Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Herkes cehenneme girecek mi? (1 Kullanıcı)

funDA NaZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2007
Mesajlar
116
Tepki puanı
0
Puanları
0
İnsanların dünyada işlemiş oldukları günahları sebebi ile cehenneme atılacakları ve orada belli bir zaman azap çektikten sonra tekrar günahlarından arınmış olarak cennete gidecekleri i’tikatı” maalesef Kur’ân’a ters, Yahudi zihniyetine denk bir i’tikattır. Bu i’tikat dirâyetsiz tefsirciler, mealciler ve haybeci ülemâ tarafından bir çok aslı astarı olmayan rivâyetler mesnet olarak ele alınarak Kur’ân’a rağmen topluma yerleştirilmiştir.
İmanlı imansız, hatta peygamberlerin bile önce cehenneme uğrayacağı ve daha sonra cennete gidecekleri ortaya atılmış ve bu zuma da Meryem suresinin 71. âyeti malzeme yapılmıştır. Biz inşâallah o âyeti celile ile ilgili analizi vereceğiz. Ama siz önce şu âyetlere iyi dikkat ediniz.
Enbiya suresi âyet 101, 102:
“Tarafımızdan kendilerine güzellik hazırlananlara gelince, bunlar cehennemden uzaklaştırılmışlardır.
Onun uğultusunu duymazlar. Onlar, gönüllerinin istediği şeyler içinde sürekli yaşayacaklardır.”
Neml suresi âyet 89 :

“İyilik ve güzellik getirene,getirdiğinden daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan güvene çıkmışlardır.”

Ta Ha suresi âyet 68:

"Doğrusu bize vahyedildi ki, azap, yalanlayıp sırt çevirenindir"


Nahl suresi âyet 27:

"...İşte bu gün rezalet ve kötülük inkar edenlere aittir"


Evet kardeşim, gördünüz. Bu âyetleri, yoruma, te’vile gerek var mı? Bu âyetleri en iz’ansız olan insan bile net olarak anlamaz mı, anlayamaz mı? Aslında başka söze ihtiyaç yok ama, yine de Kur’ân’a yapılan bir tecavüzü anlatabilmek için tahlil gereğini görüyorum.
Muhterem kardeşim! Tahliline gireceğimiz konuyu tam anlamamız için “ba’s” anıyla cennet ve cehenneme giriş arasındaki dönemi yani mahşeri ve mahşerde yaşananları göz önünde bulundurmamız gerekir. Bunu da hayâlî yazılmış safsatalar yerine mufassal ve Mübîn olan kitabımızdan yapmalıyız. Çünkü orada yüce Rabbimiz öyle güzel sahneler, estanteneler, öyle manzaralar açıklamış ki kurban olmamak elde değil.Bir çoğunu temsilen/dramatize etmiş ki daha iyi anlayalım, ibret alalım, aklımızı başımıza toplayalım! Mümkünse şu âyetleri hep gözden geçiriniz:

Âl-i Imran suresi âyet 9, Nisa suresi âyet 172-175, En’âm suresi âyet 94, Â’raf suresi âyet 6-9, Yunus suresi âyet 45, İbrahim suresi âyet 49,50, Hıcr suresi âyet 25, Nahl suresi âyet 84-89, İsra suresi âyet 71, Kehf suresi âyet 47, 48, 98, 99, Meryem suresi âyet 68-72, 93-95, Ta Ha suresi âyet 108, Enbiya suresi âyet 101-103, Neml suresi âyet 67-85, Kehf suresi âyet 87, Sebe’ suresi âyet 40-45, Yasin suresi âyet 51-68, Zümer suresi âyet 31, 68-75, Fussılet suresi âyet 19-25, Duhan suresi âyet 40-42, Casiye suresi âyet 28-32, Kaf suresi âyet 20-35, Teğabün suresi âyet 9,10, Hakka suresi âyet 13-39, Kıyamet suresi âyet 10-15, Mürselat suresi âyet 1-50, Nebe’ suresi âyet 18-40, Zelzele suresi âyet 6.
Gördünüz ki, hiçbir insan istisna edilmeden, peygamberler de dahil olmak üzere hesap vermek için haşr mahallinde toplanılacak. Bu toplama Allah Cc.’nün kesin olarak aldığı, asla değişmez bir karardır.
Şimdi de mahşeri gözlerimizin önüne seren şu paragrafı dikkatle tetkik ediniz!
Meryem suresi âyet 68-72:

“Rabbine andolsun ki; onları da, şeytanları da mutlaka haşredeceğiz. Sonra hepsini dizleri üzerine çökmüş halde CEHENNEMİN ÇEVRESİNDE hazır bulunduracağız.
Sonra her gruptan, Rahman’a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız.
Elbette ki biz, oraya girmeye kimlerin daha layık olduğunu herkesten iyi biliriz.
İçinizden ORAYA uğramayacak hiç kimse yoktur. Bu, Rabbin üzerinde kesinleşmiş bir hükümdür.
Sonra biz, korunup sakınanları kurtarırız. Zalimleri de ORADA dizleri üzerine çökmüş halde bırakacağız.”

Not: “Diz üstü çökmüş olarak” ifadesi acizlik, rezillik, sefillik ve perişanlıktan kinayedir.
Görüldüğü gibi bu âyeti celilede mahşer yeri, “havlicehennem/cehennemin çevresi” olarak adlandırılmaktadır. Ve burası gidilecek yerdir. Girilecek yer değildir. Toplanma, sorgu-süal, ayrışma; cennet cehenneme sevk buradan yani “havlicehennem/cehennemin çevresi”’inden olmaktadır. Bu toplantı Allah Cc. tarafından “hatmen makzıyyen” kesin, son, değişmez bir karar olarak uygulanmaktadır.
Kur’ân dışı bir i’tikâta malzeme yapılan Meryem suresinin 71. âyetini pasaj bütünlüğü içerisinde gördünüz. Buradan herkesin cehenneme gideceği anlamı çıkmaz kesinlikle. Herkesin mahşere (cehennemin çevresine) toplanmaya gideceği ifade edilir âyette. Diz üstü nerede hazır bulundurulduğumuzu, müttekilerin kurtarılıp, zalimlerin diz üstü nerede bırakıldıklarına da dikkat ediniz. Yardıma ihtiyaç duymadan konuyu anlarsınız. Peki bu âyetin manası nasıl çarpıtılıyor?
İslam düşmanları boş durmazlar. Müslümanlar arasında da yüzlerce Sâmirî bulunabilir. Görüldüğü kadarıyla yüzlercesi de gelmiş geçmiş. Bu sapma üç türlü gayretle yapılmış:
Âyet siyak ve sibakından koparılmış.
Âyetteki “Varidühâ” daki “hâ” zamiri cehenneme irca’ edilmiş, yani “cehennem” sözcüğüne işareten gönderme yapılmış.
Bir çok aslı astarı olmayan rivâyet uydurulmuş.

Herkes iyi bilir ki bir cümle içinde bulunduğu pasajdan, paragraftan ayrı değerlendirilirse anlam bozulur, konu yanlış anlaşılır. Bu, bu çağda da maalesef Müslüman kardeşlerimizin büyük bir za’fı ve eksikliğidir.
Zamirden evvel zamirin merciinin ama lafzan, ama ma’nen, ya da hukmen mezkur olması gerekir. Bu âyetteki zamirin mercii “cehennem” sözcüğü mustakil olarak mezkur değildir. “Cehennem” sözcüğü, isim tamlaması halinde (muzaf, muzafün ileyh) “havle cehennem” olarak yer almıştır. Zamirin merciinin isim tamlamasının tamamı olması mecburiyeti vardır. Yani paragrafta “cehennem”’den bahsedilmez, “cehennemin çevresi”’nden bahsedilir. Onun için zamirin mercii cehennem değil “cehennemin çevresi” sözcüğüdür. Diz üstü çökmüş olarak hazırlama ve diz üstü çökmüş olarak bırakmanın nerede olduğunu da âyetin metninden anlayınız!
Bu hataya düşmüş tefsirciler, karşılarında yukarıda da mezkur Enbiya suresinin 101-102, ve Neml suresinin 89. âyetlerini görünce ne yapacaklarını, nasıl bir çıkış yolu arayacaklarını şaşırmışlardır. Bin bir türlü saçma sapan, mide bulandıran fikirler üretmişlerdir. (Ateşsiz cehennem ve yakmayan ateş icat etmek, cehennemin içine tünel koymak, üstüne köprü kurmak, müminlerin cehenneme girmelerinde hikmet aramak vs.)Yaptıkları çarpıtma sonucunda Peygamberlerin özellikle de Rasülüllah efendimizin de cehenneme girmesi gerektiği ortaya çıkınca ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Bu meseleye çözüm üretilememiş, havlu atmışlardır.!!!
Ve tabii ki rivâyetler. İbn-i Abbas’tan birbirini tutmaz tam on yedi rivâyet. Hz. Hafsa’dan yine birbirini tutmaz dört rivâyet ve daha niceleri. Onları merak ederseniz İbn-i Kesir’de hepsi mevcut.

Cehennem, içine girenin sürekli kalacağı bir ceza mahallidir. Oraya girenin çıkacağına, çıkabileceğine, çıkarılacağına dair en ufak bir işaret, kanıt yoktur. Bilakis âyeti celileler girenlerin, oraya sokulanların orada ebedi kalacaklarını bize bildirir. Lütfen listesini verdiğim âyeti celileleri gözden geçiriniz!
Bakara suresi âyet 162, 257, Maide suresi âyet 37, 80, Tevbe suresi âyet 68, Yunus suresi âyet 52, Hud suresi âyet 106,107, Furkan suresi âyet 11-16, 68, 69, Secde suresi âyet 14, 20, Fatır suresi âyet 36, 37, Zümer suresi âyet 40, 47, 72, Fussılet suresi âyet 28, Şura suresi âyet 44, 45, Haşr suresi âyet 17,
Değerli kardeşim! Şekk üzerine yakîn bina olunmaz. İ’tikatta zanna yer yoktur. Kur’ân’dan onay almayan bir fikir, bir i’tikât sahiplenilmez. Cehenneme kimlerin niçin gidecekleri de yine Kitabımız Kur’ân’da açık açık belirtilmiştir. Ki Cehennem’e kafirler, müşrikler gireceklerdir. Bunlar Kur’ân’da değişik nitelikleriyle de verilmiştir. Mesela:
“Azgınlar, zalimler, husrana uğrayanlar, Hakk’a karşı duranlar, sapık ve kafir atalarının izinden gidenler, doğru yoldan sapanlar, sapık yalancılar, Allah’ın yolunu değiştirmek isteyenler, Allah yolundan men edenler, Allah’a ve Rasülüne karşı gelenler, Gönderilen kitap ve peygamberi yalanlayanlar, Allah’a karşı yalan uyduranlar, âhireti inkar edenler, âyetleri inkar eden ve onlara karşı büyüklük taslayanlar, âyetleri yalan yayanlar, kıyameti yalanlayanlar, cehennemi yalanlayanlar, hesap gününü inkar edenler, hesaba çekileceğini ummayanlar, haddi aşanlar ve rablerine inanmayanlar, namaz kılanlardan olmayanlar, safâhate dalanlar, malın mülkün kendisini ebedi kılacağını sananlar, büyüklük taslayanlar, yalnız kendini güçlü değerli sananlar, yeniden dirilmeyi inkar edenler, şirk koşanlar, putlara tapanlar, âhiret hayatından şüphe edenler, ilahlık iddia edenler, Allah’a kulluğa tenezzül etmeyenler....” (Lüzum görürseniz bunların mesnetlerini; sure ve âyet numaralarını da bildireyim.) Bu hususta yüzlerce âyet sıralayabiliriz.
Cehenneme gireceklerin listesine bakılırsa onların kafirler, müşrikler olduğu kesinlikle görülür. Ve şu âyetler bu konuyu net olarak ortaya koyar.
Ta Ha suresi âyet 68:

"Doğrusu bize vahyedildi ki, azap yalanlayıp sırt çevirenindir"
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt