Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Günümüz Meselelerine Fıkhi Fetvalar(2) (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
KADININ SESİ HANGİ HALLERDE HARAM OLUR?


"Kadını sesi haram. mıdır? Hanımların mahremi olmayan erkeklere sesleri avret midir? Hanımlar zikrederken seslerinin dışarı çıkmasının bir mahzuru. var mıdır? Kadınların sesleri hangi şartlarda haramdır? Bir hanım şiir ve ilahi okuyabilir mi?"
İslamiyet kişiyi fitne ve fesada sürükleyen görüntü, davranış ve hallere karşı koruyucu tedbirler alır. Çünkü İslam’da insanın safiyet ve vakarının muhafazası ve bozulmaması esastır. Bu tedbir ve koruma hem er-kek için, hem de kadın için eşit seviyede düşünülür.
Diğer yandan insana verilmiş olan özellik, kabiliyet ve farklılıklar bir başkasının vebal altına girmesine sebep olmamalı, yanlış duygulara kapılmasına meydan vermemeli, nefsini azdırmamalıdır.
Yaratıcı tarafından kadına ihsan edilen sesi de bu çerçeve içinde düşünmek gerekir. Esas itibariyle basta insan olmak üzere hiçbir varlığın sesi mutlak olarak haram ve günah sınıfına sokulmaz. Çünkü yaratılışında bir haramlık mevcut değildir. Bunun içindir ki, hiçbir ayet ve hadis kadının sesini haram kılıcı bir hüküm bildirmez.
Başta Hanefi ve Şafii imamları olmak üzere mezhep sahibi müctehid imamlarımızın kanaatleri de bu merkezdedir. Hatta bütün fıkıh kitaplarında şu hükmü görüyoruz: Cumhura göre kadının sesi avret değildir. Yani bütün müctehidlere göre kadının sesi haram değildir.
Şafii mezhebi alimleri ve diğer müctehidler şöyle derler: "Kadının sesi avret değildir. Çünkü kadın alış veriş yapar, mahkemede şahitlikte bulunur. Bunun için sesini yükselterek konuşmak zorunda kalır.1
Kadının sesinin avret olmadığının gerekçesi İslamın ilk uygulamalı devri olan Saadet Asrıdır. Yani Peygamber Efendimizin (a.s.m.) ve sahabelerin uygulayış biçimidir. Bu uygulanış biçimi üç şekilde görülüyor:
Birincisi: Peygamber Efendimizin (a.s.m.) sahabe hanımlarla konuşması, onların sorularına cevap vermesi, şikayetlerini dinlemesi, ihtiyaç ve taleplerini karşılamasıdır.
Bir örnek olması bakımından şu hadis-i serifi nakledelim:
Amr bin şuayb rivayet ediyor:
Bir kadın yanında kızı ile birlikte Rasulüllaha (a.s.m.) geldi. Kızın kolunda iki altın bilezik vardı. Resulüllah (a.s.m) kadına sordu: Bu bileziklerin zekatını veriyor musun?”
Kadın, “Hayır, vermiyorum” diye cevap verdi.
Bunun üzerine Resulullah (a.s.m) tekrar sordu:
“Peki, kıyamette bu iki bilezik yerine Allah’ın sana ateşten iki bilezik taktırması hoşuna gider mi?”
Kadın iki bileziği hemen çıkarıp . Rasulüllaha (a.s.m.) uzattı ve “Bunlar artık Allah ve Resulüne aittir” dedi. 2
İkincisi: Sahabiler gerek Peygamberimizin hanımlarına, gerekse diğer hanım sahabilere hadis ve benzeri durumlarda soru sorarlar, konuşurlar ve bazı konular da bilgi alırlardı.
Üçüncüsü: Yine sahabe döneminde kadınlar, halifelere şikayetlerini dile getirirler veya dini meseleler de diğer sahabilere bilmediklerini sorup öğrenirlerdi.
Bu mesele için de bir örnek verelim:
Kadının biri Hazret-i Ömer’e gelerek, “Ya Emirelmü’minin! Kocam geceleri ibadet eder, gündüzleri de oruç tutar” şeklin de şikayette bulundu.
Hz. Ömer, “Ne demek istiyorsun? Kocanı geceleri ibadet etmekten ve gündüzleri oruç tutmaktan alıkoymamı mı istiyorsun?”
Bunun üzerine kadın başka bir şey söylemeden çıkıp gitti ve biraz sonra gelip aynı şikayetini dile getirdi. Hazret-i Ömer kadına yine aynı cevabı verdi.
Bu durumu gören Ka’b bin Sur söze karıştı ve “Ya Emirelmü’minin, kadının hakkı var. Ceneb-ı hak erkeğe dört kadınla evlenebileceğine müsaade ettiğine göre, dördüncü gün kadının hakkıdır” dedi.
Bunun üzerine Hazret-i Ömer kadının kocasını çağırtıp dört günde bir oruç tutmamasını ve her dört gece de bir kadının yanında yatmasını emretti. 3
Ancak diğer bütün mübah meselelerin mahiyet değiştirip mahzurlu bir hal almasında olduğu gibi, kadının sesi meselesinde de aynı durum söz konusudur. Kadının sesi mübah, masum ve meşru olmasına karşılık hangi sebeplerden dolayı “avret” olur, nasıl olursa yasak sınıfına girer, yabancı erkeklerin dinlemesi haram olur?
Kadının sesi yaratılışı gereği dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir ton da çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dini tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.
Ahzap suresinin 32. ayet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsın da şöyle veriyor:
“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla cazibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat blunan bir kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”
Müfessir Vehbi Efendi bu ayeti tefsir ederken, “Söylediğiniz söz fitneye sebep olmasın. Yani cazibeli ve ecanibi şüpheye düşürecek bir halde edalı ve naz ü istiğna ile söylemeyin” şeklinde izah getirmektedir. Elmalılının ifadesiyle “ Yayılarak, kırıtarak, sınık, yılışık” olduğunda “kalbi çürük kötülüğe meyilli kimseler” bir ümide kapılırlar. Bundan dolayıda günaha girilmiş olur.
Vehbe Zuhayli bunu normal konuşmalardan ziyade dini muhtevada da olsa aynı gerekçe ile mahzurlu görür: “Kadının, Kur’an şeklinde de olsa, coşkulu ve nağmeli olarak okumakta iken seslerini işitmek haramdır. Çünkü bunda fitneye sebep olma korkusu vardır. 4
İbni Abidin ise meseleye şu şekil de bir açıklık getirir:
“Tercih edilen görüşe göre kadının sesi avret değildir. Yalnız zekası kıt olanlar zannetmesin ki, biz kadının sesi avrettir demekle konuşmasını kasdetmiyoruz. İhtiyaç halin de ve benzeri durumlarda kadının yabancı erkeklerle konuşmasına cevaz veriyoruz. Yalnız kadının yükses sesle konuşmalarını, seslerini uzatmalarını, yumuşatmalarını ve nağmeli bir şekilde okumalarını caiz görmüyoruz. Çünkü bunlarda erkekleri kendilerine meylettirmek ve şehvetlerini tahrik etmek vardır. Kadının ezan okuması da bundan dolayı caiz olmamıştır.” 5
Bizimde katıldığımız hükmü Faruk Beşer Hoca veciz bir şekilde şöyle dile getirir:
“Kadın her şeyiyle olduğu gibi sesiyle de çekici, büyüleyici ve tahrik edicidir ve aslında bu onun çirkin olduğunu değil, güzel olduğunu gösterir. Birer nimet demek olan çekici yönlerini, bu arada sesini fitneye sebep olmak ve tahrik etmek için kullanırsa, yani konuşmasını kırıla döküle ve kadınsı biçimde yaparsa, ya da nağmeli sözlerle normal konuşurken zaten tahrik edici olan sesini daha da etkileyici hale getirirse, sesi avret olduğundan değil de, fitneye sebep olacağından haram olur. Vakarlı ve karşısındakine ümit kestirici edayla konuşursa haram olmaz. 6
Son olarak zamanımızın müfessirlerinden Muhammed Ali es- Sabuni’nin yorumuna yer verelim:
“Açıkça görüldüğü gibi eğer fitneden emin ise kadının sesi haram olmaz. Ancak, erkeklerin, kadınları fitne ve fesada götüren hallerden uzak tutmaları gerekir. 7
Sorudaki unsurlara gelince, şiir ve ilahide ses incelip kalınlaştığı, nağmeli olduğu ve cazip bir mahiyete büründüğü için yabancı erkeklerin duyacağı şekilde söylemek beraberinde mahzurları taşımaktadır.
Hanımların sesli olarak zikretmeleri de şayet yabancı erkekler duyacaksa, yine aynı kategoriye girmekte ve bir takım yanlış duyguların uyanmasına sebebiyet vereceğinden ezanda olduğu gibi müsaade edilmemektedir. Ancak kendi aralarında sesli olarak Kur’an okumalarında ilahi söylemelerinde ve zikretmelerinde haliyle mahzur olmaz.

1- Tefsirü Ayati’l- Ahkam, 2: 167.
2- Tirmizi, Zekat:12
3- Hayatüs-Sahabe 3: 349
4- İslam Fıkhı Ansiklopedisi 1: 467.
5- Reddül- Muhtar, 1:272.
6- Hanımlara özel ilmihal, 314
7- Tefsirü Ayati’l- Ahkam, 2: 167
Soru: Kadın namazda nasıl örtünmeli?
cevap: "Kadın namaz kılarken nasıl örtünmeli? "Kadınlar çorapsız olarak namaz kılabilirler mi? "Kadınların namaz kılarken çorap giymeleri şart mıdır?
"Dize kadar giyilen çorapla namaz kılınabilir mi?
"Bir kadın dirseklerine kadar uzanan bir elbise ile namaz kılabilir mi?

"Bir kadın eşinin giydiği kazakla, bir erkek de hanımının giydiği kazakla namaz kılabilir mi?"
Namazın farzlarından birisi de setr-i avrettir, namazda örtülmesi gereken yerleri örtmektir. Kadının namaza durmadan önce örtmesi gereken yerleri; eli, yüzü ve ayaklarının dışında bütün bedenidir. Bazı müçtehitlere göre hanımın ayakları da avretten sayıldığından namaz kılarken ayaklarını kapatması gerekir.

Ancak Hanefi mezhebinin "mutemed" görüşüne göre, namazda hanımın ayakları avretten sayılmaz. Dolayısıyla kendi evinde ve mahremleri (babası, kardeşi, oğlu, amcası ve dayısı gibi) yanında ayakları açık olarak namaz kılması caiz olsa da, takvaya en uygun olanı çorap giymesidir. Çünkü diğer mezheplere göre kadının ayakları da avretten sayılmaktadır. Meselâ Hanbelî mezhebinin bu husustaki delili şu hadis-i şeriftir:

Ümmü Seleme Validemiz (r.a.) anlatıyor: "Yâ Resulallah! kadın bir entari ve başörtüsü ile namaz kılabilir mi?" diye sordum. Şu cevabı verdiler: "Bu elbise ayaklarını örtecek derecede uzun ise, evet." (Ebû Dâvud, Salat: 83.) Giyilen elbise bedenin rengini belli edecek kadar ince olmamalıdır. Böyle bir elbise ile kılınan namazı yeniden kılmak gerekir. Başörtüsü de alttan saçını gösterecek şekilde ince olmamalı, sık dokunmuş başörtüsü kullanmalıdır. Namazda giyilen elbise fazla dar olmamalıdır. Bu takvaya ve namazın âdabına uygun düşmez.

Dize kadar çorap giyilecek olsa, etek ancak diz kapağına varsa, her ne kadar namaz sahih olsa da namaz mekruh olur. Bunun için namazda uzun bir elbise veya etek giymek icap eder.

Giyilen çorabın da alttan ayağı gösterecek şekilde şeffaf ve ince olmaması gerekir. Bunun için koyu renk veya sık dokunmuş çorap giyinmelidir.

Kadın kısa kollu elbise ile namaz kılamaz. Yani dirseklerine kadar uzanan bir elbise ve gömlekle namaza durulmaz. Çünkü namaz kılan bir kimsenin avret sayılan azalarından birinin tamamı veya dörtte biri açık olursa namaz sahih olmaz. Meselâ, dirseklere kadar kol ve kulak birer azadır. Bunun için bir hanım kısa kollu bir gömlek ve elbise ile namaz kılarsa sahih olmaz.

Yani, müstehap olan, yani en güzeli, namaza duracak bir hanım, geniş ve ayaklarını örtecek kadar uzun bir elbise, boynunu ve başını örtecek bir başörtüsü ile gömleğin üstünden bürüneceği sabahlık gibi bir elbise giymelidir.
Bir erkeğin hanımının giydiği gömlek ve kazakla, hanımın da beyinin gömlek ve kazağıyla namaz kılmasında bir mahzur yoktur. Zaten bir yerde bu durum bir zaruretten kaynaklanmaktadır. Ayrıca namazda aranan en önemli husus avret yerlerinin örtünmesidir. Namaz için farz olan örtünme sağlandıktan sonra mesele halledilmiş demektir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt