Muhtazaf
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 30 Mar 2008
- Mesajlar
- 9,591
- Tepki puanı
- 957
- Puanları
- 113
- Yaş
- 66
- Web Sitesi
- www.aydin-aydin.com
[h=1]Hayvanlardan da aşağı yaratıklar![/h]
Abdullah Turan OĞUZHAN
atoguzhan@hotmail.com
Bugün, siz değerli okuyucularımın hoşgörüsüne sığınarak, farklı bir yazı yazacağım izninizle...
Duyduğumda kanım dondu, gözlerim doldu. Geceleyin uykum kaçtı, uyuyamadım. 'Sabır!' dedim... Elbette sabır ama yenilerine cesaret vermeyecek bir önlem alındığını gördükten sonra, başa gelene sabır!
Münevver Karabulut’un vahşice öldürülüşünü yıllar geçmesine rağmen unutamamışken, yine bir üniversite öğrencisi gencecik kızcağız... Belki öldürülme şekli farklı; ama öldürüldü işte!
Daha hayatının baharında açmaya, kendi kanatlarıyla uçmaya çalışan bir ‘ana kuzusu’ o.
Kim bilir nice hayallerle, nelerden feragat ederek kazandığı üniversitenin ‘diyetisyenlik’ birinci sınıfında okuyan Fatma Nur Çelik…
Yaşını yazmaya inanın yüreğim yetmedi…
Burada olay şöyle olmuş, böyle gelişmiş diye yazmaya elim varmıyor, yüreğim dayanmıyor…
Bugüne kadar bütün yazılarımda, yatıştırıcı üslup kullandım. Bugün kendimi yatıştıracak cümle veya cümleler bulmakta zorlanıyorum…
Bu kaçıncı vahşet; kaçıncı kirli emel uğruna ‘aşağıların en aşağısına’ inerek işlenen cinayet?
Şimdi haykırırcasına, “Etmeyin hakim bey! Varsın uygulanmasın kararınız, siz kırın kaleminizi! Fatma Nur’ları, bir daha vahşice öldürmeyi aklının ucundan bile geçiremesin caniler!” demek geliyor içimden.
Merhamet duyguları sıfırlanmış, katılıkta taşları bile utandırdılar. “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz!” Hakim bey!
Merhamet, ey mahkemede hüküm veren hakim bey! Gözü yaşlı, yüreğine kor düşmüş anaya merhamet. Evladını bin bir güçlükle, bütün imkânlarını zorlayarak okusun diye gurbete gönderen babaya merhamet!..
Şimdi biz, Fatma Nur’un annesinin babasının yerine koyalım bir kerecik kendimizi. İnsanın aklı duruyor değil mi?
İdam geri gelsin mi? Geri geldiği takdirde adil kararlar verilebilir mi bilmiyorum. Ama bildiğim şu ki; istisnai durumlarda caydırıcı unsur olmadıkça, daha çok ocaklara ateş düşer. Daha çok analar babalar ağlar, yürekler yanar, gönüller kanar!
Aklı, iradesi olmayan hayvanlar bile ağlar bu vahşete, onlar bile utanır bu iğrençlikten!
Allah (cc), böyleleri için Kur'ân'ında “belhüm adal-hayvandan aşağı” buyurur. Bu insan müsveddeleri nasihatten anlamaz; biliyorum!
O gün, (mahşerde hesap verirken) suçsuz yere canice öldürülen Fatma Nur’lara, Münevver’lere “hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman” (Tekvir 9) o kızcağızlar, “Zalimler ve katiller için yaşasın cehennem!” diye haykıracaktır.
Yetkililerimiz, artık caydırıcı önlem olarak ne yapmaları gerekiyorsa yapmalılar. Yeni Fatma Nur’lar, Münevver’ler vahşice öldürülmesin artık.
Rabb'im acılı ailesine, sevenlerine sabırlar versin. Mazlum ve vahşice katledildiği için, ümit ederim ki şehittir. Mekanı cennet olsun...
Selam ve dua ile…
atoguzhan@hotmail.com
Bugün, siz değerli okuyucularımın hoşgörüsüne sığınarak, farklı bir yazı yazacağım izninizle...
Duyduğumda kanım dondu, gözlerim doldu. Geceleyin uykum kaçtı, uyuyamadım. 'Sabır!' dedim... Elbette sabır ama yenilerine cesaret vermeyecek bir önlem alındığını gördükten sonra, başa gelene sabır!
Münevver Karabulut’un vahşice öldürülüşünü yıllar geçmesine rağmen unutamamışken, yine bir üniversite öğrencisi gencecik kızcağız... Belki öldürülme şekli farklı; ama öldürüldü işte!
Daha hayatının baharında açmaya, kendi kanatlarıyla uçmaya çalışan bir ‘ana kuzusu’ o.
Kim bilir nice hayallerle, nelerden feragat ederek kazandığı üniversitenin ‘diyetisyenlik’ birinci sınıfında okuyan Fatma Nur Çelik…
Yaşını yazmaya inanın yüreğim yetmedi…
Burada olay şöyle olmuş, böyle gelişmiş diye yazmaya elim varmıyor, yüreğim dayanmıyor…
Bugüne kadar bütün yazılarımda, yatıştırıcı üslup kullandım. Bugün kendimi yatıştıracak cümle veya cümleler bulmakta zorlanıyorum…
Bu kaçıncı vahşet; kaçıncı kirli emel uğruna ‘aşağıların en aşağısına’ inerek işlenen cinayet?
Şimdi haykırırcasına, “Etmeyin hakim bey! Varsın uygulanmasın kararınız, siz kırın kaleminizi! Fatma Nur’ları, bir daha vahşice öldürmeyi aklının ucundan bile geçiremesin caniler!” demek geliyor içimden.
Merhamet duyguları sıfırlanmış, katılıkta taşları bile utandırdılar. “Merhamet etmeyene merhamet olunmaz!” Hakim bey!
Merhamet, ey mahkemede hüküm veren hakim bey! Gözü yaşlı, yüreğine kor düşmüş anaya merhamet. Evladını bin bir güçlükle, bütün imkânlarını zorlayarak okusun diye gurbete gönderen babaya merhamet!..
Şimdi biz, Fatma Nur’un annesinin babasının yerine koyalım bir kerecik kendimizi. İnsanın aklı duruyor değil mi?
İdam geri gelsin mi? Geri geldiği takdirde adil kararlar verilebilir mi bilmiyorum. Ama bildiğim şu ki; istisnai durumlarda caydırıcı unsur olmadıkça, daha çok ocaklara ateş düşer. Daha çok analar babalar ağlar, yürekler yanar, gönüller kanar!
Aklı, iradesi olmayan hayvanlar bile ağlar bu vahşete, onlar bile utanır bu iğrençlikten!
Allah (cc), böyleleri için Kur'ân'ında “belhüm adal-hayvandan aşağı” buyurur. Bu insan müsveddeleri nasihatten anlamaz; biliyorum!
O gün, (mahşerde hesap verirken) suçsuz yere canice öldürülen Fatma Nur’lara, Münevver’lere “hangi suçtan ötürü öldürüldüğü sorulduğu zaman” (Tekvir 9) o kızcağızlar, “Zalimler ve katiller için yaşasın cehennem!” diye haykıracaktır.
Yetkililerimiz, artık caydırıcı önlem olarak ne yapmaları gerekiyorsa yapmalılar. Yeni Fatma Nur’lar, Münevver’ler vahşice öldürülmesin artık.
Rabb'im acılı ailesine, sevenlerine sabırlar versin. Mazlum ve vahşice katledildiği için, ümit ederim ki şehittir. Mekanı cennet olsun...
Selam ve dua ile…