Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hak sözün vesikaları (1 Kullanıcı)

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Mocheim diyor ki, (Onuncu asrdan beri, Avrupada yayılan fen bilgilerinin, fizik, kimyâ, astronomi ve matematiğin, islâm mekteblerinden alındığı ve hele Endülüs müslimânlarının Avrupanın üstâdı oldukları muhakkakdır.

İslâmiyyetin, aktif, çalışkan, âdil, kahramân milletler meydâna getirdiğini ve Eshâb-ı kirâmın üstünlüklerini, her târîh okuyan açıkça görür. Bunu gösteren binlerle misâl, milyonlarla kitâb meydândadır. Ne yazık ki, kör olan, güneşi görmez. Körün görmemesi, güneş için bir kusûr olur mu? Dost, düşman bütün akl ve kültür sâhiblerinin hayran kaldığı bu yüce dîne, se’âdet ve medeniyyet kaynağına, bir câhilin, bir aldanmışın dil uzatmasının ne kıymeti vardır? Söz ve yazı, sâhibinin aynasıdır. Çok kimse, düşmanına kızdığı zemân, onda kendindeki kötülüklerin bulunduğunu söyler. Her kabdan, içinde bulunan sızar. Alçak olanın sözleri ve kelimeleri de, kendi gibi olur. O çirkin sözlerin karşısında kalanlar, pisliğe düşen pırlantaya benzer. Bir kötü kimsenin islâmiyyete saldırmasına şaşılmaz. Bu yersiz ve saçma iftirâları doğru sanıp, aldanarak felâkete düşenlere şaşılır. Bu iftirâlara cevâb vermeğe değmez. Kör olana, güneşin varlığını anlatmağa uğraşılmaz. Safrası, karaciğeri bozuk olana, şekerin tatlı olduğunu anlatmak fâide vermez. Bozuk, habis rûhlara kemâlât, üstünlükler anlatılamaz. Bunlara cevâb vermek, başkalarının bunlara aldanmasını önlemek içindir. İlâc, hastaları ölümden korumak içindir. Ölüleri diriltmek için değildir.

İslâmiyyetin, medeniyyete ışık tutduğunu öven milyonlarca yazıdan ikisini bildirelim. Hem de kötülediği, beğenmediği doğudan değil, imrendiği batılılardan seçerek yazalım. Mocheim diyor ki, (Onuncu asrdan beri, Avrupada yayılan fen bilgilerinin, fizik, kimyâ, astronomi ve matematiğin, islâm mekteblerinden alındığı ve hele Endülüs müslimânlarının Avrupanın üstâdı oldukları muhakkakdır. Romalılar, Gotlar, İspanyaya hâkim olmak için ikiyüz sene uğraşmışlardı. Hâlbuki müslimânlar, bu yarımadayı yirmi senede ele geçirdi. Pirene dağlarını geçerek Fransaya kadar yayıldılar. Müslimânların ilm, irfân, ahlâk bakımından üstünlükleri, silâhlarının te’sîrinden dahâ az değildi). Davenport diyor ki, (Avrupa, bugün de müslimânlara medyundur. Hazret-i Muhammed “aleyhisselâm”, (Şan, şeref ve üstünlük, mal ile değil, ilm ve irfân ile ölçülür) demişdir. İslâm devletleri, asrlarca, en muktedir ellerle idâre edilmişdir. Müslimânların üç kıt’a üzerine yayılması, târîhin en şerefli zaferleri olmuşdur).

Bu câhil, rûh hastası, yazılarında, doğu dîne gömülerek afyonlandı, diyor. İngiliz lordu Davenport gibi müslimân olmıyan tarafsız yazarlar ise, vicdanları ile diyor ki, (Batıda Endülüs müslimânları, ilm, fen tohumlarını saçarken, doğuda Mahmûd-i Gaznevî ilm ve irfânı yayıyordu. Memleketi, fen adamlarının kaynağı olmuşdu. İslâm hükümdârı, üretimi artdırıyor, kaynaklardan topladığı serveti, iyi yerlerde memleketin ilerlemesinde kullanıyordu. Doğuda huzûr, medeniyyet böyle ilerlerken, Fransanın (yedinci Louis)si, Vitri şehrini ele geçirince yakdırdı. Binüçyüz insan da berâber yanmışdı. O zemân İngilterede iç savaşlar ölüm saçıyordu. Toprak ekilmemiş, herşey tahrib edilmişdi. Ondördüncü asrda, İngiliz, Fransız muhârebeleri, o kadar feci’, o kadar yıkıcı idi ki, târîhde benzeri görülmemişdi. Doğuda, islâm memleketlerinde ise 752 [m. 1351] de Delhî hükümdârı olan üçüncü Fîrûz Şâh Tuğluk “rahmetullahi teâlâ aleyh”, ölüm târîhi olan 790 senesine kadar, nehrler üzerinde elli sed ve ayrıca kırk câmi’, otuz mekteb, yüz hân, yüz hastahâne, yüz hamâm, yüzelli köprü yapdı. Kanal açdı. Hindistânda şâh Cihânın bütün memleketi huzûr ve se’âdet içinde idi. Mühendis Alî Murâd hâna, Delhî kanalını yapdırdı. Şehrin her yerine mermer fıskıyeler, şâdırvânlar, hamâmlar yapıldı. Her evde sular akıyordu. Memleket emniyyet içinde idi).
Hak Sözün vesikaları kitabından alıntıdır.Kitabı okumak için alttaki linke başvurabilirsiniz.
03-Hak Szn Veskalar
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
Söz ve yazı, sâhibinin aynasıdır. Çok kimse, düşmanına kızdığı zemân, onda kendindeki kötülüklerin bulunduğunu söyler. Her kabdan, içinde bulunan sızar. Alçak olanın sözleri ve kelimeleri de, kendi gibi olur. O çirkin sözlerin karşısında kalanlar, pisliğe düşen pırlantaya benzer. Bir kötü kimsenin islâmiyyete saldırmasına şaşılmaz. Bu yersiz ve saçma iftirâları doğru sanıp, aldanarak felâkete düşenlere şaşılır. Bu iftirâlara cevâb vermeğe değmez. Kör olana, güneşin varlığını anlatmağa uğraşılmaz. Safrası, karaciğeri bozuk olana, şekerin tatlı olduğunu anlatmak fâide vermez. Bozuk, habis rûhlara kemâlât, üstünlükler anlatılamaz. Bunlara cevâb vermek, başkalarının bunlara aldanmasını önlemek içindir. İlâc, hastaları ölümden korumak içindir. Ölüleri diriltmek için değildir.
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
43
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
İslâmiyyetin, medeniyyete ışık tutduğunu öven milyonlarca yazıdan ikisini bildirelim. Hem de kötülediği, beğenmediği doğudan değil, imrendiği batılılardan seçerek yazalım. Mocheim diyor ki, (Onuncu asrdan beri, Avrupada yayılan fen bilgilerinin, fizik, kimyâ, astronomi ve matematiğin, islâm mekteblerinden alındığı ve hele Endülüs müslimânlarının Avrupanın üstâdı oldukları muhakkakdır. Romalılar, Gotlar, İspanyaya hâkim olmak için ikiyüz sene uğraşmışlardı. Hâlbuki müslimânlar, bu yarımadayı yirmi senede ele geçirdi. Pirene dağlarını geçerek Fransaya kadar yayıldılar. Müslimânların ilm, irfân, ahlâk bakımından üstünlükleri, silâhlarının te’sîrinden dahâ az değildi). Davenport diyor ki, (Avrupa, bugün de müslimânlara medyundur. Hazret-i Muhammed “aleyhisselâm”, (Şan, şeref ve üstünlük, mal ile değil, ilm ve irfân ile ölçülür) demişdir. İslâm devletleri, asrlarca, en muktedir ellerle idâre edilmişdir. Müslimânların üç kıt’a üzerine yayılması, târîhin en şerefli zaferleri olmuşdur).
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt