kardelen_misali_
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 10 Ağu 2006
- Mesajlar
- 90
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Hiçbir Peygamberin Karikatürü Yapılamaz
İnsanların birbirine saygılı davranması insan olmanın bir gereğidir. İnsanın dışındaki varlıklardan böyle bir şey beklenmez/beklenemez. Zira saygı irade ile alakalı bir şeydir. Mevcudat içinde irade nimetine mazhar olan yegane varlık da insandır. Kendisine saygılı davranılmasını isteyen herkes, muhatap olduğu insanlara hatta bütün insanlığa saygılı davranmalıdır. Saygılı davranmalıdır ki başkalarından saygı görsün. Zira saygı, saygının en önemli davetçisidir.
İslam dini, insanın mükerrem yaratıldığını, her insanın Allah’ın ayrı bir sanatı olduğunu ve “Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevilmesi gerektiği” inanç ve bakış açısını getirmiştir. Kur’an, Müslümanlara insanlarla alay etmeyi, dalga geçmeyi, hafife almayı, tahkir etmeyi, insanın insanlık onuruyla oynamayı yasaklamıştır: “Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin. Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Birbirinizi, (daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.” (Hucurat suresi, 49/11)
Ayette hafife almanın, tahkir etmenin nereden kaynaklandığına işaret edilmektedir ki o da insanın kendisini daha üstün daha hayırlı görmesidir. İnsanın kendisini üstün görüp başkalarını hafife alarak, tahkir etmesi ne kadar isabetlidir? Bunun cevabı da ayette verilmektedir: “sizin hafife alıp, alay ettiğiniz insanlar Allah nezdinde sizden daha hayırlı olabilir.” Üstünlüğün alaya alan insanların kendi heva ve heveslerine göre belirlediği ölçü ve kriterlerle değil, Allah’ın yanında geçerli olan kıymet ölçülerine göre olduğuna dikkat çekilmektedir.
Ergün ÇAPAN
www.herkül.org
İnsanların birbirine saygılı davranması insan olmanın bir gereğidir. İnsanın dışındaki varlıklardan böyle bir şey beklenmez/beklenemez. Zira saygı irade ile alakalı bir şeydir. Mevcudat içinde irade nimetine mazhar olan yegane varlık da insandır. Kendisine saygılı davranılmasını isteyen herkes, muhatap olduğu insanlara hatta bütün insanlığa saygılı davranmalıdır. Saygılı davranmalıdır ki başkalarından saygı görsün. Zira saygı, saygının en önemli davetçisidir.
İslam dini, insanın mükerrem yaratıldığını, her insanın Allah’ın ayrı bir sanatı olduğunu ve “Yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevilmesi gerektiği” inanç ve bakış açısını getirmiştir. Kur’an, Müslümanlara insanlarla alay etmeyi, dalga geçmeyi, hafife almayı, tahkir etmeyi, insanın insanlık onuruyla oynamayı yasaklamıştır: “Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin. Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır. Birbirinizi, (daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın. Birbirinize kötü lakaplar takmayın.” (Hucurat suresi, 49/11)
Ayette hafife almanın, tahkir etmenin nereden kaynaklandığına işaret edilmektedir ki o da insanın kendisini daha üstün daha hayırlı görmesidir. İnsanın kendisini üstün görüp başkalarını hafife alarak, tahkir etmesi ne kadar isabetlidir? Bunun cevabı da ayette verilmektedir: “sizin hafife alıp, alay ettiğiniz insanlar Allah nezdinde sizden daha hayırlı olabilir.” Üstünlüğün alaya alan insanların kendi heva ve heveslerine göre belirlediği ölçü ve kriterlerle değil, Allah’ın yanında geçerli olan kıymet ölçülerine göre olduğuna dikkat çekilmektedir.
Ergün ÇAPAN
www.herkül.org