Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Her Bir Meselede İslam İle Hükmedildiğine Dair Bir Metin Olmaksızın Anayasadaki Şataf (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
Her Bir Meselede İslam İle Hükmedildiğine Dair Bir Metin Olmaksızın Anayasadaki Şatafatlı İbareler Mısır'ın Bir Sonraki Laik Anayasasının Hakikatini Değiştirmeyecektir!



Anayasa Komisyonu, (Devlet, İslam şeriatının hükümlerine bir helal getirmeksizin siyasî, kültürel ve ekonomik alanlarda kadın-erkek eşitliği ilkesini pekiştirmek için tüm yasama ve yürütme önlemlerini almak, anne, çocuk, sağlık ve miras hakkı hizmetlerini sağlamak ve aile ile toplum içinde çalışması gibi görevleri arasındaki uzlaşıyı garantilemekle yükümlüdür) şeklindeki metnin geçtiği yeni Mısır anayasasının (36.) maddesine (Kurucu Meclis, ülkenin yeni anayasa taslağını belirlemiştir) ibaresini koyması üzerine, evet bunun üzerine yüz parti ve Mısır İnsan Hakları Örgütleri, uluslar arası sözleşmelerde belirlenen kadın haklarını ihlal ettiği şeklinde itibar ettikleri bu madde hakkında ciddî endişelerini ifade ettikleri bir açıklama yayınlamışlardır. Bu ise kadın-erkek arasındaki eşitlik fikrine dönük maddenin, İslam şeriatının hükümleriyle sınırlandırılması sayesinde olmuştur.



Hizb-ut Tahrir Medya Bürosu Kadınlar Kısmı, Anayasa Komisyonu ile Kenane-Mısır'daki laik örgütlere bir yanıt olarak şöyle bir yorumda bulunmuştur:



Birincisi: Kurucu Meclis daha önceleri, bir önceki Mısır anayasası ile örneğin İsviçre, Almanya ve Güney Afrika gibi diğer devletlerin anayasalarından alınmış bir anayasa koyacağını açıklamıştır. Bundan dolayı bu anayasa, İslam esası üzerine kurulmamıştır. Buda onun, bir İslamî anayasa olmadığı, bilakis laik bir anayasa olduğu anlamına gelmektedir. Nitekim Allahutela, şöyle buyurmaktadır:

أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىَ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللّهُ لاَ يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ "Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa binasını yıkılacak bir uçurumun kenarına kurup onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Şüphesiz ki Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.." [et-Tevbe 109]



İkincisi: (36.) maddenin, İslam ile bir ilgisi yoktur. Bilakis ona, zoraki (İslam şeriatının hükümlerine bir helal getirmeksizin) ibaresi sıkıştırılmıştır. Zira madde, kafir Batı'nın fikirlerinden olan kadın-erkek arasındaki eşitlikten bahsetmektedir. Halbuki kadın-erkek arasındaki eşitlik, Müslüman toplumların ele aldığı bir mesele değildir. Çünkü kadının erkekle eşit olması yada erkeğin kadınla eşit olması, içtimaî hayata etkisi olan bir mesele olmamasının yanı sıra İslamî yaşamda vuku bulması muhtemel bir mesele de olmadığı gibi insan olması itibarıyla kadının doğal haklarını sindiren, kadının bu haklarını talep eden ve eşitlik fikri hususundaki bu talebi de hakları elde etmenin bir yolu olarak benimseyen Batı'yı taklit edenlerin dışındaki Müslümanlardan herhangi biri de bunu dile getirmez. İslam'a gelince; onun, bu habis (eşitlik) fikirle hiçbir ilgisi yoktur.



Üçüncüsü: Batılı hayat tarzı laiklikten başka bir anayasa tasavvur etmeyen komisyon tarafından, Mısır'ın bir sonraki anayasasına şatafatlı genel ibarelerin konulmasının, ardından da İslam'a kin besleyen laik sivil toplum kuruluşları ile tüm bunların arkasında duran -Mısır arenasındaki temel oyuncu- Amerika'nın, sırf bu tür ibarelerin konulmasından dolayı yeni İslamî anayasa mevzusunu kışkırtmasının hakikati, işten tüm bunların hakikati, yeni anayasada İslamî ibareler bulunmaktadır şeklinde insanları saptırmaya yönelik bir manevradan ibarettir. Şöyle ki; şayet (İslam şeriatının hükümlerine bir helal getirmeksizin) gibi şatafatlar, daha önceki tagut anayasada geçenlerden daha çok olursa avam insanlar, anayasanın İslamî olduğunu düşünecekler, İslam ile hükmedilmesini arzulayan Kenane halkı İslam ile yönetimi talep etmekten yüz çevirecek, bu ibarelerin etkisiyle uyuyacaklar, laik sivil cumhuriyet yönetimi devam edecek ve böylece de onlar gafillerden olacaklarıdır!

İslamî anayasa, başkasından değil sadece İslam hükümlerden alındığı gibi onu insanların üzerine tatbik edecek olan da Allah'ın izniyle yakında geri dönecek olan İslamî Hilafet Devleti olacaktır. Dolayısıyla toplumsal uyumu ve onun ilerlemesini garantilemek için Hakîm ve Habîr'in katından olan içtimaî nizamın gölgesinde kadının hakkını ve onurunu koruyacak olan İslamî Hilafet Devleti'dir.



Hizb-ut Tahrir'in elinde, ümmetin önüne koyduğu bir anayasa bulunmakta olup onun içerisindeki maddelerden her birinin şeri delillerini de açıklamıştır. Dolayısıyla o, sırf İslamî bir anayasadır. Yani devlette ve toplumda İslam'ın amelî olarak tatbik edilmesini açıklayan şeri hükümlerdir.

Dr. Nesrin Nevaz
Hizb-ut Tahrir
Merkezî Medya Bürosu Üyesi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt