Bismillah...
İslam, evrensel ve toplumsal bir dindir.
Her çağın ve her derdin dermanıdır.
Fertçi ve bireyci bir hayat anlayışı olmayan dinimiz, kardeşlik ve ümmet eksenli toplumsal bir hayatı inşa etmek için seçilmiş hakk dindir.
Bu dinin öğreticisi Kur’an ve öğretmeni Resulullah, ilk olarak insanın tasavvurlarını, aklını ve şahsiyetlerini inşa ediyor.
İlk hedef bireydir, birey inşa edilmelidir ki, toplumda inşa edilsin.
Bireyin inşasının hedefi hayatın inşasıdır.
İlk ilahi emir, çağrı fertleredir.
Bu din hayatın kendisidir, hayatın, insanın ve dinin sahibi Allah’tır.
Dünya ahretin tarlasıdır, dünyasız ahiret, ahiretsiz dünya tasavvuru dinimiz İslam’da yoktur.
Yani din vicdan işi değildir, dünya işidir.
Dünya hayatının imarını ve inşasını hedef edinmiştir.
Kur’an hayatın her yönüne ışık vermiştir; devlete, siyasete, ticarete, aileye, eğitime, savaşa ve sayamayacağımız kadar her alanda emir ve hükümleri vardır.
Helal ve haram, hak ve adalet tasavvurlarımızı özellikle yeniden denetlemeliyiz.
Eğer hardal tanesi kadar öz bir eksiklik varsa, tamire kalkışmadan yıkıp yeniden, sıfırdan ilahi bir ölçüde inşa etmeliyiz.
İnşa ölçeğimiz Allahın kelamı olmalıdır.
Ölçeğimiz insan kelamı olduğu takdirde, istesek de istemesek de başlamadan yıkmış oluruz.
Çünkü insani kelamlar taşıdığı değerler ölçüsünde yıkılmaya mahkûmdur.
İnsan kelamının kaynağı olan zaman ve mekân, akışkan ve değişim içindedir.
Değişim içindeki her şey yeni olana yeniyi sunamaz.
Geleneksel bir çerçeveyi muhatabına baskılar.
İşte bundan dolayı tasavvurların inşa sürecinde zamandan ve mekândan münezzeh olan Allahın kelamı ölçeğimiz olmalıdır.
Dikkat edin; tasavvur, akıl ve şahsiyet inşasında ölçü “ilahi” olmalıdır.
Fert binasının fıtri inşasının tamamlanmasından sonraki süreçte, insani kelamlar sadece düşünsel bir katkı sağlar.
Temel sağlam olduktan sonra binayı istediğiniz kadar yükselte bilirsiniz.
İnsani kelamlar temel olmamalıdır, olursa bu temel ancak kendisini taşır.
Bir yük yüklerseniz çökmeye başlar.
Yazar : Harun Uçur
İslam, evrensel ve toplumsal bir dindir.
Her çağın ve her derdin dermanıdır.
Fertçi ve bireyci bir hayat anlayışı olmayan dinimiz, kardeşlik ve ümmet eksenli toplumsal bir hayatı inşa etmek için seçilmiş hakk dindir.
Bu dinin öğreticisi Kur’an ve öğretmeni Resulullah, ilk olarak insanın tasavvurlarını, aklını ve şahsiyetlerini inşa ediyor.
İlk hedef bireydir, birey inşa edilmelidir ki, toplumda inşa edilsin.
Bireyin inşasının hedefi hayatın inşasıdır.
İlk ilahi emir, çağrı fertleredir.
Bu din hayatın kendisidir, hayatın, insanın ve dinin sahibi Allah’tır.
Dünya ahretin tarlasıdır, dünyasız ahiret, ahiretsiz dünya tasavvuru dinimiz İslam’da yoktur.
Yani din vicdan işi değildir, dünya işidir.
Dünya hayatının imarını ve inşasını hedef edinmiştir.
Kur’an hayatın her yönüne ışık vermiştir; devlete, siyasete, ticarete, aileye, eğitime, savaşa ve sayamayacağımız kadar her alanda emir ve hükümleri vardır.
Helal ve haram, hak ve adalet tasavvurlarımızı özellikle yeniden denetlemeliyiz.
Eğer hardal tanesi kadar öz bir eksiklik varsa, tamire kalkışmadan yıkıp yeniden, sıfırdan ilahi bir ölçüde inşa etmeliyiz.
İnşa ölçeğimiz Allahın kelamı olmalıdır.
Ölçeğimiz insan kelamı olduğu takdirde, istesek de istemesek de başlamadan yıkmış oluruz.
Çünkü insani kelamlar taşıdığı değerler ölçüsünde yıkılmaya mahkûmdur.
İnsan kelamının kaynağı olan zaman ve mekân, akışkan ve değişim içindedir.
Değişim içindeki her şey yeni olana yeniyi sunamaz.
Geleneksel bir çerçeveyi muhatabına baskılar.
İşte bundan dolayı tasavvurların inşa sürecinde zamandan ve mekândan münezzeh olan Allahın kelamı ölçeğimiz olmalıdır.
Dikkat edin; tasavvur, akıl ve şahsiyet inşasında ölçü “ilahi” olmalıdır.
Fert binasının fıtri inşasının tamamlanmasından sonraki süreçte, insani kelamlar sadece düşünsel bir katkı sağlar.
Temel sağlam olduktan sonra binayı istediğiniz kadar yükselte bilirsiniz.
İnsani kelamlar temel olmamalıdır, olursa bu temel ancak kendisini taşır.
Bir yük yüklerseniz çökmeye başlar.
Yazar : Harun Uçur