Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Her Mekân ve Zamanda Zikir (1 Kullanıcı)

osmanyusuf

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ara 2007
Mesajlar
387
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
Âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamdolsun. Peygamberlerin sonuncusu ve imamı, şükredenlerin efendisi, zikredenlerin en üstünü, çevresini nuru ile aydınlatanların kumandanı Hz. Muhammed (s.a.v)'e âl ve ashabına ve O'nun yolunu tutanlara kıyamet gününe kadar salât ve selâm olsun.

Her Mekân ve Zamanda Zikir:
Bil ki ey kardeşim, — her insanın hayatta öyle temel bir gayesi vardır ki idealleri onun etrafında yörünge çizer, davranışları ona doğru yönelir; fikri onun etrafında yoğunlaşır. İşte bu gayeyi "Meselu'1-A'lâ (en üst örnek) diye isimlendirirler.-Ne zaman bu gaye yücelir, en ön sıraya geçerse ondan şanlı ve yüksek davranışlar zuhur eder. Sahibi de güzelliklerin oluşturduğu bir portreyi kendisine örnek huy edinir. Nefsi, kendisi için takdir payı alıncaya kadar en üst örnek şahsiyetle daima daha ileri bir olgunluğa doğru yol alır.
İslâm insanlığın gönlünü İslah, o gönlü tezkiye ve ulaşabileceği en üst noktaya çıkarmayı amaçlarken bütün insanlık için en yüksek gayeyi model gösterdi. İnsanlığın yüzünü en üst örnek olan "Meselü'l-A'lâ"ya doğru çevirdi. İşte bu örnek şahsiyet Allah Teâlâ'nın "Hazret-i Kuds Makamı'dır. Âyet-i kerimede şöyle buyuruluyor:
"Firarınız (kaçışınız) Allah'a olsun. Ben Allah'tan size
gönderilmiş apaçık bir korkutucuyum."((Nâziat, 50). Buradaki "Allah'a kaçınız"dan maksat, Allah'ın sevabına koşunuz, ikabından kaçınınız, demektir. Bu da ancak O'na itaat etmeniz ve isyan etmemenizle olur, demektir.
Bunu bildikten sonra; ey kardeşim! Müslümanın, her halükârda zikretmesi gerektiğini yadırgamamalıyız. Her halinde Allah'a zikreden Nebi (a.s)'den etkilenmemiz lâzım. Çünkü O, yaratıklar arasında Allah'ı en iyi tanıyor; küçük büyük olsun, ehemmiyetli ehemmiyetsiz olsun her işinde Allah'a hamd ediyor, şükr ediyor, dua ediyor ve onu zikrediyordu. Bizlerinde Resurullahın sünnetine uymamız, ona tabi olmamız, bu zikirleri muhafaza etmemiz ve bu zikirlerle Allah'a ibadet etmeyi istememiz acaip olmaz.
"Allah'ı çok zikredenler, Allah'tan ve kıyamet gününden korkanlar için, muhakkak Allah Resulü'nde güzel bir örnek vardır.'
Zikretmek ve Zikredenlerin Üstünlükleri:
Zikretmek ve bu zikri sıkça yapmakla emredildiği, üstünlüklerine ve zikredenlerin üstün yönlerine açıklık getirildiği birçok âyet-i kerimede ve Resûlullah (s.a.v)'in hadislerinde geçmektedir. Zikretmenin bütün dinî mertebelere vurulan resmi mühür niteliğinde olduğunu şu âyet-i kerimede görmek sana yeter.
"Şüphesiz müslüman erkekler ve kadınlar, mü'min erkekler ve kadınlar, Hakkın emrine itaat eden erkekler ve kadınlar, sadık erkek ve kadınlar, sabırlı erkek ve kadınlar, sadaka veren erkek ve kadınlar, oruç tutan erkek ve kadınlar, ırzlarını haramdan koruyan erkek ve kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar; işte bunlar için Allah afv ve büyük mükâfat hazırlamıştır.
Allah Teâlâ bu âyet-i kerimede zikredilmesiyle emretmiştir:
Allah'ı çok zikredin, O'nu sabah akşam tesbih edin.




Zikrin faziletiyle ilgili olarak çok hadis-i şerif varid
ALLAH Tebâreke ve Teâlâ buyuruyor ki: Ben kulumun zannı üzereyim. Beni zikrettiği zaman onunla beraberim. Eğer nefsinde beni zikrederse ben de onu nefsimde zikrederim. Beni bir cemaat halinde zikrederse ben de onu daha hayırlı bir cemaat içinde zikrederim."
Abdullah b. Büsr'un rivayet ettiği" bir hadiste "Adamın biri Resûlullah (s.a.v)'e şöyle dedi: Ya Resûlallah! İslâm'ın farzları ve sünnetleri bana ağır geldi.(?) Sürekli yapabileceğim bir ameli tavsiye et." Resûlullah buyurdu ki:
"Dilin sürekli Allah'ın zikri ile ıslak bulunsun." Hadisi Tirmizi rivayet etti ve: Hadis hasendir, dedi.

Zikrin Adabı:Bil ki ey kardeşim, zikr sadece sözle yapılmaz. Tevbe
(6) Bu hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.
(7) Tayyibi (Allah kabrini nurla doldursun) dedi ki: Bu zâtın İslâm'ın temel farzlarından birini terkettiği varid değil. Farzlardan sonra çokça yapılması gerekeni öğrenmek istemiştir.
10
etmek zikirdir, tefekkür en yüksek zikirlerdendir. İlim öğrenmek zikirdir ve Allah'ın rızasını gözettiğin her iş zikirdir. îyi niyetle rızık peşinde koşman zikirdir. Mevlâ'nın seni murakabe altında tuttuğunu ve gözettiğini tefekkür etmen zikirdir. Bunun için arif kişiler, her haliyle zikrederler.
Adabına riayet edilince zikir kalbe tesir eder. Eğer kalbe tesir etmiyorsa, yapılan iş kuru lafızlardan müteşekkil olur.
Âlimler, zikrin çok adabı bulunduğunu belirttiler. En önemlileri ve birinci sırada olanlar aşağıdadır:
1— Huşu ve edep içerisinde zikretmek. Zikr esnasında geçen kelimelerin manalarım yaşayarak söylemek, zikir atmosferinden etkilenmeğe çalışmak, zikrin maksad ve gayelerini düşünmektir.
2— Başkalarının kafasını karıştırmamaya dikkat ederek, tam bir uyanıklık içinde olmak ve mümkün mertebe sesi kısmaktır. Aşağıdaki âyet-i kerime bu adaplara işaret ediyor:
"Sabah-akşam sesini yükseltmeden, gizlice, nefsinde tazarru ile Rabbını zikret. Gafillerden olma."(8)
3— Cemaatle zikredildiği zaman cemaata uyum sağlamak, ne ileri gitmek ne de geri kalmak. Zikreden kimse cemaata sonradan gelirse kavuştuğu yerden devam etmek, zikir bitince kavuşamadığı kısımları tamamlamaktır. Zikir esnasında okumasını yetiştiremediği kısmı tamamlayıp cemaate yetişmek. Hiç bir zaman cemaat zikirde olduğu anda
(8) A'raf, 205.
11
devam etmek caiz değildir. Çünkü bu zikrin manasını bozmak olur ki ittifakla haramdır.
¦ Elbisenin ve mekanın temizliğine dikkat etmek. Uygun vakit ve mekanlar seçilir ki, bu durum, zikreden kişinin ilgi odağını toplamasına, kalbin durulanmasına ve ihlasa yardımcı olur.
5— Zikrin tesirini ve faydasını yok edecek boş şeyler ve konuşmalardan sakınmak. Edep ve huşu içerisinde olmaktır.
Zikreden bu adaba riayet ettiği zaman okuduklarının faydasını görecek, kalbinde zindelik, göğsünde sevinç ve ruhunda aydınlık duyacaktır. Mevlânın feyzine nail olmuş olarak etkisini görecektir , inşallah.




Cemaat Halinde Zikretmek:
Hadis-i şerifler cemaat halinde zikretmenin müstahap olduğuna işaret ederler. Müslim'in rivayet ettiği bir hadiste şöyle deniliyor:
"Hiçbir zikreden cemaat bulunmasın ki melekler o cemaati çepeçevre kuşatmasın. Allah'ın rahmeti de onları çepeçevre kuşatır. Üzerlerine ilâhi nur iner ve Allah nezdinden bir cemaat onlarla zikreder."
Birçok hadis-i şerifte Peygamber efendimiz mescidde zikreden toplulukları görünce onları müjdelemiş, yaptıklarını yasaklamamıştır.
* İbadetlerde cemaat olmak müstehabtır. Hele kalbleri ısındırıp bir araya getirmek, aradaki sosyal bağları kuvvetlendirmek, boş vakitleri faydalı şeylerle' geçirmek, eğitimini tamamlayamayan saf duygulu insanları eğitmek ve Allah Teâlâ'nm herhangi bir sembolünü ortaya çıkarmak gibi yararlılıkları elde ettiği takdirde müstahaplığı daha da artar.
Namaz kılanları şaşırtmak, boş şeylerle meşgul olmak, lüzumsuz yere gülmek, başkalarının yapacağı zikirleri, okuyacağı naatları bozmak veya bunlara benzer başka şeyler söz konusu olunca sadece cemaatla zikir mekruh olur. Cemaatın bizatihi kendisi değil, sadece bu mahzurlarından dolayı men edilir.
Ebu Said Hudri'nin hadisi bunlardandır. Ebu Said dedi ki: Hz. Muaviye mescide girerken zikreden bir cemaat gördü. Onlara;
—Niçin burada oturuyorsunuz? diye sordu. Onlar:
—Allah'ı zikretmek için oturuyoruz, dediler.
—Bundan başka gayenizin olmadığına yemin eder misiniz? Cemaat:
—Vallahi, maksadımız sadece Allah'ı zikretmektir.
Hz. Muaviye:
—Sizi itham için yemin ettirmedim. Resûlullah'ın yanında benim konumumda olanlar arasında en az hadis rivayet eden benim. Bir gün Resûlullah, ashabından bir zikir halkasını gördü. Onlara niye toplandıklarını sordu. Onlar da:
İslâm'la bizi doğru yola erdirerek minnet eden Allah'ı zikretmek için toplandık, dediler. Resûlullah (s.a.v) dedi ki: "Sizi töhmet etmiş olmak için yemin ettirmiyeceğim. Lâkin Cebrail , (a.s) bana haber getirdi. Allah (c.c) meleklere karşı sizinle iftihar ettiğini bildirdi." (Müslim, Tirmizi ve Nesâi)






N E T İ C E
Umulur ki bu zikirler, Allah'a ibadet etmelerinde yardımcı olur. Bu vazifeler sabahleyin fecirden öğleye kadar, akşamleyin ikindiden yatsıya kadar tek tek veya cemaat halinde yapılsın. Hepsini okuyamayan olursa, bir kısmım okusun ki tamamen mahrum kalmasın.
Kur'an'ın bu zikir ekzersizleri gündüz veya gece kendisine ayrılan bir vakitte okunabilir. Diğer dua ve zikirler belirtilen vakitlerinde okunabilir.
Müslümanlar için ve kendimiz için muvaffakiyetler ve kemal derecesinde hidayetler niyaz ederim. Müslüman kardeşlerimin yalnızken ve cemaat içerisinde iken tüm islam alemini duadan mahrum bırakmamalarını rica ederim.
Peygamber (s.a.v)'e, âl-i beytine ve ashabına salât ve selâm olsun .


Mürşid Hasan el-Benna
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt