gül askın mihrabıdır..
Zâtının rızâsınca ve ilminin sonsuzluğunca hamdalemlerin rabbi olan allaha..Ve sonsuz sayıda salât ü selâm, Allah’ın Rasûlü, pâk elçisi Muhammed Mustafa’ya…
Ya Rasûlallâh!
Sana gel demeye yüzümüz yok Efendim. Sen kabul buyur bizi, sen davet et de biz varalım yanına..Sen kabul et ki biz Senin uğruna her türlü ezâya, cefâya razıyız.Senin yolunda feda edilmemiş bir can olarak huzuruna gelmekten utanıyoruz Efendim. Yeter ki Sen ümmetim diye kabul et biz günahkârları Efendim.Öyle bir hâle düştük ki , gündüzlerimiz bile siyaha boyandı. Sen kokmayan gülleri büyüttük bahçelerimizde. Senin için olmayan neyimiz varsa hep renksiz, neyimiz varsa hep yağmalandı çaresiz. En kutsal hediyesiydin Yaradan ‘ ın bize. gel gör ki koruyamadık tam manasıyla Seni..
Cennet kapıları açılıp, “Gir ya Muhammed denildiğinde giremem ben, ta ki
ümmetim gelmezse, ümmetim yanımda olmazsa, dediğin ümmetiniz biz senin…
Zaman ve mekan uzaklığı senin için belki bir şey ifade etmese de senden bindörtyüzyıl sonra dünya gurbetindeki ümmetinden bir ferdim sadece.Ben seni görmeden inandım ve sevdim. Ashap seni birgün görmeden duramazken ben bu hasretle ne yapayım ey güzeller güzeli.Uhud dağından ahirzaman ümmetine gönderdiğin selamını aldım.ve Selamını gönlümün en mutena köşesine yerleştirdim.O selamdır bana değerimi hatırlatan. Şefaatçilerin şefaatçisinin ümmeti olmak ne güzel. Ne mutlu bize ki ayağının tozuyla arşı şereflendiren şerefli peygamberin, şerefli ümmetiyiz. Rabbim bizi bu şerefle yaşat, bu şerefle öldür..yaradan Adını arşta kendi adının yanına yazmış. Biz nereye yazalım adını? Verebileceğim, uğrunda feda edebileceğim sadece bir canım var. Canım, bütün varım yoluna bin defa kurban olsun ey gönüller Sultanı.Şundan eminim ki sana olan hasretim ne kadar büyürse ben sana o kadar yakınlaşıyorum. Sana olan muhabbetim o kadar büyüsün o kadar büyüsün ki bu sevgi içinde benliğimi yitireyim.Tut elimden Rabbime götür beni. Senin sevgin ruhum alınırken yanımda olsun. Münker ve Nekir'e cevap verecek dil olsun. Mahşer hararetindeki serinlik olsun. Sıratta refikim olsun. Ve bu sevgi beni sana cennette komşu eylesin. Rabbimden bir dileğim var. Sana olan muhabbetimi almasın gönlümden..Ay’ı böldüğün gibi yüreğimi de, aşkınla ikiye böl! ya muhammed...Şu günahkar,şu katı kalbime, sevgine muhtaç,aşkına susamış yüreğime gir ya Muhammed!!
Musa’ nın asasını vur gönlüme!Böl yürek denizimi ikiye ve EN BÜYÜK SEVGİLİ’ NİN sevgisiyle senin sevgin,el ele geçsin yüreğimin en derinine ve sonra kapansın yürek denizim, firavunî sevgiler boğulsun iman denizlerimin dalgalarında..Ey Güllerin Sultanı! Sana gel demeye yüzümüz yok. Sen davet buyur bize. Biz gelelim alemlere rahmet olan Sen ‘ in nurlu eşiğine. Davet et ki bütün meşakkatler kabulümüzdür. Tek temennîmiz bu asrın biz çaresizlerini için de: “Ey Rabbim! Bunlar da benim ümmetimdendir ” demendir. Toprak olup aslımıza döneceğimiz günler elbette uzak değildir. Bir tebessüm buyur ki gittiğimiz yerler nûrunla aydınlansın Efendim.
Gün gelip de bendeki emaneti aldığında emanetçilerin en büyüğü; bir gün ektiğimi biçmeye geldiğimde,şefaatini istirham ederim.Niyazım beni de sevdikleriniz ve seçtiklerinizin kervanına katmanız…
Allah’ın selâmı, sizin, mübârek ailenizin ve kıymetli ashâbınızın üzerine olsun.
Sizi görmek arzusuyla yanan, 14. asırdaki ümmetinizden birisi…
alıntı
Zâtının rızâsınca ve ilminin sonsuzluğunca hamdalemlerin rabbi olan allaha..Ve sonsuz sayıda salât ü selâm, Allah’ın Rasûlü, pâk elçisi Muhammed Mustafa’ya…
Ya Rasûlallâh!
Sana gel demeye yüzümüz yok Efendim. Sen kabul buyur bizi, sen davet et de biz varalım yanına..Sen kabul et ki biz Senin uğruna her türlü ezâya, cefâya razıyız.Senin yolunda feda edilmemiş bir can olarak huzuruna gelmekten utanıyoruz Efendim. Yeter ki Sen ümmetim diye kabul et biz günahkârları Efendim.Öyle bir hâle düştük ki , gündüzlerimiz bile siyaha boyandı. Sen kokmayan gülleri büyüttük bahçelerimizde. Senin için olmayan neyimiz varsa hep renksiz, neyimiz varsa hep yağmalandı çaresiz. En kutsal hediyesiydin Yaradan ‘ ın bize. gel gör ki koruyamadık tam manasıyla Seni..
Cennet kapıları açılıp, “Gir ya Muhammed denildiğinde giremem ben, ta ki
ümmetim gelmezse, ümmetim yanımda olmazsa, dediğin ümmetiniz biz senin…
Zaman ve mekan uzaklığı senin için belki bir şey ifade etmese de senden bindörtyüzyıl sonra dünya gurbetindeki ümmetinden bir ferdim sadece.Ben seni görmeden inandım ve sevdim. Ashap seni birgün görmeden duramazken ben bu hasretle ne yapayım ey güzeller güzeli.Uhud dağından ahirzaman ümmetine gönderdiğin selamını aldım.ve Selamını gönlümün en mutena köşesine yerleştirdim.O selamdır bana değerimi hatırlatan. Şefaatçilerin şefaatçisinin ümmeti olmak ne güzel. Ne mutlu bize ki ayağının tozuyla arşı şereflendiren şerefli peygamberin, şerefli ümmetiyiz. Rabbim bizi bu şerefle yaşat, bu şerefle öldür..yaradan Adını arşta kendi adının yanına yazmış. Biz nereye yazalım adını? Verebileceğim, uğrunda feda edebileceğim sadece bir canım var. Canım, bütün varım yoluna bin defa kurban olsun ey gönüller Sultanı.Şundan eminim ki sana olan hasretim ne kadar büyürse ben sana o kadar yakınlaşıyorum. Sana olan muhabbetim o kadar büyüsün o kadar büyüsün ki bu sevgi içinde benliğimi yitireyim.Tut elimden Rabbime götür beni. Senin sevgin ruhum alınırken yanımda olsun. Münker ve Nekir'e cevap verecek dil olsun. Mahşer hararetindeki serinlik olsun. Sıratta refikim olsun. Ve bu sevgi beni sana cennette komşu eylesin. Rabbimden bir dileğim var. Sana olan muhabbetimi almasın gönlümden..Ay’ı böldüğün gibi yüreğimi de, aşkınla ikiye böl! ya muhammed...Şu günahkar,şu katı kalbime, sevgine muhtaç,aşkına susamış yüreğime gir ya Muhammed!!
Musa’ nın asasını vur gönlüme!Böl yürek denizimi ikiye ve EN BÜYÜK SEVGİLİ’ NİN sevgisiyle senin sevgin,el ele geçsin yüreğimin en derinine ve sonra kapansın yürek denizim, firavunî sevgiler boğulsun iman denizlerimin dalgalarında..Ey Güllerin Sultanı! Sana gel demeye yüzümüz yok. Sen davet buyur bize. Biz gelelim alemlere rahmet olan Sen ‘ in nurlu eşiğine. Davet et ki bütün meşakkatler kabulümüzdür. Tek temennîmiz bu asrın biz çaresizlerini için de: “Ey Rabbim! Bunlar da benim ümmetimdendir ” demendir. Toprak olup aslımıza döneceğimiz günler elbette uzak değildir. Bir tebessüm buyur ki gittiğimiz yerler nûrunla aydınlansın Efendim.
Gün gelip de bendeki emaneti aldığında emanetçilerin en büyüğü; bir gün ektiğimi biçmeye geldiğimde,şefaatini istirham ederim.Niyazım beni de sevdikleriniz ve seçtiklerinizin kervanına katmanız…
Allah’ın selâmı, sizin, mübârek ailenizin ve kıymetli ashâbınızın üzerine olsun.
Sizi görmek arzusuyla yanan, 14. asırdaki ümmetinizden birisi…
alıntı