Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hiç kendi kıyametinizi düşündünüzmü... (1 Kullanıcı)

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
insanlar surekli kıyamet ne zaman kopacak ya da kıyamet alametleri nelerdir diye sorular sorarlar ama bilmiyorlar ki her insanın ölümü kendi kıyametinin kopuşu demektir ve ECELİN kapımzı ne zamn çalacağı hiç belli değildir!!
kıyametimiz henüz kopmamışken şunları bir kere daha tefekkür edelim




Çocukluğunuzun ilk günlerinden itibaren geleceğinize ilişkin belirli bir hedefe yönelir veya başkaları tarafından yönlendirilirsiniz. Muhtemelen şunlarla karşılaşırsınız: Yaşınız ilerlediğinde artık bir aileniz ve işiniz olmuştur. Daha çok para kazanmak ve daha rahat yaşamak için çaba gösterirsiniz, çocuklarınızı yetiştirir, onların ileride sizden daha iyi bir hayat sürmelerini istersiniz. Haftada bir aile toplantılarına katılır, tatil yapar, işe gider, geri kalan vaktinizi de evde geçirirsiniz. Birkaç aksaklık dışında yaşamınızdaki herşey muntazam devam eder, genelde çok olağanüstü durumlarla da karşılaşmazsınız.


Yaşamınızdaki herşey sanki daha önceden belirlenmiş gibidir, çevrenizdeki insanların yaşamları da birbirleriyle çok büyük benzerlikler gösterir. Bu benzer senaryolara göre yaşamak için çalışmalı, soyunuzu devam ettirmek için de aile kurmalısınız. Bu düşünceye göre zaten "iyi bir aile ve iyi bir iş" dışında yaşamın başka ne amacı olabilir ki! Bunlar sağlandıktan sonra mutlu bir yaşam hayal edersiniz. Böylece herşey tozpembe olacak ve yaşamın geri kalan kısmını huzurlu geçireceksinizdir.


Oysa siz bunları düşünürken, bedeninizde ve çevrenizde önemli birtakım değişiklikler olmaktadır. Vücudunuzda farklı işlevlere sahip pek çok hücre görevini tamamlayıp ölmekte ve yaşınız ilerledikçe bunların yenilenmesi daha da yavaşlamaktadır. Bedeniniz yaşlanmakta ve bu yönde sürekli belirtiler, hastalıklar, eksiklikler ortaya çıkmaktadır.


Ve siz huzurlu ve rahat geçirmeyi planladığınız "geri kalan ömrünüzde" gitgide ölüme doğru yaklaştığınızın farkındasınızdır. İşte bu nedenle dünya hayatı size beklediğiniz rahatlığı ve huzuru gerçek anlamda asla vermez. . Çünkü dünya hayatı yalnızca geçici bir imtihan yeridir. Kimin güzel davranışlarda bulunduğunun sınandığı yerdir. Allah, bize bu önemli gerçeği şöyle bildirmektedir:


O, amel (davranış ve eylem) bakımından hanginizin daha iyi (ve güzel) olacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O, üstün ve güçlü olandır, çok bağışlayandır. (Mülk Suresi, 2)


Yaşamın gerçek amacı "iyi bir aile ve iyi bir iş" değildir. Herkesin tek bir yaratılış amacı vardır: Allah'a kul olmak. Dünyada elde edilmiş mal, eş, çocuk, mevki, itibar gibi kazançların hepsi yaşam boyunca büyük bir tutkuyla bağlanılan değerlerdir. O zaman gerçek amacın ve kazancın ne olduğunu çok iyi düşünmek, kavramak gerekir. İşte yaratılmanın asıl amacını Allah Kuran'da şöyle bildirmektedir:

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)


Ancak Allah'a kulluk görevinin tam olarak yerine getirilmesiyle ölümden sonra başlayacak olan ahiret hayatı için güzel bir beklenti söz konusu olabilir. Eğer bir insanın ahirete, ölümden sonraki yaşama yönelik bir beklentisi yoksa, o zaman da geriye tek bir ihtimal kalır: Ölümle birlikte sonsuza dek yok olmak! Bu ihtimal ise diğerlerine göre çok daha ürkütücüdür. Allah'a kulluk etmeyi reddeden insanlar bu olasılıktan korktukları ve unutmak istedikleri için kendilerince çeşitli yöntemler geliştirirler. Bu yöntemler ise genelde hep aynıdır: Ölüm konuşulmaz, tartışılmaz, hatırlatılmaz. Halbuki ölüm, yaşanılacağı kesin olan bir gerçektir, ama sanki "yokmuş" gibi davranılır. Toplumun büyük bir kesiminin bu mantığa sahip olması insanda bir rahatlamaya sebep olabilir. . Oysa Allah

Kuran'da insanların kaçmakta oldukları ölüm gerçeğiyle mutlaka karşılaşacaklarını bildirmektedir. Ayette şöyle buyrulur:

De ki: "Elbette sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, şüphesiz sizinle karşılaşıp-buluşacaktır. Sonra gaybı da, müşahede edilebileni de bilen (Allah)a döndürüleceksiniz; O da size yaptıklarınızı haber verecektir. (Cuma Suresi, 8)


Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş'eme). "Kapıları kilitlenmiş" bir ateş onların üzerinedir. (Beled Suresi, 19-20)

Dünyada kendisine verilmiş kısıtlı süreyi boşa harcayan her insanın, tüm zamanlar boyunca içinde kalacağı, sonsuza kadar kapıları üzerine kilitlenmiş bu azabı hak edeceğini sakın unutmayın... Selam ve Dua ile
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Dünyada kendisine verilmiş kısıtlı süreyi boşa harcayan her insanın, tüm zamanlar boyunca içinde kalacağı, sonsuza kadar kapıları üzerine kilitlenmiş bu azabı hak edeceğini sakın unutmayın... Selam ve Dua ile
 

hatice kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2007
Mesajlar
210
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
ALLAH RAZI OLSUN EMEĞİNE SAĞLIK RAHMAN'A EMANET OL.DUA İLE....
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,771
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
Ve siz huzurlu ve rahat geçirmeyi planladığınız "geri kalan ömrünüzde" gitgide ölüme doğru yaklaştığınızın farkındasınızdır.
selamun aleyküm abi sağolasınız Rabbim razı olsun sizlerden..evet malesef insanların ekserisi huzuru ve rahatı ölümü düşünmemekte buluyorlar..sanki bu dünya sadece yeme içme,bir eğlence yeri bu düşünceyi savunanlar için..''aman boşversene burda ne yaparsak kardır'' diyorlar ve günden güne sefahete düşüyorlar..evet burda ne yaparsak kardır lakin onların zikrettiği gibi değil..iyilik namına ne yaparsak kardır..ibadet ve kulluk namına ne yaparsak kardır..zaten ölüm hakikatini bir kabullenseler,her nefsin ölümü tadacağına kalben inansalar ne dünya,ne makam sevgisi kalır kalblerinde ama ölüm kelimesinin ''Ö''sünü duyunca tüyleri ürperiyor,inadına dünyaya daha da bağlanıyorlar..halbuki dünyanın bir imtihan,bir hizmet yeri olduğunu kabullenebilseler ölümü korkuyla değil aksine sevgiliye kavuşulacak güzel bir an olarak beklerler..Rabbim yardımcımız olsun..inşaAllah bu hakikatlerden uzak olanlar da bir an önce asıl dönüşle dönerler Rabbine..inşaAllah bu manaları son nefesimize dek yaşarız bizler de..Allaha(c.c.)emanet olun abim,selamun aleyküm
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam kardeşim...öncelikle şunu belirteyim...yorumların verdiğin cevaplar o kadar güzelki hayran hayran okuyorum sen gibi vasıflı bilgili dopdolu olan ilim sahibi kardeşlerim benim için çok değerlisiniz...bildikleri ile amel edenler olarak sizi ümid ettiğimden saygım sonsuzdur...

ALLAH cc emanet olun kardeşim...selam ve dua ile kalın selametle...


Ve siz huzurlu ve rahat geçirmeyi planladığınız "geri kalan ömrünüzde" gitgide ölüme doğru yaklaştığınızın farkındasınızdır.
selamun aleyküm abi sağolasınız Rabbim razı olsun sizlerden..evet malesef insanların ekserisi huzuru ve rahatı ölümü düşünmemekte buluyorlar..sanki bu dünya sadece yeme içme,bir eğlence yeri bu düşünceyi savunanlar için..''aman boşversene burda ne yaparsak kardır'' diyorlar ve günden güne sefahete düşüyorlar..evet burda ne yaparsak kardır lakin onların zikrettiği gibi değil..iyilik namına ne yaparsak kardır..ibadet ve kulluk namına ne yaparsak kardır..zaten ölüm hakikatini bir kabullenseler,her nefsin ölümü tadacağına kalben inansalar ne dünya,ne makam sevgisi kalır kalblerinde ama ölüm kelimesinin ''Ö''sünü duyunca tüyleri ürperiyor,inadına dünyaya daha da bağlanıyorlar..halbuki dünyanın bir imtihan,bir hizmet yeri olduğunu kabullenebilseler ölümü korkuyla değil aksine sevgiliye kavuşulacak güzel bir an olarak beklerler..Rabbim yardımcımız olsun..inşaAllah bu hakikatlerden uzak olanlar da bir an önce asıl dönüşle dönerler Rabbine..inşaAllah bu manaları son nefesimize dek yaşarız bizler de..Allaha(c.c.)emanet olun abim,selamun aleyküm
 

RECEB-I KAMER

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Nis 2007
Mesajlar
3,771
Tepki puanı
77
Puanları
48
Yaş
38
Konum
vakt-i seher
aleykümselam kardeşim...öncelikle şunu belirteyim...yorumların verdiğin cevaplar o kadar güzelki hayran hayran okuyorum sen gibi vasıflı bilgili dopdolu olan ilim sahibi kardeşlerim benim için çok değerlisiniz...bildikleri ile amel edenler olarak sizi ümid ettiğimden saygım sonsuzdur...

ALLAH cc emanet olun kardeşim...selam ve dua ile kalın selametle...

selamun aleyküm estağfirullah,sağolasınız abi..bu güzel ve teşvik edici cevabınızdan ötürü teşekkür ederim..''bildikleriyle amel edenler''sözünüz çok önemli ve üzerine günlerce düşünülmesi gerekir..çünkü bilmeyenler yahutta az bilenler bildikleri kadarıyla sorumlu olacaklar..ama çok biliyo görünüp de boş gidenlerin hesabı daha çetin olacaktır muhakkak..Rabbim bildikleriyle kanaat etmekten(yetinmek) muhafaza etsin bizleri..inşaAllah sadece sözüyle değil özüyle dinini yaşayanlardan oluruz..dualarımız bu yönde her daim..sizlerde dua edin bu aciz kardeşinize..Allah(c.c.)razı olsun abim,sağolasınız Allaha(c.c.)emanet olunuz..
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
aleykümselam kardeşim...amin.amin.amin.selametle kalın...:H:G

selamun aleyküm estağfirullah,sağolasınız abi..bu güzel ve teşvik edici cevabınızdan ötürü teşekkür ederim..''bildikleriyle amel edenler''sözünüz çok önemli ve üzerine günlerce düşünülmesi gerekir..çünkü bilmeyenler yahutta az bilenler bildikleri kadarıyla sorumlu olacaklar..ama çok biliyo görünüp de boş gidenlerin hesabı daha çetin olacaktır muhakkak..Rabbim bildikleriyle kanaat etmekten(yetinmek) muhafaza etsin bizleri..inşaAllah sadece sözüyle değil özüyle dinini yaşayanlardan oluruz..dualarımız bu yönde her daim..sizlerde dua edin bu aciz kardeşinize..Allah(c.c.)razı olsun abim,sağolasınız Allaha(c.c.)emanet olunuz..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt