Memleketin birinde çok bilinen, şöhretli bir şeyh yaşıyordu. Herkes ona koşup geliyor sözlerinden, sohbetinden istifade ediyordu.
Bir gün aniden oğlu öldü. Tanıyan tanımayan herkes bu olaya üzüldü ağladı. Fakat Şeyh bir damla olsun göz yaşı dökmedi. Bunu gören hanımı:
"Herkes bizim çocuğumuz için ağlayıp üzülürken sen neden ağlamıyorsun, yoksa katı kalpli biri misin? Eğer katı kalpli isen insanlara nasıl acıyıp şefaat edeceksin mahşer günü," dedi.
Şeyh bunu söyleyen hanımına:
"Ey benim hayat yoldaşım ağlamadığıma bakıp beni merhametsiz, katı yürekli sanma. Ben kâfirlere acıyor, onlara iman nasip olması için dua ediyorum. *****lere bile acıyorum, hatta beni ısıran köpeğe bile Yarabbi bu zavallının huyunu değiştir ki insanlardan taş, sopa yemesin diye dua ettim."
Bu sözleri duyan hanımı:
"Madem böylesine sevgi ve merhamet dolusun o hâlde neden oğlumuz için ağlamıyorsun?" dedi.
Şeyh sözlerine şöyle devam etti:
"İnsan bir şeyi kaybettiği veya ondan ayrıldığı için ağlar, üzülür. Hiç temmuz ayı kış mevsimine benzer mi? ister bütün çocuklarımız ölsün, ister diri kalsınlar onlar gönül gözünden kaybolmuyorlar ki. Onlar gözümün önünde gezip oynarken neden senin gibi ağlayıp üzüleyim.
Oğlumuz zamanın devranından çıktı, kaybolmadı ki etrafımızda gezinip duruyor," dedi.
Bir gün aniden oğlu öldü. Tanıyan tanımayan herkes bu olaya üzüldü ağladı. Fakat Şeyh bir damla olsun göz yaşı dökmedi. Bunu gören hanımı:
"Herkes bizim çocuğumuz için ağlayıp üzülürken sen neden ağlamıyorsun, yoksa katı kalpli biri misin? Eğer katı kalpli isen insanlara nasıl acıyıp şefaat edeceksin mahşer günü," dedi.
Şeyh bunu söyleyen hanımına:
"Ey benim hayat yoldaşım ağlamadığıma bakıp beni merhametsiz, katı yürekli sanma. Ben kâfirlere acıyor, onlara iman nasip olması için dua ediyorum. *****lere bile acıyorum, hatta beni ısıran köpeğe bile Yarabbi bu zavallının huyunu değiştir ki insanlardan taş, sopa yemesin diye dua ettim."
Bu sözleri duyan hanımı:
"Madem böylesine sevgi ve merhamet dolusun o hâlde neden oğlumuz için ağlamıyorsun?" dedi.
Şeyh sözlerine şöyle devam etti:
"İnsan bir şeyi kaybettiği veya ondan ayrıldığı için ağlar, üzülür. Hiç temmuz ayı kış mevsimine benzer mi? ister bütün çocuklarımız ölsün, ister diri kalsınlar onlar gönül gözünden kaybolmuyorlar ki. Onlar gözümün önünde gezip oynarken neden senin gibi ağlayıp üzüleyim.
Oğlumuz zamanın devranından çıktı, kaybolmadı ki etrafımızda gezinip duruyor," dedi.