Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hatm-i hâcegân (1 Kullanıcı)

DiLaRa_I NuR

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2009
Mesajlar
2,576
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
45



HATM-İ HÂCEGÂN


Yaradanımız, insanı ve kainatı niçin yarattığını, insanın vazifesinin ne olduğunu kitaplar göndermek suretiyle tarif etmiş, bu kitaplarını gönderdiği peygamberleri, o tarifleri hayatlarına birebir uygulayarak bir nevi yaşayan kitap olmuşlardır. En son gönderilen kitap olan Kur’ân-ı Kerîm’in gönderildiği son peygamber Hz. Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra, onun görevlerini, onu model, önder ve lider olarak bütün benliğiyle benimsemiş olan tasavvuf yolunun liderleri devam ettirmek suretiyle mesajın güncelliğini sürdürmüşlerdir.


Tasavvufu, Yaratıcımız’ın en son mesajı olan Kur’ân-ı Kerîm’in tarif ettiği ve Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in hayatına uyguladığı yaşam tarzını, yine Yaratıcımız’ın hoşnutluğunu kazanma gayesiyle tüm benliğimizle uygulamak ve yaşamak yüksek eğitimi olarak tarif etmek mümkündür.


Her tasavvuf okulunun ferdî olduğu gibi bir de toplu olarak icra ettikleri zikir çeşidi vardır. Buna Yeseviyye’de zikr-i erre, Halvetiyye’de devran, Mevleviyye’de semâ, Nakşibendiyye’de hatme, hatm-i hâce veya hatm-i hâcegân... denir.


Başında ve sonunda okunan Fâtiha sûresi Kur’an’ın özeti ve hatmedilmesi gibi sayıldığı için bu zikre, hocaların hatmi mânasına, hatm-i hâcegân denilmiştir.


Çok sayıda sûre ve salavâtın okunması fazla zaman alacağından bunlar zikre katılanlara belli miktarlarda taksim edilir. Hatmeyi idare eden, virdleri sırası geldikçe yüksek sesle bildirir. Katılanlar bunları alçak sesle okurlar. Nakşibendiyye’deki vukûf-ı adedî ilkesine göre tespit edilen sayılara titizlikle uyulur. Ayrıca zikir boyunca râbıtaya ve vukûf-ı kalbî ilkesine de riayet edilerek gözler kapalı tutulur, silsilede bulunan meşâyihin rûhâniyyetlerinin zikre katıldığı düşünülür. Sonunda bir kişi aşr-ı şerîf okur, dua yapılır. Hâsıl olan sevap Hz. Peygamber’in, sahâbe-i kirâmın, bütün nebîlerin ve velîlerin, özellikle Bahâüddin Nakşibend hazretlerinin rûhu ve silsile-i aliyye’de yer alan meşâyihin ve diğer tasavvuf pîrlerinin ruhlarına bağışlanır. Duada Nakşî silsilesinin isminin vasat bir sesle okunması uygundur.


Toplu olarak yapılan hatm-i hâcegân münferit olarak da icra edilebilir. Hatm-i hâcegânı tek başına yapmak isteyen kimse abdest alıp temiz bir mahalde kıbleye doğru dönerek diz çöker ve belirtilen şekliyle hatm-i hâcegân yapar.


Kitaplarda, “hatm-i hâcegân halkasında bulunanların sayısı on kişiden fazla ise yapılan hatmeye hatm-i hâcegân-ı kebîr (büyük hatm-i hâcegân), şayet on kişiden az ise hatm-i hâcegân-ı sağîr (küçük hatm-i hâcegân) adı verilir” denilerek genel bir tarif yapılmaktadır. Ancak sayıları on kişiden az olup zamanları müsait olanlar büyük hatm-i hâcegân yapabilecekleri gibi sayıları on kişiden fazla olup küçük hatm-i hâcegân yapmak isteyenler için de bir mâni yoktur. Küçük ve büyük hatme arasında icrâ bakımından farklı iki nokta bulunmaktadır:


Büyük hatm-i hâcegânın icra ediliş tarzı:

Önce hatmeyi idare edenin işareti ile istiğfar edilerek zikre başlanır. (3-5-15-25 adet istiğfar çekilebilir.)

Zorunlu olmamakla birlikte, ortam ve zaman müsait ise gözler kapatılarak, râbıta ile birlikte kalbe nazar edilir.

7 adet Fâtiha sûresi okunur.

100 adet salavât-ı şerîfe okunur.

79 adet Elemneşrahleke sûresi okunur.

1001 adet İhlas sûresi okunur.

7 adet Fâtiha sûresi okunur.

100 adet salavât-ı şerîfe okunur.

Katılanlardan birisi bir aşr-ı şerîf okur.

Hatm-i hâcegânı icra ettiren tarafından dua yapılır.

Küçük hatm-i hâcegânın diğerinden farklı iki noktası şunlardır:

1. 79 adet İnşirah sûresi okunmaz.

2. 1001 adet okunan İhlas sûresi yerine 500 adet Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm denilir.


Hâlid-i Bağdâdî hazretleri tarafından, sabah ve akşam olmak üzere günde iki defa yapılması, bu mümkün değilse Salı ve Cuma günlerinin geceleri, haftada iki kez yapılması tavsiye edilmiştir.


Bulunulan ortamda merasime yer vermeden, sayılara dikkat edilerek yapılması/yaptı rılması, uzatılmaması, gizem katılmaması kaydıyla icra edilmelidir.

Hatm-i hâcegân yaptırmak onu icra ettirene herhangi bir statü kazandırmaz. Namaz kılarken cemaat olunacağında nasıl en ehil bir kimse imamete geçmekte ise ve bu durum da kendisine bir ayrıcalık, statü kazandırmıyorsa hatm-i hâcegân’ı icra ettirenin durumu da aynı şekildedir.


Hatm-i hâcegân beyler ve hanımlar tarafından ayrı ayrı icra edilir. Beylerin yaptığı hatm-i hâcegân’a ayrı bir bölümde hanımlar da iştirak edebilirler.

Ecir ve faydasından istifade etmek isteyen her müslüman hatm-i hâcegân’a iştirak edebilir.


Hatm-i hâcegân’dan sonra cehrî (açıktan) zikir de ilave edilebilir. Bunlar hatm-i hâcegân’ın unsurlarından değildir.


İkinci defa okunan yüz adet salavât-ı şerîfeden sonra, on adet -medleri uzatmak suretiyle- kelime-i tevhid topluca ve cehrî olarak okunur. Ardından bir müddet kelime-i tevhid (Lâ ilâhe illallah) ve sonra da lafza-i celal (Allah) zikri toplu olarak ve hafif ses tonuyla icra edilir. Aşr-ı şerîfden sonra dua yapılır.


MERHUM MAHMUD ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’YE HATM-İ HÂCEGÂN İLE İLGİLİ SORULAN SORULAR VE VERDİKLERİ CEVAPLARI:

Soru: Fakülte öğrencileri olarak bir evde kalıyoruz. Kendi aramızda hatm-i hâcegân yapabilir miyiz?


Cevap: Yapabilirsiniz. İsterse herkes tek başına da bir büyük hatm-i hâcegân'ı yapabilir. Yani 7 Fatiha, 100 salevât-ı şerîfe, 79 Elemneşrahleke, 1001 İhlâs-ı şerîf, tekrar 7 Fatiha, 100 salevât-ı şerîfe hatm-i hâcegân-ı kebîr'dir; bunu yapabilir.

Ya da hatm-i hâcegân-ı sagîr; yâni 7 Fâtiha, 100 salevât-ı şerîfe, 500 Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-aliyyi’l-azîm, 7 Fâtiha ve 100 salevât-ı şerîfe de sonda... Bu da hatm-i hâcegân-ı sağîr'dir, bunu da yapabilir. Müsaade de ediyoruz, yapabilirler.


Soru: Hatm-i hâcegân’ı herkes yapabilir mi?

Cevap: Şahsen, kendi şahsı adına herkes yapabilir. Çünkü büyüklerimiz, şeyhlerimiz hatm-i hâcegân’ı kendileri ayrıca, "sevabı biz de tek başımıza kazanalım!" diye, taksim etmeden kendileri de yapmışlar. Öyle yapılması mümkündür.


Soru: Kalabalık yerde hatm-i hâcegân yapılabilir mi?

Cevap: Hatm-i hâcegân'ı Hocamız rahmetullahi aleyh, sabah ve yatsı namazlarından sonra camide, kalabalıkta yapardı. Çünkü, o şekilde yapılmasa, "ille has dervişler katılsın da, ötekiler katılmasın!" denilse, başka bir takım mahzurlar olduğundan Hocamız öyle ictihad eyledi. Camide de yapıyordu, ayrıca da yapıyordu.

Hatta şahıslar hatm-i hâcegân'ı tek başına kendileri de yapabilirler; o da mümkün... Hatm-i hâcegân-ı kebîr, hatm-i hâcegân-ı sağîr yapılabilir.

Kalabalık yerde hatm-i hâcegân yapılıyor. Hocamız ictihad eylemiş, biz de o ictihada dayanarak yapıyoruz. "Böyle olduğu zaman gönüller daha hoş oluyor, herkes de istifade ediyor sevaptan..." diye, biz de yapıyoruz.


Soru: Hatm-i hâcegân'dan sonra on defa yavaş yavaş "Lâ ilâhe illallah" demek, hatm-i hâcegân'ın bir parçası mıdır?

Cevap: Hayır! Hatm-i hâcegân-ı kebîr; 7 Fatiha, başta ve sonda 100 salevât-ı şerîfe, ortada da 79 Elemneşrahleke ve 1001 İhlâs-ı şerîf'ten oluşur.

Bu, başka bir hadîs-i şerîfteki müjdeye ermek için onun arkasından söylenen bir şeydir. "Bir insan medlerini uzata uzata 'Lâ ilâhe illallah'ı söylerse, dört bin adet büyük günahı silinir." diye müjde var, onun için yapılıyor.[1]



MERHUM MAHMUD ESAD COŞAN HOCAEFENDİ’NİN BİR HATM-İ HÂCEGÂN DUASI [2]



Sübhâne rabbiye'l-aliyyi' l a'lel Vehhâb!

Elhamdülillahi hakka hamdihî, vassalâtü vesselâmü alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve men tebiahû bi ihsânin ecmaîn. Emma ba'd;

Yâ Rabbenâ! Ya Rabbenâ!

Yapmış olduğumuz ibadetlerimizi, taatlerimizi, zikr u va'z u tesbihâtımızı, hatm-i hâcegânımızı, diğer ibadet, taat, hayrât u hasenâtımızla beraber lütfunla, kereminle kabul eyle yâ Rabbi! Şu ibadetlerimize büyük sevaplar ihsan eyle! Ecr-i ceziller, sevab-ı kesirler bahşeyle yâ Rabbi!

Hâsıl olan ücûr u mesûbâtı biz, evvela Peygamber Efendimiz Muhammed-i Mustafa sallallahu aleyhi ve âlihî ve selleme teslîmen kesîra hazretlerine hediye eyledik, şu anda rûh-ı pâk-i peygamberîlerine vâsıl eyle yâ Rabbi! Peygamber Efendimiz’in sevgisine, şefaatine, iltifatına, rızasına, tevecühüne nâil olmayı, sahip olmayı, mazhar olmayı cümlemize nasip eyle yâ Rabbi!


Peygamber Efendimiz’in o güzel ashabının, âlinin, ezvâcının, evlâdının hulefâsının ve verese-i nebî olan ulemâ-i muhakkıkîn, mürşidîn-i kâmilîn evliyâullah-ı mukarrabînlerimizin, sâdât ve meşâyıh-ı turuk-ı aliyyemizin cümlesinin ruhlarına; ve hasseten Ebû Bekrini's-Sıddî k Efendimiz’den, Aliyyü'l-Murtazâ Efendimiz’den başlayıp Hocamız Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddin Efendi hazretlerine kadar, ondan da Şeyhimiz Muhammed Zâhid-i Bursevî hazretlerine kadar turuk-ı aliyyemizin silsilelerinden gelmiş geçmiş, göçmüş, mübarek evliyaullah mürşidlerimizin, şeyhlerimizin, pîrlerimizin ruhlarına ayrı ayrı hediyeler eyledik vasıl eyle yâ Rabbi!


Şu beldede medfun bulunan Ebû Eyyûb el-Ensârî Efendimiz hazretleri ile diğer sahabe-i kirâmın ve bu beldede makamı olan Yûşâ aleyhisselam’ın ve cümle enbiyâ ve mürselînin, bu beldeleri fetheden fatihlerin, şehitlerin, gazilerin, mücahitlerin, cümle hayr u hasenât sahiplerinin; ve şu İskenderpaşa hazretlerinin; ve bu camiyi tekrar tekrar tamir, tecdid, tevsi' etmiş olanların, içinde ibadet etmiş olanların ruhlarına; ve uzaktan yakından şu hadis dersimizi dinlemeye gelen bu kıymetli kardeşlerimizin âhirete göçmüş olan bütün müslüman âbâ u ümmühât, ecdâd ü ceddât, akrabâ u taallukât, evlâd ü zürriyât, ahbâb u yâranlarının ruhlarına ayrı ayrı hediye eyledik, onlara da vâsıl eyle yâ Rabbi!


Cümlesinin kabirlerini şu hediyelerimizden pürnûr eyle! Ruhlarını mesrûr eyle! Makamlarını daha a'lâ eyle! Seyyiâtı olanların seyyiâtlarını hasenâta tebdil eyle! Azap görenler varsa azaplarını def ü ref ü izâle eyle! Kabirlerini cennet bahçesi eyle!


Yâ Rabbi! Bizlere de tevfîkini refîk eyle! Bizi yolunda kâim, zikrinde dâim eyle! İbadetine müdavim eyle! Zikrinde, şükründe, hüsn-i ibâdetinde tevfîkini bizlere refîk eyle!


Yâ Rabbi! Bizi şu fani dünyanın fitnelerine, karışıklıklarına, aldatıcı, oyalayıcı süslerine kapılıp âhiret vazifelerini yapmayanlardan eyleme! Bizi uyanık hakiki müslüman eyle! Dünyaya kapılmayan, vazifelerini unutmayan, şeytana uymayan, nefse esir olmayan kullardan eyle!


Yâ Rabbi! Nefsimizi yenmeyi nasip eyle! Tasavvufî hayatlarımızı güzelleştir! Zikirlerimizi tesirli eyle! Yâ Rabbi, nefis mücahedelerimizde bizi nefislerimize galip eyle! Nefsimize itmi'nân nasip eyle! Yâ Rabbi, bizi manevî makamlardan geçirip yüksek makamlara vasıl eyle!


Yâ Rabbi! Dünyanın ve âhiretin bildiğimiz bilmediğimiz her türlü hayırlarını senin lütf u kereminden çekinmeden isteriz, bizlere ihsan eyle! Sen gâib hazinelerinin sahibisin, her şeye kâdirsin, vermekten mülkün eksilmez! Bizlere lütfunla, kereminle layık olmadığımız büyük nimetleri ihsan eyle! Rıdvan-ı ekberine bizleri vasıl eyle!


Evliyaullah olmayı nasip eyle! Marifetullaha erdir! Aşkullahı, muhabbetullahı gönlümüze yerleştir yâ Rabbi! Sevdiğin kul olarak yaşat yâ Rabbi! Sevdiğin işleri yaptır yâ Rabbi! Sevdiğin yollarda yürüt yâ Rabbi! Sevdiğin kul olarak sana gelmeyi nasip eyle yâ Rabbi! Âhirete mü’min-i kâmil, sevgili kul olarak gelmeyi nasip eyle yâ Rabbi! Evlatlarımızı da, nesillerimizi de, zürriyetlerimizi de sevdiğin kullar eyle yâ Rabbi!


Şu doğduğumuz, yaşadığımız, gezdiğimiz beldeleri içimizdeki beyinsizlerin, cahillerin, fasıkların, facirlerin, kafirlerin, müşriklerin, münafıkların cezalandırılması için azaplara uğratma yâ Rabbi! Düşmanlara çiğnetme yâ Rabbi! Zelzele, kıtlık, kuraklık verme yâ Rabbi! Maddî, semâvî, arazî afetlerden mahfuz eyle yâ Rabbi! İçimizden fasıkların, facirlerin, kafirlerin çoğalıp, türeyip başımıza musallat olmasına fırsat verme yâ Rabbi! Ümmet-i Muhammed’i mü’min-i kâmil kulların eline ver yâ Rabbi! Mü’min-i kâmil kullarını Ümmet-i Muhammede güzel hizmete muvaffak eyle yâ Rabbi!


İstilaya uğramış İslâm beldelerini kurtar yâ Rabbi! Sıkışık kardeşlerimize yardım eyle yâ Rabbi! Kafirlere karşı galip eyle yâ Rabbi! İstiklallerini nasip eyle yâ Rabbi! İzzet ve itibar ver yâ Rabbi! Güç kuvvet ver yâ Rabbi! Kafirlere fırsat verme yâ Rabbi! Bizi kafirlerle imtihan etme yâ Rabbi!


Bizi affeyle yâ Rabbi! Bizi rahmetine erdir yâ Rabbi! Bizi mağfûrîn zümresine kat yâ Rabbi! Rahmetine erdirdiğin kullarından eyle yâ Rabbi! Yolundan ayırma yâ Rabbi! Şeytana esir etme yâ Rabbi! Nefse uydurma yâ Rabbi! Âhireti unutturma yâ Rabbi! Kur'an yolundan ayırma yâ Rabbi! Kur'ân-ı Kerîm‘in şefaatına erdir yâ Rabbi! Peygamber Efendimiz‘in sevgisine, şefaatine mazhar eyle yâ Rabbi! Arş-ı a‘lânın gölgesinde gölgelenenlerden eyle yâ Rabbi! Cennete bi-gayr-i hisap girenlerden eyle yâ Rabbi! Rıdvân-ı ekberine vasıl eyle yâ Rabbi! Selamına mazhar eyle yâ Rabbi! Habîb-i Edîbine komşu eyle yâ Rabbi! Şu hatmini indirdiğimiz Kur'ân-ı Kerîm'leri senden şu kulaklarımızla duymayı nasip eyle yâ Rabbi!


Sübhâne rabbinâ rabbi'l-izzeti ammâ yasifûn ve selâmün ale'l-mürselîn. Ve'l-hamdü lillâhi rabbi'l-âlemîn el-fâtiha!..


[1]

عَنْ أَنَسٍ : مَنْ قَالَ : ( لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ ) وَمَدَّهَا هَدَمَتْ لَهُ أَرْبَعَةَ آلَافِ ذَنْبٍ

عَنْ أَنَسٍ : مَنْ قَالَ : ( لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ ) وَمَدَّهَا هَدَمَتْ لَهُ ذنوب أربعة آلاف كبيرة

Deylemî, Müsnedü’l-firdevs, III, 473, hadis no: 5464; Ali el-Müttakî ve Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî bu rivâyeti İbn Neccar’a nispet eder. Bk. Kenzü’l-ummâl, I, 74, hadis no: 202; Râmûzu'l-ehâdîs, s. 434, hadis no: 3. İbni Hacer, Lisânü’l-mîzân, VI, 169, Trc. no: 593. Fettenî, Tezkiratü’l-mevzûât, 55; İbni Arrâk, Tenzîhü’ş-şerîa, II, 324-325, hadis no: 20.


[2] Merhum Hocamız Mahmud Esad Coşan hazretlerinin 04.06.1995 tarihinde İskenderpaşa Câmii’ndeki Râmûz sohbetinden sonra yaptıkları duadır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt