâlâ da onlara bedel olarak, temiz ve salih bir evlât versin.
[Hızır aleyhisselâmın öldürdüğü çocuğun anne ve babasına, Allahü teâlâ hayırlı bir kız çocuğu vermiştir. Bu kız, bir peygamber annesi olmuş ve o peygamber vasıtasıyla bir ümmet hidayete ermiştir.]

Yıkılmak üzere iken doğrulttuğum duvara gelince; o duvar, salih bir babanın iki yetim çocuğuna aitti. Altında bir define vardı. Eğer duvarı düzeltmeseydim, yıkılıp define ortaya çıkacak, çocuklar da henüz küçük oldukları için, mallarına sahip olamayacak ve define başkalarının eline geçecekti. Çocuklar büyüyünce defineye sahip olabilsinler düşüncesiyle duvarı düzelttim. Bütün bunlar, her ikimiz için Rabbimizden bir rahmet idi. İşte senin sabredemediğin hâdiselerin hikmeti bunlardır.
Hızır aleyhisselâm bu sebepleri açıkladıktan sonra, Musa aleyhisselâmdan ayrıldılar. Peygamber efendimiz "aleyhisselâm" bir hadis-i şerifinde, bu hâdisenin, Musa aleyhisselâmın üçüncü suali sormasına kadar olan kısmını anlattıktan sonra buyurmuştur ki:
(Allahü teâlâ Musa'ya rahmet etsin. Ne olurdu, sabretseydi de aralarında geçecek hâdiseler Allahü teâlâ tarafından bize bildirilseydi.)


HUZUR PINARI - İslamiyet, İslam Dini, Ehl-i Sünnet İtikadı, İlmihal, Kitaplar...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt