Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hazret-i Ömer’in son sözleri (1 Kullanıcı)

dorinx1

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Ocak 2010
Mesajlar
298
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Hazret-i Ömer’in son sözleri


Hz. Ömer, 645 yılının son ayında Ebû Lü’lü Firuz adında Yahudi bir köle tarafından
namaz kılarken şehid edildi. Bu köle Hz. Ömer’e gelip efendisinden alınan verginin çok
olduğunu iddia etti. Hz. Ömer, “Senden alınan miktar fazla değildir” dedi.
Hz. Ömer’in bu sözüne razı olmayıp, düşmanlık gösteren Firuz, Hz. Ömer’e kastetmeyi
plânladı. Görünüşteki sebep böyle görünmekle beraber işin isası böyle değildi. İran casusu
olarak aldığı emri yerine getiriyordu. Hz.Ömer bir gün esnaf teftişinde iken, Firuz’a, “ Duydum ki,
senin değirmen yapmanda üzerine yokmuş” deyince, “ Şayet sağ kalırsam,sana öğle bir
değirmen yapacağım ki, doğda ve batıda herkeks ondan bahsedecek” demişti. Hz. Ömer ‘de, “
Vallahi bu beni tehdit etti” buyurmuştu. Buna rağmen açıkca suç teşekkül etmediği için
cezalandırmamıştı.
Hz Ömer ile vergi tartışmasından bir gün sonra elbisesi içine bir hançer saklayıp, sabah
namazı vaktinde mescide girdi. Beklemeye başladı. Hz. Ömer safları düzeltip tekbir alarak
namaza durur durmaz, Firuz yerinden fırlayıp Hz. Ömer’e arka arkaya altı darbe vurdu.
Darbelerden biri karnına isabet etti. Firuz bir kişiyi daha yaralayıp kaçtı ve yakalanmadan önce
intihar etti. Hz. Ömer evine kaldırıldıktan bir müddet sonra ayılıp “Katilim kimdir? diye sordu.
Ebû Lü’lü Firuz olduğu söylenince “Allah’a şükürler olsun ki bir Müslüman tarafından
vurulmadım...” dedi.
Ağır öldürücü bir darbe alan Hz. Ömer’e kendisinden sonra oğlu Abdullah bin Ömer’i
halife tayin etmesi iistenince, “Bir aileden bir kurban yeter!” buyurdu. Kendinden sonra halife
olacak kimsenin tayini için Eshâb-ı kirâmdan, Cennet ile müjdelenenlerden altı kişiyi seçti.
Bundan sonra oğlu Abdullah’a “Mü’minlerin annesi Hz. Âişe’ye git ve O’na Ömer İbni
Hattab’ın selâmını söyle, müminlerin emiri deme, ben bugün müminlerin emiri değilim.
O’na Ömer, sahibinin yanına defnedilmek için izin istiyor de!” buyurdu.
Hz. Âişe, izin verince “Bu benim en büyük dileğimdi” buyurarak çok memnun oldu.
Vefat ederken oğluna, “Başımı yastıktan al da yere koy, umulur ki, Cenab-ı hak, beni bu
halimden dolayı merhamet edip affeder!” Yaralandıktan yirmidört saat sonra kelime-i şehadet
getirerek vefat etti.
“Nimetin kıymetini bilin!”
Hz. Ömer, kuru arpa ekmeği yer, kalın kumaşlardan elbise giyerdi. Zamanında çok
fetihler oldu. O’nun zamanında sekiz bin câmide Cum’a namazı kılınıyordu. Her nereye asker
gönderse, zafer bulup, sağ salim olarak ganimetle dönerdi. Ordusunun mağlup olduğu
görülmemiştir. Çünkü çok hazırlıklı, tedbirli ve adâletli hareket ederdi.
Kuvveti, adâleti, askerleri üç kıtayı titreten İslâm halifesini görmeye gelenleri hayrette
bırakmıştı. Kudüse geldiğinde orada bir hutbe okudu ve buyurdu ki:
“Allahü teâlâ, bizi İslâm dini ile şerefli kıldı. Muhammed aleyhisselâm ile doğru yolu
gösterdi. Bizden dalâleti, sapıklığı kaldırdı. Buğz ve adavetten, ayrılık ve tefrikadan uzaklaştırdı.
Ey müslümanlar, bu büyük nimete hamd ediniz. Zirâ böyle yapmamız, nimetin artmasına
sebep olur. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde buyuruyor ki: “Nimetlerimin kıymetini bilir,
emrettiğim gibi kullanırsanız, onları arttırırım. Kıymetini bilmez, bunları beğenmezseniz,
elinizden alır, şiddetli azâb ederim” Sizlere kendisinden başka her şey fâni olan, kendisi Bâki
olan, Allahü teâlâdan korkmanızı tavsiye ederim. O’na itaat eden evliyasından olur. O’na isyan
edenin ahireti yok olur.
Ey insanlar, mallarınızın zekâtını veriniz, böylece kalblerinizi ve nefislerinizi temizlersiniz.
Allah’tan başka hiçbir mahluktan karşılık ve teşekkür beklemeyiniz. Öğütlerimi iyi anlayınız.
Akıllı olan dinini muhafaza eder. Saîd olan başkasının nasihat ve öğüdünü kabul eder.
İslâmiyete, Resûlullah’ın sünnetine yapışınız. Kur’ân-ı kerîm’in emirlerine uyunuz. Zira O’nda
dertlere deva ve sevâb vardır.”
Peygamberlerden sonra insanların en üstünü Hz. Ebû Bekir’dir. Ondan sonra Hz.
Ömer’dir. Hadîs-i şerifte buyuruldi ki: “Cebrâil bana gelip dedi ki: “Ömer’in ölümü üzerine
bütün İslâm âlemi ağlayacaktır.”
Hz.Ömer’in nasihatı: “Sâdık arkadaşlar bulun ve onların arasında yaşayın. Dürüst ve
samimi arkadaşlar, darlıkta yardımcı, genişlikte süs ve zinetdirler. Dostunun sana düşen işini
güzel bir şekilde gör ki, lüzumunda, sana daha güzeli ile karşılıkta bulunsun. Düşmanlarından
uzaklaş, her dosta bel bağlama, ancak emin olanları seç. Emin olanlar, Allahü teâlâdan
korkanlardır.
“İzzeti, şerefi başka yerde aramayız!”
Hz.Ömer’in güzel sözleri:
“Hz. Ömer bir defasında Şam’a gitmişti. Orada giydiği eski elbiselerden dolayı söz
edildiğini duyunca “Biz İslâmiyet ile izzet bulduk, izzeti, şerefi başka yerde aramayız.” buyurdu.
Yolu bir mezbeleden geçse, orada durur ve: “İşte hırsla sarıldığımız dünya” derdi. Dul kadınlara,
yetimlere sırtında un taşırdı. Bu halini gören biri: Bırakın biz taşıyalım deyince, Hazreti Ömer:
“Ya kıyamet günü günahımı kim taşır” buyurdu.
“Allah’a itaat eden büyük zatların sözlerine dikkat edin. Çünkü onlara Allah tarafından
gerçekler tecelli eder ve onu konuşurlar.”
“Çok gülenin heybeti azalır. Çok şaka yapan eğlenceye alınır. Bir şeyi çok yapan onunla
tanınır. Çok konuşan çok yanılır, hataya düşer. Böyle kimsenin hayâsı azalır. Hayâsı azalan
şüpheli şeylerden az kaçınır. Şüpheli şeylerden az kaçınanın kalbi ölür.”
“Hakkımda hangisinin daha hayırlı olduğunu bilemediğim için darlık (fakirlik) ve bolluk
(zenginlik) günlerimin hiçbirine aldırış etmedim.”
“Amellerin efdali farzları yapıp haramlardan kaçınmak ve Allah katında sâdık niyyetdir.”
“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin. Amelleriniz tartılmadan önce tartınız.”
“Âhiret işlerinde zarar etmektense, dünyaya ait işlerde zarar ediniz. Böylesi sizin için
daha hayırlıdır.”
“Tevbe edenlerle oturun, onların kalbleri yumuşak olur.”
“Tevazunun başı, bir müslüman ile yolda karşılaşırsan ilk önce selamı senin vermen, bir
mecliste en geride oturmaya razı olman ve şöhretten uzak durmandır.”
“İnsanların en cahili, ahiretini başkasının dünyası için satandır.”
“Allahü teâlâ başkasına acımayana acımaz, affetmeyin affetmez, özür kabul etmeyenin
özrünü kabul etmez.”
“Tevbe’den maksad günahı bilip yapmamaktır. Amel-i salihte bulunmaktan maksad,
kendini beğenmemektir. Şükürden maksad, aczini itiraf edip kulluğu bilmektir.”
“Mescidde oturan kimse, Allahü teâlâ’nın huzurunda bulunuyor demektir.”
“Helâlin onda dokuzunu harama düşmek korkusu ile terk ederdik.”
“Bana ayıplarımı, kusurlarımı söyleyen kimse Allahü teâlânın merhametine kavuşsun.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt