mustafa_xtar
Kayıtlı Kullanıcı
Esselamu Aleyküm arkadaşlar. Haşir nasıl olacak, mahşer meydanı nasıl olacak, neler yaşanacak hiç merak ettiniz mi. Hadi tefekkür edelim ve mahşeri ve haşiri yaşayalım. BUNLARI HİÇ DÜYMUŞMUYDUK
Haşir, toplanmak demektir. Öldükten sonra tekrar dirilmeye ve hesap için Allahın huzurunda toplanmaya haşir denir. Bu işin olacağı geniş alana mahşer denir. Haşir, Hz. İsrafilin (a.s) Sura ikinci kez üfürmesiyle başlar. Bu üfürmeye Nefha denir. Surun sesini duyan bütün mahlukat süratle kabirlerinden ve bulundukları yerlerden çıkıp hesap yerinde Arasat meydanında toplanırlar. Yüce Rabbimiz bu hâli şöyle haber veriyor:
Sonra Sura ikinci kez üfürülür; bir de bakarsın ki herkes kabrinden kalkmış ne olacağını bekliyor.( Zümer, 68.) işte bu an mahşerin kurulduğu ve büyük hesabın başlayacağı andır. Yüce Rabbimiz mahşere geliş şeklimizi şöyle haber veriyor:
Hepinize ölüm serhoşluğu gerçekten gelir. O zaman size: Ey insan işte bu, senin kaçıp durduğun şeydir, denir.
Sura üfürülür; işte bu, geleceği vadedilen gündür.
Herkes yanında (birisi kendisini mahşere) götüren ve (diğeri de kendisine) şahitlik yapacak (olan iki melekle) birlikte mahşere gelir.
Ona: Sen bu günden ve bu halden gafil idin. Şimdi senin gözündeki perdeyi kaldırdık. Bugün artık gözün çok keskindir, her şeyi net görürsün denir."( Kâf, 19-22.)
Kabrinden ilk kalkan, mahşere ilk gelen, kendisine ilk olarak konuşma ve şefaat yetkisi verilen, Cennette ilk giren Hz. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz olacaktır.
İnsanlardan başka melekler, hayvanlar, şeytan ve cinler de mahşerde toplanacaktır.( Enam, 38; Kehf, 48; Meryem, 68; Nebe, 38.)
Kabirlerden kalkış ve mahşere geliş esnasında insanlar çıplak, yalın ayak ve sünnetsiz halde olacaklardır.( Buhari, Rikak, 45; Müslim, Cennet, 41.) Herkes grup grup, sınıf sınıf, bölük bölük mahşere sevkedilecektir.( Kehf, 48; Nebe, 18.)
Hz. Rasulullah (s.a.v) insanların mahşere üç halde geleceklerini haber vermiştir: Yaya olarak, binekli olarak, yüzü üstü sürünerek.( Nesai, Cenaiz, 118; Ahmed, Müsned, V, 165.)
Yaya gidenler avam müminler; binekli gidenler muttakiler;( Meryem, 85.) yüzüstü sürünenler de kafirlerdir.( isra, 97.)
Allah Rasülü (s.a.v) mahşerde ümmetini abdest azalarında parlayan nurdan tanıyacak ve kendilerine Allahın huzurunda şahitlik edecektir.
Mahşerde herkes dünyada tabi olduğu, sevip peşinden gittiği önder ve imamları ile birlikte ilahi huzura çağırılacaklardır.( isra, 71.) Şeytana uyanlar onun peşinde mahşere geleceklerdir. Zalim, kafir, fasık kimseleri seven ve ömrünü onların peşinde geçirenler onlarla birlikte hesap vereceklerdir. Peygamberlerin sadık ümmetleri onlarla beraber ilahi huzura alınacaklardır. Salihleri, velileri, seven ve kendilerine tabi olanlar, Hz. Peygamber'in (s.a.v) Livâü'l-Hamd ismiyle meşhur sancağın altına, bu imamları ile birlikte gelecektir.
Mahşerde bütün dostluklar bitecektir. Kimsenin nesebi, dünya şerefi, makamı, malı, evladı, ağalığı, paşalığı geçerli olmayacaktır. Dostlukları sırf dünya adına olanlar ve isyanda bir araya gelenler biribirlerine lanet okuyacaklardır.( Sebe, 31-33; Ahzab, 67-68.) Sadece Allah için biribirini seven muttakilerin dostluğu kalacak ve fayda verecektir.( Zuhruf, 67.) Cenab-ı Hakk mahşer günü şöyle buyuracaktır:
Benim celâlim (rızam) için birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı bugün onları kendi (rahmet) gölgemde gölgelendireceğim.( Müslim, Birr, 12 (No:37).)
Herkesin mahşerdeki hâli, sıkıntısı, ızdırabı ve terlemesi farklı olacaktır.( Buhari, Zekat, 52; Müslim, Cennet, 62.) Mahşerin çok değişik hâl ve manzaraları vardır. Mahşerde Allahu Teala celal ve cemal sıfatlarıyla tecelli edecektir. Müminlere sonsuz rahmetinin en açık tecellilerini gösterecek; zerre kadar imanı olanlar ateşte bırakılmayacaktır. Kafirler ise, O'nun Kahhar, Melik, Aziz, Muntakim sıfatlarının tecellisini göreceklerdir. Kendilerine tam bir adalet uygulanacaktır.
Ehli Sünnet İnancı (Akaid) - Dr. Dilaver SELVİ - SEMERKAND Yayınları
Haşir, toplanmak demektir. Öldükten sonra tekrar dirilmeye ve hesap için Allahın huzurunda toplanmaya haşir denir. Bu işin olacağı geniş alana mahşer denir. Haşir, Hz. İsrafilin (a.s) Sura ikinci kez üfürmesiyle başlar. Bu üfürmeye Nefha denir. Surun sesini duyan bütün mahlukat süratle kabirlerinden ve bulundukları yerlerden çıkıp hesap yerinde Arasat meydanında toplanırlar. Yüce Rabbimiz bu hâli şöyle haber veriyor:
Sonra Sura ikinci kez üfürülür; bir de bakarsın ki herkes kabrinden kalkmış ne olacağını bekliyor.( Zümer, 68.) işte bu an mahşerin kurulduğu ve büyük hesabın başlayacağı andır. Yüce Rabbimiz mahşere geliş şeklimizi şöyle haber veriyor:
Hepinize ölüm serhoşluğu gerçekten gelir. O zaman size: Ey insan işte bu, senin kaçıp durduğun şeydir, denir.
Sura üfürülür; işte bu, geleceği vadedilen gündür.
Herkes yanında (birisi kendisini mahşere) götüren ve (diğeri de kendisine) şahitlik yapacak (olan iki melekle) birlikte mahşere gelir.
Ona: Sen bu günden ve bu halden gafil idin. Şimdi senin gözündeki perdeyi kaldırdık. Bugün artık gözün çok keskindir, her şeyi net görürsün denir."( Kâf, 19-22.)
Kabrinden ilk kalkan, mahşere ilk gelen, kendisine ilk olarak konuşma ve şefaat yetkisi verilen, Cennette ilk giren Hz. Rasulullah (s.a.v) Efendimiz olacaktır.
İnsanlardan başka melekler, hayvanlar, şeytan ve cinler de mahşerde toplanacaktır.( Enam, 38; Kehf, 48; Meryem, 68; Nebe, 38.)
Kabirlerden kalkış ve mahşere geliş esnasında insanlar çıplak, yalın ayak ve sünnetsiz halde olacaklardır.( Buhari, Rikak, 45; Müslim, Cennet, 41.) Herkes grup grup, sınıf sınıf, bölük bölük mahşere sevkedilecektir.( Kehf, 48; Nebe, 18.)
Hz. Rasulullah (s.a.v) insanların mahşere üç halde geleceklerini haber vermiştir: Yaya olarak, binekli olarak, yüzü üstü sürünerek.( Nesai, Cenaiz, 118; Ahmed, Müsned, V, 165.)
Yaya gidenler avam müminler; binekli gidenler muttakiler;( Meryem, 85.) yüzüstü sürünenler de kafirlerdir.( isra, 97.)
Allah Rasülü (s.a.v) mahşerde ümmetini abdest azalarında parlayan nurdan tanıyacak ve kendilerine Allahın huzurunda şahitlik edecektir.
Mahşerde herkes dünyada tabi olduğu, sevip peşinden gittiği önder ve imamları ile birlikte ilahi huzura çağırılacaklardır.( isra, 71.) Şeytana uyanlar onun peşinde mahşere geleceklerdir. Zalim, kafir, fasık kimseleri seven ve ömrünü onların peşinde geçirenler onlarla birlikte hesap vereceklerdir. Peygamberlerin sadık ümmetleri onlarla beraber ilahi huzura alınacaklardır. Salihleri, velileri, seven ve kendilerine tabi olanlar, Hz. Peygamber'in (s.a.v) Livâü'l-Hamd ismiyle meşhur sancağın altına, bu imamları ile birlikte gelecektir.
Mahşerde bütün dostluklar bitecektir. Kimsenin nesebi, dünya şerefi, makamı, malı, evladı, ağalığı, paşalığı geçerli olmayacaktır. Dostlukları sırf dünya adına olanlar ve isyanda bir araya gelenler biribirlerine lanet okuyacaklardır.( Sebe, 31-33; Ahzab, 67-68.) Sadece Allah için biribirini seven muttakilerin dostluğu kalacak ve fayda verecektir.( Zuhruf, 67.) Cenab-ı Hakk mahşer günü şöyle buyuracaktır:
Benim celâlim (rızam) için birbirlerini sevenler nerede? Hiçbir gölgenin bulunmadığı bugün onları kendi (rahmet) gölgemde gölgelendireceğim.( Müslim, Birr, 12 (No:37).)
Herkesin mahşerdeki hâli, sıkıntısı, ızdırabı ve terlemesi farklı olacaktır.( Buhari, Zekat, 52; Müslim, Cennet, 62.) Mahşerin çok değişik hâl ve manzaraları vardır. Mahşerde Allahu Teala celal ve cemal sıfatlarıyla tecelli edecektir. Müminlere sonsuz rahmetinin en açık tecellilerini gösterecek; zerre kadar imanı olanlar ateşte bırakılmayacaktır. Kafirler ise, O'nun Kahhar, Melik, Aziz, Muntakim sıfatlarının tecellisini göreceklerdir. Kendilerine tam bir adalet uygulanacaktır.
Ehli Sünnet İnancı (Akaid) - Dr. Dilaver SELVİ - SEMERKAND Yayınları