mürmüdük
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 7 Tem 2009
- Mesajlar
- 6,952
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 54
- Web Sitesi
- anadoluhaber.blogcu.com

-“ Hayâ ve Örtü...”
-“Mücerret mânâsıyla örtü ve perde, vardıkça varılacak olan ruh ve hakikatin kisvesidir;
ve umumî mânâsıyla insandaki örtünme giyinme duygusu, kaba ihtiyaçtan
öte, ruhumuzun ince yönüne hitâbeden bir hayâ mevzuu olarak o sırra
bağlı!..”
-“Efendim, hayâ ve örtü...”
-“Hayâ;
hicâb... Hicâb; örtü... Hayâdan bahsederken bilmeli ki o, bizzat örtü
ve örtünmenin aynıdır; ve âlemde her şey örtü ve peçeye bürülüyken,
insanda örtü sırrı ve örtünme sırrı öyle bir bedahet ki, kendisine
aykırı oluşlar bile, tersinden onun hakikatini ve ona ihtiyacı
dillendiriyor!..”
-“Efendim, aslında mücerret bir estetik gözüyle de mesele açık ama, Batıcılık adına...”
-“Anlaşılmıyor
mu ki, diyeceğim ama, besbelli ki anlamıyorlar işte... Bugün bütün
dünyada, kaybedilmiş idealler ve onun neticesi ruhî nizâm buhranı
yüzünden, ulvî mânâda insan hayatının varoluş gayesi üzerine düşünmenin
yerini hiçlikte tekâmül davranışı almışken, o illete tutulmayı ve
yutulmayı mefkûreleştirmek, sadece ahmaklıktır; ve öyle bir ahmaklık
ki, her şeyden önce örtü ve örtünmenin, nizâm sırrı ve sır nizâmı
olduğunu bilmezler!.. Oysa... Kelimenin kök delâletinde bile görünen
odur ki, nizâm, “fikir” ve “güzel” demektir; ve fikir ve güzel, her şey
gibi, hakikatin hakikati olarak İslâm nizâmında!”
-“Yani, başörtüsü, kadını fikirleştiren bir unsur, değil mi efendim?”
-“Örtü
ve örtünmeyi, bir tecrit ve tecrit mevzuu olarak muhteşem muamma
haysiyeti diye işaretledikten sonra, bütün bu mânâlara bir “alem” ve
“remz” olan başörtüsünü, kadını fikirleştiren bir unsur olarak takdim
etmekten daha tabiî ne olabilir?.. Ve derisi yüzülmüş cılk et ve bütün
tılsım nahiyeleri galiz birer maddecik hâlinde, sadece gaseyan
ettirmeye memur bir cîfeden ibaret kadının, bir fikir ve tecrit mevzuu
olan kadına nisbeti, bir bardak suyun okyanusa nisbetinden farksızdır!..”
-“
Üstadım, sizin o harikulâde sözünüz: Mahfaza içinde mahfaza, perde
ardında perde, bin bir mefkûreleştirme vasıtasının sakladığı sonsuz bir
kıymet gibi erkek ruhuna nakşedilmiş, çözülmesi gereken bir şifre, bir bilmece, bir sır olan kadın!”
Necip Fazılla Başbaşa-Salih Mirzabeyoğlu...