Hasan-ı Basri Hz.'nin Örnek Ahlâkı
Hasan Basri Hazretleri hastalanmıştı. Yahudi komşusu ziyaretine geldi. İçeri girdiğinde burnuna kötü bir koku gelmişti. Bu kokunun nereden geldiğini sordu.
Hasan Basri Hazretleri:
- Benim hastalığımdandır , dediyse de yahudi,
- Hayır komşu. Bu, tuvalet kokusu olması lâzım, diyordu.
Sebebini araştırmaya başladı. Bunun üzerine Hasan Basrî Hz. işin doğrusunu anlattı:
- Sizin evin hela duvarı bizim eve bitişiktir. Bir müddettir, duvardan pislik sızıyordu. Hasta değilken birkaç kere o sızmayı kapattım ama şimdi tekrar başladı. Hasta olduğum için yapamadım. Bu koku oradan geliyor.
Yahudi:
- Peki bana niçin haber vermedin? Bilseydim, ben tedbir alırdım. Bu zamandan beri bu sıkıntıyı niçin çekiyorsunuz? deyince,
Hasan Basrî Hazretleri'nin cevabı şöyle oldu:
- Size haber verirsem belki kırılırsınız, diye düşündüm.
Bu durum karşısında oldukça hislenen ve üzülen Yahudi, daha fazla dayanamadı ve derhal kelime-i şehadet getirerek müslüman oldu.Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh
Hasan Basri Hazretleri hastalanmıştı. Yahudi komşusu ziyaretine geldi. İçeri girdiğinde burnuna kötü bir koku gelmişti. Bu kokunun nereden geldiğini sordu.
Hasan Basri Hazretleri:
- Benim hastalığımdandır , dediyse de yahudi,
- Hayır komşu. Bu, tuvalet kokusu olması lâzım, diyordu.
Sebebini araştırmaya başladı. Bunun üzerine Hasan Basrî Hz. işin doğrusunu anlattı:
- Sizin evin hela duvarı bizim eve bitişiktir. Bir müddettir, duvardan pislik sızıyordu. Hasta değilken birkaç kere o sızmayı kapattım ama şimdi tekrar başladı. Hasta olduğum için yapamadım. Bu koku oradan geliyor.
Yahudi:
- Peki bana niçin haber vermedin? Bilseydim, ben tedbir alırdım. Bu zamandan beri bu sıkıntıyı niçin çekiyorsunuz? deyince,
Hasan Basrî Hazretleri'nin cevabı şöyle oldu:
- Size haber verirsem belki kırılırsınız, diye düşündüm.
Bu durum karşısında oldukça hislenen ve üzülen Yahudi, daha fazla dayanamadı ve derhal kelime-i şehadet getirerek müslüman oldu.Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh