Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Güzel Peygamberimiz Muhammed sav (1 Kullanıcı)

SoLDeRmaN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Tem 2007
Mesajlar
25
Tepki puanı
0
Puanları
0
Güzel Peygamberimiz Muhammed sav

Selamun Aleykum kardeslerim,

Peygamberimiz öyle bir peygamberki, bizlere o kadar düskün ki, bizleri ok kadar çok düsünüyor ki, öldü zaman ümmetim ümmetim diyen güzel peygamberim

"Andolsun size kendinizden öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O, size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir."(Kur'ân-ı Kerim, 9:128)

Ve tekrar diriltilincede yine ümmetini soruyor...

ILK ÖNCE PEYGAMBER ALEYHISSELAM DIRILECEK [Alinti]
Resul-i Ekrem sav'den önce, mahlukatin (meleklerden) Hamel-i Ars, Cebrail, Azrail, Mikail ve Israfil yaratilcaklardir. Peygamber sav için cennet süslenip hazirlandiktan sonra cennet bekçilerine, Burak, Hülle (çok kiymetli bir elbise) ve Taç ile Liva-i Hamd'i gönderiniz diye emanetlerle yer ile gök arasi dururlar? Ancak hazreti Peygamber'in sav kabrini nerede bilemediklerinden, Cebrail, Muhammed sav'in kabri nerededir? diye yeryüzüne sorar. Arz, Cebrail'in sorusunu söyle cevaplandirir: "Seni gönderen Cenab-i Hakka yemin ederim ki, Allah siddetli rüzgar ile beni paramparça eyledi. Bundan dolayidir ki, Hazreti Peygamberin sav kabrinin nereye gittigini bilemiyorum." Arz böyle söyledigi sirada Resul-i Ekrem sav'in kabrinde göge dogru bir nur'un parladigini gören Cebrail, Peygamber sav'in kabrinin orada oldugunu anlar. Digerleriyle birlikte dört melek nur'un görüldugu yöne dogru gidip nur'un çiktigi yerde dururlar. O anda Cebrail a.s. aglamaya baslar. Kendisine niçin agliyorsun? diye sorulunca söyle cevap verir:

Niçin aglamayim! Simdi Muhammed sav kabirden kalkacak ve bana ümmetini soracak. Ben ona cevap veremeyecegim, çünkü O'nun ümmetinden hiçbir malûmatim yoktur.

Hazreti Peygamber sav kabri hareket edip yarildiginda, kabr-i serifinden kalkar. Mubarek basindan topraklari sirkeleyerek sagina soluna bakar. Yanlarinda duran dört melegi görünce Cebrail'i söyle der:
- Ey Cebrail! Bugün nasil bir gündür (hangi günde bulunuyoruz?)
Cebrail aleyhisselam:
-bugün kiyamet günüdür, diye cevap verir. Bunun üzerine Resul-i Ekrem sav:
- Ümmetim nerededir? diye sorar ve sanirim ki ümmetimi cehennem'in kenarina biraktin da durumu bana bildirmek için buraya geldin buyurur. Cebrail aleyhisselam:
- Ya Resulallah! Yer yarilip senden evvel kabirden kalkan yoktur, diye cevap verir.
Sonra Cebrail beraberinde getirdikleri taci Hazreti Peygamber sav'in mübarek basina giydirirler, diger emanetleri de kendisine teslim eder.
Resulullah sav cennetten getirilip kendilerine teslim edilen hülleye giyer, Buraga binerek Cebrail'e:
- Ey cebrail..! Cahir-i yarim ve ashabim olan Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali nerededirler? diye sorar.
Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali kendilerine verilen hüleleri giyinip binetlerine binerler ve Hazreti Peygamber sav'in yanina gelip yerlerini alirlar. Sonra Hazreti Peygamber sav aglayarak secdeye varir. Secdede: "ümmetim ümmetim..!" diye ümmetinin bagislanmasi için Cenab- Hakk'a niyazda bulunur. Bundan sonra dirilip kabirlerinden çikan bütün mahlukat mahserin yolunda tutarlar. Fakat o zaman insanlar tarzda olmazlar. Bazilarinin (ki, bunlar mü'minler) yüzleri günes gibi parlar. Kafirlerin münafiklerin ise simsiyah buyurur.

INSANLARIN ON IKI FIRKA OLARAK HASROLNUR [Alinti]
Muaz bin Cebel söyle bir hadis-i serif rivayet ediyor:
Ben Resulullah sav'e "Sur'a üfürüldügü o gün (mezarlarindan kalkip mahsere) bölül bölük gelirsiniz?" [Al-i Imran] mealindeki ayet-i celileden sordum. Resul-i Ekrem sav bana söyle cevap verdiler:
- Ey Muaz! çok büyük bir isten soruyorsun. (O gün) ümmetim on iki firka olarak hasrolunur (Böyle buyurup) aglamaya baslar.

Birinci firka: Kabirlerinden elleri ve ayaklari olmadan çikar ve böylece mahsere sevkolunurlar. Allahü teala tarafindan bir Münadi söyle nidada bulunur: "Bunlar dünyada iken komsularina eziyet eden kimselerdir. Bu, onlarin cezaleridir. Gittikleri yer de cehennemdir!"

Ikinci firka: Kabirlerinden, yabani hayvan seklinde çikanlar. Münadi bunlarin hakkinda söyle der: "Bunlar dünyada iken onlar namazlarindan gafildirler, gafletlerinden namaza aldiris etmeyenlerdir. Iste bu onlarin cezaleridir. Gittikleri yer de cehennemdir!"

Üçüncü firka: Kabirlerinden, karinlari yilan-çiyanla dolu oldugu için sismis olarak çikarlar. Bunlar için de Münadi söyle nida eder: "Bunlar kendilerine farz kilinan zekatlari vermeyenlerdir. Bu onlara verilen cezadir. Gittikleri yer de cehennemdir!"

Dördüncü firka: Agazlarindan kan aktigi halde kabirlerinden çikarlar. Bagirsaklari da yerde sürünür bunlarin. Bunlar hakkinda da Münadi söyle der: "Bunlar alis-veriste yalan konusan kimselerdir. Bu onlarin cezalaridir; Gidecekleri yer de cehennemdir!"

Beşinci fırka: Kabirlerinden çıktıkları vakit insanlar arasında çürümüş leşten daha kötü bir koku yayarlar. Bunlar hakkında bir münadi şöyle der: "Bunlar günah işlerken, insanlardan korktukları için onlardan gizlerlerdi. Fakat Allah'tan korkmazlardı. Halbuki Allah onları görüyor ve ne yaptıklarını biliyordu. Bu onların cezasıdır. Gidecekleri yer ise cehennemdir."

Altıncı fırka: Kabirlerinden boğazları kesilmiş olarak çıkarlar. bunlar hakkında münadi şöyle der: "Bunlar dünyada iken yalan yere şahitlik yapan kimselerdi. İşte cezaları budur. Gidecekleri yerde cehennemdir."

Yedinci fırka: Cinsi organlarından irin aktığı halde kabirlerinden çıkarlar. münadi onlar hakkında şöyle nida eder: "Bunlar dünyada iken zina yaparlardı. Tevbe etmediler. İşte onların cezaları budur. Gidecek oldukları yerde cehennemdir."

Sekizinci fırka: Kabirlerinden çıkıp mahşere sevkolunurken dilleri bulunmaz ve ağızlarından kan ve irin akar. Bunlar hakkında münadi şöyle der: "Bunlar şahadeti men edenlerdir. Bunlar yaptıkları bu günahtan tevbe etmeden öldüler. İşte bu onların cezasıdır. Gidecekleri yerde cehennemdir."

Dokuzuncu Fırka: Kabirlerinden yüzleri simsiyah, gözleri gök renkli, karınları da ateş dolu olarak çıkarlar. Münadi bunlar hakkında şöyle seslenir: "Bunlar dünyada haksız olarak yetimlerin mallarını yiyenlerdir. Bunlar tevbe etmeden öldüler. İşte bu onların cezalarıdır. Gidecekleri yerde cehennemdir."

Onuncu fırka: Kabirlerinden cüzzam hastalığına tutularak çıkarlar. Bunlar hakkında münadi şöyle der: "Bunlar ana ve babasına isyan eden kimselerdir. Bu onların cezasıdır. Gidecekleri yerde cehennemdir."

Onbirinci fırka: Baş ve kalp gözleri kör olarak, dişleri öküz boynuzu gibi, dudakları göğüslerine düşmüş, dilleri ise karınlarına sarkmış olarak kabirlerinden çıkarlar. Bunlar hakkında münadi şöyle der: "Bunlar dünyada iken içki içenlerdir. Bunlar yaptıkları günahtan tevbe etmeden öldüler. Bu onların cezasıdır. Gidecekleri yerde cehennemdir."

Onikinci fırka: Kabirlerinden çıkıp ayın on dördü gibi parlarlar. Bunlar mahşere başlarında tac, üzerlerinde hülleleri, önlerinde ise bir nur olarak sevkolunurlar. Bunlar sırat köprüsünden şimşek gibi geçerler. Bunlar hakkında bir münadi şöyle der: "Bunlar dünyada iken Salih amellerde bulunurlardı. Kötülüğü nehyederlerdi. Beş vakit namazlarını vaktinde kılarlar, cemaate devam ederlerdi. Bunlar Salih, abid ve sabırlı kimselerdi. Yapmış oldukları küçük günahlardan tevbe ederek ahirete göçtüler. İşte bu onların mükafatıdır. Gidecek oldukları yerde cennettir."

Allah'im bilip, bilmedigimiz, isledigimiz de unuttugumuz günahlarin hepsini bagislasin insAllah...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt