Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hak- batil mülahazasi (1 Kullanıcı)

vaktileyl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Tem 2008
Mesajlar
2,887
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
www.vaktileyl.com
HAK- BATIL MÜLAHAZASI

Yaratılış kanunu gereği hayatiyetin her alanında zıtlarların kavga ve çatışmasına şahidlik etmekteyiz. Aydınlık ile karanlık, sıcak ile soğuk, tatlı ile acı, bolluk ile darlık, zenginlik ile fakirlik, sağlık ile hastalık…. madde aleminin zıtları iken, mana aleminin zıtları çok daha geniş bir alanda çatışma imkanı bulurlar. Sözgelimi; Doğru ile yanlış, hayır ile şer, fayda ile zarar, iman ile küfür, tevhid ile şirk, hidayet ile dalalet….mana aleminin şiddetli ve daimi muarızlarıdır.

Zıdların kavgası bazen de ahlak üzerinde görülür: Sıdk ile kizb, sevgi ile nefret, öfke ile teskin, merhamet ile gaddarlık, cömertlik ile cimrilik, cesaret ile korkaklık, kibir ile tevazu, kanaat ile hırs, yakin ile şüphe….gibi.

Ve bazen de içtimai hayatta zıtların cerbezesine tanıklık ederiz: Adalet ile zulüm, barış ile savaş, hakkaniyet ile haksızlık, asayiş ile anarşi, intizam ile başıbozukluk, vahdet ile tefrika…gibi.

Zıtların bu çekişmesi bir çok hikmet ve neticeye binaendir.Her şeyin zıddıyla bilindiği kaidesi bu faydalardan bir tanesidir. Evet, her şey zıddıyla bilinir. Dolayısıyla zıtlardan negatif yani menfi olanların yaratılış sebebi, pozitif yani olumlu olanların daha iyi bilinmesi ve daha belirginlik arz etmesi içindir. Karanlık olmadan aydınlık, soğuk olmadan sıcak belirgin olarak fark edilemez. Sürekli aydınlık veya sürekli sıcak ülfet sağlayacağından, bunların karşıtı olan karanlık ve soğuğun varlığı, bunların varlığına kuvvet ve parlaklık kazandırır. Aynı durum mana aleminde mücadele eden bütün zıt değerler için de geçerlidir.

Ha keza zıtlar olmadan nimetlerin kıymeti de yeterince bilinmez. Örneğin, hastalık görülmeden sağlığın, açlık görülmeden tokluğun, yokluk görülmeden varlığın…yani nikmet(sıkıntı) çekilmeden nimetin kadru kıymeti hakkıyla bilinmeyecektir.Ezdadın (zıtlar) tesadümünden (çatışmasından) Barika-i Hakkın ortaya çıkışı ise, başlı başına umumi bir faidedir.

Zıtlardan en belirgin olanı, başka bir tabirle zıtlar çatışmasının en yoğun ve en köklü olduğu alan

Hak ile Batıl’dır.

Hak: Uygunluk, mutabakat ve muvafakat.
Hak: Gerçek olan, kararlı olan ve sabit olan.
Hak: Söz ve eylemin, başka bir değişle teori ve pratiğin zaman, şartlar ve miktar bakımından nasıl gerekiyorsa öyle olması.
Batıl:Hiçbir geçerliliği ve hakikati olmayan şey.
Batıl:Boşa giden, hükümsüz kalan, yok olan şey.

Yani; Hak varlık, batıl ise yokluktur.
Hak gerçek, batıl ise yanılgıdır.
Hak hakikat, batıl ise hayaldir.
Hak asıl, batıl ise gölgedir.
Hak su, batıl ise seraptır.
Hak doğru, batıl ise yalandır.
Hak daimi, batıl ise muvakattir.
Hak üstün, batıl ise zelil olandır.
Hak galip, batıl ise mağlup olandır.

Hak, bütün doğruların toplamıdır.
Hak, cümle iyilik, güzellik ve faziletlerin menbaıdır.
Hak, müsbet olan bütün fikir, düşünce ve hareketlerin temelidir.
Bütün hizmetlerin, yapıcı, eğitici ve ıslah edici faaliyetlerin adresi Hak’tır.
Akla gelebilecek bütün erdemli davranışların ana kaynağı hiç şüphesiz Hak’tır.

Batıl ise tam tersine; bütün yanlışların ve bütün saplantıların mecmuasıdır.
Bütün fenalık, çirkinlik ve çirkefliklerin odak noktası elbette ki batıldır.
Negatif (olumsuz) düşünce ve fiillerin tümü batıldan beslenir.
Yıkıcı, bölücü, ifsad edici bütün unsurlar batıl merkezlidir.

Hak onarmayı, batıl ise yıkmayı hedefler.
Hak ıslah etmeyi, batıl ise ifsad etmeyi hederler.
Hak birleştirmeyi, batıl ise bölmeyi hedefler.
Hak fayda sağlamayı, batıl ise zarar vermeyi hedefler.
Hak kolaylaştırmayı, batıl ise zorlaştırmayı hedefler.
Hak mutluluk ve saadeti, batıl ise mutsuzluk ve sefaleti hedefler.
Başka bir tabirle, hakkın özünde müsbetlik, batılın özünde ise menfilik vardır.

Kur’an eksenli bu bilgi ve açıklamalar ışığında, Hakkın asıl itibariyle var olduğu,batılın ise, asıl ve kök itibariyle var olmadığı,ancak Hakkın varlığıyla birlikte varlık sureti aldığı sonucuna varmaktayız.Ancak şu var ki batıl, bin bir fayda için var olan Hakkın varlığıyla birlikte hayat şansını elde etmiş tamamen zararlı bir unsurdur.Yani batıl hayatiyetini idame ettirmede tamamen Hakka muhtaçtır. Teşbihte hata olmazsa batıl,Hakkın sırtından beslenen parazit misalidir. Veya batıl elmadaki kurt mesabesindedir. Kur’an-ı Kerim’de ise batıl, sel suyunun üzerindeki veya madenlerden arta kalan köpüğe benzetilir. Köpüğün gidici aslın ise kalıcı olduğu vurgulanır. Yine hakkı, faydalı ürünler üreten bir fabrikaya benzetecek olursak, batıl, bu fabrikanın düzenli işleyişinden tabii olarak ortaya çıkan artık maddeler gibidir.

Hakkın diğer bazı özellikleri:

- Hak her zaman haktır. Eskimez, değişmez.
- Hak bir bütündür, parçalanmaz. Parçalanan, bir kısmı alınan hak, hak olmaktan çıkar. Dolayısıyla hakkın bir köşesinden tutup ta tamamen haklı olduklarını iddia edenler, yanılgıya düşerler.
- Hak her zaman üstündür. Hakka galebe çalınamaz. Haktan yana olanlar ve hakkı temsilen mücadele edenler, kimi zaman zayıf düşüp mağlup olsalar da, hakkın kendisi her zaman güçlü ve dimdik ayaktadır. “Hayır! Biz Hakkı batılın üstüne fırlatırız da, batılın beynini parçalar. Bir de bakarsın ki, batıl mahvolmuştur….” (Enbiya-18) “el heqqu ye’la wela yu’la éleyhi.” (“Hak galiptir, ona galebe çalınamaz.”) (Hadis)

- Su ile ateş, aydınlık ile karanlık bir arada olamayacağı gibi,Hak ile batıl da hiçbir şekilde bir arada barınamazlar. Hakkın hakim olduğu yerde batıla yer olmadığı gibi, batılın da kasıp kavurduğu yerde Hakka itibar edilmez. “De ki: Hak geldi, batıl yok oldu. Muhakkak ki batıl yok olmaya mahkumdur.” (İsra- 81)

- Hak hiçbir zaman bir zümrenin fırkanın veya cemaatin tekelinde olamaz. Bunlardan her biri hak olduklarını, hakkın mücadelesini verdiklerini iddia edebilirler; ancak hak yalnızca biziz, bizden başkası haklı olamaz, gibi bir iddiada bulunamazlar.
- Hakkın tüzüğü, somut program ve projesi: İlahi dinler, şeriatler ve kutsal kitaplardır. Hakkın mübelliği: başta peygamberler, onların varisi olan alimler ve Hak davetçileridir.Hakkın müntesipleri: İlahi hükümleri bir bütün olarak hayatlarına tatbik eden muvahhid Müslümanlardır.

- Hak, Hakkın var oluşuyla beraber vardır. Farklı isimlerdeki dinler, şeriatler ve uygulamalar adına olsa da, Hakkın özü, ölçüsü, keyfiyeti bellidir. Hak; İbrahim zamanında Haniflik, Musa şahsında Musevilik, İsa zamanında İseviliktir. Hak; son peygamber Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi vesellem) ile birlikte kıyamete değin İslam’dır.

Risale-i Nur’da Hak ve Hakikat:

- Hakikati bir bütün olarak görebilmek ve alabilmek gerekir. Hakikatin bir tarafını tutan ifrata veya tefrite düşer.

- Hak haktır. Küçüğüne ve büyüğüne bakılmaz.
- Hakkın hatırı alidir, hiçbir hatıra feda edilmemelidir.
- Hak hiçbir zaman hileye muhtaç değildir.
- Haksızlığa karşı susmak, bir nevi hakka hürmetsizliktir. - Haksızlığı hak iddia edenlere karşı hak iddia etmek, bir nevi haksızlıktır.

- Hakkı batıldan ayırd edebilmek ancak ilimle olur.
- Hak, körlerin dahi görebileceği kadar parlaktır.
- Hak aldatmaz, hakikatbin aldanmaz.
- Hak müstağnidir, hakikat ise zengindir.
- Hakikat zayıf olsa da ölmez.
- Hakkı neşretmek için enbiyaya tabi olmak gerekir.

- İslamiyet ihkak-ı hak için kırılmaz elmas kılıçtır.
- İstikbalde kuvvete bedel hak hüküm sürecektir.
- Meslekler ve mezhepler ne kadar batıl olsalar da, içinde bir hakikat bulunur.
- Taassup yerine hakkı, safsata yerine delili, başkalarını dalaletle suçlama yerine yardımı tatbik ve istişare edeni, dünya birleşse hak olan mesleğini değiştiremez.

Hak ve batılın semereleri:

İman, tevhid ve ittifak Hakkın semereleri iken; küfür, şirk, nifak ve şikak batılın semereleridir.
Hak, hukuk, mizan ve adalet Hakkın semereleri iken; baskı, zulüm, işgal ve talan batılın semereleridir.
Ahlak, edep, haya ve erdem Hakkın semereleri iken; edepsizlik, hayasızlık, insafsızlık ve vicdansızlık batılın semereleridir.
Sevgi, kardeşlik, yardımlaşma, ve dayanışma Hakkın semereleri iken; kin, nefret, öfke ve hased batılın semereleridir.
İbadet, itaat, sabır ve şükür Hakkın semereleri iken; günah, haram, isyan ve ifsad batılın semereleridir.
İlim, irfan, çalışma ve medeniyet Hakkın semereleri iken; dalalet, hıyanet, şekavet ve sefalet batılın semereleridir.
Bunun gibi ferdi ve içtimai hayatta Hak ağacının nice hoş ve faydalı semeresini, batıl ağacının ise zakkum misali zararlı ve zehirli semeresini görmek mümkündür.

Ey Allah(celle celalüh)’ım;


Hakkı hak bilip Hakka ittiba etmeyi, batılı da batıl bilip, batıldan içtinab etmeyi;
Hakkı her şeyin üstünde tutmayı;
Her işimizde Hak ve Hakikate istinad etmeyi;
Hak ve Hakikat karşısında teslim olmayı;
Her daim Haktan ve haklıdan yana olmayı;
Hak ve hakikat uğruna mücadele edebilmeyi…cümlemize nasip ve müyesser eyle. (Amin)

Cihan BOZOBA
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt