Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

hep aynı insanlar (1 Kullanıcı)

  • Konuyu başlatan es_selam
  • Başlangıç tarihi
E

es_selam

5 Aralık 2008. Fatih ilçesinin meşhur Fevzipaşa caddesi. Neredeyse Edirnekapıdan itibaren araba ve insan trafiği geçit vermeyecek kadar dolu. Bayram arefesi ve bütün insanlar alış veriş halinde.
Birkaç genç adam ve genç kadın çılgın alış veriş kalabalığının içinde koşar adım bir şeye yetişmek isteyen insanların telaşlı yürüyüşüyle ilerliyorlar. İnsanlar hızla bir yöne doğru akarken tersine giden bu insanların yüzlerini tanıyorum bir yerlerden.
Fatih postanesinin önünde toplanacak olan Filistin dostları Saraçhaneye kadar yürüyüp bir miting yapacaklardı bugün saat 13:00 de. Yoldakiler buna dair bir slogan bir haykırış bir tekbir duymaya çalışıyorlar belli ki. Ben de onlarla koştururken bir yandan da caddeyi dinliyorum. Aradığımız ses aynı. Modasının geçtiği söylense de hala bizi diri tutan, heyecanlandıran, bir ümit bahşeden slogan sesi.
İlkin bir Filistin bayrağı görünüyor şık eşarpların, lüks arabaların, akıl almaz kalabalığın ve uğultunun içinden. Gündelik hayatlarına dalmış, ne giyip bayramda nereye gideceğine odaklanmış insanların arasından. Bayrağı hiç görmeyen, ne olduğunu bilmeyen, yoksulların, işsizlerin, parçalanmış kimliklerin hayatların bizi bin parçaya bölen görünmez duvarların arasından. Yürüyüşe arkadan yetiştiğimde görüyorum ki arabalar artık caddede neredeyse üçüncü sırayı yapmış trafik polislerinin gafletinden yararlanarak. Bencil ve agresif caddede kulaklar birbirine kapalı.
Cuma namazından çıkmış, vazifesini yapmış kutlu insanlar mutmain ve huzurlu yüzleriyle Yaratıcılarıyla güzel bir yakınlık kurmuş olmanın kıvancıyla caddeye dağılıyorlar, biraz düşünceli tavırlarla.
Gazzeyi savunan, emperyalizmin kahrolmasını dileyen haykırışları duyunca irkiliyorlar ister istemez. Bir kısmı hemen yollarını değiştirmeye ya da gurupla alakaları olmadığını belli edecek geniş bir mesafe bırakmaya bakıyorlar mümkün olduğunca.
Kiminin içi sızlıyor ya yine de bu böyle olmaz diyorlar içlerinden, dindarlık sabır ve katlanmayı gerektirir toplumsal geleneğimizde. Böyle itirazlar olmadık işler açar insanın başına.
Bazıları ise öfkeli biraz. Neyin protestosu yine. İşi gücü yok mu bu adamların. Bizim gibi koşup yetişecekleri bir uğraşları, bir ticarethaneleri. Kadınlara ne demeli. Bayram temizliği yapıldı mı, börekler açıldı mı ki sokaklara düşmüşler. Hangi örfe adete sığar bu.
Bir kadın yanındaki arkadaşına hep aynı insanlar geliyor hep aynı yıllardır diyor. Gülümsüyorum duyduğumu belli ederek. Hep aynı ya. Bakıyorum da gerçekten yine hep aynı insanlar. Haksızlıklara işgallere yasaklara kötülüklere karşı birlikte yürüdüğümüz eylemciler. Burada olmayanlara bir sözüm yok, elbette hissiyatımızı fazlasıyla paylaşanlar var. Bu meydana gelerek bir şey olmayacağını düşünüyorlar sadece.
Ben hala birileri duyar da ses verir, kararları alanların eli güçlenir, düşmanlar meydanın boş olmadığını görür, kardeşlerimiz el Cezireden Press tv den İslam tv den şuradan buradan bizi görür de moral bulur, arkadaşlarımı görürüm, işine gücüne ara verip buraya koşmuş insanların varlığından güç alırım, küçük hesaplarla dolu hayatımdan biraz sıyrılırım diye geliyorum açıkçası.
Gazze kuşatma altında. Mısır da sınırını kapattığından boğulmak üzere. Biz yaşarken, buradayken, Müslümanlar olarak ortada kurumla dolaşırken, bu kadar yakınımızda kardeşlerimiz cezalandırılıyor, ışıksız susuz yiyeceksiz ölüme mahkum ediliyor. İslamın şefkat ve adaletinin yerine telörgü duvar ve bomba medeniyetinin ikame edildiği yer Gazze.
Gazzemiz yok ediliyor Büyük İnsanlık Suçu Yeter! Katliamı durdurun ! İsraile Son İhtardiye manşet atacak bir gazetemiz bile yok bu ülkede.
Buluşan kadınların yazdığı ve imzaya açtığı bir mektubu yolluyorum okurlarımıza. Bir iki gün içinde elden ulaştırılacak. İmzalarınızı bekliyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımız,
17 aydır kalın duvarlarla dünya ile bağlantısı kesilen Gazze son bir aydır elektrik de verilmemesi sonucu adım adım bir soykırıma doğru gidiyor. Hastanelerin yaşam destek üniteleri çalışamıyor. Fırınlar ekmek üretemiyor. Mısırın da sınırını kapattığı Gazze halkı yiyecek ve ilaç bulamıyor.
Gazze yalnızlığa mahkum edildi ve gücünün son sınırına vardı. Bütün dünyanın gözleri önünde yeniden dev bir Auschwitz yaşanıyor. Bizler bu felakete sessizce tanık olmayı seçen tüm dünya halklarının ve onları temsil eden yöneticilerin vicdanına sesleniyoruz: Gazzeliler, hangi suçlarından dolayı öldürülüyor, aç bırakılıyor, işkence ediliyor ve en hayati ihtiyaçlardan bile mahrum ediliyorlar. Nüfus yoğunluğunun korkunç olduğu, devasa bir tutukevinde tel örgüler içinde tutulmayı haketmek için ne yaptılar?
Yeniden bir Srebrenitsa ve Auschwitz yaşamak istemiyoruz. Üstelik bu defa felaket gözlerden uzak ve beş on gün içerisinde değil, hepimizin gözü önünde ve aylarca süren bir zulümle geliyor. Bu utancı ve vicdan azabını milletçe yaşamamamız için lütfen Gazzeye sahip çıkınız.
Sayın Cumhurbaşkanımız, aşağıda imzası olan bizler Gazzelilerin bu acımasız kıyımdan kurtulabilmesi için acilen diplomatik girişimlerin başlatılmasını ve Gazze halkının temiz su, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlarının sağlanabilmesi için Mısır sınırının açılmasını, bu amaçla Türkiyenin Mısır Hükümeti ile iletişime geçmesini talep ediyoruz.
Saygılarımızla
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt