"Hediyeleşin, çünkü hediye, aradaki muhabbeti artırır."
Hadisimiz bu, ama biz nedense hiç hediyeleşmeyiz..
Ya da "batıdan çalıntı zamanlar"a; yılbaşı ve bilumum, sonradan icat, kapitalist düzenin icadı, sadre şifa olamayan günlere has olmuş hediye..
Neden?
İşte hadis yukarıda..
Hazine bizim, ama başkaları oturuyor üstünde..
Bizim masum çocuklarımız da, süslenen ağaçlara, renkli cıvıl cıvıl hediye paketlerine, balonlara, yanıp sönen ışıklara, çocuk ruhunu fetheden bin süse kapılıyor, ağzının suyu akıyor..
Ve..dönüp de bizden tarafa baktığında içi sıkılıyor, içi kararıyor..
Suçlu kim? Biz tabii ki..