Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Her Doğru Heryerde Söylenmez! (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Her Söylediğin Hak Olsun, Fakat Her Hakkı Söylemeye Senin Hakkın Yoktur."
BURAYI NASIL ANLAMALIYIZ ?


İkinci düstur:
Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.


Dördüncü Vecih

Hayat-ı şahsiye nazarında dahi zulümdür. Şu Dördüncü Veçhin esası olarak birkaç düsturu dinle:

Birincisi:
Sen mesleğini ve efkârını hak bildiğin vakit, "Mesleğim haktır veya daha güzeldir" demeye hakkın var. Fakat "Yalnız hak benim mesleğimdir" demeye hakkın yoktur.
-1- sırrınca, insafsız nazarın ve düşkün fikrin hakem olamaz, başkasının mesleğini butlan ile mahkûm edemez.

İkinci düstur:

Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Üçüncü Düstur:
Adâvet etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve hevâ-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete lâyıktır. Öyle de, adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır.
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.
-2- hükmünce, mü'minin şe'ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, İmân cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama "İyisin, iyisin" desen iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın, fenasın" desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyleyse,
-3- gibi desâtir-i kudsiye-i Kur'âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır.



1- "Rıza gözü, ayıplara karşı kördür. Kem göz ise kusurları araştırır." Ali Mâverdî, Edebü'd-Dünyâ ve'd-Dîn, s.10; Dîvânü'ş-Şâfiî, s.91.
2- İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar.(Bu beyit Mütenebbi'ye aittir. Bkz. el-Örfü't-Tayyib fî Şerhi Dîvâni't-Tayyib, s.387.)
3- "Boş sözlerle, çirkin davranışlarla karşılaştıkları zaman, izzet ve şereflerini muhafaza ederek oradan geçip giderler." Furkan Sûresi: 25:72. "Eğer onları affeder, kusurlarına bakmaz ve bağışlarsanız, şüphesiz ki Allah da çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir." (Teğabün Sûresi: 64:14.)
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ne kadar DOĞRU...

Ne kadar DOĞRU...

Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun.Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur.
Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.​
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

...:evet...
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et.? Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.


2- İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar?.(Bu beyit Mütenebbi'ye aittir. Bkz. el-Örfü't-Tayyib fî Şerhi Dîvâni't-Tayyib, s.387.)


________selamün aleyküm degerli abimiz
rabbim razı olsun istifade ettik inşallah
inşallah uygulayanlardan olururuz
emeginize saglık olsun
selam ve dua ile_______

Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun.Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur.
Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et.? Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.


2- İyi ve izzetli birine iyilik edersen, onu elde edersin. Kötü birine iyilik edersen, o daha da azar?.(Bu beyit Mütenebbi'ye aittir. Bkz. el-Örfü't-Tayyib fî Şerhi Dîvâni't-Tayyib, s.387.)


________selamün aleyküm degerli abimiz
rabbim razı olsun istifade ettik inşallah
inşallah uygulayanlardan olururuz
emeginize saglık olsun
selam ve dua ile_______

Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun.Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur.
Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Allah CC. Razı Olsun...
Selam ve DUA ile...
:evet
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

Her doğru her yerde söylenmeli mi?
Okuyucum dışarıdan seyrettiği bir tartışmada, bir tarafın hiddet ve şiddetine bakınca bana bir zarar verebilirler diyerek kanaatini söylemekten çekinmiş, sonra da yanlış mı yaptım acaba, muhtemel zararı göze alarak bildiğim doğruyu söylemeli miydim, diye tereddüde düşüp bize sormuş.
- Gelmesi muhtemel zararları göze alarak bildiğim doğruyu mutlaka söylemeli miydim, demiş.

Bu konuda bir hadis bize şöyle bir ölçü veriyor:

- Ya hayır söyle, ya da sükût eyle! Yani söyleyeceğin doğru hayra vesile olacaksa durma hemen doğruyu söyle. Şayet hayra sebep olmayacak da zarar görmene vesile teşkil edecekse sükût eyle, bir şerre ve zarara sebep olma.

Konuya baştan böyle bakmak, böyle düşünmek de mümkündür.

Doğruyu söylemede ısrar konusunda şöyle bir misal de nakledilir irşat kitaplarında.

Adamın biri: "Nerede olursa olsun ben gördüğüm doğruyu mutlaka söylerim, asla geri kalmam." diye iddiada bulunuyormuş. Kendisini ikaz etmişler:

- Her doğru her yerde söylenmez. Tepkiye sebep olacak doğru bazen eğri sonuçlara sebep olur, demişler. Ama dinlemiyormuş: "Ben sözümü dudaktan, gözümü de budaktan esirgemem, doğruyu gördüm mü hemen yapıştırırım." diye diretiyormuş.

Bir gün bir adamın şahide ihtiyacı olmuş, hep doğruyu söylerim diyen adamı mahkemeye götürüp kadı efendinin karşısına dikmiş. Bizim doğrucu bakmış ki, kadı efendinin bir gözünde sargı var, gözünün biri görmüyor tek gözle bakıyor kendisine;

- Selamün Aleyküm kör kadı, deyip oturmuş. Kadı da kızıp, 'Atın şu münasebetsiz herifi içeriye!' diyerek hapsi boylatmış. Hapishanede çevresini saran mahkûmlar ısrar etmişler,

- 'Hangi suçtan dolayı hapse atıldın?' diye. O da omuzlarını silkerek cevap veriyormuş:

- 'Ben suç falan işlemedim, sadece doğruyu söyledim, Selamün Aleyküm kör kadı, dedim, o da beni hapse attı.' Mahkumlar gülüşmüşler:

"Efendi, demişler, her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir. İşte böyle münasip olmayan yerde söyleyeceğin bir doğru, münasip olan yerlerde söyleyeceğin birçok doğrulara da mani olur, şahitlik bile yapamaz hale gelirsin! Keşke o gereksiz doğruyu söylemesen de şahitliğini yapsan, bir haksızlığı önleseydin." temennisinde bulunmuşlar.

Bundan dolayı, "her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir!" diyen âlimlerimiz olmuştur.

İmam-ı Birgivi Tarikat Tekmile'sinde:

- Sana zarar verecek kişiyle karşılaşırsan zararından korunacak şekilde muhatap olman haram değil, belki müstehaptır, diyerek 'İnsanları idare ile emir olundum' hadisini hatırlatıyor.

Hafız-ı Şirazi'nin meşhur sözünü de burada nakleden Birgivi şöyle diyor:

- Akıllı insan dostlarına ikram edip, düşmanlarını da idare edendir!

Şu olayı da misal olarak zikretmektedir.

- Efendimiz'in (sas) kapısına gelen bir kişi içeriye girmek için izin istemişti de, gelenin kim olduğunu sorunca, falan aşiretin adamıdır, denmiş: - O şerli kimsedir buyursun gelsin! diyerek, güler yüzle karşılamıştı. Çıkıp gittikten sonra sormuşlardı:

- Hem aşiretin şerli adamıdır buyurdunuz, hem de güler yüzle muhatap oldunuz? Buyurmuştu ki:

- İnsanların şerlisi, şerrinden korunmak için idare edilmelidir!

Demek ki, size zarar vereceğini düşündüğünüz kimselerle iyi münasebet içinde muhatap olup düşmanlık meydana getirecek sözlerden kaçınmakta isabet vardır. Bu ikiyüzlülük de değildir. İlle de iyi münasebeti yok edecek sözler söyleyerek arayı açmak gerekmez.

İmam-ı Birgivi Hazretleri burada, "Acı da olsa hakkı söyle" hadisini izah ederken diyor ki:

- Şayet sana ve başkasına bir zarar gelmeyecekse hakkı söyle! Ama şiddetli bir zarar gelecekse susup idare etmek günah değil, belki bazı yerlerde müstehap bile olabilir.

Birgivi Hazretleri, gelecek zararı anlatırken de misal vermekte ve görevinden seni uzaklaştırmak yahut da bulunduğun beldeden istemediğin bir beldeye sürmek gibi zararlara sebep olacak doğrulardan kaçınmak da caizdir, demektedir.

Ama bir zarar gelmeyecekse, sen sadece herkes beni sevsin, diye doğruyu söylemekten çekiniyorsan bu idare değil, müdahanedir. Günahtan başka bir şey değildir. Zaten bir insanı herkesin sevmesi de hayra alamet değildir. Çünkü insanın mutlaka çekemeyenleri, beğenmeyenleri, takdir etmeyenleri olacaktır.

Bir adamı bütün insanlar methediyor, kimse aleyhinde olmuyorsa bilin ki o insan bir müdahanecidir, gelen ağam giden paşam zihniyetinde biri olmalı ki, herkese kırmızı boncuk dağıtıp kendinden memnun etmeye yönelmiş. İnanmış insan böylesine bir müdahaneciliğe giremez. Büyük zarar gelmedikçe hakkı söylemekten geri durmaz.

Sözün özü: Ya hayır söyle, yahut da sükut eyle!


Alıntı: Ahmed ŞAHİN
 

gülnisa

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ocak 2008
Mesajlar
11,851
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
50
selamunaleykum
emeğıne sağlık mavci
cok anlamlı ve uyulmadığı taktırde başını ağrıtacak bır paylaşım
olaya şu yonuyle yaklaşmak ısterım ıznınle
dini acıdan hak olanlar var burada bunları cok guzel ızah etmışsın
bırde şu yonu var tabıı anlamayana doğruyu bın kere de soylesen anlamaz
ben cok yaşadım
yönetıcısın bılıyorum ama kırılmaca olmasaın tamam mı :)
ama bazen haksızlığa uğradığında ya da yanlış bırşey gorduğun vakıt soyledığınde doğru kabul edılmıyorsun kı halbukı ortada net doğrular varken
allaha emanet ol
selam ve dua ıle
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

selamunaleykum
emeğıne sağlık mavci
cok anlamlı ve uyulmadığı taktırde başını ağrıtacak bır paylaşım
olaya şu yonuyle yaklaşmak ısterım ıznınle
dini acıdan hak olanlar var burada bunları cok guzel ızah etmışsın
bırde şu yonu var tabıı anlamayana doğruyu bın kere de soylesen anlamaz
ben cok yaşadım
yönetıcısın bılıyorum ama kırılmaca olmasaın tamam mı :)
ama bazen haksızlığa uğradığında ya da yanlış bırşey gorduğun vakıt soyledığınde doğru kabul edılmıyorsun kı halbukı ortada net doğrular varken
allaha emanet ol
selam ve dua ıle

Güzel ve yararlı yorumun için teşekkürler Gülnisa Hocam...
Evet...
Dediğiniz gibi, bazen ne yapsan karşınızdaki anlamak isteyebilir...
Ama DOĞRU değişmez...
Herkese anlayabileceği bir dil ile anlatmak gerekiyor...

Bir de;
Bizim görevimiz uygun bir dile anlatmak....

Allaha emanet olunuz...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

Her Söylediğin Hak Olsun, Fakat Her Hakkı Söylemeye Senin Hakkın Yoktur
 

kjviespe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
68
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56

Kardeşlerim güzel bir konu açılmış Allah razı olsun.Usul ve metod hakkında ama ne için ve neyi kastedmişsiniz, belirtmemişsiniz.Eğer konu, Dine ve şeairine ve tevhide tahrib ve saldırıyı esas alan bir bahisse, o dediğiniz düstur orda geçmez.Geçmediğinide yine daha önce dialog bahsindede beyan etmiş olduğum, bahislerden aşşağıda bir defa daha bahsederek, Bediüzzaman hazretlerinin dilinden ve Risale-i Nurlarda geçen ve yaşanan bahislerden İnşaallah aktararak, izah edip, idrak olunmasına çalışacağım.Defalarca ikaz ediyorum, Risale-i Nurun hakikatlarını, ne yaptığı ve neyin peşinde olduğu amacı ve kendisi şüpheli şahısların,sanki kafalarının içindeki niyeti kesin 100%100 biliyor gibi, kiminlele ne işi var, ne yapıyor,biliyor gibi kullanarak, Risalei Nuru ve bediüzzamanı o şüphelerin ve karanlıkların dibine çekmeye çalışmayın.Mesulsünüz sizi hakla batılın ayrıldığı o günde, ne biz cahillerdendik bilemedik, demeniz kurtarır, nede taasub edip haddi aşıp biz başkalarının sözü üzerine gittik,bilemedik demeniz sizi kurtarabilir.Eğer gerçekten münafıklardan, ajanlardan değilseniz, bu işin peşini insaflıca bırakın şeytandan ders alan sofestailer gibi, Mukaddesatı kullanarak, aslını bilmediğiniz bir meseleyi haklı çıkartabilmek adına, ayetlerle hadis ve risalelerle, 9 takla atıp, attırıp meseleyi haklı çıkartmaya kalkışmayın, baş aşşağı düşer,kafanızı örse çarpar darmadağın olursunuz.Bizbu hadisenin şeytani olduğunu söylerken, 70 milyonun bildiği aşikar delillerimiz var.Şahsın fikrinin peşinde duracaksanız, delil getirin, biz nasıl burda şu söylenmiş şu sayfada şunu şunu yapmışı, bir önce bahsi geçen meselelerde, aksi mümkün değil kabilinde ortaya koymuşsak ve koyuyorsak,sizde yapabilirseniz, aynen öyle yapın, ama hiç zahmet etmeyin asla mümkün değil başaramazsınız.Şahsen bugünkü dialog adı altındaki, dini muhammediden taviz ve tahribat çabasını, siz belki farklı adlandırabilirsiniz;fakat Risalei Nuru kullanarak haklı çıkarmaya hakkınız yok, buna ısrar ediyorsanız.Bu işte sizlerinde samimi olmadığınızı düşünmek en doğal hakkımız olurki; bu işe seferber edilmiş, harici ve dahili binler ajandan bir kaçı olduğunuzu düşünmekten başka çare sırakmazsınız.Gerçek bir Risalei Nur talebesi, böyle şaibeli bir işin ne peşinden gider, nede o işe Risalei Nuru ve Bedizzamanı o mesleye alet eder.Edenlerede siz ne anlatıyorsunuz, bu işe bizi karıştırmayın, Risalei Nurlarda dinin ahkam şeairiyle oynanmak yok, dialog bahsinde müteaddid defa bahsettiğim meseleleri açığa vurarak, Bediüzzamanında bu konuda zerre miskal tavizi yok der,mevzuyu kökünden kaparsınız. siz bunun aksini yaparak ehli hak ve tasavvufa bu şüpheli şeylere Bediüzzamanı ortakmış gibi gösterip, onların Risalei Nura ve Bediüzzamana buğzlarına sebebiyet verdiğiniz sürece, benim ve ehli hakkın vede Allahın katında nazar, itibariyle birer münafık, birer cıa den farkınız olmaz.Dinler arasında dialog yapan gülen neden acaba Amerikanın ve avrupanın papazlarıyla anlaşırken, rusyanın papazlarıyla dialog dediği sahtekarlığı yapamaz, çünkü cemaat dediği oluşumunun içi amerikan, ingiliz ve israil ajanlarıyla doludur.Rusyada yasaklı olan Risalei Nur değil, dünya derin devletinin misyoner çalışmalarını yürüten, gülen ve köstebek teşkilatıdır.İçlerinde masumlar ,aldanmışlar varmıdır tabiiki vardır ama onlarda şimdi sizlerin alet olduğu gibi belki bilinçli belki bilinçsiz sisteme alet olmaktadırlar.Gözü çıkası taasub ve dünya hayatı menfaati...





Aşşağıdaki mesele çok acip bir dikkati idraka ihtiyaç duyan bir meseledir. Nerde el etek öpenler ,nerde ayağa bile kalkmam, ben müslümanım diyen, Allahın evliyası,Asfiyası ,Bediüzzaman.


Bediüzzaman'ı rus üsera esir kampına götürdüler. Burada şu şekilde şayan-ı takdir bir hadise cereyan eder. Şöyle ki :

Birgün rus başkumandanı esirleri teftişe gelir. Teftiş esnasında, Bediüzzaman kumandana selam vermez ve yerinden kalkmaz. Kumandan kızar, belki tanımamıştır diyerek tekrar önünden geçtiği zaman yine yerinden kalkmayınca, kumandan tercüman vasıtasiyle der:

-Beni herhalde tanımadılar ?
Bediüzzaman:
-Tanıyorum, nikola nikolaviçtir.
Kumandan:
-Şu halde rus ordusuna, dolayisiyle rus çarına hakaret ediyorlar!
Bediüzzaman:
-Hakaret etmedim. Ben bir MÜSLÜMAN ALİMİYİM. İMANLI BİR KİMSE, CENAB-I HAKKI TANIMAYAN BİR ADAMDAN ÜSTÜNDÜR. BİNAENALEYH, BEN SANA KIYAM ETMEM, DER.

( TARİHÇE-İ HAYAT , İLK HAYATI, SAYFA /107 )

ANGİLİKAN KİLİSESİNİN BAŞPAPAZI TARAFINDAN MEŞİHAT-I İSLAMİYEDEN DİNİ ALTI SUAL SORULDU. BEN DE O ZAMAN DARÜ'L-HİKMETİ'L-İSLAMİYE'NİN AZASIYDIM. BANA DEDİLER: " BİR CEVAP VER. ONLAR, ALTI SUALLERİNE, ALTI YÜZ KELİMEYLE CEVAP İSTİYORLAR. "

BEN DEDİM: " ALTI YÜZ KELİMEYLE DEĞİL, ALTI KELİMEYLE DE DĞİL, BELKİ BİR TÜKÜRÜKLE CEVAP VERİYORUM. ÇÜNKÜ, O DEVLET, İTE GÖRÜYORSUNUZ, AYAĞINI BOĞAZIMIZA BASTIĞI DAKİKADA, ONUN PAPAZI , MAĞRURANE ÜSTÜMÜZDE SUAL SORMASINA KARŞI, YÜZÜNE TÜKÜRMEK LAZIM GELİYOR.

" TÜKÜRÜN O EHL-İ ZULMÜN O MERHAMETSİZ YÜZÜNE ! " DEMİŞTİM.
(MEKTUBAT , SAYFA/417 )
Jandarma Hasan Ergen anlatıyor:

Afyon hapisinde Üstad'a şöyle sordum:

"Hocam çok afedersiniz, sizi niçin hapsediyorlar?"

Üstad aynen şöyle dedi:

"Zaferden sonra Mustafa Kemal bana milletvekilliği, Şark umum vaizliği, bir köşk ve bir çiftlik vermek istedi. Ben kabul etmedim. 'Ben Allah için Ruslara karşı silahla, İngilizlere karşı kitapla savaştım. Ben çiftlik almak değil Allah için savaştım' dedim. Daha sonra Mustafa Kemal bana "Ben bazı yenilikler yapacağım, size ihtiyacım var, içki içmek, açık gezmek gibi konuları hafifleteceğim" dedi. Ben de kendisine: "Kur'an'a dokunma… İslamiyete ilişme… Fen ve sanata dair yenilikler yap" dedim. Bunun üzerine M. Kemal hiddetlendi ve bana:
"Hayatının sonuna kadar sürgün yaşayacaksın." dedi
. (Kaynak: Son Şahitler 2.Cild s. 295)

31 Mart hadisesinde Hareket Ordusunun Başkumandanı Mahmud Şevket Paşa bana karşı fazla hiddetli iken ve Divan-ı Harb-i Örfide beni muhakeme ettikleri gün, on beş adam karşımda darağacında asılı bir vaziyette Divan-ı Harb-i Örfi Reisi Hurşid Paşa benden sordu: "Sen şeriatı istedin mi? İşte şeriatı isteyenler böyle asılırlar."
Ben de "Şeriatın bir meselesine bin ruhum olsa feda ederim" dediğim halde ve beni mahkum etmeye pek çok esbap-muhbirlerin iftiralarıyla-varken, benim müstesna bir surette müttefikan beraatime karar vermeleri..
Hem eski Harb-i Umuminin nihayetinde, İstanbul da İngilizlerin Başkumandanının eline benim İngiliz aleyhine şiddetli yazdığım Hutuvat-ı Sitte ve Başpapazına tahkirkarane sözlerim eline geçtiği halde, beni mahvetmek yüzde yüz ihtimali varken, hiddetini geri alıp ilişmemesi...
Hem Ankara da, divan-ı riyasetinde pek çok meb uslar varken Mustafa Kemal şiddetli bir hiddetle divan-ı riyasetine girip, bana karşı bağırarak: "Seni buraya çağırdık ki, bize yüksek fikir beyan edesin. Sen geldin, namaza dair şeyler yazıp içimize ihtilaf verdin." Ben de onun hiddetine karşı dedim: "Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduddur." Dehşetli bir put kırdım.
Hazır mebus dostlarım telaş ettikleri ve herhalde beni ezeceklerini tahmin ettikleri sırada, bana karşı bir nevi tarziye verip o mecliste hiddetini geri alması, adeta dehşetli bir kuvveti ve hakikati hissedip geri çekilmesi, ikinci gün hususi riyaset odasında, Hücumat-ı Sitte nin Birinci Desise içinde bulunan "Mesela, Ayasofya Camii ehl-i fazl ve kemalden, ila ahir..." cümlesinden başlayan, ta İkinci Desiseye kadar, bir saat tamamen ona söyledim.
Bütün hissiyatını ve prensibini rencide ettiğim halde bana ilişmemesi, hatta taltifime çok çalışması, katiyen bu üç cebbar fevkalade kumandanların bu üç acip haletleri, adeta eski Said den korkmaları, şüphesiz ki Risale-i Nur'un, ileride kahraman şakirtlerin şahs-ı manevisinin harika bir kuvveti ve Risale-i Nur'un parlak bir kerametidir. Emirdağ Lâhikası | Küçük Bir Haşiye

Bu mebusana hitap, namaz kılanlara altmış mebus daha ilave eder. Namazgah olan küçücük odayı, büyük bir odaya tebdil ettirir.
Bu parça, mebuslara ve umum kumandanlara ve ulemalara okutturulmakla, reisle şiddetli bir münakaşaya sebebiyet verir.
Birgün divan-ı riyasette, elli-altmış mebus içinde, karşılıklı fikir teatisinde, M. Kemal Paşa, "Sizin gibi kahraman bir hoca bize lazımdır. Sizi, yüksek fıkirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Geldiniz, en evvel namaza dair şeyleri yazdınız, aramıza ihtilaf verdiniz" der.
Bu söz üzerine, Bediüzzaman, birkaç makul cevabı verdikten sonra, şiddetle ve hiddetle iki parmağını ileri uzatarak, "Paşa, Paşa! İslamiyette, îmandan sonra en yüksek hakîkat namazdır. Namaz kılmayan haindir; hainin hükmü merduddur" der
. Fakat Paşa tarziye verir, ilişemez. Tarihçe-i Hayat | Birinci Kısım : İlk Hayatı
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
her doğru her yerde söylenmez : ola ki "doğru" diye yutturduklarının yalan olduğunu bilen çıkar...:)
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

نعىمة;804212' Alıntı:
her doğru her yerde söylenmez : ola ki "doğru" diye yutturduklarının yalan olduğunu bilen çıkar...:)

Fitne çıkarmayın...
Bilmiyorsanız...
Aşağıdaki düsturları öğrenin...
:a43:

İkinci düstur:
Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Üçüncü Düstur:
Adâvet etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve hevâ-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete lâyıktır. Öyle de, adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır.
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.
-2- hükmünce, mü'minin şe'ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, İmân cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama "İyisin, iyisin" desen iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın, fenasın" desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyleyse,
-3- gibi desâtir-i kudsiye-i Kur'âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır.
 

kjviespe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
68
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Fitne çıkarmayın...
Bilmiyorsanız...
Aşağıdaki düsturları öğrenin...
:a43:

İkinci düstur:
Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun. Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur. Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir. Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Üçüncü Düstur:
Adâvet etmek istersen, kalbindeki adâvete adâvet et, onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve hevâ-i nefsine adâvet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adâvet et. Evet, nasıl ki muhabbet sıfatı muhabbete lâyıktır. Öyle de, adâvet hasleti, her şeyden evvel kendisi adâvete lâyıktır.
Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.
-2- hükmünce, mü'minin şe'ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, İmân cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama "İyisin, iyisin" desen iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın, fenasın" desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyleyse,
-3- gibi desâtir-i kudsiye-i Kur'âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır.


Kardeş kimseyi fitne çıkartmakla itham etmeyin.O düsturlar heryerde geçmez, izahını yaptım hemde bizzat, Bediüzzamanla ,Risalei Nurlarla, sen hem onları, hemde şu kendi yazdıklarını sizler anlasanız yeter.Eğer şimdi desenki, ben yukardaki yazıya o düsturlara göre hareket ediyorum,o zaman eğer ben fena bir adamsam, bana neden fitne diyorsun.

Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.

-2- hükmünce, mü'minin şe'ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, İmân cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama "İyisin, iyisin" desen iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın, fenasın" desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyleyse,
-3- gibi desâtir-i kudsiye-i Kur'âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır
.


sırrınca sen daha bilmiyorum bu bahsi kaç defa daha okumuşsun ama hala kelimeler ağzından kalbine ve dimağına inememiş ama bak öylede Allahın kulları var,bizim okuduğumuz Risalei Nurları bir kere bile okumadan bu hakikatlere ermiş,sen anlamıyorsun diye o zatta fitne diye itham edilmez.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

Kardeş kimseyi fitne çıkartmakla itham etmeyin.O düsturlar heryerde geçmez, izahını yaptım hemde bizzat, Bediüzzamanla ,Risalei Nurlarla, sen hem onları, hemde şu kendi yazdıklarını sizler anlasanız yeter.Eğer şimdi desenki, ben yukardaki yazıya o düsturlara göre hareket ediyorum,o zaman eğer ben fena bir adamsam, bana neden fitne diyorsun.

Eğer hasmını mağlûp etmek istersen, fenalığına karşı iyilikle mukabele et. Çünkü, eğer fenalıkla mukabele edersen, husumet tezayüd eder. Zâhiren mağlûp bile olsa, kalben kin bağlar, adâveti idame eder. Eğer iyilikle mukabele etsen, nedâmet eder, sana dost olur.

-2- hükmünce, mü'minin şe'ni, kerîm olmaktır. Senin ikramınla sana musahhar olur. Zâhiren leîm bile olsa, İmân cihetinde kerîmdir. Evet, fena bir adama "İyisin, iyisin" desen iyileşmesi ve iyi adama "Fenasın, fenasın" desen fenalaşması çok vuku bulur. Öyleyse,
-3- gibi desâtir-i kudsiye-i Kur'âniyeye kulak ver. Saadet ve selâmet ondadır
.


sırrınca sen daha bilmiyorum bu bahsi kaç defa daha okumuşsun ama hala kelimeler ağzından kalbine ve dimağına inememiş ama bak öylede Allahın kulları var,bizim okuduğumuz Risalei Nurları bir kere bile okumadan bu hakikatlere ermiş,sen anlamıyorsun diye o zatta fitne diye itham edilmez.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.

Allah CC. yar ve yardımcımız olsun...
Önemli olan yeni birşeyler öğrenmek...
Allah CC. razı olsun...
 

meltem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2006
Mesajlar
1,782
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
sonsuznurr.blogcu.com
Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun.Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur.
Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Allah razı olsun Mavci abimiz
faydalı bilgiler sunmuşsunuz
Rabbim uygulamayı nasip etsin
selametle inşaallah
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,198
Tepki puanı
7,555
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

Senin üzerine haktır ki, her söylediğin hak olsun.Fakat her hakkı söylemeye senin hakkın yoktur.
Her dediğin doğru olmalı; fakat her doğruyu demek doğru değildir.
Zira senin gibi niyeti hâlis olmayan bir adam, nasihati Bazen damara dokundurur, aksülâmel yapar.

Allah razı olsun Mavci abimiz
faydalı bilgiler sunmuşsunuz
Rabbim uygulamayı nasip etsin
selametle inşaallah

Allah CC. cümlemizden razı olsun...
Bilmeyenler de öğrensin...
(Toplu-topsuz iğne bilmiyormuş...)
 

Nur_u Secde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Eki 2007
Mesajlar
5,181
Tepki puanı
3,537
Puanları
163
Yaş
46
(Toplu-topsuz iğne bilmiyormuş...););)
 

kjviespe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
68
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyi, güzel ve faziletlidir. Peygamber efendimize olgunluğun alameti sorulduğunda (Doğru konuşmak ve doğrulukla iş yapmaktır) buyurdu. (İmam-ı Gazali)

baslık cok ama cok abes
ne demek her dogru her yerde söylenmez diye
ben biraz cahilim bana daha biraz acıklarmısın

Kardeşim ordaki konu, hususi bir mesele, yalan söyleyin denmiyor, belki susun konuşulacaksada güzel söyleyin, diye ihtar edilmiş.Bu mesele cemaatler ve kardeşler arasında husumet,ayrılık çıkmasın diye ihtar ve düsdurdur.Aralarında fazilet füruşluk, hodfuruşluk, enaniyet ve haset gibi tehlikelerle tesanüde ve teavüne vede uhuvvete zarar gelmemesi açısından ihtiyaç olan güzel, fedakarlık kokan, bir kaide.Bu kaidede yalan söyleyin, Dini Muhammediyeye taaruz varsa oturun, yerinizde itidalli davranıp, susun demiyor.Bunu böyle anlamayıp susan belki bilerek, belki bilmeden o delalet ehline ve mütecavüzlere şerik oluyor,ya farkındalar yada değiller, Allah hidayet etsin.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.
 

kjviespe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
68
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
neymiş efendim (Toplu-topsuz iğne bilmiyormuş...)
anlat o zaman bi zahmet
konuyu ac ondan sonra kenara cık (Toplu-topsuz iğne bilmiyormuş...) de
sen bu yazıyı nerden alıpta yazıyon
sölede ben bakayım sen anlatmadıgına göre

Kardeşim lütfen onlarla gereksiz polemiklere girmeyelim, alıntı yapmış, ne yapmış, nasıl yapmış, o dahi bilmiyor mazur görün, Bediüzzamanın bir Allah dostunun, bu meselede hedef olmasına, bizler ehli insaf, yardımcı olun müsaade etmeyelim.Varsa izah gerektiren bir mesele, Risalei Nurlar ve Bediüzzaman hakkında, onlara değil, bana sorun, İnşaallah istidadımız ve kabiliyetimizce yardımcı olalım.Bir Allah dostuna zara gelmesine müsaade etmeyelim.Ben şu an netten çıkmak zorundayım varsa sorularınız akşama doğru nette olacağım.
Allahın selamı rahmeti ve bereketi müminlerin üzerine olsun.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt