Anladığım kadarıyla Hz. Musa Rabbime soruyor bu soruları. Tam olarak kaynak nedir bunu eğer biliyorsak ona göre de cevap verebiliriz bence. Ama yine de bir alıntıyı buraya eklemek isterim.
Alıntı
Esas ibadetlere ihtiyacı olan biziz. Bizim ihtiyacımız olduğu için,Cenab-ı Hak ısrarla ibadetleri yerine getirmemizi istiyor.Konuyla ilgili Bediüzzaman Said Nursi'nin şu sözü bize her şeyi anlatıyor.
“Cenab-ı Hak ,sırf senin ibadetine belki hiçbir şeye muhtaç değil. Fakat sen,ibadete muhtaçsın;manen hastasın. İbadet ise manevi yaralara ilaçlar hükmündedir... Acaba bir hasta , o hastalık hakkında ,şefkatli bir hekimin onu nafi(faydalı)ilaçları içirmek hususunda ettiği ısrara mukabil,hekime dese;senin ne ihtiyacın var,bana böyle ısrar ediyorsun? Ne kadar manasız olduğunu anlarsın”(B.Said Nursi-Lemalar)
“Allahü Teala bu kainatı lütfuyla bize hizmetkar yaptığı gibi taat ve ibadeti de yine lütfuyla bizlere emrediyor. Ta ki onlarla ebedi saadete mazhar olalım. Çünkü Cenab-ı Hakk'ın insanın ibadetine hiçbir ihtiyacı olmadığı gibi,onun isyanından da bir zarar görmemektedir. Her iki halde de ,sadece insanın fayda ve zararı söz konusudur.İşte,ibadetlerin emredilmesinin insan hakkında binlerce faydası vardır. İbadetlerini düzenli sürdüren bir insan ,düzenli bir hayata kavuşur,dünyada rahat eder. Kainatın ve kendisinin yaratılış gayesini anlar,amaçlı ve ebedi hayatı kazanır. İbadetleri yapmak kadar insan için daha iyi bir sermaye var mıdır?
“Neden Allah,kaderle insanların hayatını sınırlıyor ve yönlendiriyor? Bu insanın iradesine ve yaşam tercihine müdahale değil mi?
“Her eser bir planın sonucudur. Her şey bir ölçüye göre şekillenir. İnsan da öyledir. Gözün büyüklüğü,dilin uzunluğu,kafanın ağırlığı,belin inceliği ve diğer uzuvların biçimi,görünmez bir sınır çizgisine boyun eğiyor. Vücudumuzda görev alan atomları,belirli hudutlarda tutan bir kuvvet var. Bu iş de bizim rolümüz yok. Hücreye genetik şifreyi biz koymadık.Genlerdeki bilgileri okuyup da o plana göre vücudumuzu inşa etmedik. Bunlar sınırsız bir ilmin,iradenin ve kudretin sonucu. Peki bu sıfatlar kime ait? Tabii ki Allah tan başkasını düşünmek mümkün mü?
O zaman planlayan da yaratan da O dur.
“Konuyu derinliğine ele almak istersek. Önce şu üç kavrama açıklık getirmemiz lazımdır. bunlar kader kaza ve iradedir.
Kader;Allah'ın herşeyi bilmesi ve buna göre de yazmasıdır. Bir başka ifadeyle,kainatın planı ve projesidir. Olmuşlar,olanlar ve olacaklar Kader Defterinde mevcuttur.
Kaza ise ; kaderdeki hükmün infazıdır. Yani,kaderde yazılanların başa gelmesidir.
İrade de;insanlardaki seçme kuvvetidir. Başka bir ifadeyle,önündeki şıklardan veya yazılanlardan birisini tercih etme hakkıdır.
Bizim nerede ne zaman ne yapacağımız yazılmıştır. Şuanda seninle birlikte sohbet edeceğimiz kaderimize yazılmış .Bu kaderdir. Seninle sohbet etmemiz ise ,kaderdeki hükmün yerine getirilmesidir. Yani kazadır. Seninle sohbet edip etmeme konusunda,sohbet etmeyi tercih etmemiz ve sohbete karar vermemiz ise iradedir.
Yani kader,bizim dışımızda,hayatımızı planlayan ve bizi bir yöne zorlayan bir planlamadır.
Hayır,tam öyle değil,eksik yönleri var. Bunu aydınlatmak için kader konusunu biraz açalım.
Kaderi ikiye ayırabiliriz. Birisi ızdırari,diğeri de ihtiyari kaderdir.
Iztırari kaderde,bizim hiçbir tesirimiz yoktur. Dünyaya geleceğimiz yer anne ve babamız,şeklimiz,cinsiyetimiz ve kabiliyetimiz gibi şeylerdir. Bunlara biz karar veremeyiz. Bunlar için bir mesuliyetimiz yoktur.
İhtiyari kader ise irademize bağlıdır. Biz neye karar vereceksek,neyi tercih edeceksek ve ne yapmak isteyeceksek,Allah ;ezeli ilmiyle bunları biliyor ve öyle de takdir edip yazıyor.
ctrlaltdel
KrediBilgi.com