Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hicri yılbaşımız kutlu olsun ÇOCUKLAR:)çocuklar için yılbaşı kartlarınızve gifler
(1 Kullanıcı)
Hicri yılbaşımız kutlu olsunÇOCUKLARçocuklar için yılbaşı kartlarınızve gifler
Hicrî Yılbaşı MUHARREM AYI VE HİCRİ YILBAŞI: Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir. (Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselam miladi 571’de 20 Nisana rastlayan Rebiul-evvel ayının on ikinci Pazartesi sabahı Mekke’de doğdu. 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanların Şemsi yılbaşı oldu. O yılın Muharrem ayının birinci günü de Kameri yıl başı oldu. Muharrem ayının birinci gecesi Müslümanların kameri yılbaşı gecesidir.) Muharrem ayı Zilkade Zilhicce ve Receb ile beraber Kur'an-ı kerimde kıymet verilen dört aydan biridir. (Tevbe 36) Bu geceyi ihya etmeli ve saygı göstermeli. Saygı göstermek günah işlememekle olur. Zilhiccenin son günü ve Muharremin birinci günü oruç tutan o yılın tamamını oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. Bir hadis-i şerifte (Ramazandan sonra en faziletli oruç Muharrem ayında tutulan oruçtur) buyuruldu. Muharrem ayı ile ilgili birkaç hadis-i şerif meali şöyledir: (Ayların efendisi Muharrem günlerin efendisi Cuma’dır.) [Deylemi] (Ramazandan sonra en faziletli oruç Allah’ın ayı Muharrem ayında tutulan oruçtur. Farzlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.) [Müslim İbni Mace Tirmizi Nesai] (Nafile oruç tutacaksan Muharrem ayında tut; çünkü o Allah’ın ayıdır. O ayda bir gün vardır ki O günde Allah geçmiş kavimlerden birinin tevbesini kabul etti. Yine o gün tevbe edenlerin günahlarını da affeder.) [Tirmizi]
Yılbaşı duası Muharrem ayının ilk günü aşağıdaki duayı 3 defa okuyanın, gelecek Muharrem ayına kadar bütün belalardan emin olacağı, Aşûre Günü [Muharremin onuncu günü] 3 defa okuyanın ise, ölümden de emin olacağı; çünkü o sene öleceği takdir edilmiş olana, bu duayı okumak nasip olmayacağı bildirilmiştir.
Küçükler yine her günkü masallarını anlatılarak yatırıldıÇocuklar yatınca,Kevser hanım,bir çantadan ,bitmek üzere iki tane çocuk elbisesi çıkarttı
-Dilaracığım bana yardım eder misin?Kızlara sürpriz olsun diye,onlardan gizli dikiyorum daYarına yetişmesi lazım
Dilara merakla yarın önemli bir gün mü var ?diye sorduGenç kız sandı ki çocuklardan birinin yaş günü var…
-Evet dediYarın Hicri yılbaşıBütün dünya Müslümanlarının kabul ettiği takvimi ilk günüPeygamberimizin(sav) Mekke’den Medine’ye hicretinin kutlandığı gün
İki genç kadın hem küçüklerin elbiselerini tamamladılar ,hem de Peygamberimizin(sav) hicretinin yeniden andılar
* * *
Sabah bu mutlu yuvada hummalı bir hazırlık yapıldıKevser hanım küçük kızların arkadaşlarına hediyeler hazırladıKendi elleriyle güzel pastalar yaptıKahvaltıdan sonra kızlarına banyo yaptırdı,sonra gizlice diktiği elbiseleri çıkarttı
Çocukların sevincine diyecek yoktuFırfırlarla süslü uzun elbiseleri, onları daha bir güzelleştirmişti Dilara da bavuldan hiç kullanmadığı iki güzel eşarp çıkarttı,kendi elleriyle bağladıÇok tatlı iki küçük İslam hanım efendisi olmuşlardı Genç anne kızlarını dizine oturttu
-Bakın yavrularım,bugün ne olduğunu biliyor musunuz?
Düşündüler fakat bulamadılar
-Nedir anneciğim? Diye sordular
-Hani siz yılbaşını kutlamak istemiştiniz de,”O bizim bayramımız değil ,Hem o gün Allah’ın sevmediği çok zararlı şeyler yapılıyor, Müslüman’ın yapmaması gereken şeyler” demiştim
Melike atıldı
-Evet anneciğim ,o gün güzelim çam ağaçları kesiliyor,içki içiliyor ve Allah’ın yasak ettiği şekilde eğleniliyordu
Kevser hanım yine sabırla ve sevgiyle açıkladı:
-Sonra anneler günü kutlanmıştı da, siz bana hediye almak istemiştiniz;ben kabul etmemiştimBen yılın üçyüz altmış beş günü annenizimSiz her gün beni memnun ediyorsunuzBen yılda bir defacık hatırlanmak istemem demiştim
Melike:
-Anneciğim o gün sınıfımızda annesi olmayan çocuk vardıBiz anneler günü üzerine şiirler söylemiştikArkadaşlar annelerine aldıkları hediyeyi anlatınca o çocuk öyle ağlamıştı ki Öğretmenimiz zor susturmuştu
Kevser hanım :
-Ya yandaki komşumuz Selam hanım ,o gün evden dışarı çıkmamış,bana ağlayarak telefon etmiştiHiç unutmam,şöyle demişti:
-Kevser hanım, bu anneler günü benim anne olamamı, sanki bir tokat gibi yüzüme vuruyoro gün kahroluyorum,demişti
İşte yavrularım,batının bu zararlı bayramlarını size kutlatmamıştımŞimdi onun yerine ,birçok bayramımızdan biri olan HİCRET’i kutlayacağızMahalledeki arkadaşlarınızı da çağırınOnlara da küçük hediyeler aldımPastalardan yersinizBen size Kur’an ziyafeti çekerim Dilara ablanız güzel bir hikaye anlatır;siz de o ruhlara serinlik veren ilahilerinizden okursunuz
O gün çocukların unutamayacağı, tekrar gelmesini özlemle bekleyecekleri gün olmuştuDilara düşündüİslam’da daha bunun gibi beş gece –iki bayram vardıEğer bu günler ,müslümanca ,çocuklarla kutlanırsa ,o küçük dimağlar bu güzel dini sevmezler miydi?
Ne yazık ki zamanın Müslümanları,kendi öz gecelerini birer mevlütle geçirdikleri, hatta bazen unuttukları halde, Hıristiyan batının önemli günleri,onları geçercesine kutlanmaya başlanmıştıHem de bütün yurtta,televizyonun desteğiyle…
Peygamberin şu hadisi unutulmuştu heralde:
-Batıldan bir adet benimsenmedikçe ,İslam’ın güzel bir adeti kaybolur…Batıl benimsendikçe,Türkiye’de İslam’ın şubeleri bir bir kopacak mıydı ?
Dilara bunları düşününce tüyleri ürperdi
-Ablacığım ,biz bu dine sahip çıkmaksak,Allah bu dini bizim elimizden alır mı?
Bu masumca ve ihlaslı soruya ,Kevser hanım cevap verdi:
-Tabii ,mazaAllah bizler sahip çıkmazsak ,Allahu Teala bizden alır,sahip çıkan bir millete bahşedersen hiç şöyle bir ayet veya hadis duydun mu?(ben duymadım,yok da!)İslam ilelebet Türklere verilmiştir,diye
Ne yazık ki şimdi Müslüman Türkler ,Müslümanlığı hor görür oldularAdımızdan ve nüfus cüzdanımızdan gayri neyimiz kaldı?Ama bir gün Fransa Müslüman bir ülke olursa şaşama!Gazetede okudum ,en az günde yüz kişi Müslüman oluyormuşhem de öyle bizim yarım yamalak Müslümanlar gibi değilTam yaşıyorlarmış İslam’ı
-Ablacığım ben de okumuştum bir dergide30 sene sonra Amerika’nın en büyük dininin İslam olacağı tahmin ediliyormuş
-Ben sahip çıkacağım dinime,dünyada bir tek ben kalsam da ,sevgili Peygamberime(sav)indiği temizliyle yaşamaya çalışacağım İslamı…
Genç kız bu sözleri söylerken,Kevser abla bu imanlı kızın yüzündeki cehde hayran kaldı
-Üzülme DilaraSenin gibi gençler böyle düşünürse inşaAlah bu güzel dini bizden esirgemez
SAADET ASRINDAN GÜNÜMÜZE HİCRÎ TAKVİM öğrenelim...
SAADET ASRINDAN GÜNÜMÜZE HİCRÎ TAKVİM öğrenelim...
SAADET ASRINDAN GÜNÜMÜZE HİCRÎ TAKVİM
İnsanlık, tarih boyunca “zaman”ını daha anlamlı ve planlı hale getirmek istemiş ve bunun için çaba göstermiştir. Takvim denilen meta da, bu çabaların sonucunda ortaya çıkmıştır. Tarihten bu yana dünyanın her yerinde, güneş ve ayın hareketleri baz alınarak pek çok takvim hazırlanmış ve kullanılmıştır
Bunlar: 1.Güneş takvimi: Güneşin hareketleri temel alınarak hazırlanan takvimdir 2.Ay-güneş takvimi: Bu takvimde, yılın süresi güneş takvimininki ile aynıdır Aylar ise mümkün olduğu kadar kamerî ayla başlayacak ve bitecek şekilde düzenlenmiştir 3.Ay Takvimi: Ayın hareketlerinden yola çıkılarak hazırlanan takvimdi
Arap Yarımadası’nda, İslam’dan önce ay takvimi kullanılıyordu. Hicretin ikinci yılında kurban ve oruç gibi ibadetlerin farz kılınmasıyla, belirli bir takvim kullanma ihtiyacı doğdu. Ve önceden olduğu gibi kamerî takvim kullanılmaya devam edildi. Fakat kamerî takvimdeki on bir günlük eksiklikten dolayı, ay-güneş takviminde yapılan uygulamaya gidildi. Böylece yılbaşının her zaman aynı mevsime rastlaması sağlanıyordu. Bu takvimin başlangıcı olarak da Müslümanlar, ister Peygamber’in işaretiyle, ister kendi içtihatları üzerine, Peygamber’in Mekke’den Medine’ye hicretini esas alarak, onun hicret tarihi olan (Rebiülevvel ayını) takvim başlangıcı olarak kullanmaya başladılar. Bu takvimin ilk ayı Rebiülevvel, son ayı Safer ayıydı. Böylece gayri resmî hicrî takvim, ilk hâlini almış oldu
Hz. Peygamber zamanında hicrî takvimle ilgili en önemli gelişme, hicretin onuncu yılında Veda Haccı esnasında meydana gel Hz. Peygamber, Veda Hutbesi’nde ay takviminin, güneş takviminin akışına bağımlı olması durumuna son verdi. Böylece ay takvimindeki aylar, senenin içinde belli bir mevsime bağımlı olmaktan kurtuldu. Bu uygulamanın hikmetini, çağımızın önemli mütefekkirlerinden Seyyid Hüseyin Nasr şöyle açıklıyor: “Eğer kamerî yıl -bazı modernleşmiş müslümanların, getireceği sonuçların farkında olmadan ileri sürdükleri gibi- bir güneş yılı içinde sabit bırakılsaydı, muazzam bir adaletsizlik işlenmiş olacaktı; zira bazı müslümanlar daima uzun günlerde oruç tutacak veya hayatları boyunca diğerlerinden daha zor şartlarda ibadet edeceklerdi. Yalnızca böyle bir uygulamayı yasaklamak, tüm inananlar arasında ilâhî adaleti sağlayabilirdi”
Hz. Ömer devrinde ise hicrî takvim son hâlini aldı. Hz. Ömer devri, İslam devletinin sınırlarının genişlediği ve çok farklı milletlerin kitleler halinde İslam’a girmeye başladığı bir zaman dilimiydi. Buna bağlı olarak da devlet müesseseleri bir nevi kurumsallaşmaya başlamış, yazılan evraklara tarih atma ihtiyacı hasıl olmuştu. Bu ihtiyaca binaen, takvimin muallakta bulunan kısımlarının bir düzene konulması gerekiyordu Tüm bunlara dayanarak Hz. Ömer, devrin ileri gelen sahabilerini bir araya topladı ve hicrî takvim meselesini istişare ederek bir karara bağladı. İstişare sonucunda, Hz. Peygamer’in hicreti ve onun güneş takviminden bağımsız hâle getirdiği kamerî takvim esas alınarak, ilk ayı muharrem olan hicrî takvim, resmî olarak yürürlüğe girdi. Böylece hicrî takvim, son ve resmî halini almış oldu
Bu yazı, [url]www.sonpeygamber.info[/URL] sitesindeki, Doç. Dr. Kasım Şulul imzalı, “Hicri Takvim Nasıl Ortaya Çıktı?” yazısı esas alınarak hazırlanmıştır.)
Yeni Yıl Öyle çok şey değil
Yeni yıldan beklediğim
Katta, yatta, arabada
Para pulda da gözüm yok.
Şans oyunları: Piyango
Toto loto çıkmasın, istemem
At yarışı zaten oynamam
Bir avuç duadadır ümidim
Çok şey değil yeni yıl
Çok değil senden beklediğim
Bir yudum sevgi
Bir tutam sıcaklık getir yârdan.
Yeni yıl, yeni bin yıl
Nasılsa sende geçip gideceksin
Ömrümden bir parçada sen koparacaksın
Ne isteyeyim ki
Giden yılı aratma yeter.
Fahri MADEN
Yeni Yıl
Bir, iki, beş, on derken
Üç yüz altmış beş oldu.
Göz açıp kapamadan
Koskoca bir yıl oldu.
Her gün bir yaprak düştü
Takvimden yavaş yavaş.
Yıl bitti, şimdi biz de
Aldık birer yeni yaş.
Yeni yıl kutlu olsun
Dedim de dün babama,
Sağol, sevgili yavrum
Dedi; unutma ama,
Çalışmak zorundasın
Bu yıl geçen yıldan çok
Artık kocaman oldun,
Boş vakit geçirmek yok.
Rakım ÇALAPALA
Yeni Yıl
Bir yaş daha büyüdük
Girdik yeni yıllara
On iki ay yürüdük
Vardık yeni yıllara
Koca bir yıl devrildi
Takvim başa çevrildi
Hoş geldi, safa geldi.
Erdik yeni yıla...
Yarınların yıldızı.
Bu yurdun oğlu, kızı
Çalışma hızımızı
Verdik yeni yıllara.
Yeni yıl kutlu olsun,
BİRDE BİZDEN BİR FIKRA OLSUN: Annem yeni hicri yılda evimizi süsledi arkadaşlarımı cağırdı,pastalar ve eğlencelerle kutladık. cok eğlendik.... Annem o gün bize Efendimizin s.a.v hicretini anlattı,bize takvimin neden bugun secilmesinin nedenlerini anlattı. Alicanın suratı değişti anneme dönüp her sene yapıyormusunuz bunu dedi? Annem evet dedi... Alican bizimkiler 1 ocakta kutluyor beni evde ablamla bırakıp eğlenmeye gidiyorlar ben cok üzülüyorum
Annem in gözleri doldu,gülümsemeye calışarak
Bak alican müslümanların yılbaşısı bugun,nasipse her sene bize gelirsin bizle kutlarsın olmazmı dedi? Alican güldü,
ama her sene hediyemi isterim
SİZİNDE HEDİYENİZ BU SAYFA COCUKLAR HAKİKATDAMLALARINDAN HEDİYE
Noel, Postanede çalisan memurlar yilbasi günü Noel Babaya yazilmis bir mektuba rastlarlar Tabii Noel Baba diye birisi olmadigi için mektubu kendileri açip okurlar. Mektupta söyle yaziyordur. "Sevgili Noel Baba. Ben 10 yasinda bir çocugum. Hiç kimsem yok. Yetimhanede kaliyorum. Diger arkadaslarima birçok hediye geldi ama bana hiç hediye getiren olmadi. Senden üç sey istiyorum. Bana bir kalem, bir kalemkutusu, bir de ayakkabi gönderirsen çok sevinirim"
Memurlar mektubu okuyunca çocuga çok acirlar Kimsesiz çocugu mutlu etmek ve noel babaya olan inancini sarsmamak için kendi aralarinda para toplayip hediyeleri kendileri almaya karar verirler.
Kalem ve ayakkabiyi alirlar, para yetmedigi için kalemkutusunu alamazlar. Aldiklari hediyeleri gönderdikten günler sonra çocuktan tesekkür mektubu gelir. Mektup söyledir: "Sevgili Noel Baba, gönderdigin hediyeleri aldim. Beni çok memnun ettin.Gönderdigin hediyelerden birisi gelmemis. Onu da herhalde postanedeki ler almistir."