nakşibendi
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 12 Mar 2006
- Mesajlar
- 1,946
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
Fiilin ne düzeyde olacak? Yaşamının geriye kalan süresi içinde fiillerin neler olacak?
1.Hak’kı tavsiye edeceksin.
2-ilâhi emirlere uymadaki güçlüklere karşı sabrı tavsiye edeceksin.
3- Ya hayır söyleyeceksin, ya susacaksın!
4-Ya öğrenci olarak dinleyeceksin, yaöğretici olarak konuşacaksın, veyahut ta bu ikisi arasındakini dinleyici olarak bulunacaksın.
5-Hak'ka ters düşen bir kelâmı duyduğun zaman, ya onu reddedecek ve doğrusunu açıklayacaksın veyahut da oradan kalkıp gideceksin!..
Sırasıyla şimdi bunları açıklayalım:
HAKKI TAVSİYE EDECEKSİN: Karşındakiyle konuştuğun zaman, karşındakine hitap ettiğin zaman, onun anlayış seviyesi neyse, onun bir üstündeki seviyeden olmak üzere ona hakkı tavsiye edeceksin. Olaya karşındaki hangi seviyeden bakıyorsa, sen ona karşı, onun bulunduğu seviyenin bir üstünden Hak’kı tavsiye edeceksin. Onun hareketlerinin çıktığı seviyeyi muhakkak ki göreceksin!.. Gördüğün anda onu, ya tabiatını terk yolunda; ya benliğini terk yolunda, ilâhi emirlere sarılması yolunda, onun düzeyine göre, muhakkak ona yapması gereken şeyi tavsiye edeceksin.
Sen tavsiye ettin bunu o seni dinlemek istemiyor, istemeyebilir. O zaman oradan çekip gideceksin.
SABRI TAVSİYE EDECEKSİN: Elbette ki ilâhi emirlere uymanın nefse ağır geldiğini, varlığına ağır geleceğini, tabiâtına ağır düşeceğini onu zorlayacağını ve bütün bunlara sabretmek gerektiğini; bunlara sabredilmedikçe bu mücahedelerin netice vermeyeceğini; ve onun âkibetini kendi elleriyle kendine hazırladığını, ona idrâk ettirip anlatmaya çalışacaksın.
Dinlemiyorsa, zaten sana ait bir şey yok!..
YA HAYIR SÖYLE YA SUS: Ona ebediyet yolunda hayırlı olanı anlat. Sorularını cevaplandır. Ve bu istikamete getirebileceksen, bunu dinleyecek hâle getirebileceksen, nasıl anlıyorsa öylece gerçekleri anlat. Neticede onu idrak noktasına getireceksin.
Ama bu noktaya getirme durumun sözkonusu değilse yaklaşımın onu över biçimde olmasın. Zira ona hayr değil, iyilik değil, şerde bulunmuş olursun.
ÖĞRET VEYA ÖĞREN, YA DA DİNLEYİCİ OL: Karşındakiyle konuşman bu ikisinden biri olacak. Yahut ta neticede, o yapılan konuşma, âhirette dair bir yarar sağlıyor mu, sağlamıyor mu buna bakacaksın?.. Karşındakiyle yaptığın konuşma, eğer ona ya da sana âhirete dönük, geleceğine dönük bir yarar sağlıyorsa; meselâ herhangi bir alışkanlığı terketme bâbında veya bir duygunu terketme bâbında veya birisine bir şeyi ne şekilde yapacağın bâbında konuşmak; bir ilim öğretmek, bunlar hep ileriye dönük yarar sağlayacak fiillerdir. Bunlarda bulunacaksın.
Hakka ters düşen bir kelâm olduğunda veya bir fiil olduğunda, ya onu keseceksin, yahut oradan kalkıp gideceksin!..
-Şeytan karşınızda konuştuğu zaman, oradan kalkıp gidin!" diyor.
Veyahut orada sen hakkı konuşacaksın!
Elinden geliyorsa, hakka ters düşen şeye karşı sen hakkı konuşacaksın!..
Elinden gelmiyorsa, sen kalkıp gideceksin.
Bunları yapamıyorsan, niye yapamıyorsun, sen bunun cevabını ver. Sana bunları yaptırtmayan, tatbik ettirmeyen şeylerin ne olduğunu kendinde araştır ve cevabını kendin ver.
Bunlar; size naklettiğim şu şeyler, Hz. Rasûlullâh Aleyhi’s-selâm’ın bize emirleri, tavsiyeleri!..
Ya, "Hak" diyeceğiz, Hakkı tavsiye edeceğiz, Hakkı isteyeceğiz!.. Veyahut da tabiâtımızın, arzumuzun, zevkimizin, duygularımızın istikametinde, bâtılın savunucusu olacağız!.. Bâtılı yaşayacağız!..
Hak gelince bâtıl gider, yok olur!..
Hak varsa, tecelli ediyorsa mutlaka bâtılı yok edecektir!..
Bâtıl nedir? Bâtıl diye bir şey mi var?..
Bâtıl, terkibden doğan, terkibe dönük davranışın adıdır!..
Bâtıl kelimesiyle kastedilen şey terkibiyetten doğan ve terkibe dönük olan şeydir. Şuuru Hak’tan perdeleyen şeydir!..
1.Hak’kı tavsiye edeceksin.
2-ilâhi emirlere uymadaki güçlüklere karşı sabrı tavsiye edeceksin.
3- Ya hayır söyleyeceksin, ya susacaksın!
4-Ya öğrenci olarak dinleyeceksin, yaöğretici olarak konuşacaksın, veyahut ta bu ikisi arasındakini dinleyici olarak bulunacaksın.
5-Hak'ka ters düşen bir kelâmı duyduğun zaman, ya onu reddedecek ve doğrusunu açıklayacaksın veyahut da oradan kalkıp gideceksin!..
Sırasıyla şimdi bunları açıklayalım:
HAKKI TAVSİYE EDECEKSİN: Karşındakiyle konuştuğun zaman, karşındakine hitap ettiğin zaman, onun anlayış seviyesi neyse, onun bir üstündeki seviyeden olmak üzere ona hakkı tavsiye edeceksin. Olaya karşındaki hangi seviyeden bakıyorsa, sen ona karşı, onun bulunduğu seviyenin bir üstünden Hak’kı tavsiye edeceksin. Onun hareketlerinin çıktığı seviyeyi muhakkak ki göreceksin!.. Gördüğün anda onu, ya tabiatını terk yolunda; ya benliğini terk yolunda, ilâhi emirlere sarılması yolunda, onun düzeyine göre, muhakkak ona yapması gereken şeyi tavsiye edeceksin.
Sen tavsiye ettin bunu o seni dinlemek istemiyor, istemeyebilir. O zaman oradan çekip gideceksin.
SABRI TAVSİYE EDECEKSİN: Elbette ki ilâhi emirlere uymanın nefse ağır geldiğini, varlığına ağır geleceğini, tabiâtına ağır düşeceğini onu zorlayacağını ve bütün bunlara sabretmek gerektiğini; bunlara sabredilmedikçe bu mücahedelerin netice vermeyeceğini; ve onun âkibetini kendi elleriyle kendine hazırladığını, ona idrâk ettirip anlatmaya çalışacaksın.
Dinlemiyorsa, zaten sana ait bir şey yok!..
YA HAYIR SÖYLE YA SUS: Ona ebediyet yolunda hayırlı olanı anlat. Sorularını cevaplandır. Ve bu istikamete getirebileceksen, bunu dinleyecek hâle getirebileceksen, nasıl anlıyorsa öylece gerçekleri anlat. Neticede onu idrak noktasına getireceksin.
Ama bu noktaya getirme durumun sözkonusu değilse yaklaşımın onu över biçimde olmasın. Zira ona hayr değil, iyilik değil, şerde bulunmuş olursun.
ÖĞRET VEYA ÖĞREN, YA DA DİNLEYİCİ OL: Karşındakiyle konuşman bu ikisinden biri olacak. Yahut ta neticede, o yapılan konuşma, âhirette dair bir yarar sağlıyor mu, sağlamıyor mu buna bakacaksın?.. Karşındakiyle yaptığın konuşma, eğer ona ya da sana âhirete dönük, geleceğine dönük bir yarar sağlıyorsa; meselâ herhangi bir alışkanlığı terketme bâbında veya bir duygunu terketme bâbında veya birisine bir şeyi ne şekilde yapacağın bâbında konuşmak; bir ilim öğretmek, bunlar hep ileriye dönük yarar sağlayacak fiillerdir. Bunlarda bulunacaksın.
Hakka ters düşen bir kelâm olduğunda veya bir fiil olduğunda, ya onu keseceksin, yahut oradan kalkıp gideceksin!..
-Şeytan karşınızda konuştuğu zaman, oradan kalkıp gidin!" diyor.
Veyahut orada sen hakkı konuşacaksın!
Elinden geliyorsa, hakka ters düşen şeye karşı sen hakkı konuşacaksın!..
Elinden gelmiyorsa, sen kalkıp gideceksin.
Bunları yapamıyorsan, niye yapamıyorsun, sen bunun cevabını ver. Sana bunları yaptırtmayan, tatbik ettirmeyen şeylerin ne olduğunu kendinde araştır ve cevabını kendin ver.
Bunlar; size naklettiğim şu şeyler, Hz. Rasûlullâh Aleyhi’s-selâm’ın bize emirleri, tavsiyeleri!..
Ya, "Hak" diyeceğiz, Hakkı tavsiye edeceğiz, Hakkı isteyeceğiz!.. Veyahut da tabiâtımızın, arzumuzun, zevkimizin, duygularımızın istikametinde, bâtılın savunucusu olacağız!.. Bâtılı yaşayacağız!..
Hak gelince bâtıl gider, yok olur!..
Hak varsa, tecelli ediyorsa mutlaka bâtılı yok edecektir!..
Bâtıl nedir? Bâtıl diye bir şey mi var?..
Bâtıl, terkibden doğan, terkibe dönük davranışın adıdır!..
Bâtıl kelimesiyle kastedilen şey terkibiyetten doğan ve terkibe dönük olan şeydir. Şuuru Hak’tan perdeleyen şeydir!..
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
Allah, hepimizin muîni olsun!.
Allah, hepimizin muîni olsun!.