Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hangisini seçersiniz? (1 Kullanıcı)

ruyet

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Ocak 2009
Mesajlar
343
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
57
:a02:

Hemen bir giriş yapalım ve silkelenelim. Kimse mutlu olmak istemiyor, herkez mutlu olmak istediğini söylüyor ama yalan. İnsanlar haklı olmak istiyorlar, başkalarını kontrol etmek istiyorlar, sevilmek istiyorlar, kendilerine değer verilmesini istiyorlar, çalişmadan kazanmak istiyorlar, bakılmak istiyorlar, rahat yaşamak, güzel olmak istiyorlar. İstedikleri zaman istedikleri şeyi yapmak istiyorlar, haklarında güzel şeyler söylenmesini istiyorlar, ama mutlu olmak istemiyorlar. Size desemki bende bir sihir var, sizi dünyanin en çirkin ama en mutlu insanı yapabilirim, yada en güzel ama en mutsuz insanı yapabilirim. Hangisini seçersiniz?

İnsanlar mutluluğun birşeyin sonunda olduğuna inanıyorlar. “Bir gün istediklerim yerine gelince, mutlu olacağım.” Hayatta böyle bir şey yok.“Bu gün” var. Nasıl mutlu olacaksınız bu gün?

Bakın negüzel bir hikaye. Asya’da maymun yakalamak için kullanılan bir çeşit tuzak vardır. Bir hindistancevizi oyulur ve iple bir ağaca veya yerdeki bir kazığa bağlanır. Hindistancevizinin altına ince bir yarık açılır ve oradan içine tatlı bir yiyecek konur. Bu yarık sadece maymunun elini açıkken sokacağı kadar büyüklüktedir, yumruk yaptığında elini dışarı çıkaramaz. Maymun, tatlının kokusunu alır, yiyeceği yakalamak için elini içeri sokar ve yiyeceği kavrar, ama yiyecek elindeyken elini dışarı çıkarması olanaksızdır. Sıkıca yumruk yapılmış el, bu yarıktan dışarı çıkmaz. Avcılar geldiğinde, maymun çılgına döner ama kaçamaz. Aslında bu maymunu tutsak eden hiçbir şey yoktur. Onu sadece kendi bağımlılığının gücü tutsak etmiştir. Yapması gereken tek şey elini açıp yiyeceği bırakmaktır. Ama zihninde açgözlülüğü o kadar güçlüdür ki bu tuzaktan kurtulan maymun çok nadir görülür. Bizi tuzağa düşüren ve orada kalmamıza neden olan şey, arzularımız ve zihnimizde onlara bağımlı oluşumuzdur. Tüm yapmamız gereken, elimizi açıp benliğimizi ve bağımlı olduğumuz şeyleri serbest bırakmak, özgürleşmektir. …. Joseph Goldstein

Evet, mutluluğu dışardan alıp, içerde yaşamak var, yada, içerde yaratıp dışarda yaşamak var. mutluluk konusunda uğraşmanız gereken tek bir şey var, oda kendiniz, sadece ve sadece kendiniz.

Aşı istiyorsanız, tek söyleyeceğim şey: Mutluluğu ararsanız bulamıyacaksınız. Mutluluk erişilecek bir yer değil,,,,, başlanacak bir yer.

alıntı
 

aikoay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
vay ne super birseydi bu demek baslanacak yer deneyelim bakalim
 

ahde

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Mar 2009
Mesajlar
590
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
alllah razı olsun kardeşim görmek istemediğimiz gerçekleri dile getirmişsiniz seletle kalın

evet "Arkasına bakarak yürüyen önünü göremez"

"En büyük zenginlik elindekine kanaat etmektir"

"En güzel insan'da takvaca en üstün olanınızdır"
 

melankolik5288

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Nis 2009
Mesajlar
2,759
Tepki puanı
1,745
Puanları
163
Yaş
36
Allah razı olsun güzel bir hikaye. anlattığınız gibi bir yerden baslamak gerekiyor. İnsan istedikten sonra her turlu sıknıtısına rağmen mutlu olabilir. Sıkıntıların Allahtan geldiğini bilip her durumda haline şükretmesini bilen bir insan için mutlu olmak hiçte zor değil. Müsadenizle bende bir hikaye yazmak istiyorum.

Hintli bir yaşlı usta, çırağının sürekli her şeyden şikayet etmesinden bıkmıştı. Bir gün çırağını tuz almaya gönderdi. Yaşamındaki her şeyden mutsuz olan çırak döndüğünde, yaşlı usta ona, bir avuç tuzu, bir bardak suya atıp içmesini söyledi. Çırak, yaşlı adamın söylediğini yaptı ama içer içmez ağzındakileri tükürmeye başladı.

"Tadı nasıl?" diye soran yaşlı adama öfkeyle:

"Acı" diye cevap verdi.

Usta kıkırdayarak çırağını kolundan tuttu ve dışarı çıkardı. Sessizce az ilerdeki gölün kıyısına götürdü ve çırağına bu kez de bir avuç tuzu göle atıp, gölden su içmesini söyledi. Söyleneni yapan çırak, ağzının kenarlarından akan suyu koluyla silerken aynı soruyu sordu:"Tadı nasıl?"

"Ferahlatıcı" diye cevap verdi genç çırak.

"Tuzun tadını aldın mı?" diye sordu yaşlı adam, "Hayır" diye cevapladı çırağı.

Bunun üzerine yaşlı adam, suyun yanına diz çökmüş olan çırağının yanına oturdu ve şöyle dedi:

"Yaşamdaki ıstıraplar tuz gibidir, ne azdır, ne de çok. Istırabın miktarı hep aynıdır. Ancak bu ıstırabın acılığı, neyin içine konulduğuna bağlıdır. Istırabın olduğunda yapman gereken tek şey ıstırap veren şeyle ilgili hislerini genişletmektir. Onun için sen de artık bardak olmayı bırak, göl olmaya çalış."
alıntı.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt