Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

herşey aleyhte şahitlik yapacak... (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Allah'ın düşmanları, ateşe sürülmek üzere toplandıkları gün, hepsi bir araya getirilirler (41/19)
"Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir." (41/20)
"Derilerine: Niçin aleyhimize şahitlik ettiniz? Derler. Onlar da: Her şeyi konuşturan Allah, bizi de konuşturdu. İlk defa sizi o yaratmıştır. Yine O'na döndürülüyorsunuz, derler." (41/21)
Ayet–i kerime ahirette, kâfirlerin durumunu haber vermektedir. Kıyamet günü bütün kâfirler toplanır, bu toplamada önde olanlar arkadan gelecekleri bekler. Ne zamanki arkadan gelenlerde, kâfirler topluluğuna iştirak eder, işte o zaman hepsi topluca cehenneme sevk edilirler.
Kâfirler topluca sevk edilmeye başlamadan önce, hesap kitapları yapılır. Yaptıklarını inkâr edecekleri zaman, onlara şahitler getirilecek. Gözleri, kulakları, elleri, ayakları onların aleyhine şahitlik yapacak. Kâfirler ne kadar inkâr ederlerse etsinler gözler diyecek ki:
–Benimle harama baktın.
Kulaklar diyecek ki:
–Benimle de haram dinledin.
Ayaklar ve ellerde aynı şekilde şahitlik yapacak.
–Bizimle haramlara yürüdünüz, haramları aldınız.
Bunlar yaşanacak, insanları bu konuda uyaralım, ikaz edelim. Yarın çok büyük pişmanlık var, o gün pişmanlık fayda salamayacak bir gün olacak.
Bunlar açık gerçeklerdir, bu gerçekleri imkânlarımız dâhilinde her bir tarafa ulaştırmamız gerekir. Bu manada herkesin ilme ihtiyacı vardır. Zengin fakirin, tok da acın halinden anlamaz. Bunun çok örneği verilebilir, soğuk bir hava düşünün. Biri dağda soğuktan donuyor, diğeri de sıcak sobasının başında oturmuş çay içiyor. Sıcak sobasının başında oturana haber gelmiş:
–Falanca dada soğuktan donarak ölmüş.
Adam sıcak sobanın başında, donarak ölmeyi tasavvur edemez:
–Nasıl olur da soğuktan donar?
Sıcak sobanın başında soğuğu elbette anlamazsın, açlıktan karnına taş bağlayanın halını karnı tok insanın anlamadığı gibi. Rabbimiz bize haber veriyor, uyarıyor, tehdit ediyor anlayan var mı? Anlayalım kardeşlerim, işte bunları anlayanlar bize haber veriyor ki, önümüzde çok büyük bir hesap günü var, bunu anlayalım. Bu kadar insan bu hesap gününü anlattı, bunlar boşuna değildir, yarın pişman olmadan tedbirimizi alalım.
Anlatılır ki; vaktin birinde âlim bir hoca yolda giderken, yaşlı bir köylü ile karşılaşır. Birlikte yola devam ederler. Bir ara dinlenmek için bir gölgede otururlar. Hoca bu yaşlı köylüye başlar dini meseleleri anlatmaya. Köylü de dikkatlice hocayı dinliyordu. Köylünün çok dikkatli dinlemesi hocanın nazarını celp eder.
–Efendi! Dikkatli dinliyorsun, anlattıklarımı, anlıyorsun değil mi? demiş.
Yaşlı köylü tebessüm ederek derki:
–Hoca efendi! Anlattıklarınız değil de, konuşurken sakalınızın oynaması çok acayip görünüyor, ona bakıyordum.
Adam hocanın anlattığı, İslam dininin hikmetlerine, güzelliklerine dikkat kesilmiyor da, hocanın sakalının oynamasına bakıyor. Günümüzde bunlara sıkça rastlıyoruz, öze bakan yok, hep şekillere uğraşıyoruz. Şekilleri dikkate alıyoruz. Rabbimiz bizi hakkıyla iman edenlerden eylesin.

PEYGAMBERE UYMAYAN EBEDİ KAYBETTİ
"Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve batıla inanmadı; o arzusuna göre de konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir." (53/1,2,3,4)
Bu ayet–i kerimede Rabbimiz, Resulünü bize şöyle haber veriyor. Muhammed hiçbir zaman batıla yönelmedi, dalalete düşmedi. Sapmadı, sapıtmadı, doğru yoldan ayrılmadı. Hal böyle olunca, o size ne söylediyse doğruyu söyledi, size ne emrettiyse doğru olanı emretti. Onun her söylediği doğrudur. O'nun söylediklerinin dayanağı vahiydir. Allah ona ne söylüyorsa oda onu söylüyor.
İnsan böyle bir peygamberin sözünden çıkar mı? Onun sünneti ihmal edilir mi? Ne yazık ki dünya müminleri onun sünnetinden yüz çevirmek için uğraşmaktadır. İnsanları O'nun sünnetinden uzaklaştırmak Şeytan'ın işidir. Bunu eğer insan yaparsa oda Şeytan'ın işini yapmış olur, dolayısıyla insan şeytanlaşmış olur.
İnsanlar, Şeytanın peşinden gider oldu. Günümüz baktığımızda, millet Peygamberin peşinden gideceğine, kendisini peygamberin peşinden gitmekten alıkoyanların peşine takılmış hızla uçuruma doğru gidiyorlar. Adam çıkıp diyor ki:
–Bin dört yüz yıl evvelin uygulamalarını bırakın, çağdaş olun.
Bu ne biçim bir sözdür. Şimdi bu söz kim sözüdür? Şeytan'ın sözü, günümüzde bunu söyleyenlerde Şeytan'ın askerleridir. Allah Celle Celaluhu ne buyuruyor:
–O sapmadı, sapıtmadı, o benim muhafazam altındadır.
Mevla Teala bu vaade bulunacak, insanlar bu vaadi dikkate almayacak, olacak iş değil.
Hazreti Ömer'in halifeliği zamanında, devrin ünlü şairlerinden bir zat, bir gün halifeyi ziyarete gelir. Hazreti Ömer şaire:
–Bana bir şiir okur musun? dedi. Şair:
–Kur'an inzal buyrulduktan sonra şiire ne hacet, der.
Bu söz Ömer'in çok hoşuna gider. Şaire iltifatta bulunur.
Kur'an–ı kerim varken, boş söz ve şiirlere ne hacet. Düşünelim ki; yarın ne ile karşılaşacağız, sonumuz ne olacak. Bu düşünceler doğrultusunda hareket edelim. Nasıl hareket edeceğimize bir kulak verelim ne buyuruyor Rabbimiz:
"(Ey müminler) Peygamber'i kendi aranızda birbirinizi çağırır gibi çağırmayın. İçinizden, birini siper edinerek sıvışıp gidenleri muhakkak ki Allah bilmektedir. Bu sebeple, onun emrine aykırı davrananlar, başlarına bir bela gel-mesinden veya kendilerine çok elemli bir azap isabet etmesinden sakınsınlar." (24/63)
Konumuzla ilgili bir başka ayet–i kerimede de şöyle buyrulmaktadır:
"…Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir." (59/7)
Ayet–i kerimelerde açıkça belirtilmektedir ki; peygamberimin sözünü dinleyin. O size neyi yasak ettiyse bende onu yasak etmişim, neyi yapın diyorsa bende onu yapmanızı istiyorum. Onun dinleyen cennete, dinlemeyende cehenneme hazır olsun.

AMELLERİNİZE GÜVENMEYİN
Kâinatın Efendisi buyurdular ki:
–Birinizin yiyeceğine, içeceğine sinek düşerse, sineği içine batırdıktan sonra çıkarın. Çünkü onun bir kanadında, dert diğerinde de şifa vardır."
Sineğin bir kanadında zehir, obur kanadında o zehirin panzehiri vardır. Bu haberi dünya gözü ile görüp anlamak mümkün müdür? Hele bundan binlerce yıl önce bunu bilebilmek mümkün değildir. Bu haberi ancak Mevla Teala bildiriyor, Resulullah'ta bize bildiriyor.
Bu hadisi rivayet eden Ebu Hureyre Radıyallahu Anh, zaman zaman Ebu Hureyre eleştirilir. Ebu Hureyre, Kâinatın Efendisinden en ok hadis rivayet eden sahabedir. Çok hadis rivayet etmek, dine çok hizmette bulunmaya eşdeğer olduğu için, dine çok hizmet edenler bazılarını rahatsız ediyor. Rahatsız olanlarda rahatsızlıklarını eleştiri ile ortaya koyuyorlar.
Bu hususta kitaplar yazılıyor, insanların kafaları karıştırılıyor, birde bu kitaplar dini kitap altında insanlara sunulmuyor mu? Bu kitapların tuzağına düşmeyelim.
Ebu Hureyre Radıyalahu Anh'tan rivayet edilen bir hadisi şerifte buyuruluyor ki:
–Örülmedik bir kuyu başında, dili sarkmış, susuzluktan ölecek duruma gelmiş bir köpeği gören fahişe bir kadın, mestini çıkarıp başörtüsüne bağlayarak köpeğe su çıkarıp vermiş bu sebeple günahı bağışlanır."
Bir Müslüman düşünün ki; namaz kılmaz, oruç tutmaz, zekât vermez, hacca gitmez, içki içer de sonrada yaptığı hayırlara güvenirse bu olmaz. Yukarıda Ebu Hureyre'den rivayet edilen hadisi şerif elbette ki doğrudur. Ancak bu muamelenin kime rastlayacağı belli değildir. Her böyle yapan af edilecek diye bir hükümde yoktur. Eğer böyle olsaydı, o zaman namaz, oruç, hac, zekât emredilmedi. En güzeli emredilen farzları yerine getir, bunun yanında iyilikleri de yap.
"İyilik yapınız velev ki bir sineğin kanadı kadar olsun." Bir vakit büyüklerden biri yazı yazıyordu. Yazı esnasında, bir sinek okkaya musallat oldu, hokkadaki mürekkebi içmeye başladı. Yazı yazan zat, sineğe herhangi bir müdahale de bulunmadı. Sinek dilediği kadar içti ve sonrada çekip gitti. Bu zat, sineğe gösterdiği merhametten dolayı af edilebilir. Bunu kimse bilemez, ama sineğe yapılan merhametten dolayı, affedileceğini bekleyerek farzları ihmal eden boşuna beklemiş olur.
Allah–u Teala'nın emrettiği, yapmamızı istediği ibadetleri eksiksiz yerine getirelim. Farzını, vacibini, sünnetini, müstehabını yerine getirelim. Bunları harfiyen yerine getirelim ki; işimizi şansa bırakmayalım. Bir bakarsın ki; Allah–u Teala size çok güvendiğiniz, bir amelinizle muamele yapmazda, sizin gözünüzde küçük gördüğünüz bir amelle muamele eder.
Benim kalbim doğrudur, önemli olan kalb doğruluğudur. Kötü bir kadın susamış bir köpeğe su verdiği için affa mazhar oldu, bizde af oluruz. Sakın ha bu düşünce içinde olmayın. İslam dininin her emrini, her yasağını dikkatlice yerine getireceğiz. Sonrasında Rabbimiz bizi hangi amelimizle affeder onu biz bilemeyiz..
 

Zafer

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
3 Haz 2006
Mesajlar
350
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: herşey aleyhte şahitlik yapacak...

ALLAH razı olsun kardeş çok sağollB)B)
 

dost_37

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 May 2006
Mesajlar
463
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
52
RE: herşey aleyhte şahitlik yapacak...

kardeşim paylaşımın için çok teşekkür ederim ALLAH razı olsun çok sağoll
 

Muslima

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
204
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: herşey aleyhte şahitlik yapacak...

Esselami Aleikum vr,vb
Allah razi olsun kardesim,ALLAH bizlere salih amelli kullar olmak nasib etsin.Merhameti ile bizleri yargilasin InsaAllah !!
VESSELAM
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt