Hiçbir yönden mağlup edilemeyen, her işinde mutlak galip gelen, son derece izzetli ve yüce olan…
......................................................................
“Üstün, Değerli, Güçlü Ve Eşsiz” manalarına gelen “el-Aziz” ismi, Kur’an-ı Kerim’de 91 defa geçmektedir. Fakat hiçbir yerde tek başına geçmemiş, hep Esmaül-Hüsna’dan başka bir İsm-i Şerif’le birlikte zikredilmiştir.
Bu İsm-i Şerif, kuvvet ve galebe sahibi olmak manasına izzetdendir. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri mutlak surette kuvvet ve galebe sahibidir. Emir ve iradesine karşı bütün bu kainatın hiç hükmü yoktur. O (CC), muradına karşı asla mağlub edilmez.İsterse bir saniyenin binde biri kadar kısa bir zamanda bu muazzam varlık hemen sönüverir.
İzzet sıfatı Kur'ân'da bir çok yerlerde azap ayetleri yerinde gelmiştir. Fakat bu İsm-i Şerif’in yine bir çok defa “Hakîm” İsm-i Şerif’i ile birleştiği görülür. Bunun manası, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin kudreti galiptir; fakat hikmeti ile kötülerin cezasını tehir eder, kötülük edip durmakta olan insanları cezalandırmakta istical etmez, acele etmez demektir.
Hani aramızda bazı büyük adamlar vardır ki, kuvvetlerini gösterirler de kullanmazlar. Böyle adamların bu hali bu İsm-i Şerif’in mazhandır. Onlar, Allah'ın (CC) bu ahlakından nasiplerini almış insanlardır. Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin “İzzet” ve “İntikam” sıfatlarının birleştiği azdır, yoksa insanların dünya yüzünde ettiklerine göre eğer Cenab-ı Hakk (CC9 Hz.leri, Hikmeti ile İzzetinin tecellisini geri bırakmamış olsa, çoktan her şey alt üst olurdu.
Bu İsm-i Şerif, Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin mutlak hakimiyet ve üstünlüğünü ifade eder. O (CC) hiç bir şekilde ve surette asla yenilgiye uğramayan, her şeye gücü yetendir. O (CC), haksızlık yapılmayacak kadar güçlüdür. O (CC) en üstündür, en yücedir, şeref ve izzet sahibidir.
Kur’an-ı Kerim’in Allah-ü Teala (CC) Hz.leri’nin kelamı olması nedeniyle Fussilet Suresi 41. Ayet-i Kerime’de “el-Aziz” kelimesi Kur’an-ı Kerim’in sıfatı olarak kullanılmıştır.
Yusuf Suresinde Mısır yöneticilerine de Aziz ismi kullanılmıştır. Tevbe 128 de Peygamber (SAV) Efendimiz’in sıfatı olarak Aziz kelimesi kullanılmış.
Rabbimiz (CC) : “Kim izzet isterse bilsin ki izzetin tamamı Allah’a (CC)aittir” buyurur.[1] Münafikun Suresi 8. Ayette ise: “İzzet, Allah’a (CC), Rasulüne (SAV)ve Mü’minlere aittir” buyurur.
Aziz olan Allah’a (CC) gönül veren kişi izzet bulur. Allah’ın (CC) yükselttiğini kimse alçaltamaz. Allah’ın (CC) alçalttığını kimse yükseltemez.
Kalbde Hakk (CC) büyüdükçe halk=dünya küçülür. Dünya küçülünce kişinin kimliği de büyür.
Sevgili Peygamberimiz (SAV): “Kim bir zengine zenginliği nedeniyle tevazu gösterirse dininin üçte ikisi gider”[2] buyurmuştur. Kişinin kimliğini kalbi, bedeni, ve dili oluşturur. Bedeni ve diliyle alçalırsa üçte ikisi gider. Kalbiyle de alçalırsa hepsi gider. Allah (CC) korusun.
1. Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden). Her zaman izzet ve şeref sâhibi. Gâlib, benzeri olmayan, büyük ve küçük her şeyin O'na şiddetle ihtiyâcı olan.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Bilin ki, Allahü teâlâ Azîz'dir. Hakîm'dir (hikmet sâhibidir) . (Bekara sûresi: 209)
Bir kimse kırk gün ve her gün de kırk kerre el-Azîz ismi şerîfini söylerse Allahü teâlâ ona yardım eder ve onu üstün kılar. Mahlûkattan hiç birine muhtaç olmaz. (Yûsuf Nebhânî)
2- Kıymetli, şerefli, üstün.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde buyuruyor ki:
Ey Muhammed! De ki: Ey mülkün sâhibi olan Allah'ım! Mülkü dilediğine verirsin, dilediğinden alırsın. Dilediğini azîz kılar, dilediğini alçaltırsın. Hayır (iyilik) yalnız senin elindedir. Doğrusu Sen her şeye kâdirsin. (Âl-i İmrân sûresi: 26)
Biz zelîl bir kavim idik. Allahü teâlâ bizi İslâm ile azîz eyledi. İzzeti, Allahü teâlânın bizi azîz ettiği şeyden (İslâmiyet'ten) başkasında ararsak, Allahü teâlâ bizi eskisinden zelîl eder (alçaltır). (Hazret-i Ömer)
Allahü teâlânın emir ve yasaklarını yerine getirirseniz azîz, getirmezseniz rezîl olursunuz. Allahü teâlânın azîz ettiği kimseyi kimse küçültemez. (
Allahü teâlâ bir kimseyi azîz etmek isterse, ona günah işletmez, küçük günahlarını saymaz, affeder. Onu Cennet'ine kor. Cemâl-i ilâhîsini görmesini nasib eder. (Üç şey vardır ki müslümanları çok azîz eder: 1) Kendisine zulüm edeni affetmek, 2) Kendisine bir şey vermeyene vermek, iyilikte bulunmak, 3) Kendisini aramayanları arayıp, hallerini sormak.
Dünyâda azîz, âhirette kurtulmak istiyen, diline sâhib olsun.