kardelen_misali_
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 10 Ağu 2006
- Mesajlar
- 90
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
HAZRETİ ÖMER'İN HESABI
Siyer kitaplarında anlatıldığına göre, Hz. Ömer Efendimiz vefat ettikten sonra Hz. Abbas (r.a.) onu rüyada görmek için adeta can atıyor. Fakat, hemen her zaman arzuyla gözlerini yummasına rağmen tam altı ay boyunca onu hiç göremiyor. Nihayet altı ayın sonunda Hz. Ömer'i rüyasına misafir ediyor. Bu beklemenin sebebini soracak olunca Hz. Ömer: "İşin içinden ancak sıyrılabildim; hesabım yeni bitti." diyor.
Rüyanın devamını anlatmadan önce, bu altı aylık muhasebe üzerinde durmak gerektiğini zannediyorum. Rasul-ü Ekrem Efendimiz'in (s.a.s.) "yerdeki iki vezirimden biri" diyerek kendisini gösterdiği ve "Benden sonra Peygamber gelecek olsaydı, Ömer olurdu!" buyurarak büyüklüğünü nazara verdiği, Hulefa-yı Raşidin'in ikincisi olan Hz. Ömer'in "Hesabım altı ayda ancak bitti " demesi bize birşey ifade etmeli!... Ümitsizliğe düşürecek mülahazalara girmeden, bize herşeyin hesabını vereceğimizi ve her nimetten dolayı sorgulanacağımızı düşündürmeli. Evet, bütün nimetlerden hesaba çekileceğimiz bir gün var önümüzde. O gün Cenab-ı Hak, "Size el-ayak, dil-dudak verdim. Sizi zahir ve batın latifelerle donattım. Maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarınızı karşılayacak nimetleri önünüze serdim. Peki, siz bunlarla ne yaptınız? Bunlar size ne ifade etti? Bu nimetleri nasıl değerlendirdiniz? Kulluğunuzun ve imtihan dünyasında bulunduğunuzun farkında olabildiniz mi? Hayatınızın hesabını vereceğiniz şuuruyla vazifeden terhis olduğunuz ana kadar bir kula yakışır eda ile yaşadınız mı?" türünden sorular soracak. İşte Hz. Ömer'in "Hesaptan ancak altı ayda sıyırabildim!" sözü, bize benzer sorulara karşı vereceğimiz cevapları düşündürmeli ve bizi öteler için azık hazırlamaya teşvik etmeli...
Bu arada, yarım sene de olsa, demek ki Hz. Ömer sonunda bütün hayatının hesabını verebilmiş. Demek ki, altı ayın akabinde onun için hesabı verilmemiş hiçbir husus kalmamış. Bu yönüyle, üzerinde durduğumuz mesele her ne kadar bir rüya olsa da, bir sahabeye ait o rüyada Hz. Ömer'in bize verdiği bir mesaj vardır. Ayrıca, onun sözü, mukarrebine göre bir ufka ait ses ve soluktur. Ondan kendi seviyesine göre bir tavır ve davranış beklenmiştir, hesabı da yine kendi seviyesine göre olmuştur. Yoksa, sıradan bir kul onun yaptığı şeyleri yapsa, ihtimal ötede mükafat görür.
Rüyanın devamında, Hz. Abbas soruyor; "Ya Ömer, Cenab-ı Hak seni ne ile affetti, hangi amelinden dolayı bağışladı?" diyor. Hz Ömer Efendimiz şu cevabı veriyor: "Bir gün sokağa çıkıp bakmıştım ki, bir çocuk bir kuşu yakalamış, elinde hırpalıyor. Hemen onun yanına koşmuş, cebimden üç-beş kuruş çıkarıp o çocuğa vermiştim. Böylece kuşu satın alıp azad etmiştim. Mizanda işte o amelimden dolayı kurtulduğumu söylediler."
Siyer kitaplarında anlatıldığına göre, Hz. Ömer Efendimiz vefat ettikten sonra Hz. Abbas (r.a.) onu rüyada görmek için adeta can atıyor. Fakat, hemen her zaman arzuyla gözlerini yummasına rağmen tam altı ay boyunca onu hiç göremiyor. Nihayet altı ayın sonunda Hz. Ömer'i rüyasına misafir ediyor. Bu beklemenin sebebini soracak olunca Hz. Ömer: "İşin içinden ancak sıyrılabildim; hesabım yeni bitti." diyor.
Rüyanın devamını anlatmadan önce, bu altı aylık muhasebe üzerinde durmak gerektiğini zannediyorum. Rasul-ü Ekrem Efendimiz'in (s.a.s.) "yerdeki iki vezirimden biri" diyerek kendisini gösterdiği ve "Benden sonra Peygamber gelecek olsaydı, Ömer olurdu!" buyurarak büyüklüğünü nazara verdiği, Hulefa-yı Raşidin'in ikincisi olan Hz. Ömer'in "Hesabım altı ayda ancak bitti " demesi bize birşey ifade etmeli!... Ümitsizliğe düşürecek mülahazalara girmeden, bize herşeyin hesabını vereceğimizi ve her nimetten dolayı sorgulanacağımızı düşündürmeli. Evet, bütün nimetlerden hesaba çekileceğimiz bir gün var önümüzde. O gün Cenab-ı Hak, "Size el-ayak, dil-dudak verdim. Sizi zahir ve batın latifelerle donattım. Maddi ve manevi bütün ihtiyaçlarınızı karşılayacak nimetleri önünüze serdim. Peki, siz bunlarla ne yaptınız? Bunlar size ne ifade etti? Bu nimetleri nasıl değerlendirdiniz? Kulluğunuzun ve imtihan dünyasında bulunduğunuzun farkında olabildiniz mi? Hayatınızın hesabını vereceğiniz şuuruyla vazifeden terhis olduğunuz ana kadar bir kula yakışır eda ile yaşadınız mı?" türünden sorular soracak. İşte Hz. Ömer'in "Hesaptan ancak altı ayda sıyırabildim!" sözü, bize benzer sorulara karşı vereceğimiz cevapları düşündürmeli ve bizi öteler için azık hazırlamaya teşvik etmeli...
Bu arada, yarım sene de olsa, demek ki Hz. Ömer sonunda bütün hayatının hesabını verebilmiş. Demek ki, altı ayın akabinde onun için hesabı verilmemiş hiçbir husus kalmamış. Bu yönüyle, üzerinde durduğumuz mesele her ne kadar bir rüya olsa da, bir sahabeye ait o rüyada Hz. Ömer'in bize verdiği bir mesaj vardır. Ayrıca, onun sözü, mukarrebine göre bir ufka ait ses ve soluktur. Ondan kendi seviyesine göre bir tavır ve davranış beklenmiştir, hesabı da yine kendi seviyesine göre olmuştur. Yoksa, sıradan bir kul onun yaptığı şeyleri yapsa, ihtimal ötede mükafat görür.
Rüyanın devamında, Hz. Abbas soruyor; "Ya Ömer, Cenab-ı Hak seni ne ile affetti, hangi amelinden dolayı bağışladı?" diyor. Hz Ömer Efendimiz şu cevabı veriyor: "Bir gün sokağa çıkıp bakmıştım ki, bir çocuk bir kuşu yakalamış, elinde hırpalıyor. Hemen onun yanına koşmuş, cebimden üç-beş kuruş çıkarıp o çocuğa vermiştim. Böylece kuşu satın alıp azad etmiştim. Mizanda işte o amelimden dolayı kurtulduğumu söylediler."