Bil ki, Hak Teâlâ Muhammed Mustafa'yı güzel ahlâk ile medhedip:
«Şübhesiz sen, en büyük ahlâk üzeresin.» [Kalem sûresi, âyet: 4] buyuruyor.
Peygamberimiz: «Ben güzel ahlâkı tamamlamak için dünyaya gönderildim.» buyuruyor. Bir kimse Peygamberin huzuruna gelip: «Ya Resûlâllah! Din nedir? Bana öğret.» dedi. Peygamber: «Din güzel ahlâktır.» buyurdu. O kimse bir defa Peygamberin sağından ve bir defa da solundan gelerek aynı suali sordu. Her defasında Peygamber: «Din güzel ahlâktır.» diye cevap verdi. Nihayet Peygamber: «Anlamıyor musun? Kızmıyacaksın, öfkelenmiyeceksin.» buyurdu.
Yine Peygamber:
«Amellerin en faziletlisi nedir ya Resûlâllah?» diye sorana:
«Amellerin en faziletlisi iyilik yapmaktır.» buyurdu. Bir kimse Peygambere:
«Bize bir vasiyet et; onunla âmel edelim.» deyince,
«Nerde olursan, Allah'tan kork. Her kötülükten sonra bir iyilik yap ki, o kötülüğü silsin ve insanlarla güzel ahlâkla muaşeret et.» buyurdu. Yine buyurdu ki:
«Allah kime güzel ahlâk ve güzel yüz ve güzel hâl ve hareket nâsib ederse, onu cehennem ateşine yedirmez.» Peygambere:
«Filân kadın gündüzleri oruç tutar, geceleri namaz kılar, fakat kötü huyludur, diliyle komşularını incitir.» dediler. Peygamber:
«Onun yeri cehennemdir.» buyurdu. Yine buyurdu:
«Sirke, balı bozduğu gibi, kötü huy da taati bozar.» Yine dua ederken buyurdu:
«Ya Rabbi! Bana güzellik nâsib ettin; afiyet ve güzel ahlâk nasib eyle.» Peygambere:
«Allah'ın kullarına nâsib ettiği en hayırlı şey nedir?» diye sorduklarında:
«Güzel ahlâktır.» buyurdu. Ve yine Peygamber buyurdu ki:
«Güneşin harareti buzu mahvettiği gibi, güzel ahlâk da günahları mahveder.»
Abdurrahman bin Semürre der ki; Peygamberin yanındaydım. Buyurdu ki:
«Dün acayib şey gördüm: Bir kimseyi gördüm ki, dizi üzerine düşmüş idi ve onunla Hak Teâlâ arasında büyük bir perde var idi. Güzel ahlâkı gelip o perdeyi kaldırdı ve o kimseyi Hak Teâlâ'ya ulaştırdı.»
Yine buyurdu ki:
«Kul güzel ahlâkı ile gündüzleri oruç tutan ve geceleri namaz kılan kimsenin derecesine ulaşır. İbâdeti zayıf da olsa âhirette yüksek derecelere ulaşır.» Güzel ahlâkın en güzeli Peygamberin ahlâkı idi.
Bir gün kadınlar Peygamberin huzurunda gürültü ve şamata edip bağırıyorlardı. Hz. Ömer içeri girince, kadınların hepsi kaçtı. Ömer:
«Ey Allah'ın düşmanları! Benden utanıyorsunuz da, niçin Allah'ın Resulünden utanmıyorsunuz?» dedi.
«Ey Ömer! Senin huyun Peygamberin huyundan serttir.» dediler. Peygamberimiz Hz. Ömer'e:
«Ey Hattaboğlu! Nefsim kudretinde bulunan Allah hakkı için, şeytan ne zaman seni yolda görürse, senin heybetinden yolunu değiştirir.» buyurdu.
Fudeyl bin Iyad (r.h.a.):
«Güzel ahlâk sahibi fâsıkla arkadaşlık yapmayı, kötü huylu zâhidle arkadaşlık yapmaktan daha iyi görürüm.» dedi. Abdullah bin Mübarek (r.h.a.) kötü huylu birisiyle bir yola gitti. O kötü huyludan ayrılınca ağladı:
«Niçin ağlıyorsun?» dediler.
«O biçâre yanımdan gitti; o kötü huyda onunla beraber gitti, ondan ayrılmadı.» dedi.
Kettani (r.h.a.) der ki:
«Sofilik, güzel ahlâklı olmaktır. Güzel ahlâkı ziyâde olanın, Sofiliği de ziyâdedir.»
Yahya bin Müaz-ı Razi der ki:
«Kötü huy öyle bir günahtır ki, onunla hiçbir taatin faydası olmaz. Güzel ahlâk öyle bir taattir ki, onunla hiçbir günahın zararı olmaz.»
KİMYA-YI SAADET
İMAM GAZALİ
«Şübhesiz sen, en büyük ahlâk üzeresin.» [Kalem sûresi, âyet: 4] buyuruyor.
Peygamberimiz: «Ben güzel ahlâkı tamamlamak için dünyaya gönderildim.» buyuruyor. Bir kimse Peygamberin huzuruna gelip: «Ya Resûlâllah! Din nedir? Bana öğret.» dedi. Peygamber: «Din güzel ahlâktır.» buyurdu. O kimse bir defa Peygamberin sağından ve bir defa da solundan gelerek aynı suali sordu. Her defasında Peygamber: «Din güzel ahlâktır.» diye cevap verdi. Nihayet Peygamber: «Anlamıyor musun? Kızmıyacaksın, öfkelenmiyeceksin.» buyurdu.
Yine Peygamber:
«Amellerin en faziletlisi nedir ya Resûlâllah?» diye sorana:
«Amellerin en faziletlisi iyilik yapmaktır.» buyurdu. Bir kimse Peygambere:
«Bize bir vasiyet et; onunla âmel edelim.» deyince,
«Nerde olursan, Allah'tan kork. Her kötülükten sonra bir iyilik yap ki, o kötülüğü silsin ve insanlarla güzel ahlâkla muaşeret et.» buyurdu. Yine buyurdu ki:
«Allah kime güzel ahlâk ve güzel yüz ve güzel hâl ve hareket nâsib ederse, onu cehennem ateşine yedirmez.» Peygambere:
«Filân kadın gündüzleri oruç tutar, geceleri namaz kılar, fakat kötü huyludur, diliyle komşularını incitir.» dediler. Peygamber:
«Onun yeri cehennemdir.» buyurdu. Yine buyurdu:
«Sirke, balı bozduğu gibi, kötü huy da taati bozar.» Yine dua ederken buyurdu:
«Ya Rabbi! Bana güzellik nâsib ettin; afiyet ve güzel ahlâk nasib eyle.» Peygambere:
«Allah'ın kullarına nâsib ettiği en hayırlı şey nedir?» diye sorduklarında:
«Güzel ahlâktır.» buyurdu. Ve yine Peygamber buyurdu ki:
«Güneşin harareti buzu mahvettiği gibi, güzel ahlâk da günahları mahveder.»
Abdurrahman bin Semürre der ki; Peygamberin yanındaydım. Buyurdu ki:
«Dün acayib şey gördüm: Bir kimseyi gördüm ki, dizi üzerine düşmüş idi ve onunla Hak Teâlâ arasında büyük bir perde var idi. Güzel ahlâkı gelip o perdeyi kaldırdı ve o kimseyi Hak Teâlâ'ya ulaştırdı.»
Yine buyurdu ki:
«Kul güzel ahlâkı ile gündüzleri oruç tutan ve geceleri namaz kılan kimsenin derecesine ulaşır. İbâdeti zayıf da olsa âhirette yüksek derecelere ulaşır.» Güzel ahlâkın en güzeli Peygamberin ahlâkı idi.
Bir gün kadınlar Peygamberin huzurunda gürültü ve şamata edip bağırıyorlardı. Hz. Ömer içeri girince, kadınların hepsi kaçtı. Ömer:
«Ey Allah'ın düşmanları! Benden utanıyorsunuz da, niçin Allah'ın Resulünden utanmıyorsunuz?» dedi.
«Ey Ömer! Senin huyun Peygamberin huyundan serttir.» dediler. Peygamberimiz Hz. Ömer'e:
«Ey Hattaboğlu! Nefsim kudretinde bulunan Allah hakkı için, şeytan ne zaman seni yolda görürse, senin heybetinden yolunu değiştirir.» buyurdu.
Fudeyl bin Iyad (r.h.a.):
«Güzel ahlâk sahibi fâsıkla arkadaşlık yapmayı, kötü huylu zâhidle arkadaşlık yapmaktan daha iyi görürüm.» dedi. Abdullah bin Mübarek (r.h.a.) kötü huylu birisiyle bir yola gitti. O kötü huyludan ayrılınca ağladı:
«Niçin ağlıyorsun?» dediler.
«O biçâre yanımdan gitti; o kötü huyda onunla beraber gitti, ondan ayrılmadı.» dedi.
Kettani (r.h.a.) der ki:
«Sofilik, güzel ahlâklı olmaktır. Güzel ahlâkı ziyâde olanın, Sofiliği de ziyâdedir.»
Yahya bin Müaz-ı Razi der ki:
«Kötü huy öyle bir günahtır ki, onunla hiçbir taatin faydası olmaz. Güzel ahlâk öyle bir taattir ki, onunla hiçbir günahın zararı olmaz.»
KİMYA-YI SAADET
İMAM GAZALİ