Hayatı Anlamsız mı Sanıyorsunuz?Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minûn, 115)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)
Behlül (ra)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: Bir gün Basra sokaklarında dolaşıyordum. Bazı çocukların ceviz ve bademlerle oynadıklarını gördüm. Ben durup onları seyrederken bir çocuk da onlara bakıyor ve ağlıyordu. O vakit ben şöyle düşündüm:
“Yazık, bu çocuğun elinde de arkadaşlarının oynadıkları şeylerden olsaydı, o da onlarla oynardı. Onun için üzülüyor.” Ona:
“–Evlâdım niye ağlıyorsun? Ben sana ceviz ve badem alırım, onlarla oynarsın.” dedim. Çocuk, başını kaldırıp bana baktı ve şöyle dedi:
“–Ey kıt akıllı adam, biz oyun için yaratılmadık.” Ben:
“–Peki yavrum, söyle bakalım niçin yaratıldık?” deyince çocuk şu cevabı verdi:
“–İlim ve ibadet için yaratıldık.” Ben:
“–Ağzına sağlık. Sen bunu nereden öğrendin?” deyince, şu cevabı verdi:
“–Allah Teâlâ’nın şu buyruğundan öğrendim: “Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (el-Mü’minûn, 23/115) (Ruhul Beyan, Erkam Yay.)
Alıntı: Altınoluk Dergisi
“Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (Mü’minûn, 115)
Rasûlullah (sav) buyuruyor:
“Hiçbir kul, kıyamet gününde, ömrünü nerede tükettiğinden, ilmiyle ne gibi işler yaptığından, malını nereden kazanıp nerede harcadığından, vücudunu nerede yıprattığından sorulmadıkça bulunduğu yerden kıpırdayamaz.” (Tirmizî, Kıyamet 1)
Behlül (ra)’ın şöyle dediği nakledilmiştir: Bir gün Basra sokaklarında dolaşıyordum. Bazı çocukların ceviz ve bademlerle oynadıklarını gördüm. Ben durup onları seyrederken bir çocuk da onlara bakıyor ve ağlıyordu. O vakit ben şöyle düşündüm:
“Yazık, bu çocuğun elinde de arkadaşlarının oynadıkları şeylerden olsaydı, o da onlarla oynardı. Onun için üzülüyor.” Ona:
“–Evlâdım niye ağlıyorsun? Ben sana ceviz ve badem alırım, onlarla oynarsın.” dedim. Çocuk, başını kaldırıp bana baktı ve şöyle dedi:
“–Ey kıt akıllı adam, biz oyun için yaratılmadık.” Ben:
“–Peki yavrum, söyle bakalım niçin yaratıldık?” deyince çocuk şu cevabı verdi:
“–İlim ve ibadet için yaratıldık.” Ben:
“–Ağzına sağlık. Sen bunu nereden öğrendin?” deyince, şu cevabı verdi:
“–Allah Teâlâ’nın şu buyruğundan öğrendim: “Bizim sizi boş yere, bir oyun ve eğlence olarak yarattığımızı ve sizin bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi sandınız?” (el-Mü’minûn, 23/115) (Ruhul Beyan, Erkam Yay.)
Alıntı: Altınoluk Dergisi