Gülüşü Yaralı
Kayıtlı Kullanıcı
- Katılım
- 6 Şub 2008
- Mesajlar
- 5,741
- Tepki puanı
- 3
- Puanları
- 0
- Yaş
- 40
- Konum
- ha bura :)
- Web Sitesi
- www.facebook.com
Not: Yorum sizin
Dünyanın büyük çoğunluğu artık “İsrail” kelimesini tek başına yazmıyor ,söylemiyor başına yada sonuna hep “kahrolsun” ilave ediyor.Bunun yanında üzerinde altı köşeli yıldız bulunan bayraklarını ayakları altına alıyor yada yakıyor.Bu eylemin altına duyarlı bütün insanların imza atacağını biliyorum ama bilinmesi gereken bir konuyu da belirtmek isterim.”İsrail” Hz.Yakub’un diğer adıdır,altı köşeli yıldız ise Hz. Süleyman ve Hz. Davut’un mührünü temsil eder. Biliyor ve inanıyorum ki Gazze’de olanları yapanların isimleri ne Hz. Süleyman nede Hz. Davut’un isimleriyle beraber anılabilir olsa olsa firavun un yada Hitler in adıyla beraber anılır .
Hamas konusun gelmeden önce Gazze hakkında biraz bilgi vermek gerekir diye düşünmekteyim. Gazze, Fili Gazze kelimesi hem belli bir bölgenin hem de bu bölgenin merkezi konumundaki şehrin ismidir. Bu sebeple ismin hangi amaçla zikredildiğinin ayırt edilebilmesi için çoğu zaman "Gazze bölgesi" ve "Gazze şehri" şeklinde isim tamlaması halinde kullanılır. Fİlistin'in batı bölgesine düşmektedir. Akdeniz kıyısı boyunca dikdörtgen şeklinde uzanan bir bölgedir. Güneyden Mısır topraklarıyla sınırdır ve Mısır'a açılan kapının bulunduğu bölgeye de Rafah bölgesi adı verilmektedir. Türkiye'de bu isim çoğunlukla Refah diye yazılıyor. Ancak söz konusu bölgenin adı Arapçadan geçme ve "huzur, rahatlık" anlamına gelen refah kelimesinin aynısı değildir. Bu yüzden Rafah olarak yazmayı tercih ediyorum Rafah aynı zamanda bölgedeki bir şehrin adıdır.
Bölgenin en büyük ve merkezi şehri Gazze'dir. Nüfus ve büyüklük bakımından ikinci sırada gelen şehir ise güneydeki Rafah'tır. Diğer önemli şehirleri ve kasabaları ise şunlardır: Kuzeydeki Beytu Lâhiyâ, kuzeydoğudaki Beytu Hanûn, orta bölgedeki el-Bureyc, yine ortalarda Akdeniz kıyısına yakın bölgedeki Deyru'l-Belah, güneyde Rafah'ın yukarı tarafında bulunan Han Yunus ve bu şehrin doğusunda bulunan Eysân.
Gazze, küçük bir bölge olmasına rağmen bir milyon nüfusu içinde barındırmaktadır. Yani km2 başına 2755 kişi düşmektedir ki bu Türkiye'deki genel nüfus yoğunluğunun 30 katına tekabül etmektedir. Tabiî bu kalabalık tamamen bölgenin kendi ahalisinden oluşmuyor. Bölgede barındırılan nüfusun yüzde yetmişini 1948'de işgal edilmiş bölgeden bu bölgeye göç etmiş mülteciler oluşturmaktadır.
Bölgenin yerli halkının en önemli iki geçim kaynağı tarım ve balıkçılıktır. Bölge, Akdeniz kıyısında yer aldığından bu ikisine elverişli durumdadır. Ancak bölgedeki nüfus yoğunluğuna bakıldığında bu iki kaynak oldukça yetersiz kalmaktadır.
Tarım ürünlerinden elde edilen gelir bölgedeki gayri safi hasılanın % 22'sini oluşturmaktadır ve çalışan nüfusun % 19,5'i bu alanda iş görmektedir. Ancak önemli olan tarım ürünlerinin değerlendirilmesidir. İşgalci siyonist devlet özellikle Aksa İntifadası sürecinde birçok kez bölgeyi kuşatmaya alarak dışarıyla irtibatını kestiğinden tarım ürünlerinin bir gelir kaynağı olarak değerlendirilmesini de zorlaştırmıştır.
Balıkçılık yoluyla elde edilen gelir, 1994'te imzalanan Kahire Anlaşması'nın uygulamaya sokulmasından önce daha fazlaydı. Çünkü o zaman balıkçılıkla uğraşanlar Akdeniz'de biraz daha rahat açılabiliyor ve daha kolay balık avlayabiliyorlardı. O dönemde balıkçılıkla geçinenlerin oranı tüm nüfus içinde % 11'e tekabül ediyordu. Bugün bu oran biraz daha düştü7 Aralık 1987 Filistinli işçileri taşıyan kamyon yeni yapılmakta olan evlerin inşaatına doğru giderken araca arkadan kasıtlı olarak radikal bir Yahudi kamyonuyla çarpıyor bu çarpma sonuçunda dört işçi ölürken dokuz işçide yaralanıyor. Olay o zaman şimdiki gibi sıradan karşılanmıyor. Bu olay işgal güçlerine karşı kitlesel hareketin başlamasına “HAMAS” ın doğuşuna sebep oluyor.Aslında Hamas ın geçmişi 1948 lere kadar dayanmaktadır.o yıllarda İmam Hasan el-Benna'nın Filistin'in İngiliz işgalinden kurtarılması ve siyonistlerin işgalinden korunması için cihad edenlere katılmaları üzere “MISIR” dan gönderdiği mücahitler aynı zamanda orada Müslüman Kardeşler cemaatinin temellerini de attılar. Bu cemaat daha sonra faaliyetlerini yaygınlaştırarak bütün Filistin topraklarına kök saldı. HAMAS da bu cemaatin ortaya çıkarmış olduğu bir harekettir. Ancak Hama sın (Filistin İslami Direniş Hareketi ) adıyla ortaya çıkması yukarıda kısaca anlattığımız olaydan sonradır.1987 yıllında ortaya çıkan Hamas daha önce direnişe karşı hareket eden Müslüman kardeşlerle aynı çizgiyi paylaşmaya devam etti Bu adla çıkmasının amacı fiili mücadeleyi başlattığını duyurmak ve fiili mücadeleyi bu adla organize etmekti. Çünkü o zamana kadar yürüttüğü faaliyetlerde daha çok kültürel etkinliklere, sosyal faaliyetlere ve insan yetiştirmeye ağırlık veriyordu. İntifadayı başlattıktan sonra söz konusu faaliyetlerine bir de fiili direnişi ekledi ve bunu HAMAS adıyla yürütmeyi kararlaştırdı. Batı Şeria ve özellikle Gazze bölgesinde etkin bir güç konumunda olan Hamas’ın üye sayısı tam olarak bilinemiyor ancak onbinlerce destekleyicisi ve sempatizanı var.
Örgütün kurucusu ve ruhani lideri Şeyh Ahmed Yasin, 2004 mart ayı sonunda Gazze’de namaz çıkışı düzenlenen bir İsrail hava saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
Hamas’ın bir sonraki lideri Abdülaziz Rantissi de, Şeyh Yasin’in ölümünün üzerinden bir ay bile geçmeden, 17 nisan akşamı Gazze bölgesinde gerçekleştirilen bir İsrail roket saldırısında öldü.
İkinci liderini de kaybeden Hamas yeni liderini belirledi ancak güvenlik gerekçesiyle ismini gizli tutuyor. Bu gizliliğe rağmen Hamas'ın yeni lideri olarak tanınan isim Mahmud El Zahar. Hamas’ın ülke sınırları içindeki lideri ise İsmail Haniya.
KANSIZ GÖZYAŞI NIN OLMADIĞI BİR FİLİSTİN İSTİYOR İNSANLIK ARTIK
Engin Tamer

Gözyaşlarının başkenti... Hamas...
Dünyanın büyük çoğunluğu artık “İsrail” kelimesini tek başına yazmıyor ,söylemiyor başına yada sonuna hep “kahrolsun” ilave ediyor.Bunun yanında üzerinde altı köşeli yıldız bulunan bayraklarını ayakları altına alıyor yada yakıyor.Bu eylemin altına duyarlı bütün insanların imza atacağını biliyorum ama bilinmesi gereken bir konuyu da belirtmek isterim.”İsrail” Hz.Yakub’un diğer adıdır,altı köşeli yıldız ise Hz. Süleyman ve Hz. Davut’un mührünü temsil eder. Biliyor ve inanıyorum ki Gazze’de olanları yapanların isimleri ne Hz. Süleyman nede Hz. Davut’un isimleriyle beraber anılabilir olsa olsa firavun un yada Hitler in adıyla beraber anılır .
Hamas konusun gelmeden önce Gazze hakkında biraz bilgi vermek gerekir diye düşünmekteyim. Gazze, Fili Gazze kelimesi hem belli bir bölgenin hem de bu bölgenin merkezi konumundaki şehrin ismidir. Bu sebeple ismin hangi amaçla zikredildiğinin ayırt edilebilmesi için çoğu zaman "Gazze bölgesi" ve "Gazze şehri" şeklinde isim tamlaması halinde kullanılır. Fİlistin'in batı bölgesine düşmektedir. Akdeniz kıyısı boyunca dikdörtgen şeklinde uzanan bir bölgedir. Güneyden Mısır topraklarıyla sınırdır ve Mısır'a açılan kapının bulunduğu bölgeye de Rafah bölgesi adı verilmektedir. Türkiye'de bu isim çoğunlukla Refah diye yazılıyor. Ancak söz konusu bölgenin adı Arapçadan geçme ve "huzur, rahatlık" anlamına gelen refah kelimesinin aynısı değildir. Bu yüzden Rafah olarak yazmayı tercih ediyorum Rafah aynı zamanda bölgedeki bir şehrin adıdır.
Bölgenin en büyük ve merkezi şehri Gazze'dir. Nüfus ve büyüklük bakımından ikinci sırada gelen şehir ise güneydeki Rafah'tır. Diğer önemli şehirleri ve kasabaları ise şunlardır: Kuzeydeki Beytu Lâhiyâ, kuzeydoğudaki Beytu Hanûn, orta bölgedeki el-Bureyc, yine ortalarda Akdeniz kıyısına yakın bölgedeki Deyru'l-Belah, güneyde Rafah'ın yukarı tarafında bulunan Han Yunus ve bu şehrin doğusunda bulunan Eysân.
Gazze, küçük bir bölge olmasına rağmen bir milyon nüfusu içinde barındırmaktadır. Yani km2 başına 2755 kişi düşmektedir ki bu Türkiye'deki genel nüfus yoğunluğunun 30 katına tekabül etmektedir. Tabiî bu kalabalık tamamen bölgenin kendi ahalisinden oluşmuyor. Bölgede barındırılan nüfusun yüzde yetmişini 1948'de işgal edilmiş bölgeden bu bölgeye göç etmiş mülteciler oluşturmaktadır.
Bölgenin yerli halkının en önemli iki geçim kaynağı tarım ve balıkçılıktır. Bölge, Akdeniz kıyısında yer aldığından bu ikisine elverişli durumdadır. Ancak bölgedeki nüfus yoğunluğuna bakıldığında bu iki kaynak oldukça yetersiz kalmaktadır.
Tarım ürünlerinden elde edilen gelir bölgedeki gayri safi hasılanın % 22'sini oluşturmaktadır ve çalışan nüfusun % 19,5'i bu alanda iş görmektedir. Ancak önemli olan tarım ürünlerinin değerlendirilmesidir. İşgalci siyonist devlet özellikle Aksa İntifadası sürecinde birçok kez bölgeyi kuşatmaya alarak dışarıyla irtibatını kestiğinden tarım ürünlerinin bir gelir kaynağı olarak değerlendirilmesini de zorlaştırmıştır.
Balıkçılık yoluyla elde edilen gelir, 1994'te imzalanan Kahire Anlaşması'nın uygulamaya sokulmasından önce daha fazlaydı. Çünkü o zaman balıkçılıkla uğraşanlar Akdeniz'de biraz daha rahat açılabiliyor ve daha kolay balık avlayabiliyorlardı. O dönemde balıkçılıkla geçinenlerin oranı tüm nüfus içinde % 11'e tekabül ediyordu. Bugün bu oran biraz daha düştü7 Aralık 1987 Filistinli işçileri taşıyan kamyon yeni yapılmakta olan evlerin inşaatına doğru giderken araca arkadan kasıtlı olarak radikal bir Yahudi kamyonuyla çarpıyor bu çarpma sonuçunda dört işçi ölürken dokuz işçide yaralanıyor. Olay o zaman şimdiki gibi sıradan karşılanmıyor. Bu olay işgal güçlerine karşı kitlesel hareketin başlamasına “HAMAS” ın doğuşuna sebep oluyor.Aslında Hamas ın geçmişi 1948 lere kadar dayanmaktadır.o yıllarda İmam Hasan el-Benna'nın Filistin'in İngiliz işgalinden kurtarılması ve siyonistlerin işgalinden korunması için cihad edenlere katılmaları üzere “MISIR” dan gönderdiği mücahitler aynı zamanda orada Müslüman Kardeşler cemaatinin temellerini de attılar. Bu cemaat daha sonra faaliyetlerini yaygınlaştırarak bütün Filistin topraklarına kök saldı. HAMAS da bu cemaatin ortaya çıkarmış olduğu bir harekettir. Ancak Hama sın (Filistin İslami Direniş Hareketi ) adıyla ortaya çıkması yukarıda kısaca anlattığımız olaydan sonradır.1987 yıllında ortaya çıkan Hamas daha önce direnişe karşı hareket eden Müslüman kardeşlerle aynı çizgiyi paylaşmaya devam etti Bu adla çıkmasının amacı fiili mücadeleyi başlattığını duyurmak ve fiili mücadeleyi bu adla organize etmekti. Çünkü o zamana kadar yürüttüğü faaliyetlerde daha çok kültürel etkinliklere, sosyal faaliyetlere ve insan yetiştirmeye ağırlık veriyordu. İntifadayı başlattıktan sonra söz konusu faaliyetlerine bir de fiili direnişi ekledi ve bunu HAMAS adıyla yürütmeyi kararlaştırdı. Batı Şeria ve özellikle Gazze bölgesinde etkin bir güç konumunda olan Hamas’ın üye sayısı tam olarak bilinemiyor ancak onbinlerce destekleyicisi ve sempatizanı var.
Örgütün kurucusu ve ruhani lideri Şeyh Ahmed Yasin, 2004 mart ayı sonunda Gazze’de namaz çıkışı düzenlenen bir İsrail hava saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
Hamas’ın bir sonraki lideri Abdülaziz Rantissi de, Şeyh Yasin’in ölümünün üzerinden bir ay bile geçmeden, 17 nisan akşamı Gazze bölgesinde gerçekleştirilen bir İsrail roket saldırısında öldü.
İkinci liderini de kaybeden Hamas yeni liderini belirledi ancak güvenlik gerekçesiyle ismini gizli tutuyor. Bu gizliliğe rağmen Hamas'ın yeni lideri olarak tanınan isim Mahmud El Zahar. Hamas’ın ülke sınırları içindeki lideri ise İsmail Haniya.
KANSIZ GÖZYAŞI NIN OLMADIĞI BİR FİLİSTİN İSTİYOR İNSANLIK ARTIK
Engin Tamer