Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hadis-i Şeriflerin dilinden Kendine Zulmeden İnsanlar (1 Kullanıcı)

BULENT TUNALI

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ağu 2007
Mesajlar
2,307
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
52
Konum
BURSA-m.k.paşa
Web Sitesi
www.bilsankimya.com
İnsan, çoğu zaman kendine zulmeder. Ancak gaflet uykusundan uyanmazsa, bunun farkında olamaz. Bu tehlikeli durumu ifade etmek için pek çok atasözü ortaya çıkmıştır:
Herkes ne ederse kendine eder.
Zulmü kendi nefsinedir.
Ağlatan gülmez.
Ah alan onmaz.
Ava giden avlanır.
El için kuyu kazan, evvelâ kendi düşer.
Kartala bir ok değmiş, o da kendi yeleğinden.
Keskin sirke küpüne zarar.
Hep çekticeğim kendi cezâ-yı amelimdir.
***
Büyük âlimlerimizden Beyhakî şöyle der::
“Zâlim de nefsinde mazlumdur. Dolayısıyla kişinin nefsine yaptığı maddî ve manevî zulümden caydırılması ona yardım olur.”
Bu hususta Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in bizleri îkâz eden hadîs-i şeriflerinden bir kısmı şöyledir:
“Benim ve sizin durumunuz, ateş yakıp da, ateşine cırcır böcekleri ve pervaneler düşmeye başlayınca, onlara engel olmaya çalışan adamın durumuna benzer. Ben sizi ateşten korumak için kuşaklarınızdan tutuyorum, siz ise benim elimden kurtulmaya, ateşe girmeye çalışıyorsunuz.” (Müslim, Fedâil, 19. Bkz. Buhârî, Rikâk 26; Tirmizî, Edeb 82)
***
Rasûlullah (s.a.v), Semûd kavminin ülkesi Hicr denilen yere varınca ashâbına şöyle hitâp etti:
“Kendilerine zulmedenlerin yurduna ağlayarak girin. Yoksa onların başına gelenler sizin de başınıza gelebilir.”
Sonra Rasûlullah (s.a.v) başını örttü; o vadiyi geçinceye kadar süratle yürüdü. (Buhârî, Enbiyâ 17, Tefsîr, 15/2; Müslim, Zühd 39)
***
İbn-i Mes‘ûd (r.a) anlatıyor:
“İman edip de imanlarına herhangi bir zulüm/haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte emniyet/güven onlarındır ve onlar doğru yolu bulanlardır” (En‘âm, 82) âyet-i kerimesi nâzil olduğu zaman, bu durum müslümanlara çok ağır geldi ve:
“–Yâ Rasûlallâh! Hangimiz nefsine zulmetmiyor ki?” dediler.
Rasûlullah (s.a.v):
“–Burada kastedilen sizin anladığınız mânâda (hatâ ve günahlara düşmek) değil, şirktir. Lokman’ın oğluna nasihat ederken söylediği şu sözünü işitmediniz mi:
“Yavrucuğum, Allah’a şirk koşma, zira şirk çok büyük bir zulümdür” (Lokman, 13) (Buhârî, Enbiyâ, 41; Tefsir, 6/3; Müslim, İmân, 197)
***
Rasûlullah (s.a.v):
“Din kardeşin zâlim de mazlum da olsa ona yardım et!” buyurmuştu.
Bir kişi:
“–Ya Rasûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Fakat zâlimse nasıl yardım edeyim?” dedi. Peygamberimiz:
“–Onu zulümden alıkoyar, zulmüne mânî olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir” buyurdu. (Buhârî, Mezâlim 4; İkrâh 6; Tirmizî, Fiten 68)
***
Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurur:
“Ben sâdece bir beşerim. Sizler bana muhâkeme olmak üzere geliyorsunuz. Belki biriniz, delilini getirmekte diğerinden daha becerikli olabilir ve merâmını daha iyi anlatabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde hüküm veririm. Kimin lehine kardeşinin hakkını alıp hüküm vermişsem, ona cehennemden bir pay ayırmış olurum.” (Buhârî, Şehâdât, 27; Müslim, Akdiye, 4)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt