HAYRET , HAYR ET…!
Kâinat!…Binlerce gezegen, milyonlarca yıldız….Ve hepsi hareket halinde…
Birbirlerine çarpmadan, birbirlerinin hakkına tecavüz etmeden, büyük bir intizam içinde, itaatkar kullar misali dönüp duruyorlar…
HAYRET!…
...
Bu intizam içinde; nizamsız, amaçsız, başıboş hayat sürüyoruz…
Ya Rab! Sonumuzu hayr et!..
Dünya!…Kış mevsiminde ölüp, beyaz kefenine bürünüyor…
Her bahar yeni bir haşir…
Kupkuru, cansız dallarda önce tomurcuklar, sonra yapraklar, sonra çiçekler ve meyveler….Dünya her kış ölüp, her bahar yeniden diriliyor…
HAYRET!..
Hay ALLAH’ım! Hay’sın ALLAH’ım!.. Her gece ölüp, her sabah yeniden dirilen insanoğlunda ise gaflet içre gaflet…
Ya Rab! Sonumuzu hayr et!..
Bir şeyden her şeyi halkeden ALLAH’ım!… Sadece birbirimize bakıp, büyüklüğünü idrak etmemiz gerekirken gafletteyiz!…
Ya Rab! Sonumuzu hayr et!…
Göz!… Bir yaradılış mucizesi… Tek bir hücrenin itaatkar başkalaşımı… Ve bir mücevher gibi, kafatasının içinde en güzel biçimde muhafaza edilmesi… Yerleşim yerinin; mesela omuzlarımızda veya göğsümüzde ya da dizlerimizde değil de, tüm vücudumuzu ve tüm uzuvlarımızı rahatça kontrol edebileceğimiz bir yerde bulunması…
HAYRET!…
Ruhumuzun dünyaya açılan kapısı gözlerimiz!…Bakmayı haramdan saymayıp,harama kapanmayan gözlerimiz!…Gözlerimizle bile ruhumuzu kirleten biziz…
Ya Rab! Sonumuzu hayr et!…
Kalp!…Hem bedenimizin hem ruhumuzun hayat kaynağı!… Henüz 22 günlük bir ceninken çalışmaya başlayıp, ortalama bir ömür boyunca 2 trilyon kere atan muhteşem makine… Günde 10 tonluk bir tankeri doldurabilecek harika bir pompalama gücü… Dakikada ortalama 70 kez atıp, vücuttaki kanın bir gün içinde 1000 tam devir yapmasını sağlayan; yumruk büyüklüğünde bir et parçası…
HAYRET!…
“Kainata sığmam ama, bir mü’min kulumun kalbine sığarım.” diyen yüce Rabbimiz!… Sen’in mekânına layık olmayan sevgiler doldurduğumuz için bizi affet!…
Ve…
Ya Rab! Sonumuzu hayr et…
alıntı