Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Güle kim âşık olmaz ki! (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Gül alıp gül satarlar
Gülü gül ile tartarlar
Gülden terazi tutarlar
Çarşı Pazar güldür gül.

Gül içimize işlemiştir bizim. Bir gül medeniyetinin çocuklarıyız hepimiz. Gül’le yatarız akşamları ve gülle uyanırız sabahları. Geceleyin terlemişsek mutlaka gül kokarız. Bahçemizde renk renk güller vardır her mevsim. Kırmızı güller, beyaz güller, sarı hatta mavi güller... Mevlidlerde gül suyu ikram ederiz konuklarımıza gül kokulu lokumla birlikte. Nişanlarda gül şerbeti içeriz. Hastalarımızı gül şurubuna katılmış ilaçlarla tedavi ederiz. Sezai Karakoç’un deyimiyle gül kokusunu Hızır’ın fısıltısı sayarız biz, baharın salavatıdır gül bahçeleri çünkü.

Gökyüzünü seyrettiğimizde ışıl ışıl güller görürüz. Samanyolunun bir gül bahçesinden ne farkı vardır. Her gece elimizi bir yıldıza uzatır, aldığımız gülü annemize yahut bir sevdiğimize sunarız törenle. Bizim mahallemizde herkes böyle yapar. Gül gibi gülümseyen yüzüyle, gonca gibi açmış ruhuyla herkes birbirine gül hediye eder. Söze başlarken gülün adıyla başlarız, gülün adıyla kapatırız sohbetimizi. Birbirimize “gül” diye selam veririz.

Derelerimizde söğüt serinliği ile gül kokusu iç içedir hep. Bir kutlu yatak gibidir, içi gülle doldurulmuş yumuşacık döşek gibidir ovalarımız. Ovalarda anneler vardır, gözyaşları gül yaşları olan ve terlediğinde gül suyu kokan. Dünyanın bütün ülkelerine gül taşıyan evlatları onlar doğurmuştur. Gül kokan ve gül taşıyan bir nesil, onların armağanıdır yeryüzüne.

Gülün çocuklarıdır saygıyı hak eden insanlar. Üstüne gül yaprakları serpiştirilmiş örtü gibidir. Gül kokulu insanların yaşadığı evler. Su içtiğimiz kaplar gül renkli bakırla kaplanmıştır. Yemeklerimizi zeytinyağının yanı sıra gülyağıyla pişiririz. Susadığımızda gül şerbeti içeriz nedense. Bir şişenin içine gülün yapraklarını doldurur, sonra pencere kenarına sıralarız gül şişelerini. Çocuklar yaramazlık yaparken birbirlerine taş yerine gül atarlar bizim mahallede. Hatta kış olduğunda nedense gültopu oynarız, kartopu yerine. Ölülerimizi gül suyuyla yıkar, gül kokulu kefen bezine sararız. Başucuna bir gül ağacı dikeriz taş yerine. Beyaz gül çocuk yaşta iken öldüğüne işarettir. Kırmızıyı sevgilisine doyamadan ölmüş diye yorumlarız. Kim o sevgiliye doyabilmiştir ki sanki? Sarı yaşlanmış da öyle ölmüş demektir. Mavi evladının mürüvvetini göremeden giden annelerin mezarında açan gülün adıdır. Belki de ölünün “ellerine dokundurmak”, ona cenneti koklatabilmek içindir ektiğimiz güller, başucunda sürekli okunan Fatiha’dır, Yasin’dir, İhlas duasıdır öbek öbek güller.

Bir çocuk gördük mü boynu bükük ve yetim Aziz Mahmud Hüdai Hz. gibi sesleniriz ona

“Gül ağlama gül bize
Ele diken gül bize
Gül olanın yüzünde
Gül açılır gül bize!


Ve yüzünde güller açıverir de gülümsemeye başlar çocuk.YAZAR;PROF.DR.M.RAMAZAN YİĞİTOĞLU
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt