Mustafa Cilasun
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 22 Haz 2007
- Mesajlar
- 4,488
- Tepki puanı
- 1
- Puanları
- 0
- Yaş
- 67
- Konum
- Kayseri
- Web Sitesi
- www.facebook.com
Hilkatinin
Muazzez naifliğiyle
Gücünün yettiği tek şey vardı
Çaresizliğinin
Devası olan gözyaşlarıydı
Babasının
Zihnini kuşatan töre
Asabiyeti hengâmesinde yumuşak
Bir esintinin
Kucaklarında ağlayarak
Şimdiden çilesini haykırıyordu
Sanki
Kıraç toprakların
Umut için geleceği
Anlamlaştıran şefkat yokluğunda
Bir yudum su için
Ne kadar yol gidilirdi
Sıcağın çekilmez sancısıyla
En yakın ve samimi
Bulduğu iki göz ağrısı vardı
Aişenin
Henüz yeni doğan bir kuzusu
Ve yalnızlığına anlam katan güverciniydi
Güvercinin
Güzelliğinde özgür
Düşüncenin bereketini okurken
Kuzunun
Sıcaklığında ise himmeti
Ve sevginin safiyetini buluyordu
Kelebeklerin örtülen
Kapılar içinde kaldıkları
Çaresizlikte ise melalini buluyordu
Yağmurlarda
Olmasa ötelere uzanan
Düşünce sadece kursakta kalacaktı
Zira bir yandan
Ahırın içindekilerin beklentileri
Diğer taraftan dikili duran halı tezgâhı
Kalırsa bir zaman
Kanevçe nakışları derken
Yatağa özlen duyulmuyor değildi
Annesinin
Yaşadığı sahne tecrübesinden
Aksedenler umudunu daha da azaltıyordu
Okumayı
Öğrenmek için
Az mı uykusuz kalmıştı
Babasından
Kaçamak olarak, annesine
Yalvararak ancak bir yere kadar
Nefesleniyordu işlerinden arta kalan zamanda
Fevkalade yakışan
Utangaçlığı göze çarpıyordu
Gözlerine bakınca yüzü kızararak önüne eğiliyordu
Tıpkı
Günle gülen gülün
Geceyle sessizliğe bürünen
Bülbülün güzelliğinde ki zariflik gibi
Bir zaman sonra
Gün içinde tanımadığı hanımlar
Ziyaretlerine geliyordu meşkûk bir
Solumanın saldığı
Mütereddit düşüncelerin arefesinde
Kendisine talip olduklarını beyan ediyorlardı
Yüreği daralan
Aişenin bilinmezler yelpazesinde
Dokunuşlar hüzün içinde yüreğini burkuyordu
Ne kadar söz hakkı olduğunu
Dahi kestiremiyordu, babasının asabiyeti
Karşısında, anasının zavallılığı ortamında düşünürken
Muazzez naifliğiyle
Gücünün yettiği tek şey vardı
Çaresizliğinin
Devası olan gözyaşlarıydı
Babasının
Zihnini kuşatan töre
Asabiyeti hengâmesinde yumuşak
Bir esintinin
Kucaklarında ağlayarak
Şimdiden çilesini haykırıyordu
Sanki
Kıraç toprakların
Umut için geleceği
Anlamlaştıran şefkat yokluğunda
Bir yudum su için
Ne kadar yol gidilirdi
Sıcağın çekilmez sancısıyla
En yakın ve samimi
Bulduğu iki göz ağrısı vardı
Aişenin
Henüz yeni doğan bir kuzusu
Ve yalnızlığına anlam katan güverciniydi
Güvercinin
Güzelliğinde özgür
Düşüncenin bereketini okurken
Kuzunun
Sıcaklığında ise himmeti
Ve sevginin safiyetini buluyordu
Kelebeklerin örtülen
Kapılar içinde kaldıkları
Çaresizlikte ise melalini buluyordu
Yağmurlarda
Olmasa ötelere uzanan
Düşünce sadece kursakta kalacaktı
Zira bir yandan
Ahırın içindekilerin beklentileri
Diğer taraftan dikili duran halı tezgâhı
Kalırsa bir zaman
Kanevçe nakışları derken
Yatağa özlen duyulmuyor değildi
Annesinin
Yaşadığı sahne tecrübesinden
Aksedenler umudunu daha da azaltıyordu
Okumayı
Öğrenmek için
Az mı uykusuz kalmıştı
Babasından
Kaçamak olarak, annesine
Yalvararak ancak bir yere kadar
Nefesleniyordu işlerinden arta kalan zamanda
Fevkalade yakışan
Utangaçlığı göze çarpıyordu
Gözlerine bakınca yüzü kızararak önüne eğiliyordu
Tıpkı
Günle gülen gülün
Geceyle sessizliğe bürünen
Bülbülün güzelliğinde ki zariflik gibi
Bir zaman sonra
Gün içinde tanımadığı hanımlar
Ziyaretlerine geliyordu meşkûk bir
Solumanın saldığı
Mütereddit düşüncelerin arefesinde
Kendisine talip olduklarını beyan ediyorlardı
Yüreği daralan
Aişenin bilinmezler yelpazesinde
Dokunuşlar hüzün içinde yüreğini burkuyordu
Ne kadar söz hakkı olduğunu
Dahi kestiremiyordu, babasının asabiyeti
Karşısında, anasının zavallılığı ortamında düşünürken