Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hiç düşündünüz mü? Anlaşan, anlaştıran insan mısınız? (1 Kullanıcı)

nagihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Hiç düşündünüz mü? Anlaşan, anlaştıran insan mısınız?[/FONT]Kâmil, olgun mü’min, anlaşmazlığa düştüğü yerde, dayatmayla, inatla iş yapmaz. Fanatiklik ve körükörüne inat bir mü’minin vasfı değildir. Mü’min, muhataplarıyla doğru ve helal yoldan anlaşmaya çalışır.
Size bir soru: Evde ve sokakta kendi görüşümüzü kabul ettirmek için olanca ısrarımızla direniyor muyuz? Yoksa, bizim görüşümüzün kabul görmediği yerlerde yine de bir anlaşma yolu arıyor, bir uyumlu insan örneği verme gereğine inanıyor muyuz? Yani eninde sonunda anlaşan-anlaştıran insan olmayı tercih ediyor muyuz? Böyle bir uyum ölçümüz var mı bizim?
- Bence, anlaşmazlıklara maruz kaldığımız yerlerde inanmış insanlara mahsus uyum ölçümüz vardır bizim. Hem de bu uyum ölçüsünü Peygamberimiz vermiştir bizlere. Kitaplık çaptaki tek cümlelik hadisinde şöyle buyurmuştur Efendimiz:
- ‘Mümin, anlaşan, anlaştıran insandır!..’ Evet, kamil ve olgun mümin, anlaşmazlığa düştüğü yerlerde dayatmayı, inadı tercih etmez. Fanatik ve iddiacı biri görüntüsü vermeye yönelmez. Ne pahasına olursa olsun kendi dediğini kabul ettirme inadını sürdürmez..
- Ya ne yapar? Fedakârlıkla da olsa muhataplarla anlaşmayı, anlaştırmayı, işi tatlıya bağlamayı, helalleşerek halletmeyi esas alır. Çünkü kendisi mümindir. Mümin ise Efendimiz’in tarifiyle:
- Kendisi anlaşan, başkalarını da anlaştıran adam, demektir. İnanmış insanın vazgeçilmez uyum özelliği ve güzelliğidir bu anlaşma ve anlaştırma vasfı..
Olgun müminin sevimli yanını böyle tarif eden Efendimiz, sevimsiz yanını da hadisin devamında şöyle ifade buyurmuştur: “Anlaşmayan ve anlaştırmaya gayret etmeyen müminde hayır yoktur!” Evet, anlaşmayan, anlaştırmaya gayret etmeyen müminde hayır yoktur.
Sözü daha fazla uzatmadan Efendimiz’in (sas) iki mümin arasındaki bir anlaşmazlığı nasıl anlaştırarak tatlıya bağladığına bakalım..
Sahabenin ileri gelenlerinden Kab bin Malik ile İbni ebi Hadred, Mescid-i Saadet’e namaza gelmişlerdi. Ancak Kab’ın ötekinde alacağı vardı. Hazır yan yana gelmişken Kaab, alacağı parasını istedi. Borçlu da henüz eksiğini tamamlayamadığından hemen veremeyeceğini ifade etti. Derken gürültü Resulüllah’ın hanesinden duyulacak kadar yükseldi. Evinin mescide bakan penceresinden perdeyi kaldırarak boynunu uzatıp iki tarafa da bakan Resulüllah, iki mümin arasında bir alacak verecek anlaşmazlığı olduğunu anladı. Müminler arasındaki anlaşmazlıklar müminlere mahsus şekilde mutlaka bir anlaşma anlaştırma ile sonuçlanmalıydı. Bu, kamil müminin vasfıydı. Bunun için de gücü yeten tarafın birazcık fedakârlığı gerekirdi. Bu yüzden Efendimiz, alacaklı olan Kab bin Malik’e, sağ elinin şehadet parmağını yukarıya doğru dikerek ortasından bölme işareti yaptıktan sonra, ‘Alacağının yarısını bağışla, sen bunu yapabilirsin, durumun böyle bir fedakârlığa müsaittir.’ tavsiyesinde bulundu. Kab, kamil müminin vasfını bildiğinden anlaşmaz mümin durumuna düşmek istemiyordu. Hemen cevap verdi:
- Başım gözüm üstüne ya Resulallah. Alacağımın yarısını bağışlayarak anlaşan mümin olmayı tercih ediyorum!
Bundan sonra da borçlu İbni ebi Hadred’e işaret eden Efendimiz; “Kalk git, sen de kalan borcunu getirip hemen öde. Senin de buna gücün yeter artık”, buyurdu.
- Hemen ödüyorum ya Resulallah, bu kadarını zaten hazırlamıştım, anlaşmaz mümin durumuna düşmekten Allah’a sığınırım, dedi. Böylece gürültülü bir anlaşmazlık, anında sakin bir anlaşmayla sona erdi.
Efendimiz buyurdu ki: - “Mümin anlaşan, anlaştıran insandır.” Arkasından da ekledi:
- Anlaşmayan, anlaştırmak için gayret göstermeyen mü’minde hayır yoktur! Bunu böyle bilin!
- Ne dersiniz, evde ve sokakta biz ne haldeyiz?. Anlaşan, anlaştıran mümin örneği mi veriyoruz? Yoksa aksiliklerin ve inatçılığın numunesini mi teşkil ediyoruz? Bir düşünsek, nefs muhasebesi yapsak mı?
 

gulefsan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Nis 2007
Mesajlar
449
Tepki puanı
3
Puanları
0
çok güzel bir konu Nagihan kardeşim .tabiki anlaşan ve anlaştıran insan olmak çok güzel .inşallah hep öyle insaanlardan oluruz...
 

nagihan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2006
Mesajlar
161
Tepki puanı
0
Puanları
0
çok güzel bir konu Nagihan kardeşim .tabiki anlaşan ve anlaştıran insan olmak çok güzel .inşallah hep öyle insaanlardan oluruz...
amin allah razı olsun
benim son gunlerde dikkatimi çeken insanların çok çabuk sinirlenmesi ve karşısındakilere kırıcı konuşması yani tabiki insanlar çok çok farklı ama efendimizin hayatını okusak konuşmadan önce efendimiz nasıl davranırdı ne yapardı diye düşünsek çok guzel olur karşı bir düşüncede hatta aynı konuda bile ayrılıkçı olunması hemen bir gruba dahil edilinmesi çok kötü
bir de imanı guçlu olan insan çabuk öfkelenmez diye düşünüyorum bu yüzden imanı güçlendirmek için uğraşalım ve gerekli takviyeyi yapalım inşallah
selam ve duz ile
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt